ADD Genel Başkanı Prof. Dr. Süheyl Batum, Siyaset Bilimci Yazar Doç. Dr. Barış Doster ve Tarihçi Yazar Sinan Meydan ‘ın konuşmacı olarak katıldığı ve ADD İstanbul Eşgüdüm Başkanı ve Maltepe Şube Başkanı Olcay Yılmaz’ın yönettiği panele izleyici olarak katılanlar arasında; Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç ile çok sayıda isim yer aldılar.
ADD Maltepe Şube Başkanı Olcay Yılmaz “Cumhuriyet bir devrimdir. Her devrim kendisini koruyacak önlemleri almak zorundadır. Devrimler kendilerini koruyamazlarsa yok olurlar. Türkiye Cumhuriyeti yayılmacılığa, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı verilmiş bir kurtuluş savaşı ile kurulmuştur. ”
Açılış konuşmasını yapan ADD Maltepe Şube Başkanı Olcay Yılmaz konuşmasına “Cumhuriyet bir devrimdir. Her devrim kendisini koruyacak önlemleri almak zorundadır. Devrimler kendilerini koruyamazlarsa yok olurlar. Türkiye Cumhuriyeti yayılmacılığa, sömürgeciliğe ve emperyalizme karşı verilmiş bir kurtuluş savaşı ile kurulmuştur.” diye başlayarak sözlerine söyle devam etti; “Devrimin en büyük düşmanı bağnazlıktır. Bunun içindir ki ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 1925 yılında Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, Dervişler, Müritler ülkesi olamaz demiştir. Ancak! Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne saldırılara uğramıştır. Menemen Olayı bunun en açık örneğidir. Şeyh Sait olayı bunun en açık örneğidir”
Tarihçi Yazar Doç. Dr. Barış Doster “Atatürk’ün dış politika konusunda 3 önemli öğüdü vardı. 1- Moskova ile ilişkileri önemse, 2- Büyük devletlerle emperyalistlerle asla yanak yanağa olma, 3 – Arapların aralarındaki sorunlarda asla taraf olma. Atatürk’ün söylediklerinin doğruluğunu her dönemde görüyoruz.”
Panelde ilk konuşmayı Tarihçi Yazar Doç. Dr. Barış Doster yaptı. Atatürk’ün dış ilişkilerdeki öngörülerinin her geçen gün kanıtlandığını örneklerle belirten Doster konuşmasında şunları söyledi;
“Atatürk’ün dış politika konusunda 3 önemli öğüdü vardı. 1- Moskova ile ilişkileri önemse, 2- Büyük devletlerle emperyalistlerle asla yanak yanağa olma, 3 – Arapların aralarındaki sorunlarda asla taraf olma. Atatürk’ün söylediklerinin doğruluğunu her dönemde görüyoruz.” Doster konuşmasının devamında eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun tam tersi yönde hareket ettiğini savundu ve son dönemdeki dış kaynaklı problemlerin Atatürk’ün bu sözlerini yok sayılan tavırlılardan kaynaklandığını belirtti.
AK Parti’nin göreve geldiği yıllarda içte ve dışta 4 önemli avantajının olduğunu vurgulayan Barış Doster bu avantajları da şöyle sıraladı;
1- Sıcak para bolluğu, 2- Irak’ın işgaline itiraz etmeyecek bir yönetim gerekliliği, 3- 1999-2002 krizinin faturasının iktidara kesilmesi, 4- Seçmenin CHP hariç muhalefet partilerine kestiği fatura.
Tarihçi -Yazar Sinan Meydan: “ Atatürk ve cumhuriyet rejimine yönelik olan karşıtlığı ; bir hastalık olarak Atatürk’ün sağlığında ortaya çıktı. Hakkında çirkin dedikodular yapıldı. Ne dinsizliği kaldı, ne Bolşevikliği kaldı, ne de Türk olmadığı kaldı. Aslında saldırılar Atatürk’ün şahsında cumhuriyet rejimine idi, Genç Türkiye Cumhuriyeti devletine idi. Eski Türkiye’nin liderini yani Atatürk’ü tasfiye etmeden istenilen yeni Türkiye kurulamaz. Bu nedenle Atatürksüz bir Türk tarihi yazılmak isteniyor”
Tarihçi Yazar Doç. Dr. Barış Doster’in ardından konuşan Tarihçi-Yazar Sinan Meydan, da Yeni Türkiye kavramının cumhuriyetin tasfiyesi hareketi olduğunu iddia etti. Meydan Atatürk düşmanlığının bir hastalık olduğunu, gençlerin bu hastalığa tutulmaması için ve bu hastalığın engellenmesi için Atatürk’ü çok iyi anlatmak gerektiğini söyledi.
Atatürk düşmanlığının yeni bir kavram olmadığını vurgulayan Sinan Meydan, “Bu hastalık Atatürk’ün sağlığında ortaya çıktı. Hakkında çirkin dedikodular yapıldı. Ne dinsizliği kaldı, ne Bolşevikliği kaldı, ne de Türk olmadığı kaldı. Aslında saldırılar Atatürk’ün şahsında cumhuriyet rejimine idi, Genç Türkiye Cumhuriyeti devletine idi” dedi.
Meydan, “Eski Türkiye’nin liderini yani Atatürk’ü tasfiye etmeden istenilen yeni Türkiye kurulamaz. Bu nedenle Atatürksüz bir Türk tarihi yazılmak isteniyor” diye konuştu
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Süheyl Batum “Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin yenilgiye uğratılmasının bir sonucudur. Bu sonucu içine sindiremeyen emperyal güçler bilhassa 1950’lerden itibaren çok partili siyasi yaşam sürecinde siyaset eliyle gizli hedeflerine ulaşma çabalarını aralıksız sürdürmüşlerdir. Atatürkçü Düşünce Derneği olarak anayasal zeminde yeniden aydınlanma mücadelemize devam edeceğiz.”
Panelde son konuşmayı yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Süheyl Batum da, Türkiye’de Anayasalar ve cumhurbaşkanlığı sistemi, 1980 sonrası özgürleşme ve demokratikleşme, laiklik ve karşı devrim konuları hakkında konuştu. Prof. Dr. Batum, “Atatürkçü Düşünce Derneği olarak anayasal zeminde yeniden aydınlanma mücadelemize devam edeceğiz” dedi.
Batum, şunları söyledi, “Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin yenilgiye uğratılmasının bir sonucudur. Bu sonucu içine sindiremeyen emperyal güçler bilhassa 1950’lerden itibaren çok partili siyasi yaşam sürecinde siyaset eliyle gizli hedeflerine ulaşma çabalarını aralıksız sürdürmüşlerdir. Ülkemiz üzerine tezgâhlanan oyunlardan biri de yeni tarih yazma çabasıdır.
Yeni tarih yazarak, Kurtuluş ve Kuruluş süreci yok sayılmaktadır. Eşsiz Lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları görmezden gelinmektedir. Ulusal kimliğimiz, öz benliğimiz bilinçli bir şekilde zayıflatılmaktadır. “keşke Yunan kazansaydı”, “Sevr Antlaşma değildir”, “Lozan yanlıştır” söylemleriyle açığa çıkan yeni tarih yazma çabaları, ülkemizin ve milletimizin geleceğine çok net bir saldırı olup, emperyal amaçlara hizmet etmekten başka bir hedef de taşımamaktadır.
Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: SİNAN ERDOĞDU