Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/15_11.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Osmanlı geleneği Vefa'da yaşatılacak - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Osmanlı geleneği Vefa'da yaşatılacak

Eklenme Tarihi: 31 Temmuz 2018, Salı - 11:16   Okunma Sayısı: 101339
Vefa'da bulunan Ekmekçizade Medresesi ile Sıbyan Mektebi'nin sebilinden, Osmanlı geleneklerine uygun olarak cuma günleri ücretsiz şerbet dağıtılacak.

İSTANBUL 

Osmanlı döneminde halka ücretsiz içecek ikramının yapıldığı sebil kültürü, İlim Yayma Vakfı tarafından aslına uygun olarak tekrar başlatıldı.

İlim Yayma Vakfı, Vefa'da bulunan, 1600'lü yıllarda Osmanlı Sultanı 1. Ahmed'in Defterdarı Ekmekçizade Ahmed Paşa'nın yaptırdığı Ekmekçizade Medresesi'nin ve 1774 yılında Reisülküttab Recai Mehmet Efendi tarafından yaptırılan Sıbyan Mektebi'nin sebilinden, Osmanlı geleneklerine uygun olarak cuma günleri ücretsiz şerbet dağıtımı yapacak.

İki sebilin de açılışı dualarla yapılırken, açılışa Kur'an kursu talebeleri ve vatandaşlar katıldı, AA muhabirine konuşan İlim Yayma Vakfı Vefa İbnül Emin Mahmud Kemal İnal Yurdu Müdürü tarihçi Zafer Bilgi, Osmanlı geleneklerine uygun olarak iki sebilin de hizmet vermeye başlamasından dolayı memnun olduklarını söyledi.

Bilgi, Osmanlı döneminde bu sebillerden halkın ücretsiz yararlandığını ifade ederek, daha çok kandil günlerinde veya cuma günleri mevsimine göre soğuk veya sıcak gül, bal veya Osmanlı şerbeti ikramı yapıldığını anlattı.

Bu geleneği devam ettirmek ve sebil geleneğinin yeniden başlamasına öncü olmak istediklerini belirten Bilgi, şunları kaydetti:

"Recai Efendi Sıbyan Mektebi'nin sebili var çocuklara dönük, Kur'an kursu talebelerine dönük öyle hayata geçirmiş olduk. Osmanlı'nın geleneğini yeniden yaşatmak nasip oldu İlim Yayma Vakfı'na. İnşallah devam eder, hayırda öncü olmak önemli. Biz bu girişimde öncü bir hizmeti başlatmış olduk. Şimdi maalesef sebilleri, dünyevileşmenin getirdiği kaygıyla işletmesel boyutta farklı büfelere verip kullanıyoruz. Ecdad ise dünyayı ahiretin bir tarlası olarak gördüğü için ben nasıl cenabı hakkın rızasına dönük fisebilillah kullanabilirim, değerlendirebilirim o amaçla kullanmış. Biz diyoruz ki o gelenek devam etsin yani buraya bu vakfiyenin verdiği aslında o yönerge ile sadece sebil amaçlı kullanılabilmesi için yerleştirilmiş o yapı aslında uygun hayata geçmiş olsun."

"Sebil kültürü dünyanın hiçbir yerinde de yok"

Abı Hayat Su Medeniyetleri Müzesi Kurucusu ve Koordinatörü Ercan Topçu da sebillerin hayır için, herhangi bir ücret beklenmeksizin ikram yapılmak adına inşa edilmiş mimari yapılar olduğunu kaydetti.

Sebillerin, özellikle külliye gibi yapılarda, geniş caddelerde herhangi bir maddi menfaat beklenmeksizin hizmet verdiğini dile getirerek, insanları suyla buluşturmanın sevapların en büyüğü olduğunu kaydetti.

Çeşitli yerlerinde çeşmeler, sebiller, hamamlar ve su yapıları olan İstanbul'un "su uygarlığının başkenti" olduğunu ifade eden Topçu, Osmanlı Dönemi’nde yapılan 125 sebilin büyük bir çoğunluğunun günümüze kadar devam ettiğini belirtti.

Topçu, şunları kaydetti:

"Büyük bir çoğunluğu saray eşrafındandır. Çünkü bu maddi imkan gerektiriyordu. Büyük mahallelerde bu sebiller yapılarak hem halkın nazarında güzel intiba edinmek hem de Allah rızası kazanmak amacıyla servetlerinin bir bölümünü bu şekilde hayırlara harcamışlardır. Tabii ki handır, okuldur ama yanında hep sebil vardır. Sebil diyerek geçmeyin. Biz bir yere çeşme yaparız unutup bırakır geçeriz ama oraya sebil yapıldığında sebil için bir vakfiye hazırlatılıyor. Burada çalışacak görevliler, maaşları, temizlik yapacak görevliler var."

Topçu, sebillerden Osmanlı döneminde mevsimine göre farklı içecekler ikram edildiğini, Osmanlı'daki kadın sultanların da sebiller inşa ettirdiklerini söyledi.

Osmanlı'da denizcilerin de sebil inşa ettirdiklerini dile getiren Topçu, "Bu sebil kültürü dünyanın hiçbir yerinde de yok. Nasıl ki Türk-İslam su medeniyeti çok önemli bir medeniyet ama dünyanın hiçbir yerinde de insanlara ben ücretsiz su vereceğim, özel vakıf kuracağım, mekanlar hazırlayacağım. Böyle bir şey yok. Dolayısıyla bunlar aslında bizim zenginliğimiz. Bunları maalesef ki unutmuşuz. İnşallah İstanbul'un farklı yerlerindeki bizim vakıf eserlerimizi, sebillerimizi, Vakıflar Müdürlüğü’nün de öncülüğünde en azıdan kandillerde aslına uygun olarak hizmet etmesine yönelik bir çaba içinde olunabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Vefa'da bulunan Mimar Mehmet Ağa Camisi İmam Hatibi İbrahim Canbaz da daha önce sebillerden bu şekilde istifade edildiğini görmediklerini, yazın camiye Kur'an öğrenmeye gelen çocukların bu kültürü çok sevdiğini ifade etti.

Bu hizmetin bir başlangıç olmasını temenni ettiklerini belirten Canbaz, "Çocuklar çok mutlu oldu. Bilinç altlarında çok güzel bir anı olarak kalacak. İnşallah bu gelenek böyle devam etmeli. Hem çocuklar bazında hem büyükler bazında çok güzel bir olay, çok güzel bir işlem. Allah devamını daim eylesin inşallah." dedi.

İstanbul'da çeşme yapımıyla gelişmeye başlayan su kültürü, sebil kültürünü ortaya çıkarınca Osmanlı döneminde bayramlarda, kandillerde, cuma günleri, bu sebillerden ücretsiz bir şekilde halka, şerbet, soğuk su ve kışları da sıcak su ikramı yapılırdı.


Kaynak: AA
Editör: AA

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam