SON DAKİKA
reklam
reklam

83 YIL ÖNCE TÜRK KADINI SİYASET SAHNESİNE ÇIKIYOR

Eklenme Tarihi: 1 Aralık 2018, Cumartesi - 10:10   Okunma Sayısı: 229333
Gelin kadınların seçme ve seçilme hakkı üzerinden, geçmişten günümüze ufak bir yolculuk yapalım ve geldiğimiz noktaya birlikte göz atalım.

İSTANBUL

5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü yaklaşıyorken  bu tarihin Türkiye'deki kadınlar için daha farklı bir önemi olduğunu bilmemiz gerekiyor. 5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşti:  Kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip oldu.

Avrupa ülkerinden çok önce demokratik haklara kavuşuldu

Atatürk, kadınlara çok sayıda Avrupa ülkesinden daha önce bu demokratik hakkın verilmesini sağlamıştı. Türkiye, Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı.

Son yıllarda kadının toplumdaki yerine ilişkin dikkate değer çalışmalar yapılmakla beraber, özellikle kadınlara tanınan siyasal haklar ve bu hakların istenilen şekilde kullanılıp kullanılmadığı konusu, üzerinde durulmaya değer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira, söz konusu hakların üzerinden yetmiş yıla yakın bir süre geçmesine rağmen, kadının siyasetteki yeri ile siyasal katılımdaki rolü ve etkinliği hala tartışılmaya devam etmektedir. Bu tartışmaların odak noktasını ise, daha çok milletvekili seçilen kadınların sayıca azlığı meselesi oluşturmaktadır.

İslamiyetin kabulü ile birlikte Türk kadını siyasi hakları kullanma açısından bazı sınırlamalara tabi oldu. Meşrutiyet döneminde kurulan bazı kadın dernekleri ve basın sayesinde Osmanlı kadını genel anlamda kadın haklarını arama yoluna gitmiş ve bunun uzantısı olarak da siyasi hak talebini dile getirmeye başlamışsa da, gerçek anlamda siyasi haklarını kazanması ancak Cumhuriyetin ilanından sonra yapılan kanunlarla gerçekleşti.  Türk kadınına siyasi haklarını kazandıran kişi Mustafa Kemal Atatürk oldu.

 

 

Kaynaklar, Atatürk’ün Türk kadınına siyasal haklarını kazandırmasının başlangıcını manevi kızlarının okulda sınıf başkanlığına aday bile gösterilmemeleri üzerine yaşadığı üzüntüye bağlar. O dönemde seçme ve seçilme hakkı olmayan kadın, bırakın parlamentoya girmeyi, basit bir okulda sınıf başkanı bile olamıyordu. Gerçek şu ki, onların üzgün halleri belki Atatürk’ün çalışmalarını hızlandırmıştır. Ancak O’nun uzun zamandır Türk kadınına siyasal haklarını kazandırma yönünde çalışmalar yaptığı da biliniyor.

1930 Türk kadını için önemli bir yıldı. Kadınlara siyasetin kapısını aralayan Belediye Yasası bu tarihte çıkarıldı. Böylece artık kadınlar belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı kazandı.

5 Aralık 1934 tarihli kanunla milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde eden kadınların pek çoğu bu gelişmeyi büyük bir memnuniyetle karşıladılar. Bu maksatla 6 Aralık’ta bazı Ankaralı kadınlar Mustafa Kemal Atatürk ve diğer büyüklere teşekkür için Halkevi’nde bir toplantı düzenlediler ve ardından Meclise giderek memnuniyetlerini belirttiler. 15

Kadınların ilk kez katıldığı 1935 yılı seçimleri, iki dereceli seçim sistemi ve tek parti olarak Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) nın bulunduğu bir ortamda yapıldı. Daha önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimlerde de büyük ölçüde kadın ve erkek adaylar parti üst kademeleri taraf1935 yılı seçim sonuçlarına göre, seçilmesi gereken 399 milletvekilinden 17’si kadın olmak üzere, 386 milletvekili CHF adaylarından oybirliği ile; 4’ü azınlıklardan olmak üzere 13 bağımsız aday oy çokluğu ile seçilmişlerdi. Bazı eserlerde 18 olarak verilmesine rağmen l8 bu seçimlerde Meclis’e 17 kadın milletvekili girmiştir. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan “ara seçimi”nde ise Çankırı Milletvekili olarak seçilen emekli öğretmen Hatice Özgenel ile bu sayı 18’e çıkmıştır. 19 Böylece, kadınlar Meclis’teki tüm milletvekillerinin %4,5’ini oluşturdular. Bu oran o günden bugüne ulaşılan en yüksek rakamdır. Zira, çok partili döneme geçildiği 1950-5l’de 3 kadın ile %0,61 gibi en düşük rakamla temsil edilen kadınlar, en son yapılan 1995 seçimlerinde de 13 kadın ile %1,82 oranında Meclis’te yer almışlardır.ından belirlendi.

7 Haziran seçimlerinde 'rekor': Yüzde 17.8

7 Haziran 2015 seçimlerinde Meclis'te kadın temsili açısından en yüksek seviyeye ulaşıldı. Meclis'e 98 kadın milletvekili girdi ve kadınlar Meclis çatısında yüzde 17.8 oranında temsil edildi. Bu Cumnuriyet tarihinin en yüksek oranıydı. Ancak rekor kısa ömürlü oldu. 1 Kasım seçimlerinde Meclis'e girebilen kadın sayısı 81'e, oran yüzde 14.5'e geriledi.

Büyük inkılabın ilk kadın muhtarı Gül Esin

Kadınların aktif siyasette başarılı olabilmeleri ve siyasal haklarının göstermelik olarak var olmaması ya da bir süs, bir aksesuar olarak Meclis’te yer almamaları için, söz konusu yaygın kanaatlerin değişmesi ve kadını siyasetten alıkoyan yasal engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun için de seçilenlerin tümünün bu doğrultuda çaba sarfetmelerinde yarar vardır.Türk Kadını Milli Mücadele döneminde işgallere karşı protesto mitingleri düzenleme, ordunun hizmetinde bulunarak mermi ve giyecek imal etme ve cepheye malzeme taşıma gibi faaliyetlerde bulunmuştur. Türkiye’nin ilk kadın muhtarı Gül Esin de bu kadınlardan biriydi.

32 yaşında Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olan Gül Esin, 11 Aralık 1933’te Halkevi Gazetesi’ne ‘Büyük inkılabın ilk kadın muhtarı, vazifen kutlu ve mutlu olsun’ manşetiyle haber oldu.

Atatürk tarafından ödüllendi

Muhtar olmasının ardından kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklayan Gül Esin, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak da büyük başarı elde etmişti.Muhtarlığını yaptığı dönemde Atatürk tarafından ödüllendirilmiştir.

Muhtar seçilmesi davullarla kutlandı

Gül Hanım'ın muhtar seçilmesinde hem kimse bilmiyorken onun okuma yazma bilmesi hem de köyün ileri gelenlerinin onu desteklemesi etkili olmuştur. Onun muhtar seçilmesi köy halkı tarafından büyük bir sevinçle karşılandı ve üç gün üç gece davullarla kutlandı.

Gül Esin köy işerinin evlerde ya da kahvehanelerde tartışılarak çözülmeyeceğine inanıyordu. Bu yüzden köylünün de onayını alarak 'köy odası' isminde kooperatif bir mekan yaptırmaya karar verdi. Odanın yapılması için köylünün ürünlerinden elde ettiği gelir bir araya getirildi ve satıldı.

Gül Esin’e Atatürk’ün yolladığı mektuplar ve kartlar Çine’deki evlerinin yanması sonucunda yok olmuş. Kendisi 1955’ten 1990’a dek, esasen halası iken evlat alarak annesi olduğu Cumhuriye Hanım ve eşiyle birlikte yaşamış. Türkiye’nin ilk kadın muhtarı olmasına karşın kendisini arayan soran olmamasından yakınırmış.

1990 yılında 89 yaşında vefat eden Gül Esin, Eğriboyun Mezarlığı’na defnedilmiş. Ölümünden 21 yıl sonra Türk Kadınlar Birliği Aydın Şubesi, Adnan Menderes Vakfı Üniversitesi Parkı’na büstünü yaptırmış.

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: KÜBRA ÇELEPİ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam