Gaziosmanpaşa Kültür Merkezinde “ Dijital Dünya ve Algı” adı altında gerçekleşen seminere Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta da katıldı.
Çeşitli gazete, dergi ve bloglarda makaleler yazan, İstanbul Üniversitesi Sahne Sanatlarının ardından Beykent Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünden mezun Abdurrahman Uzun bu etkinlik vesilesiyle gelmiş olmaktan memnuniyet duyduğunu belirterek, Türkiye’de ve dünyada algı yönetiminin nasıl yapıldığına, kitlelerin nasıl yönlendirildiğine örneklerle değindi. Abdurrahman Uzun,vatandaşlara bu konularda dikkat etmeleri gereken noktalara ilişkin tavsiyelerde bulundu. Teknolojik gelişmelerin ve özellikle sosyal medya kavramının günlük yaşamın her noktasına tesir etmesiyle algı yönetimi kavramının farklı bir boyuta ulaştığını ifade eden Abdurrahman Uzun, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bu duruma hızlı adapte olmasının büyük önem taşıdığını söyledi.
Eğer Aslanların Hikayeleri Anlatılmazsa Avcı Yalanları Dinleriz
Rize merkeze bağlı bir köyde dünyaya geldiğini belirten Uzun, “Annem okuma yazma bilmiyordu babam ise ilkokul mezunu hafız bir adamdı. On kardeşli bir ailenin yedi numarasaydım. Sonra İstanbula gelip İstanbul Üniversitesi Gösteri ve Sahne Sanatları’nı ardından Beykent Üniversitesi Sinema Televizyon’u okudum. İkinci üniversiteden mezun olduğumda 29 yaşındaydım. İki üniversite okumama rağmen Kut-ül Amare’yi ben yeni öğrendim. Eğer aslanların hikayeleri anlatılmassa avcı yalanları dinlersiniz. Bizler aslanların hikayesini anlatmalıyız. Bu düşünceyle çıktım yola. Benim bir tutkum var. Tutku aşkın bir tık ötesidir. Tutku için bedel ödemek gerekiyor. Bu tutku vatan tutkusu. Memleket ve insanlık tutkusu. En önemlisi yeniden dirilişe tutkum var bunun içinde ne bedel ödemem gerekiyorsa öderim. Ölümden de korkmuyorum çünkü zaten 15 temmuz günü öleceğimi bilerek çıkmıştım yola. 15 temmuzdan sonra yaşadığım her gün benim için ekstra yaşamaktır. Çünkü ben o akşam allah için vatan için ölümü göze almıştım.” dedi.
Abdurrahman Uzun günümüzde çözülemeyen bir savaş içinde olduğumuzu belirtti. Politikacıların açıklamalarıyla ekonomiler dibe çöktüğüne dikkat çeken Uzun, Politik savaşlarla ülkelerin diz çöktürülmeye çalışıldığının altını çizdi. Birçok ülkeyle uğraşılırken Çin’e kimsenin bulaşmadığına dikkat çeken Abdurrahman Uzun, bunun nedenini Çin’in gelişmiş ve hala gelişmekte olan teknolojilerinin etkili olduğunu anlattı. Uzun konuşmasını şöyle sürdürdü : “Günümüzde önemli olan şey psikolojik savaş. Biz 15 Temmuz günü savaşı kazandık ama ondan sonraki psikolojiyi yönetmek en zorlu savaş . Bizim bu savaşı vermemiz gerekiyor.
“Dünyanın en etkili silahını cebimizde taşıyoruz.”
Medya günümüzde gerçekleri olduğundan bambaşka göstermek konusunda uzman. Eğer dikkatli olmassak algılarımız başka güçlerin esiri haline kolayca gelebiliyor. Medyada gizlenmiş birçok figürle, belirli zümrelerin oluşturduğu fikirler insanlara empoze ediliyor.Günümüzde biz en büyük silahı ceplerimizde ve evlerimizde taşıyoruz. Cep telefonları ve bilgisayar günümüzde en büyük silah. Dünyanın en etkili silahını cebimizde taşıyoruz. Biz silahla ne yapmalıyız ya bu silahla kendi kafamıza sıkacağız ya da düşmana sıkacağız. Uzun durumu şöyle özetliyor: “Elimizde dünyanın en etkili silahı var. Telefonlarımız. Bu kadar planlı bir dijital dünyanın içerisinde eğer biz tutar sadece whatsapp’tan cuma mesajı yollarsak bu silahla kafamıza sıkarız. Bu ülkede bir sıkıntı çıkarsa bizim gidecek yerimiz yok o yüzden özümüze dönüp bu vatana sahip çıkmamız gerekiyor. Bizim öyle bir dedimiz olmalı ki bin devaya değişmemeliyiz.Bu yolda dürüst olmak zorundayız kendimiz olmak zorundayız. Tıpkı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi cesur olmak zorundayız. Bizim bu topraklarda yeniden dirilişi gerçekleştirmek için birilerine ihtiyacımız yok. Batıdan bir şey almamıza gerek yok eğer kendi değerlerimize bir dönüş yapabilir, onun farkına varabilirsek yeniden dirilişi gerçekleştirebiliriz. Bizi ayrıştırıyorlar. Bu topraklarda doğmuş olan insanların altın gibi bir imanı var sadece bazılarının üstü tozlu veya çamurlu ama o çamuru silirseniz altın değerinden hiçbir şey kaybetmez. O yüzden bu ayrışmaları aramıza soktuklarında biz o altına ulaşamayız. Bizim ayrışmaya değil bilime, sanata, estetiğe, zarafete, ekonomiye ihticamız var. Bi de tarihten bu yana hepsi var. Kimseye ihtiyacımız yok. İbni arabi, Harezmi, Akşemsettin, Ali Kuşçu... Bu isimler bizim bilim adamlarımız. Dünyada kimse uğraşmıyorken biz bilim üretiyorduk. Bizim ayağa kalkmak için kimseye ihtiyacımız yok. Ama biz hala birçoğunu tanımıyoruz. Kendi özümüzü bilmiyoruz.
Çocuklarımıza olmayan bir kahraman tanıtıyorlar
Abdurrahman Uzun dijital ortamın algılarımız üzerindeki etkisine değinerek: “Çocuklarımıza olmayan bir kahraman tanıtıyorlar. Superman, Örümcek Adam vs. Ama kimse çocuklarımıza gerçek kahramanlardan bahsetmiyor. Nice kahramanlar varki bu topraklarda ne bedeller ödemiştir. Hatta canıyla ödemiştir. Bunlardan bahseden kimse yok. Kurtuluş Savaşı’nda vatanı uğruna can veren kahramanlardan , 15 temmuz gecesi vatanı uğruna ölüme giden Ömer Halis Demir’den bahseden yok. Aliya izzetbegoviç’in bir sözü var. ‘Bizi toprağa gömmek istediler ama bilmedikleri bir şey var. Biz tohumuz. Bizi ne kadar çok gömerseniz biz o kadar filizlenir çıkarız.’ dedi.
Hollywood kutsal büyüsüyle hepimizi büyüledi
Uzun, Hollywood’tan örnek vererek o sektörün ne amaçla hizmet ettiğini anlattı. “Hollywood (Holly- kutsal), (wood- ağaç) kutsal ağaç demek ve kutsal ağaç, pagan büyücülüğünde kullanılan bir sihirbaz değneğidir. Örneğin Rocky filmini ele alalım. Çıktığı yıllarda hayrandık ona. Hepimiz en büyük kahraman yaptık o karakteri. Cüneyt Arkın ile dalga geçtik senelerce. Battal Gazi’sinden tutun Kara Murat’ına kadar ama bir şeyi göremedik. Rocky’nin yumruğu Amerika’ydı. O yumruk her indiğinde Amerika yumruk atıyordu aslında. Senelerce ABD yumruğu izledik. Bizim yerli kahramanımız Cüneyt Arkın ise Osmanlı’ydı. Bir okla on kişiyi devirirdi. Bir okla biçok insanı yere yığardı. O Osmanlı’ydı ama biz göremedik. Hollywood kutsal büyüsüyle hepimizi büyüledi.
Dijitalde yalan gerçekten 6 kat daha hızlı yayılıyor
Uzun, son olarak “Sanal ortamda neler yapmalıyız?” bölümünde seyircilere tavsiyelerde bulundu. Buna göre dijitali etkili kullanmak için izleyeceğimiz yollar şunlar: Öncelikle söylemlerimizde net olacağız. Derdimizi yarım saatlik uzun videolarla anlatmamalıyız. Kısa süre her zaman önemlidir. Az sürede çok şey anlatmak gerekiyor. Dijitalde mücadele etmek istiyorsak ne söyleyeceksen kısa söylemeliyiz. 30 saniyelik video düşmanından bile gelse acaba ne diyor diye bakıyoruz o videoya. En önemlisi de doğal olmak. Dijitalde bir şey yapmak istiyorsanız doğal olmalısınız. Yapmacık olduğunuz anda o mermiyi boşa atmış olursunuz. Dijitalde bir video veya paylaşım yaptığınızda aynı zamanda düşündürmek zorundasınız. Kişiler paylaşımınızı izledikten veya okuduktan sonra düşünmeli, kendini düşünmeye zorlamalı. O zaman kişilere dokundunuz demektir. Son olarak sokağın diline inmemiz gerekiyor. Eğer sokağın dilini konuşabilirsek tek cümleyle çok şey izah edebiliriz. O samimi dile birbirimizi anlayacağımız dile ulaşabiliriz. Eğer dijitalde bu unsurları hayata geçirirsek daha etkili bir rol almak kaçınılmaz olur.
Son olarak şunu belirtelim. Dijitalde yalan gerçekten 6 kat daha hızlı yayılıyor. Eğer bu ortamda mücadele edilecekse bir kişi yalan bir şey ortaya atınca 6 gerçek koymalıyız ortaya. Dijital ortamda her söylenene araştırma yapmadan inanmamamız gerekiyor.
Seminer sonunda Abdurrahman Uzun Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Uzun ve vatandaşlarla selfie çekildi. Gaziosmanpaşa Belediyesi ise Uzun’a katılımından dolayı plaket taktim etti.
Kaynak: ÖZEL HABEREditör: KÜBRA ÇELEPİ