"Anadolu'da cüzzam hastalarının perişan durumda olan çocuklarını okutmaya, onlara okul, burs bulmaya çalışıyordum. Çoğu Kürt kökenli, kırsal alan kökenliydiler. O zaman bazı insanlar bana, 'Hoca Hanım, bu çocukları neden okutuyorsunuz, bunlar büyüyüp bize silah çekecekler' derlerdi. 'Hayır, onlar okuyup öğretmen olacak, doktor olacak, bu bölgelere hizmet götürecek, bu insanları aydınlatacak. Asıl okumadıkları, bilmedikleri için terörist oluyorlar' diye yanıtlar, bu ön yargılara üzülürdüm..."
Türkiye’de halk arasında "cüzzam" olarak bilinen lepra üzerine yürüttüğü mücadelenin yanında, kız çocuklarımızın okumasına yönelik seferberliğiyle geniş kitlerce tanınan Prof.Dr Türkan Saylan, kendi adının verildiği ve 2009’dan bu yana Maltepe’de faaliyet gösteren kültür merkezinde anıldı.
“Türkan/Tek ve Tek Başına” isimli biyografi romanının yazarı Ayşe Kulin “Onu çok geç tanıdım. Her ikimizde, orta yaşı geride bıraktığımız bir dönemde tanıştık. Kardelenleri yazdığım sene o vesileyle. Birbirimizi tanıdıkça gördük ki, keşke yılar önce tanışsaymışız”
Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi’ndeki anma etkinliğine, “Türkan/Tek ve Tek Başına” isimli biyografi romanı kaleme alan yazar Ayşe Kulin katıldı. Saylan’ın, kendisi hakkında bir biyografi yazmasını istediği zaman hayır dediğini ifade eden usta yazar, şunları söyledi. “Çünkü annemden sonra başıma gelenlerden, Füreya isimli kitabımı yazarken daha olacakları bilmiyordum. Dört oğlum var onların üstüne, hayatta hiç kimsenin biyografisini yazmamak üzere yemin ettim. Yazmadım, yazmıyordum fakat Türkan Hoca’yı tanıdıktan sonra onun ölüme yaklaştığını gördüğüm vakit üzüldüm. Kıymetini büyük bir kısmımız bilemedik. Onu kaybettik. Ben sözümü geri aldım. ÇYDD ve kardelenlerle ilgili kitap yazmıştım ama cüzzamlılarla ilgili kitap yazayım dedim. Başladık yazmaya fakat onun ömrü vefa etmedi. Tamamlayamadım. Ölümünden sonra çok yakın arkadaşı, çocukluğunu beraber geçirdiği sınıf arkadaşı Gökşin Hanım beni aradı. Bende bir emaneti var dedi. Onların ortaokuldan beri yazıştıkları mektupları getirdi. Böylece başlamış olduğum romanın teması değişti. Çok daha özeline girerek, çok daha yakından, çocukken büyürken genç kızken kafasının ruhunu kalbini o mektupları okuyarak çıkararak bu kitabı kaleme aldım”
Türkan Saylan’a dair içinde hep bir ukde kaldığını ifade eden Kulin konuşmasının son bölümünde ise , “Onu çok geç tanıdım. Her ikimizde, orta yaşı geride bıraktığımız bir dönemde tanıştık. Kardelenleri yazdığım sene o vesileyle. Birbirimizi tanıdıkça gördük ki, keşke yılar önce tanışsaymışız” diye konuştu. Kulin, söyleşinin ardından ise katılımcılara kitabını imzaladı.
Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: İSMET AKKOÇ