SON DAKİKA
reklam
reklam

Hünkar Kasrı Türk El Sanatları

Eklenme Tarihi: 18 Eylül 2017, Pazartesi - 10:00   Okunma Sayısı: 213743

İstanbul Ticaret Odası tarafından restore edilerek adeta hayata döndürülen Yeni Camii Hünkâr Kasrı sık sık yeni bir sergiye ev sahipliği yapıyordu. Ancak tarihi Kasır’ın altında yer alan dükkânlar bazı etkinlikler haricinde boş duruyordu. İTO Yönetim Kurulu’nun aldığı bir kararla artık dükkânlar da işlevselliğe kavuştu. . İstanbul Ticaret Odası tarafından hayata geçirilen sosyal sorumluluk projesiyle sanatçılar, altışar ay boyunca hiçbir ücret ödemeden yer aldıkları tarihi mekanda, hem atölye çalışması yapma hem de eserlerini satma imkanına kavuştular.
Hünkar Kasrı Türk El Sanatları Dükkanları olarak adlandırılan ve  İstanbul Ticaret Odası ile İSMEK’in ortaklaşa gerçekleştirdiği projede 6 aylık sürelerle yılda iki kez olmak üzere 6 farklı dalda alanında usta öğreticiler ve sanatçılar tarafından kullanılan sanat atölyelerinde hem yeni eserler üretilirken hem de yeni öğrenciler yetiştiriliyor. 
Ben de bu gün bu atölyeleri ziyaret ederek 3 sanatçımızı yakından tanıyıp kendisi ve eserleri hakkında sizler için bilgi aldım.  6 farklı sanat dalından olan Cam Sanatı, Ebru Sanatı ve Güzel Yazı Sanatını ve ustalarını sizlere  tanıtmak istiyorum. Sizlerde bu tür sanatlara ilgi duyuyor ve yapmak istiyorsanız Hünkar Kasrı Türk El Sanatları Dükkanları’na uğrayıp ustalardan ders alabilirsiniz. 
 Ebru Sanatı
Ebru sanatı için renklerin suda dansı denebilir. İlk ortaya çıkışı asırlar öncesine dayanan ebru sanatı, titizlikle özel olarak hazırlanmış su üzerine fırça darbeleri ve yardımcı aletlerle yapılan desenlerin kağıt üzerine aktarılma işlemidir. Günümüzde güzel vakit geçirmek, kafa dağıtmak ve sanatsal ürünler çıkarmak isteyenler hobi olarak ebru yapmayı deneyebilirler. Son derece güzel olan bu sanatı evli 4 çocuk, bir torun sahibi Gülşen Kaya 10 yıldır yapıyor. Mobilya ustası olan eşini de bu sanatın bir parçası yapan Gülşen hanım ‘’eşim de tahta çerçevelerimi yapıyor ve ailemdeki herkes çok destek veriyor.’’ Dedi.  Toplam 10 yıldır, profesyonel olarak da 5 yıldır yapıyor. İstinye’den haftada iki gün Eminönü Yeni Cami Sanatçılar Sokağı’nda sanatını icra ediyor. Hobi olarak başladığını, daha sonra mesleğe çevirip oda bir sanatçı olduğunu vurguluyor. İnsanlara bunu anlatmayı, sevdirmeyi, kendinin de çok sevdiğini,  bunu yapan kişilerin stresten sıkıntıdan uzak kaldığını söylüyor. İnsanların kendi duygusu ile bu işi yaptığını, işe yoğunlaşmanın zaman kavramından kopup bir şeyler yaptıklarında daha güzel eserler meydana geldiğini söylüyor. Bu sanatın en güzel yanının bir yaptığınız eserin aynısını bir daha yapamayacağınız,  aynısını yapmanın neredeyse imkansız olduğunu, sadece benzerini yapabileceğinizi söylüyor. En az 2 yıl gerekli bu sanatı öğrenmek için, sadece 1 senede ekipmanları ve ekipmanları nasıl kullanacağınızı, yardımcı aletlerle ekipmanların uyumunu öğrenebileceğinizi söylüyor. Seyda Özden hocamdan öğrendim bu sanatı diyen Gülşen hanım şu bilgileri verdi. Onun ve İSMEK sayesinde bu gibi organizasyonlar ve yerlerde sanatını icra edip hem yeni teknikler öğrenmeye devam ettiğini hem gelen meraklı heyecanlı kişilere bunu öğretip hem de yaptıklarından para kazandığını söylüyor. Kendisinin en çok koltuk karanfil lale çalışmasını sevdiğini söylüyor. Kendisine 1 günde yada kaç saatte güzel bir şey çıkacağını sorduğumda ise bana zaman kavramı olmadan çalıştığımız zaman en güzel eserlerin çıkacağını yani 1 günde çok güzel bir şey çıkacağını söylüyor. Ebru sanatının Osmanlı Hanedanlığından geldiğini ve en eski sanatlardan biri olduğunu dile getiriyor. Bu sanata gönül verenlerin yada verecek olan yeni arkadaşların ilk önce bu işi usta ellerden sabırla, özenle dinleyip öğrenmeleri gerektiğini vurguluyor. İSMEK kurumuna da ayrıca teşekkür eden Gülşen hanım devletimizin sayesinde bu sanatla tanıştığını ve öğrendiğini dile getiriyor ve devlet makamındaki emeği geçen herkese çok teşe
 Cam Sanatı
Cam sanatı sanatçısı Özal Albayrak, genç yaşına rağmen üstat konumuna gelmiş ender cam sanatçılarından bir tanesidir. Evli ve çocuğu bulunmamaktadır. Eşinden ve ailesinden tam destek aldığını ama kimseden destek almadan da bu mesleği yapabileceğini söylüyor. Çok küçük yaşlarda cam sanatıyla tanıştığını ve şu anda 4 dalda cam takı, cam fizyon, cam biblo, cam üfleme alanlarında çalıştığınız söyledi. 32 yaşında ve 23 yıldır cam sanatını yaptığını söylüyor. Fatih, Karagümrük doğumlu ve orada büyüdüğünü, cam sanatıyla da orada tanıştığını, kendi dükkanlarını kiraya verdiklerini ve bir cam ustasının kiraladığını söyleyerek ‘’bir kere aşağı indim bakmak için ve hala buradayım çıkamadım yukarı’’ diyor. Yurt içi ve yurt dışında cam sanatı üzerine eğitim verdiğini belirtiyor. Renkli camların ana vatanı olan İtalya’nın Murano adasında eğitim verdiğini ve camlara verdiği hayatı onlara aktardığını söylüyor. Bu mesleği yapmasaydı kendisinin pilot olacağını belirtiyor. Devletin imkanları sayesinde Yeni Camii’nin avlusunda hizmet verdiğini anlatıyor. Cam sanatının iki tane önemli bilinmesi gereken kuralı olduğunu, bunların ilkinin camın yerçekimi hakimiyetini sağlamak ve hayal gücünüzün ucunun çok açık olmasından kaynaklandığını belirtiyor. En geç 13-14 yaşında çocukların başlaması gerektiğini, ne kadar erken yaşta öğrenilirse o kadar daha sağlıklı ilerleyeceklerini belirtiyor. İSMEK kurslarından başlanabileceğini, buralarda eğitim alabileceklerini söylüyor. Kendisinin en çok Çeşmi Bülbül yapmayı çok sevdiğini belirtiyor. Zaman kavramı olmadan yapılması gerektiğini çünkü zaman verilerek yapılan işlerin sanattan çıkıp ticarete girdiğini bildiriyor. Kendi atölyesinin Fatih Hırka-i Şerif Camii altında olduğunu, isteyen herkese öğretebileceğini söylüyor. Bir ülkenin gelişmesi için en önemli vurgulardan bir tanesinin sanat ve sanatçı olduğunu, bunun için ailelerden çocuklarını doktor, mühendis, avukat yapmak istediklerini ama  ailelerin çocuklarını sanata da teşvik etmesi gerektiğini belirtiyor. 
 Güzel Yazı Sanatı
Güzel yazı sanatçısı Cem Ertürk 39 yaşında evli 2 çocuk babasıdır. 2 sene Yıldız Teknik Üniversitesi Bankacılık mezunu. Diğer yandan 4 sene açık öğretim iktisat mezunudur. 4 senedir güzel yazı sanatıyla uğraşmaktadır. 8 seneden beri İSMEK bünyesi altında çeşitli yönetici pozisyonlarında görev almıştır. Kendisinin güzel yazı sanatına merak sarması da tamamen tesadüf olduğunu söylemektedir. Yöneticilik kısmındayken bir gün eğitici pozisyonundan çıkıp öğrenci pozisyonunu merak edip güzel yazı derslerine girmeye başlamış ve 4 senedir bu sanatla uğraşmaktadır. Hocası ve baş üstadı sayın Mustafa Mukadder Erol hocası sayesinde bu işi sevdiğini ve bunu işten ziyade sanatsal olarak yapmaya başladığını belirtiyor. İSMEK ve Yenikapı Ramazan etkinliklerinde sanatını icra ettiğini söylüyor. Ayrıca Göztepe’de Lale Festivali’nde de güzel yazı sanatçısı olarak görev yaptığını belirtiyor. 6 aydır İSMEK sayesinde Eminönü Yeni Camiinde hem öğretici, hem ticari olarak görev yaptığını belirtiyor. Bu işin püf noktasının ise sabır ve dirayetle herkesin yapabileceğini söylüyor. Harflerin karakteristik yapısını ve harf karakterlerini özümsemek ve anlamak bu sanatın ilk baştaki dersi olduğunu söylüyor. Sonrasında ise hayal gücünün sınırını aşıp hangi harfi nasıl yazacağını hayal etmekten geçtiğini söylüyor. İnsanların sinir, stresten kurtulmak için muhteşem bir sanat tarzı olduğunu belirtiyor. Güzel yazı sanatı insanı sinirden stresten uzak tutar ve zinde kalmasını sağlar. Bu mesleği  yapacak olanların ise güzel yazı yazmayı bilmelerine veya güzel yazı yazmalarının gerekmediğini herkesin öğrenebileceğini ve yapabileceğini söylüyor.

 

Editör: UĞUR FARUK YILDIZ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam