Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/http-www-gazetetunaydin-com-images-haberler-gazeteci-yazar-banu-avarin-konusmaci-oldugu-panele-yogun-ilgi-bolum-2-jpg.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Gazeteci-Yazar Banu Avar’ın konuşmacı olduğu panele yoğun ilgi (BÖLÜM 2) - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Gazeteci-Yazar Banu Avar’ın konuşmacı olduğu panele yoğun ilgi (BÖLÜM 2)

Eklenme Tarihi: 1 Nisan 2018, Pazar - 14:00   Okunma Sayısı: 140415

Banu Avar şiddettin ekonomik sıkıntılardan da kaynaklandığını  ifade ederek; konuyla ilgili görüşlerini şöyle belirtti.

 “Dünya Kadınlar Günü’nü, 1857’de bir fabrikada yanarak ölen Amerikalı işçi kadınların anısından çalmıştı. Ama bizim dışardan örnekler almaya ihtiyacımız yok. Ayrıca Engin Arık’ların uçağı düşürülerek bütün bu olayın yok edildiği ya da Komutan Songül Bayrak gibi çok sayıda şehit olan Polislerimiz şehit olan askerlerimiz bir sürü kadınlarımız var. Bunu söyledim diye ;faşistlikle suçlayanlar da kusura bakmasınlar .

Ayrıca oralarını buralarını açıp da, erkeğin düşman ilan edilmesini dışarıda batıda ki birilerinin dayattığını düşünüyorum. Biz kadınları ne erkeklerin karşısında güçsüz görerek ne de kadınları erkeklerin karşısında çok daha güçlü görerek bunu cinsel hayatlarına bağlayarak yahut kadın ve erkeği eşit görerek bu da büyük bir saçmalıktır. Eşit falan değiliz biz. Biz farklıyız hani var ya meşhur bir laf herkesin ihtiyacından, herkesin yeteneğinden ihtiyacına göre  değerlendirilir. Bu çok farklı bir şey ben kadın olarak bambaşka şeyler yaparım, erkek bambaşka şeyler yapar; onun için eşit ücret olmamalıdır. Eşit maaş fikri Emperyalizmin önerisidir; ben ona da karşıyım. Her şeyin başında vakarımızı ve kadınlığımızı koruyarak yani Türk Kadını dendiğinde bu şekilde durmak gerektir. Kalkıp tencere tava çalarak, orada morlarını takıp ondan sonra efendim ben şöyle dolaşmak istiyorum pankartları açıp, mutlaka araya Kürtçe bilmem ne demek pankart açıp bunların o tür yollara nasıl gittiği ve Feminizm’ e nasıl malzeme olduğu da bu anlamda açıktır. Ben bunlara karşı düzgün tavır almanın şart olduğu görüşündeyim. Bundan dolayı kadın düşmanı ilan edildim. Anti Feminist kadın olarak adım bir yerlere konuluyor hiç umurumda değil.  Gazi Mustafa Kemal Paşa’ nın kızı olmaya çalışsınlar.

60 yıldır kadına şiddete karşıyız diyoruz ama erkeğe şiddete evet mi? Çocuğa şiddete evet mi? Hayvana şiddete evet mi? Ağaca şiddete evet mi? Bu sistem üretiyor hepsini sistem bu sistem sapık üretiyor bu sistemi yok etmeden sen nasıl “ Kadına şiddete hayır!”  diyorsun. Kaldırsana aşiretleri bir sürü aşiretlerde 10 yaşında çocuğu evlendiriyorlar aşiretleri kaldır. Atatürk bir kısmını kaldırmıştı ömrü vefa etmedi. Kaldır o zaman anlayayım ben senin adım atabileceğini öncelikle aşiret sistemi kalkacak.

Tabi bütün bu şiddetin kaynağı ekonomik sorunladır; önemli olan ekonomidir. Eğer siz bir erkek sabahtan akşama kadar canı çıkıp çalışmaktan mahvolup eve geldiği zaman; sabahtan akşama kadar televizyonlarda kadın programlarında durmadan almak istediği ve hiç birine dokunamayacağı bir sürü mal mülk gören kadının vırvırına  ek olarak erkek de  iki tane  kendi isteğini ekliyorsa ikisini de suçlayacak durumda değilim.”

Gazeteci-Yazar Banu Avar konuşmasının devamında ise Sendika  ve STK’ların da  1980 sonrasında küresel güçlerce denetim altına alınmaya çalışıldığını ve büyük ölçüde de denetime girdiğini söyledi ve şunları belirtti.

“Şimdilerde; Banu Avar tecavüze evet diyor gülünç ötesi biz diyoruz ki bataklığı kurutalım sivrisineklerle uğraşmayın biraz zor söylemesi ama söyleyeceğim. Batının dili ile söyleyeceğim; Kompartmantilizasyon yani Batının söylediği şu , kompartımanlara bölmek söz konusu, doğacılar çevre ile ilgilensinler, kadın hakları savunucuları kadınlarla , çocuk hakları savunucuları da çocuklarla ilgilensinler .Bakın bir zamanlar sendikalar vardı. Emek haklarını savunucular vardı işinin hakkı vardı. Bakın o yok oldu, bu sefer de; STK’lar ortaya çıktı. Sendika  ve STK’ların fonlardan  hibe alması kolay; gerçi sendikaları da hibeye boğdular dışarıdan bastılar parayı , ondan sonra parayı veren düdüğü çalar. Net bir akım var ve 1980’ de başladı. Artık bizi emek örgütleri içerisinde kucaklayan bir şey  maalesef yok.

Bunun yerine ise delirtici bir düzen var çünkü para yok, ekmek yok, evde o yok bu yok ve her şeyin olduğunu gösteren ekranlarla çevriliyiz delirtici, sapıttırıcı böyle şeyler. Efendim olmasın tecavüzler bilmem neler !  Ülkemize   Vahabilik anlayışı  girmiş  ve  bu yüzden de  bir sürü olaylar meydana geliyor. Sonra; bu cinsel sapıklığı yöneten bir sürü dizi var karşında ve ya görüntü var. Durmadan sapıklar gösteriliyor ekranlarda.  Kardeşiyle yatan bilmem kiminle kalkan. Dizilerin hepsinde akrabalarıyla yatan bir sürü kadın ne olacak bu!  Gencecik kızlar bunları izliyor 13 yaşında nasıl etkileniyor acaba sıkıyorsa kapat onları.

Gazeteci-Yazar Banu Avar konuşmasında dünya düzeninin işleyişi hakkında ise Avrasya ülkeleriyle Türkiye’nin  bölünmeye çalışıldığını ifade ederek  bölüme sürecinin devam edeceği yorumunda bulundu ve  bölünme çalışmalarına bazı örnekler vererek şunları söyledi.

“1990’larda Zbigniew Brzezinski’nin yazdığı ki; bütün Amerikan politikalarına yön veren ve şimdi ölmüş olan adamın meşhur bir kitabı  var. Adı da; “Büyük Satranç Tahtası “ orada şöyle dikkat çekiyor Brzezinski ; Avrasya Balkanları  bir örnektir. Nedir bu Avrasya Balkanları?   İçine bizimde girdiğimiz bu coğrafya; yani balkandan bunun anladığı şu , bölük- pörcük yerler. Nasıl ki; Yugoslavya paramparça edilip içinden sekiz ülke çıkarıldı işte onu kast ediyor. Daha da bölünmeye devam edecek göreceksiniz.

Tabi; Avrasya Balkanları ekonomi için çok önemli doğalgaz ve petrol yataklarından bahsediyor. Bizim için çok önem arz eden altın dâhil birçok mineral bu bölgededir. Bizim için hayati önemi vardır,  çünkü giderek de  ekonomimiz sıkışıyor.  Kitap; Avrasya Balkanlarını anlatıyor ve ülke isimlerini sıralıyor. “Kırgızistan, Tacikistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, “ Daha sonra Kafkasya’ ya geliyor “Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Afganistan.” 

Çok daha sonra bu listeye potansiyel ilave koyuyorum diyor ve  iki tane ülkeyi de   Türkiye ve İran  olarak beliriyor. Türkiye ve İran  için şunları söylüyor; her ikisi de siyasi ve ekonomik olarak önemli ülkelerdir. Her ikisi de Avrasya balkanları, içinde bölgesel etkinliğe sahiptir, her ikisi de bölgede jeostrajedik oyuncudur. Aynı zamanda her ikisi de iç etnik çatışmalara karşı savunmasızdır. Biz etnik çatışmalara karşı savunmasızmışız! Bunun tespitini yapıyor. Yani ne demek bu; oradan devam et ,iç etnik çatışmalara karşı savunmasız bir ülke.

1990’larda yine Türkiye’ de Habitat konferansları şunlar bunlar yapıldı. Burada iyi hatırlayacaksınız ; Süleyman Demirel’in yani bir Cumhurbaşkanının yanında Mısır Kıptisi kökenli olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali, bir ülkenin Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel’ in yanında şu lafı etti ; “Dünya 200 Devletli olmaktan 2000 Devletli olmaya hatta 5000 Devletli olmaya doğru gidiyor.”

