SON DAKİKA
reklam
reklam

Beşiktaş eski Asbaşkanı Av.Levent ERDOĞAN 'Güreş deyince Türk akla gelir'

Eklenme Tarihi: 5 Aralık 2017, Salı - 11:00   Okunma Sayısı: 166822

İSTANBUL

Levent Erdoğan maddi manevi güreşin destekçisi. Türkiye’de yağlı güreşin gelişmesi ve yaygınlaşması için her türlü desteği veren Av. Levent Erdoğan güreşin geldiği yer ve yapılması gereken düzenlemelere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte başarılı yönetici ve iş adamına sorduğumuz sorular ve yanıtları.

Sinan Beratlıgil: Yağlı güreşin Türkiye’de hak ettiği yeri aldığını düşünüyor musunuz?
Levent Erdoğan: Yağlı güreşlerin çok büyük bir seyirci kitlesi olmasına ve dünya çapında dahi ilgi görmesine rağmen bu sporun Türkiye’de yeterince yer almadığını düşünüyorum. Medyada ve resmi kurumlar tarafından yağlı güreşe maalesef yeteri kadar önem verilmediğini düşünüyorum. Bildiğiniz gibi UNESCO’nun korunması gereken değerler arasında yer almasına rağmen burada yeterli ilgi verilmiyor. Tüm birimlerin bu ata sporumuzu daha fazla yaymak için çalışmalarda bulunmasını ümit ediyorum.
S.B. : Yağlı güreş ve minder güreşi ayrılmalımı. Sizin bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Yönetiminden memnun musunuz?
L.E. : Şüphesiz Minder güreşinden ayrılıp ayrı bir federasyon çatısı altında çalışması halinde bu sporun gelişmesi daha kolaylaşır, ama uzun senelerden beri minder güreşinde başarıları var fakat yağlı güreş bugün ayrı bir federasyon kurulmasına ihtiyaç duyulan bir güreş dalı oldu. İnşallah devlet büyüklerimizin ve spor bakanımızın katkılarıyla da bu yağlı güreş federasyonu bir an önce kurulur. Bu şekilde de yağlı güreş daha büyük bir kitleye hitap eder ve uluslararası bir boyut kazanır. Söz sahibi değilim ama ortada bir birinden tamamen farklı iki güreş stili var. Ancak belli yerlerde ilişkileri oluyor, mesela minder den yetişenlerin zamanla yağlı güreş yapması, yağlıdan yetişenlerin minder güreşi yapmaları söz konusudur. Bu iki güreş stilinin ayrılmaması üzerine çalışmalar yapmanın yanlış olacağını düşünüyorum. Bir yağlı güreş tamamen farklı çalışma sistemleriyle yapılıyor. İsmi sadece ikisinde de güreş, bu bakımdan bunun geleneksel spor dalları federasyonunda da olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yağlı güreşler tamamen Türkiye’ye hakim olmuş, seyirci kitlesi çok fazla olan, yılda 300 üzerinde müsabakaların yapıldığı, takip edildiği, bunların 15-20 tanesinin seyirci kitlesinin 20.000 üzerinde olduğu bir spordur. Fakat tabi ki basının, televizyonların ilgisizliğinden ata sporumuz değer görmüyor.
S.B. : Böyle bir federasyon kurulsa, bir destek verir misiniz?
L.E. : Böyle bir yapılanma olursa, gerekli çalışmaları üstlenip katkı ve destek veririm. Biz tabi ki yağlı güreş federasyonunun kurulmasıyla birlikte faaliyetlerimizin artması ve istediğimiz hedeflere daha kolay ulaşma imkanına sahip olacağız. Yağlı güreşleri de daha derli toplu, sistemli bir hale sokmanın neticelerini elde etmiş olacağız.
S.B. : Karamürsel Levent Erdoğan Güreş Kulübünün çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
L.E. : Yağlı güreş bir ata sporu olduğu için çocukluğumdan beri bu güreşe karşı büyük bir merakım vardı. O zamanlarda da benim çocukluk dönemlerime denk gelen Helsinki Olimpiyatları’nda Ali Yücel, Yaşar Doğu, Nasur Akar gibi pehlivanların başarılarını izleme şansına sahip oldum. Hatta o zamanlarda televizyon yoktu, pilli radyolardan bu güreşleri dinlerdim. Nur içinde yatsın, bana güreşi sevdiren rahmetli Eşref Şefik idi ve onun çok zevkli bir güreş anlatışı vardı. Tabi ki bu minder güreşi için geçerliydi. Bunları zevkle izlerdik 7-8 yaşında bir çocuk iken. Daha sonraları da yağlı güreşi izleme zamanım oldu. Yıllar sonra da bu vesile ile de Karamürsel’de ata sporun efsane olmuş sporcuları Ahmet TAŞCI, Kadir BİRLİK, Cino Mehmet (YILMAZ) ve bu yapıdaki başarılı yağlı güreş yapan pehlivanlar ile karşılaştık. Ayrıca Aydın Demir gibi o zaman altın kemer sahibi olmuş dostlarımızın da ilgileriyle yağlı güreşe desteklerimize orada devam ettik. Bu vesile ile Karamürsel’de Levent Erdoğan Yağlı Güreş Kulübü diye bir kulüp oluşturduk. Bünyemizde çok yetenekli ve çok ünlü sporcular yetiştirdik. Biz kulüp olarak gençlere önem vermekteyiz. Bundan sonra da yarınlara hazırlayacağımız pehlivanlarımız mevcuttur. S.B. : Beğendiğiniz Pehlivanlar kimlerdir?
L.E. : Pehlivanlarımızı eski yeni olarak ayırdığımızda, son zamanlarda başarılı olan İsmail Balaban, , Fatih Atlı, Orhan Okulu tabi ki bizim pehlivanlardan, Kaan KAYA, Güngör EKİN, Gökhan ARICI, Antalya Bölgesinden Orhan OKULU, Osman AYNUR, Mehmet Yeşil YEŞİL isimlerini ilk sayabileceğim arkadaşlarım. Ayrıca tabi ki en az bunlar kadar başarılı pehlivan arkadaşlarımız da var. Yağlı güreş çok emek isteyen bir spor dalıdır. Bir pehlivanın başarılı olabilmesi için günde en az 4-5 saat antrenman yapması gerekiyor. Bunun dışında sağlığına ve gıdasına da çok dikkat etmelidir.
S.B. : Geçenlerde Ahmet TAŞCI ile yaptığımız görüşmede ”Levent ERDOĞAN Başkanımızın bize çok emeği var. Benim zamanımın haricinde ona bir ALTIN KEMER getiremedik bu da bizi üzüyor” dedi. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?
L.E. : Evet, Ahmet TAŞCI Türkiye’nin efsane yağlı güreşçisi. Hem Türkiye’nin göğsünü kabartıyor hem de gençlere öncülük ediyor. En başta spordaki başarısı kadar efendiliği ve çevreyle olan ilişkileri sebebiyle de çok saygı gören bir pehlivanımız. Ahmet TAŞCI bizi altın kemerlere ve başarılara alıştırdı. Her sene bu başarıları bize tattırdığı için uzun zamandır bu özlemin içerisindeyiz. Şampiyonluklar tabi ki güzel bir duygu ama niyahi hedefimiz bu değil. Bizim hedefimiz yağlı güreş pehlivanlarımızın başarılı oluşu. Her şeyden önce bunu isteriz. Kulübümüzün pehlivanlarının da başarılı olmasını çok isteriz. Ayrıca da bizim kulübümüz dışında yöredeki pehlivanlardan da başarılı pehlivanların çıkması en büyük arzumuz. Bu bize kendi pehlivanlarımız kadar gurur verir.
S.B. : Kırkpınar’ın yurt dışında tanıtılmasını yeterli buluyor musunuz? Puanlama sisteminden memnun musunuz?
L.E. : Asla yeterli bulmuyorum. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısı oldukça fazladır. Ufak çaplı organizasyonlar bu ilginin var olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra yabancıların da bu spora ilgi gösterdiklerini biliyorum. Maalesef faaliyetler yetersiz kalmaktadır. Bunların daha fazla organize hale getirilmesi lazımdır. Böylece hem ata sporumuz daha çok tanınmış olur hem de turizm faaliyetleri açısından gelişme sağlanır.
Kırkpınar’da puanlama ise en çok üzerinde durulması gereken bir konudur. Benim bildiğim kadarıyla 179 – 180 tane yağlı güreş oyunu vardır. Zaten yağlı güreşe zevk katan bu oyunların taktik edildiği güreşlerdir. Ancak puanlama sistemi bu pehlivanların bu oyunları deneyip de güzel güreşler yapmasını engellemekte. Güçlü pehlivan kendisini yormuyor, zayıf pehlivanda kendisini yormadığı için pasif güreşiyor. Kendisini puanlama sistemine atmaktadır. Bu şekilde yapılan puanlama şekli yağlı güreşin bütün geleneksel güreş şeklini bozmuştur. Senelerce kıran kırana yarınlara kalan güreşler olduğu, geçmiş tarihlerde kardeşlerin bile sabahlara kadar güreşip günlerce süren güreşlerde öldükleri bilinir. Ancak tabi ki bu zamanın şartlarına göre o kadar güreşmeleri tabi ki imkansız. Ama bunu uyduracak şekiller vardır. Mesela aklımızdan geçen en basit şey, yağlı güreş 1 saat olsun yani boylara göre biraz daha az olsun. Başpehlivanlık güreşi 1 saat olsun 1 saat içerisinde puanlama tamamen kalksın pehlivanlar yenişsinler. Bu saat içerisinde birbirlerini yenemiyorlarsa ikisi de diskalifiye olsunlar. Yağlı güreşe bunu getirdiğimiz zaman hem zaman sorununu çözmüş oluruz, hem de pehlivanların netice almış olmak için bütün hünerlerini göstermelerine sebep olur. Hünerlerini gösterdikleri zamanda yağlı güreşin oyunları ortaya çıkar. Dolayısıyla yağlı güreşteki bu puanlama sistemi yağlı güreşin zevkini kaçırmıştır. Bu tartışmasızdır. Tamam nadiren güzel güreşler oluyor, görüyoruz ancak bu da yağlı güreşin tatbik edildiği güreşlerde oluyor. Tekrar ediyorum yağlı güreşteki puanlama sistemi nedeniyle, gerek güçlü pehlivanlar gerekse zayıf pehlivanlar kendilerini puanlama zamanına atmak gibi düşüncelere kapılıyorlar ve bunun sonucunda güreşler pasif kalıyor.
S.B. : Son olarak neler eklemek istediğiniz bir şey var mı?
L.E. : Son olarak gençlerden önce basın mensuplarına söyleyeceklerim var. Çünkü gençler kendi önleri açıldığı zaman yöre güreşlerinde bu spora ilgileri çok fazla. Ancak bunları motive edecek, bunları tanıtacak başarılarını sergileyecek teşvik edecek basındır. Yani bu hem yazılı hem de görsel basın. Basınımız, bu ata sporumuz yağlı güreşe destek vermelidir yani spora 5 sayfa yer ayıran bir gazete hiç olmazsa yarım sayfa kadar da yağlı güreşe yer ayırmış olsa, ata sporumuza da destek vermiş olur. Sadece 3-5 Televizyon dışında destek yok. Çünkü güreş deyince Türk akla gelir. Yağlı güreşte de özellikle Türkler akla gelir. Dolayısıyla bu başarıyı duyuracak tanıtacak tek yer basın kurumlarıdır. Tek dileğim basının bu spora gereken değeri vermesidir. Bu tabi ki minder ve yağlı güreş içindir.

Röportaj fotoğraflarımız için muhabirimiz Uğur Faruk Yıldız’a teşekkür ederiz. 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: UĞUR FARUK YILDIZ- SİNAN BERATLIGİL

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam