İSTANBUL- Panel Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Silah Arkadaşları ve Tüm Şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Daha sonra mikrofona Kartal Demokratlar Birliği Kadın Kolları Üyesi Gülay Şakar küçük bir konuşma gerçekleştirdi. Gülay Şakar Afrin’ de görev alan Mehmetçiğimize başarı dileklerini ileterek şunları söyledi:
“Kartal Demokratlar Birliğinin hazırlamış olduğu programımıza hoş geldiniz. Öncelikle Ülkemizin bekası için şuan Afrin’ de görev alan kahraman Türk ordumuza başarılar diler, şehit olan evlatlarımıza Allah’ tan rahmet; yaralı evlatlarımıza acil şifalar temenni ediyoruz.”
Şakar; Kartal Demokratlar Birliğinin 2017 yılı Anayasa Referandumunun öncesinde ülkemizin içinde bulunduğu durumdan kendine vazife çıkaran ve bu vazifeyi gönüllülük esasına dayanarak yerine getiren Kartal’ da farklı siyasi partilerde ilçe başkanlığı ve ilçe yöneticiliği yapmış birliklerden oluşmakta olan bir birlik olduğunu belirtti ve Kartal Demokratlar Birliği Başkanı Sedat Özkan’ a teşekkür ettiklerini söyledi.
Gazeteci-Yazar Banu Avar; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çok farklı kesimleri bir araya getirerek Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirmiştir. O zaman da tüm bunlar hayal gibi görünüyordu. Birbirimizi sevmek zorundayız. Aramıza öyle bir tohum atıldı ki özellikle sosyal medyayla ayrışıyoruz. Ayrışmamalıyız,”
Yakacık’ta büyüdüğünü; Hasanpaşa İlköğretim Okulunu bitirdiğini ve Kartal’ın kendisi için özel bir yer olduğunu söyleyerek ; Kartal’ dan böyle bir davet gelmesinin kendisi için memnuiyet verici olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Gazeteci-Yazar Banu Avar; çeşitli eğitimlerden çeşitli partilerden insanların bir araya gelerek platformlar kurmasının hayati bir önem taşıdığını ifade etti.
63 yaşında olduğunu ve hiçbir siyasi partinin yandaşı olmadığını ifade eden Avar; usta edebiyatçı, şair ve fikir insanı Atilla İlhan’ın yanında büyüdüğünü ve kendisine söylediği “Hiçbir şekilde gazeteci siyasi partili olmaz” vasiyetine uyarak ülkesine sonuna kadar hizmet etmek için elimden geleni yaptığını söyledi. Siyasi partilerin dışında da hizmet yollarının olduğunu ve bunun da siyasi bir yol olduğu bilincinde olduğunu belirten Gazeteci-Yazar Banu Avar dolayısıyla da partiler üstü hareketler üstünde çalışmalarının olduğunu açıkladı.
“ Dünya Düzeni ile ilgili çok kısa bu salonda bulunan sizlerin gayet iyi bildiği ama birlikte hatırlamakta fayda olabileceğini düşündüğüm bir kısa konuşma yapacağım. Beni platformlar çağırdığı zaman koşa koşa geliyorum. Çünkü benim kafamdaki bir yeri dolduruyor.” diyen ve “Dünya Düzeni“ başlıklı bir konuşmada bulunan Gazeteci-Yazar Banu Avar; son günlerde gündeme Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesine karşı ses getirilmesi gerektiğini şu cümlelerle belirtti;
“ Ülkemizde bize ait olan bizim varlıklarımız olan yerlerin özelleştirilmesine karşı ses getirmek için ne yapılabilir. Yani yürüyüp ha, hu yapmanın dışında gidip bir milyon kişi masaya yumruğunuzu vurduğunuzda buradan geri adım atmak zorundalar. Bununla ilgili bir takım faaliyetler nasıl yapılabilir çünkü satılan bizim evimiz. Evimizin, ailemizin satılmasına nasıl karşı duracağız. Benim ailemin yarısı Demiryolu; yarısı da Şeker işçisiydi. Benim annem 88 yaşında. Biliyorsunuz yaşlılar geçmişi çok iyi hatırlarlar ve hatırladığı şey lokomotiflerde eskiden ateş yanardı. Eskişehir’de falanca şefin, onu nasıl lokomotife bütün çocukları bindirdiğinden ve Şeker Pancarını oradaki ateşe atıp terlediği zamanda yediklerinden bahseder.
Şimdilerde ; hepimizi öldürmek pahasına birilerinin kaprisi veya şantajlar sonucu sömürgeci bir dünyanın ya da dayatmaları sonucu hastalıklı yerlere doğru itiliyoruz. Bu sadece tek örnek değil Tekel’ in başına gelen ortada ve buna benzer onlarca örnekle karşı karşıyayız”
Sosyal medyanın ayrıştırma unsuru haline geldiğini belirten ve doğru amaçlar için sosyal medyanın kullanılması gerektiğinin altını çizen Gazeteci-Yazar Banu Avar Amerikan Savunma Bakanlığı ve CIA’in sosyal medya üzerinden dünyadaki duygu haritalarını çıkarıp; birer ayrıştırma unsuruna çevirdiğini söyledi.
Avar; “Mikro düzeyde hepimizi birbirimize karşı kırdırmak, esas hedef bu! Herkesin birbirinden nefret etmesini, herkesin birbirine rahatça küfür etmesini, hepimizin birbirine yaftalamasını sağlamak. Amaçlanan budur ; bütün Ülkelerde bu yapıldı. Yugoslavya bu şekilde dağıtıldı.” diyerek Sosyal Medya üzerinden hepimizi birbirimize karşı kırdırmak istendiğine dikkat çekti ve şunları söyledi “Etnik olarak ve mezhepsel olarak artık böyle ağzımıza pelesenk oldu. Mühim olan birbirimizden ayrışmamız, birbirimizden nefret etmemiz, birbirimizi sevmememiz. Aslında bir anlamda tenzih ediyorum buradakileri ,ama partilerde bu görevi görüyor.”
Türkiye’deki çok partili yaşama geçildiği 1946’dan beridir, politikaya atılanların çoğunlukla ülkelerini değil; kendi çıkarlarını savunduklarını söyleyen ve uzun seneler boyunca parlamento muhabirliği yapan Gazeteci-Yazar Banu Avar; partilerin milleti paramparça ettiklerini ve bütün partilerin zenginler sınıfına hizmet ettiğini savundu ve şu görüşlerini belirtti.
” Türkiye’de hiç zamanı gelmemişken partiler furyası başlatıldı 1946’ da o partiler ki; milleti paramparça ettiler. Şu anda sadece tek sınıfa ait bütün partiler . O da zenginler sınıfı, Benim gördüğüm; işçinin herhangi bir partisi yok, ki ben bir fikir işçisiyim, beni temsil eden bir parti şu güne kadar görmedim. İçinde herkesin dümenler çevirdiği, tabi ki içinde düzgün adamlar düzgün insanlar vardır ama geneli 18 yaşımdan beri benim parlamento koridorlarında gördüğüm “Yiyelim, Yutalım abi “ dışında başka bir şey olmadı. Arada çıkan dürüst adamları da iyi harcadılar, benim özetim bu olduğu için ben bu haldeyim, bu olduğu için ben dışarıdan platformlarla yürümek gerektiğini savunuyorum. İnsanlar partilerde çalışabilirler ; tamam çalışsınlar. Zaten taban temiz bir taban ama yukarıda neler olduğuna ne işler çevrildiğine iyi dikkat etsinler, iyi izlesinler, çünkü görmek ve anlamak zordur. Çok zor ve çok karmaşık bir yapıdır.” Babasının Kafkasyalı Dağıstan Göçmeni olduğunu söyleyen Avar; konuşmasının bu bölümünde ise insanların ayrıştırılmasına çalışıldığına dikkat çekerek şunları söyledi.
“Mikro düzeyde hepimizi sen Kürt’ sün, sen Çerkez’ sin, sen Laz’ sın sen O’ sun sen bu’ sun diye zaten kırıp dökmeye çalışıyorlar bu gitti. Daha sonra Sünni mi Alevi mi bugün dâhil olduğum bir grupta ki benim babam Kafkasyalı Dağıstan Göçmeni, buraya gelirken gözlerime inanmayacağım laflar okudum. Bu Lezgilere karşı Dağıstan grubu içerisinde Lezgi, Avar, Terekeme, Karapapak ve Adigeler olmak üzere bir sürü insan topluluğu var. Diyor ki ;bunlara karşı Lezgilerin üstünlüğünü sağlayalım. Bakın orada da Mikro Milliyetçilik söz konusu. 1. Dünya Savaşı’nda da böyleydi. Altını çizmemiz gereken nokta bu , Emperyalizmin bize dayattığı bu Mikro anlayış. Her şey böyle küçük ölçekli olacak.”
Yakın dönemde Feminizmle ilgili olan görüşleri sebebiyle Feministlerin de yoğun bicimde eleştirdikleri ve “Anti Feminist” olarak tanımladıkları , Gazeteci-Yazar Banu Avar, Feminist görüşle ilgili eleştirilerini bir kere daha panelde belirtti. Erkeklerin ve kadınların yetenek ve ihtiyaçlarının çok farklı olduğunu ve bu yüzden de eşit olarak değerlendirilmesinin doğru olmayacağını ifade eden Avar, hem kadına hem de erkeğe yönelik şiddete ve iki cinsin birbirlerinden güçlüymüş gibi gösterilmesine de karşı çıkarak; kadın dinleyicilerine Türk Kadınının “ Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Kızı “ olması gerektiğini ifade etti.
Kaynak: ÖZEL HABEREditör: SİNAN ERDOĞDU