Bu lafın hemen arkasından “Türkiye Federal Devleti”  gibi bir laf etti. Daha sonra  da “Türkiye Federal Cumhuriyeti”  dedi. En sonra ise” İstanbul Federe Devleti “ dedi. Bütün bunları duyduk gözlerimiz yerinden oynadı. Adam Türkiye’nin amansız bir düşmanıydı ve Türkiye’nin Saygın Cumhurbaşkanının yanında bile böyle konuşabildi. Bu ne cüret!

Sonra kanton modelinden bahsetti Sevr antlaşmasında Pontus ve Kürdistan olarak çizilen bölgelerden bahsedildi daha sonra ki özel yapmış olduğu konferansta yani inanılmaz bir cüret içindeler diyorum. 1991 yılında küçük parçalara bölünme konusunda bat bazı adımlar attı. Bu adımlardan en önemli olan ilki Avrupa Yerel Özerklik Şartnamesini imzalamamızdı. Bir ülkeyi küçük bölgelere ayırmanın başı olan bu antlaşma  için kandırılmış olabiliriz ama biz bunu imzaladık .

Bunlar diyorlar ki Suriye, İran, Irak, Türkiye bunlardan parçalar koparılacak. Bu PKK ‘ları bunların farklı isimleri var ;ama ben Irak PKK’ sı, Suriye PKK’ sı diyorum.  Yani Amerika’nın maşaları bunlar toplanacak ve birleşecek hayır öyle değil.  Şimdiki hedefleri ise;  küçük parçalarda bırakmak. Türkiye’ yi bölelim orada bir parça, İran’ ı bölelim orada bir parça, Suriye’ yi bölelim orada bir parça ve Irak’ ı bölelim orada bir parça ve bunlar bir birleri ile savaşsın. Adamlar devamlı kan istiyor.

Demografik yapı değişsin sosyolojik yapı değişsin , ekonomik durumlar petrol hatlarına biz bir bakalım nereden geçireceğiz. Şu anda hemen onları 4 parçaya ayırıp hemen birleştirmek değil dertleri. Küçük parçaları da  birbiri ile de savaştırmak ve bunu da açık açık söyleyenler var. O nedenle de  gözler ve beyinler çok açık olmalı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çok farklı kesimleri bir araya getirerek Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirmiştir. O dönemde 1. Meclisi dışarıdan izleyen biri şunları söylüyor. – milletvekilleri çok değişik çevrelerden gelmiş kişilerdi. Beyaz sarıklı, aksakallı, cübbeli, eli tespihli hocalar, üniformalı subaylar, aşiret beyleri, külahlı ağalar, Avrupa’dan eğitimden dönmüş nokta bıyıklı aydınlar, Kuvay-i Milliye kalpaklı gençler, hepsi bir aradaydı. Birbirleri ile sert tartışmalara giriyor, yumruklaşıyor hatta birbirlerine silah çekiyorlardı. Buna karşılık milli haklar, milli mücadele halkın geleceği söz konusu olduğunda derhal birleşiyor birbirlerine sarılıyorlardı- Bizim de yapmamız gereken budur. Şimdi diyorlar ki bu çok ütopik, nasıl yapacaksın. O zaman da tüm bunlar hayal gibi görünüyordu  ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün üstün gayretleriyle birleştiler.  Birbirimizi sevmek zorundayız. Aramıza öyle bir tohum atıldı ki özellikle sosyal medyayla  çok ayrışıyoruz. Ayrışmamalıyız.  “

Panelden sonra Avar’a çiçek takdimi yapıldı

Gazeteci Yazar Banu Avar’ın konuşmasının ardından  ise Kartal Belediyesi Başkan Vekili ve Başkan Yardımcısı Av. Hüsnü Yeşilyurt da  Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz adına Banu Avar’a çiçek takdiminde bulundu.  Yeşilyurt takdim öncesinde ise  Avar’a  konuşmasından önce teşekkür etti ve şunları söyledi ;  “Banu Hanım’ı Kartal’da ağırlamaktan son derece mutluyuz. Sayın Başkanımız Op. Dr. Altınok Öz, yoğun programı nedeniyle bugün aranızda bulunamadı ancak; sizlere sevgi ve selamlarını iletti. Kendi adıma konuşuyorum 1970’ten beri siyasetle ilgilenen biriyim. Ben de burada ortaklaşacağım şeyler aradım. Arayınca ortaklaşacak şeyler bulabiliyoruz. Ben bütün misafirlere geldikleri için teşekkür ediyorum.”

Ardından tüm konuklar da  toplu fotoğraf çektirdiler.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam