SON DAKİKA
reklam
reklam

Sağlıktaki gelişmeler ve çözüm arayışları

Eklenme Tarihi: 3 Mayıs 2018, Perşembe - 10:00   Okunma Sayısı: 75827

İSTANBUL

Geçtiğimiz günlerde katladığım bir toplantı sağlıktaki gelişmelerin hayatımızı olumlu yönde etkilemesi bakımdan ne kadar önemli bir aşamaya geldiğimizi ortaya koydu. Türk ve Amerikan bilim insanları bilimsel ve teknolojik işbirliğini artırmak amacıyla İstanbul’da bir araya geldikleri ve TÜBİTAK 2223D etkinlik düzenleme desteği kapsamında 26-28 Nisan 2018 tarihleri arasında Acıbadem Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı bu özel toplantıda  çok önemli gelişmeleri öğrendim.
Mesela sağlıklı yaşlanma ile insanın yaşlanma sürecinde yaşadığı problemlerin aşılması konusunda  bilim insanları  çok önemli tedavi ve teknikler geliştirilmiş, Yani yaşlanan bir birey, bildik deyimle "Elden Ayaktan Düşmeyip" ömrünün son baharını da daha rahat yaşayacak. 
Bu önemli toplantının açılış konuşması ise Nobel ödüllü ünlü fizikçi Neils Bohr’un torunu ve yine Nobel ödüllü ünlü fizikçi Aage Bohr’un oğlu olan ünlü bilim insanı Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr tarafından yapıldı. Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr bir saate yakın bir süre konuştu ve konuşmasının önemli bir bölümünü DNA tamiri ile sağlıklı yaşlanmanın nasıl mümkün olduğu üzerineydi. Öncelikle DNA değişimleri ve hastalıklar arasındaki bağı irdeleyen  Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr hoca, daha sonra da kendisinin de önemli katılar sunduğu konu hakkındaki çalışmalara yer verdi.  Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr hoca kanser ile bozulan DNA arasındaki ilişkiden de bahsetti ve kanser tedavilerinde de DNA tamirine vurgu yaptı. Yine konuşmasında Alzheimer’in etolojik sebepleri üzerine duruldu ve  konu hakkında yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. 
Nitekim kahve arasında Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr hocayla kısa bir sohbetimiz oldu.   Yaptığımız bu önemli sohbet esnasında sağlıktaki gelişmelerin ve çözüm arayışlarının sonucunda bir çok önemli rahatsızlığın gelecek zamanda çözülme aşamasına geleceğinden bahsetti ve oldukça da ümitvar şekilde konuştu. Zaten bilimin insanlığa hizmete   katkı sunulmasında Bohr ailesinin önemli katkıları olmuştur. Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr hocanın dedesi Nobel ödüllü ünlü fizikçi Neils Bohr temel prensipleri hâlâ geçerli olan Bohr Atom Modeli ile insanoğlunun atomu anlamasında büyük katkı sağladı. Neils Bohr’un oğlu;  Aage Bohr da;   1975'de, Ren Roy Mottelson (Danimarka) ve Leo James Rainwater (ABD) ile birlikte "atom çekirdeğinde kolektif hareket ve parçacık hareketi arasındaki bağlantıyı bulmalarından ve bu bağlamda atom çekirdeğinin yapısıyla ilgili kuramları geliştirmelerinden" dolayı Nobel Fizik Ödülüne layık görüldü. Bu sayede Kuramsal Fizik konusunda da önemli mesafeler katledilmişti.  Torun Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr hoca da DNA tamiri üzerinden sağlıklı yaşlanma konusunda önemli çalışmalar yapıyor. 
National Institutes of Health’den (NIH) Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr’in yanı sıra toplantıya  Amerika’dan alanında öncü 8 konuşmacı ve Türkiye’nin farklı üniversitelerinden katılan  (Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, ODTÜ, Sabancı Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi) alanlarında öncü 8 konuşmacı ile beraber toplam 50 bilim insanının katıldıkları toplantıya ilgi ve alaka düzeyi çok yoğundu. 
Acıbadem Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Müftüoğlu Prof. Dr. Meltem Müftüoğlu “İnsanda etkin DNA tamir mekanizması ile sağlıklı yaşlanmak mümkün. Yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan kanser ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda kişi etkin bir DNA tamir mekanizmasına sahipse bu hastalıklara karşı korunuyor.”
Toplantıya başkanlık eden Acıbadem Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Müftüoğlu ile de görüşme imkanı yakaladım. Meltem hoca da; uzun süre Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr’la beraber çalışmış, Türkiye’ye dönerek şimdi bilgi ve birikimlerini öğrencilerine aktarırken, öğrencileriyle yepyeni çalışmalar ortaya koyuyor. Hatta Kolon Kanserinin tedavisi konusunda geliştirdikleri , spesifik bir kolon kanserinin tümörünü küçülten bir çalışmanın patentini almak üzereler. 
Müftüoğlu toplantı hakkında şunları söyledi.
“TÜBİTAK’tan etkinlik düzenlemek için destek aldık. Aldığımız desteğin amacı; Türk ve Amerikan bilim insanları bilimsel ve teknolojik işbirliğini artırmaktı. National Institutes of Health’den (NIH)’den Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr’un da aralarında olduğu 9 bilim insanı toplantıya katıldılar. Bu isimler; daha önce  de çalıştığım insanlar. Toplantımız düzenleme amacına hizmet etti. Türk ve Amerikan bilim insanları diyalog halinde olarak; sohbet ediyorlar. Hatta; birbirlerine sizde şu varmış, bizde bunu alabilir miyiz diyorlar. Bu şekilde de iki ülke arası teknoloji enformasyonu ve bilgi alışverişi olacak. Konuşmalarda şu  gibi sorulara da yanıt aranıyor ; DNA tamirinin mümkün olmasıyla yaşlanma ve yaşlanmaya bağlı rahatsızlıklar, örneğin  kanser ve Alzheimer gibi  rahatsızlıklar engellenebilir mi ?,  Follikül Gelişim Mekanizması nelerdir ?
Yapılan araştırmalar insanda etkin DNA tamir mekanizması ile sağlıklı yaşlanmak mümkün olabileceğini ve yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkan kanser ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda kişi etkin bir DNA tamir mekanizmasına sahipse bu hastalıklara karşı korunabileceğini, örneğin yaşlılıkla birlikte çıkan Prostat Kanseri gibi rahatsızlıkların da tedavi edilebileceğini ortaya koymakta. Zaten bu da sağlıklı yaşlanmaya doğru yol açan ve bir şekilde ömrün uzamasına yol açan gelişmelerin önünü açıyor. Yani; elden ayaktan düşmeden ömrün tamamlanabilmesi mümkün olacak. 
Bu arada  konuşmacılar arasında da yer alıyorum.  Konuşmamın konusu ise  “Yanlış eşleşme tamir mekanizması hatalı olan kanserlerde yeni tanımlanan DNA polimeraz gama inhibitörleriyle sentetik letal ilişkinin hedeflenmesi” üzerine. Bizler;  Kolon Kanserine karşı bir molekül geliştirdik  Acıbadem Üniversitesi ’inde ve bu molekül spesifik bir kolon kanserinin tümörünü küçültüyor. Onu tespit ettik ve bunun patentini de almak üzereyiz. İlaç olabilmesi için ise bir takım aşamalardan geçmesi gerekiyor. 
Bir hastalığın nedenini anlayabilmeniz için o hastalığın sebeplerini irdelemeniz gerekiyor. O hastalığın moleküler mekanizmasını anlamanız lazım. Sabahki konuşmalarımız hep ona yönelikti. Hastalığın nedenini anladıktan sonra,o hastalığın moleküler mekanizmasını hedefleyecek bir  ilaç geliştirebilir. Öncelikle neden bu hastalığın moleküler hücresel yapısında neler oluyor. Bunu bir anlamamız lazım. Fareler üzerinden yapılan deneyler ataksi (sinir sistemi ) rahatsızlıkların tedavi edilebildiği ve yaşam süresini uzattığı yönünde. Nitekim Prof. Dr. Vilhelm A. Bohr’un da yaptığı ve burada anlattığı moleküler çalışmalar var. “

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam