İSTANBUL
Maltepe Üniversitesi ve Kadıköy Belediyesi işbirliğinde düzenlenen Felsefe Söyleşileri Mart ayında da tüm hızıyla devam etti. Her Çarşamba saat 18.30’da Tarih, Edebiyat, Sanat Kütüphanesi (TESAK) ’ta yapılmakta olan bu söyleşilerde sırasıyla 7 Mart Çarşamba, “Bilimkurgu Kara Film ya da ‘Düşünce’ Ürünü” başlıklı söyleşiyle Prof. Dr. Simten Gündeş, 14 Mart Çarşamba “Sinemaya Felsefeyle Bakmak” başlıklı söyleşiyle Doç. Dr. Hakan Savaş, 21 Mart Çarşamba “ Türkiye’de Belgesel Sinema ve Kültürel Hümanizm” başlıklı söyleşiyle Dr. Öğr. Üys. Hakan Aytekin ve 28 Mart Çarşamba günü “Film Tasarımı ve Yorumunda Hermeneutik Teori” başlıklı söyleşiyle Dr. Öğr. Üys. Cem Çınar yer aldılar.
Biz de, 21 Mart Çarşamba günü Dr. Öğr. Üys. Hakan Aytekin hocamızın “ Türkiye’de Belgesel Sinema ve Kültürel Hümanizm” başlıklı söyleşine katıldık. Hakan hocamız; Türkiye’de Belgesel Sinema anlayışına 1950’lerin ortalarından bu yana Mahzar Şevket İpşiroğlu ve Sabahattin Eyüpoğlu’nun ön ayak oldukları ”Kültürel Hümanizm” anlayışının 1990’ların başına kadar devam ettiğini anlatırken ilginç bazı örnekler de verdi. Mesela bu anlayışla çekilen ilk belgesel sinema filmi olan Hitit Güneş’nin 1956 Berlin Film Şenliği’nde (Berlinale) ikincilik ödülü olan Gümüş Ayı’yı kazanarak uluslararası başarıya sahip ilk yerli yapımımız olduğunu belirtti. Yine; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerindeki Batılaşma girişimlerinin bu akımdaki film çekme çalışmalarına nasıl etki ettiğini anlatı Hakan hocamız .
Hakan hocamızın sunumu sonrasında ise soru-cevap bölümüne geçildi. Dr. Öğr. Üys. Hakan Aytekin hocamız,ayrıca Felsefe Söyleşileri ‘ne ön ayak olan Prof.Dr İoanna Kuçuradi hocamıza da teşekkür etti. Her ikisi de gazetemize etkinlik sonrasında teşekkürlerini ilettiler.
Dr. Öğr. Üys. Hakan Aytekin : “ Süha Arın ”Kültürel Hümanizm” anlayışının etkisinde kalarak çok etkili ve kayda değer belgeseller çekti. Maalesef bunların bir kısmı, özellikle de 1970’lerde TRT için çekilenler ortalıkta gözükmüyor. Arşivde vardır diye ümit ediyoruz. Bu kayda değer belgeselleri TV’de yayınlandığı dönemde izleme şansına eriştim. Bugüne baktığında iyi ki; Süha hocayla çalışma fırsatı şansı bulmuşum diyorum.”
Dr. Öğr. Üys. Hakan Aytekin hocamla da seminer sonrası ufak birer söyleşi yaptım ve semineri şu cümlelerle değerlendirdi.
“ Çok güzel bir ligi gördük. Güzel sorular alıp, onları yanıtlamaya çalıştım. Felsefe Söyleşileri ’ne ön ayak olan Prof.Dr İoanna Kuçuradi’ye ve Kadıköy Belediyesi’ne çok teşekkür ediyorum. Bu seminerde Mahzar Şevket İpşiroğlu ve Sabahattin Eyüpoğlu’nun ön ayak oldukları ”Kültürel Hümanizm” anlayışına, nasıl geliştiğine, öncesindeki ve sonrasındaki gelişmelere yer verdik. Hümanizm de kelime anlamıyla “İnsanlığa Olan İnanç” ve “İnsan Merkezciliği” anlamlarını taşımaktadır.
1970’lerde çalışmalarına son vermek durumunda kalan İpşiroğlu ve Eyüpoğlu’nun hemen arkasından gelen Süha Arın’ın kültürel mirası tanıtıcı ve Safranbolu’da Zaman belgeselinde olduğu gibi Türkiye’de bir ilk olarak çevresel korumayı vurgulayan belgeseller çekmiş olması da çok önemli bir gelişme. Zira; Süha Arın’ın asistanlığını üslenen ve bir çok çalışmada birlikte çalışan birisi olarak, Arın ”Kültürel Hümanizm” anlayışının etkisinde kalarak çok etkili ve kayda değer belgeseller çekti. Maalesef bunların bir kısmı, özellikle de 1970’lerde TRT için çekilenler ortalıkta gözükmüyor. Arşivde vardır diye ümit ediyoruz. Bu kayda değer belgeselleri TV’de yayınlandığı dönemde izleme şansına eriştim. Bugüne baktığında iyi ki; Süha hocayla çalışma fırsatı şansı bulmuşum diyorum.
Tabi; bizlerde ”Kültürel Hümanizm” anlayışının etkisinde kalan Süha Arın’ın bir öğrencisi olarak bu çizgiden etkilenerek belgeseller üretmiş olduk. Bir çoğu da ödüller aldı. Sadece ben değil; Süha hocayla çalışan Hasan Özgen, pek çoklarınızın Şener Şen’in başrolde oynadığı Züğürt Ağa filminin yönetmeni olarak tanıdığı Nesli Çölgeçen, Turhan Yavuz gibi pek çok arkadaşımız da bu anlayışta filmler çektiler. 1990’lara geldiğimizde ise çok kültürlü bir anlayış egemen oldu ve Türkiye’de Belgesel Sinema da epey gelişim gösterdi. Gelişen belgesel sinemamızda bizlerin de katkısı olduysa ne mutlu ki bizlere. “
Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU