SON DAKİKA
reklam
reklam

Bir rüya hayatını değiştirdi!

Eklenme Tarihi: 14 Temmuz 2017, Cuma - 10:00   Okunma Sayısı: 161050

Hakan Yavaş; ilkokul 4. Sınıfta Münir Özkul’dan İbiş’in Rüyası isimli oyunu izler ve çok etkilenir .1992 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Ana Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü'nden mezun olan Hakan Yavaş, 1992-94 yılları arasında Salihli Belediye Tiyatrosu'nun Genel Sanat Yönetmeliği’ni üstlenip, çok sayıda sokak tiyatrosunda rol alır.
1994'te Viyana'ya gider Viyana Üniversitesi 'Tiyatro Bilimi' bölümünden 1997'de mezun olur. Ardından 1997 yılında doktora çalışmasına başladı. 1998 yılında Viyana'da kendi tiyatrosu olan Tiyatrobrücke'yi kurar. (www.tiyatrobruecke.at). 15 yıl Viyana'da yaşayan ve şimdilerde ise Şehir Tiyatrolarında görev alan usta tiyatrocu ve tiyatro yönetmeni Hakan Yavaş; aynı zamanda   bir clown. Yani Palyaço. Çünkü palyaçolara dünyada böyle bir ad verilmiş. 
Lassaad Saidi, Marcello Magni, Alen Gautre, Jos Huben, Linda Scott, Michael Chistensen, Richard Dikki, Yoshi Oida, Andre Riot Sarcey, Cal McCrytal ve Virginai İmaz gibi dünyanın önde gelen oyunculuk eğitmenleri ile 20'yi aşkın oyunculuk ve clown workshop'una katılan yönetmen, 1997 - 2008  yılları arasında Viyana'da  Rote Nasen adlı kuruluşta clown yani palyalço olarak çalıştı. . 2002'de Viyana'da yönettiği Fremde Monologe ile Avusturya Kültür Bakanlığı'ndan teşvik ödülü alan yönetmen bu oyunla 2002 yılında Avusturya'yı temsilen Kahire Uluslararası Tiyatro Festivali'ne ve yine yönettiği Nasreddin Hoca ve Till Eulenspiegel adlı çocuk oyunu ile Uluslararası Multikids Tiyatro Festivali'ne davet edildi.
Türkiye’yi uluslararası alanda yönettiği oyunlarla ve clown performanslarıyla başarılı bir şekilde temsil eden Yavaş 2009 yılında İstanbul’a döndü ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaya başladı. Burada Kazuu (Clown ÇO), Pinokyo (ÇO), Kuvayı Milliye adlı oyunları sahneledi ve  kurumun çeşitli oyunlarında oynadı.
Biz de Hakan Yavaş’la tiyatro ,oyunculuk ve yaptığı çalışmalar hakkında keyifli bir röportaj yaptık.  Yavaş; yeni çalışmaları ve mevcut işleri hakkında da detaylı bilgiler verdi. Clown okulunun genişletilmiş ders planlaması üzerinde de çalışan Hakan Yavaş şu dönemde ise 
Değerli katılarından dolayı, İstanbul Şehir Tiyatroları’na, Tiyatrobrücke'ye,Onur Yıldırım’a teşekkür ediyorum. 
Öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ben Hakan Yavaş. Tiyatro yönetmeni, oyuncu ve aynı zamanda clown’um. (Palyaço) 47 yaşındayım. Dokuz Eylül Üniversitesi GSF Tiyatro Oyunculuk bölümünden 1992 yılında mezun oldum. Mezuniyetimden sonra Salihli Belediyesi Şehir Tiyatrolarında Genel sanat yönetmeni olarak 2,5 yıl çalıştım. Burada 8 tane oyun yönettim, böylece yönetmenlik kariyerime başladım. Burada yönettiğim oyunlar içinde; Taziye, Aşkımız Aksaray’ın En Büyük Yangını, Tam Rolünde, Ya Muçi Yoki Ya Hamak (Çocuk Oyunu)   Kuvayi Milliye, Bugünkü Dersimiz (ÇO), Aşk Yaşayanlar İçindir, Bu Hasret Bizim’dir. Daha sonra 1994 yılında  Viyana’ya giderek Viyana Üniversitesi’nde Tiyatro Bilimi bölümünde okudum. Doktoraya başladım, ama maalesef aktif tiyatro hayatım hızlanınca bitiremedim. 15 yıl Viyana’da yaşadım. Viyana’da kendi tiyatrom olan Tiyatrobrücke’yi kurdum. www.tiyatrobruecke.com . Burada Yedi Kocalı Hürmüz, Deli Dumrul, Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Keşanlı Ali Destanı, Fremde Monologe (Yabancı Monologlar),  Nach Der Grenze (Sınıradan Sonra), Nasreddin Hodcha Und Till Eulen Spiegel (Nasreddin Hoca ve Till Eulenspiegel) (ÇO) isimli oyunları sahneledim. Avusturya’nın en büyük tiyatrosu olan Burgtheater’da, Schauspielhaus Viyana’da ve önemli özel tiyatrolarından olan Aktiontheater’da oyunculuk, yine Viyana’da Volkstheater’da reji asistanlığı yaptım. Rote Nasen isimli hastane ziyareti yapan bir dernekte 12 yıl  hastane clown’u olarak çalıştım. Viyana’dan dönmeden önce 2008 yılın da davet edildiğim Erzurum Devlet Tiyatrosunda İki Efendinin Uşağı ve İki Bavul Dolusu ( Clown ÇO)) adlı oyunları sahneledim. Daha sonra 2009 yılında İstanbul’a döndüm ve İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaya başladım. Burada Kazuu (Clown ÇO), Pinokyo (ÇO), Kuvayi Milliye adlı oyunları sahneledim ve  kurumun çeşitli oyunlarında oynadım. Farklı kurum ve kuruluşlarda sahnelediğim çocuk oyunlarımda var. Yurt için de ve dışında farklı diziler de ve reklam filmlerinde oynadım.  Türkiye’nin ilk Clown okulu olan “CLOWN WORLD İSTANBUL” ’u 2011 yılında Dancetrum’un bünyesinde kurdum ve eğitime başladım. Bir çok değişik festivalde de  Clown Oyunculuğu eğitimi verdim. 
Mesleğe nasıl ve ne gibi koşullarda başladınız ?
Aslında mesleğime ilkokul,  orta ve lise de oynadığım skeç ve oyunlarla başladım.  Daha sonra yukarıda belirtiğim gibi Dokuz Eylül Üniversitesi GSF’de Oyunculuk eğitimi alarak  başladım. Daha sonra da kendiliğinden her şey gelişti.
Şu aralar çalışmalarınız nasıl gidiyor ?
İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Necip Fazıl Kısakürek’in  yazdığı ve Şükrü Türen’in yönettiği Reis Bey adlı oyununda oynuyorum. Oyunumuz , adalet olgusunun ve kurumunun insani duyguları, yönelişleri göz ardı etmeden karar vermesini isteyen yanıyla yargı-birey ilişkisine eleştirel bir bakış getiren bir oyun. Bu arada seneye yapmayı düşündüğümüz projelerin hazırlıkları da devam ediyor. Clown okulunun genişletilmiş ders planlaması üzerinde de çalışıyoruz.
Sizi Oyunculuğa iten temel sebep ne oldu ?
Ben ilkokul 4. Sınıfta Münir Özkul’dan İbiş’in Rüyası isimli oyunu izledim ve çok etkilendim. Sonrada oyuncu olmaya karar verdim.
Oyunculukla alakalı olarak kendinizi gösterebileceğiniz alanlar oldu mu ? Yoksa amatör olarak mı çalıştınız ?
Yukarıda belirttiğim gibi Viyana ‘da dünya çapında da sayılı tiyatrolarda oynama fırsatım oldu. Özellikle Burgtheater çok saygın ve önemli bir tiyatrodur.  Genelde hepsine seçme sınavına katılarak seçildim. Bundan da gurur duyuyorum.  
Oyunculuğu nasıl ve ne şekilde tanıdınız ?
Oynamak ve insanlara bir şeyler anlatmak güzel bir şey. Bu benim hep hoşuma gitti. Bunu yapmaya başladım. Ama oyunculuk son sınıfta  yönetmenlikte beni  çok daha fazla ilgilendirmeye başladı. Onun özelliği daha büyük bir sorumluluk ve dünyayla uğraşıyorsunuz. Oyuncuyken sadece rolünüzden sorumlusunuz ama yönetirken her şeyden sorumlu oluyorsunuz . Her şeyle oyunu anlatmak zorundasınız, ya da anlatmalısınız. Müzik, dekor, kostüm, oyunculuk ve hepimizin bildiği tiyatronun için de bulunan başka anlatım dilleriyle. Hepsini tek bir dil için de toplamak ve oyunun anlatmak istediğini ifade edebilmek çok kolay olmayan bir şey. Belli bir tarz ve uyum için de hepsini oluşturmak gerekiyor ve oyunun dilini, sizinle bu süreçte bulunan tüm kişilere anlatmak ve anlamalarını sağlamak gerekiyor. Tabii  daha sonra da seyirciye.
En çok sevdiğiniz oyunculuk türü hangisi ve niçin seviyorsunuz ?
Her türlü oyunculuk türünü seviyorum ve ayırmıyorum. Ama şunu belirtmeliyim  ki ;içlerinde en zoru da Clown (oyunculuk) türüdür.Çünkü bu tür için de her türlü türün bir birleşkesi var. Komedi, dram, burlesk, melodram, mim, pandomim, jonklaj, daha burada saymadığım türleri de bilmelisiniz ki clown oyunculuğunu yapabilesiniz. 
Türkiye’de oyunculuğa sizce nasıl bakılıyor ?
Türkiye’de oyunculuk en kolay mesleklerden biri. Herkes kolayca yapabiliyor ve yapmak istiyor. Starların aldığı büyük meblağlar insanları teşvik  ediyor. Bu da ilgiyi arttırıyor. Ama kaç kişi bunu alabiliyor. Biraz  özel bir okulda eğitim almak yeterli. Ben insanların doğuştan da yetenekli olduğuna inanıyorum. Ama herkes değil. Ciddiye alınmalı ve değeri arttırılmalı. Zaten çok çabuk parlayan ve sönen oyuncular görüyoruz. Çabuk tüketen bir toplumuz kimse genelde uzun süreli kalamıyor. Çabuk şöhret arkasından da çabuk sönüşü genelde getiriyor. Aslında gerçek oyunculuk yeri tiyatro sahnesi. 
Oyunculuk demişken bu konuyla alakalı özel bir çalışmanız oldu mu ? Veya yapmayı düşünüyor musunuz ?
Ben dünyanın çok ünlü clown ve oyunculuk hocalarından 20’ye yakın workshop aldım. Bunlar gerçekten konularında uzman ve tecrübeli isimler. Kendimi geliştirmeye ve öğrenmeye çalıştım. Bence öğrenme hiç bitmiyor. Şu anda da iyi bir workshopa katılmak için  can atıyorum. Sanatçı kendini yenilemeli ve devamlı kendini geliştirecek alanlar da eğitim almalı. Çünkü her yeni biri yada bir şey yeni bir oluşum ve soluk getiriyor. Kendinizi yeniliyorsunuz ve bence tazeliyorsunuz. Oyunculukla ilgili Türkiye’de Clown (Palyaço) oyunculuğunun gelişmesi ve öğrenilmesi için bunun okulunu kurdum ve davet edildiğim festivallerde bunun eğitimini vererek öğrenilmesine katkıda bulunuyorum.
Ankara’da, Samsun’da, Bursa’da, İstanbul’da, Erzurum’da, Viyana’da workshoplar verdim. Bu oyunculuk türünü de devlet ve özel okullara öğrencilerine öğretmelerini tavsiye ediyorum. Bu clown oyunculuğu oyuncuyu çok geliştiren onu çok rahatlatan bir tür. Çünkü her şeyle oynama imkanının olduğunu öğreten ve oyuncuya çok ama çok geniş bir hayal dünyasının içine alan bir tür. Hatta clown filozofisi ve oyunculuğuyla ilgili şirketlere “Mizahla İletişim Eğitimi”  verdiğimi söylemeliyim. Turkcell, Sanovel, Torunlar GYO ve daha bir çok farklı şirkete bunu yaptık. Büyük ilgi görüyor ve şirket hayatına her alanda büyük katkı sağlıyor.
Mesleğinizde idol olarak örnek aldığınız ilham kaynağı olmuş birileri var mı ?
Yurt dışında olan büyük yönetmenleri kendime örnek alıyorum. Oyuncular da var tabii. 
Oyunculukta en çok çalışmak istediğiniz isimler kimlerdir ?
Böyle bir tercihim yok. Yönetmeni ve oyunu iyi anlamaya çalışan her oyuncuyla çalışmaya açığım. Gerçekten üretmek ve kendinde farklı noktaları keşfetmek isteyen her oyuncuyla çalışmak isterim. İlginç olan hep yeni keşiflerin içindedir. Bu hem yönetmen hem oyuncu için geçerli, İşte o zaman farklı olunabiliyor sahnede. Ama bu Türkiye’deki anlayış ve çalışma şekliyle biraz zor. Futbolu düşünelim .Beğenelim, beğenmeyelim  Arda Turan hariç kendi imkanlarımızla bir yere gelen futbolcu sayımız az. Olanların çoğu da  gurbetçi kökenli futbolcularımız. Basketbol’da Hidayet,Mehmet,Semih gibi NBA’de yer alan oyuncularımız da az.En son Cedi Osman bunu başardı.   o da 2 veya 3 sene evvel NBA’ye hak kazandı.  Ama ender de olsa bunu başaran yönetmenler, sanatçılar, oyuncular  olduğunu da belirtmeliyim. Umarım bu dediklerim ukalalık olarak algılanmaz. 
Oyunculuğa yeni başlayanlara neleri tavsiye etmek istersiniz?
Gerçekten iyi öğretmenlerden ders almalarını ve kendilerini geliştirmek için eğer mümkünse yurt dışında da eğitim veya workshoplar almalarını tavsiye ederim. Çünkü maalesef bizde , kurumun adı  ünlü ve tanınmış olabiliyor  ama eğitimi yetersiz olabiliyor. Herkesin kendine düşen bir sorumluluğu var. Doğru ve iyi okulu bulma konusunda. İyi araştırmalılar ve sabırlı olmalılar.
Gündelik hayatında neleri severseniz ve nelerden hoşlanmaktasınız ?
Annem, kardeşlerim, kedilerim ve işim dışında da pek sevdiğim özel bir şey yok. Kedisever olarak  kedilerin insanı stresli zamanlarında bizlere epey yardımcı olduklarını düşünüyorum. 
Son olarak okuyucularımıza ileteceğiniz mesajlar var mı?
Zor ve güzel bir mesleğe sahibim. Bunun için Allah’a şükrediyorum. Herkesin yapmak istediği işi yapabilmesini isterim. Clown sanatıyla, oyunculuk  veya yönetmelikle ilgili  bilgi almak isteyenler bana Facebook’tan ulaşabilirler. Selam ve sevgilerimle

 

Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam