SON DAKİKA
reklam
reklam

En güzel şarkılara en güzel şiirlere konu olmuş Çamlıca Tepesi…

Eklenme Tarihi: 6 Şubat 2019, Çarşamba - 11:34   Okunma Sayısı: 196598
Hemen eteklerindeki Bağlarbaşı’na hep yukardan bakan bu koca sevda tepesi, herhalde ilk kıskançlığını 27 Ocak 2019 gecesi yaşamış, belki de gıpta etmiştir...

Vuslat ve Firkatin şarkılardaki yeri (kavuşma ve ayrılık)

 

Neye mi?

1928 yılında tramvay hangarı olarak kullanılan, sonraki yıllarda otobüs deposuna dönüştürülen ve bugün Üsküdar Belediyesi tarafından kültür ve sanat faaliyetleri için ayrılan Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ne… 

Keyif ve huzurun, ahenk ve rengin buluştuğu, heyecanların doruğa çıktığı, duyguların sel olup aktığı Bağlarbaşı Kültür Merkezi’ne… Tıpkı Galata Kulesi’ne karşı gizli aşk sızıları çeken Kızkulesi’nin kıskandığı gibi…

 

 

FAMİ Musiki ve Sanat Derneği

27 Ocak Pazar akşamı koro şefliğini Üstat Sanatçı Yıldırım Bekçi’nin yaptığı Türk Sanat Müziği etkinliği FAMİ Musıki ve Sanat Derneği tarafından icra edilmiştir. Programın başlamasından 15 dakika kadar önce “Fami Musiki ve Sanat Derneği”nin beyaz perde üzerinden tanıtımı yapılmıştır.

Grubun konser verdiği yerlere oldukça geniş kadrolarla gittiklerini ve mutlaka iz bıraktıklarını gördük. Geçen sanat yılında üçü yurt dışında, üçü İstanbul dışında olmak üzere toplam sekiz konser veren FAMİ Musıki ve Sanat Derneği TSM Korosu, önümüzdeki dört ayda Heybeliada, Rize, Trabzon, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul ve Cezayir’de konserler vermeye hazırlanıyor.

 

 

Konser başlıyor

Nihayet heyecanla beklediğimiz program başladı. “Vuslat” ve “Firkat”i Atatürk’ün Fikriye’ye duyduğu hislerle takdim eden tok sesli sunucu İkrami Özturan Bey, salondakilerin bir anda etkilenmesine ve duygulu bir havanın oluşmasına neden oldu. Yanımdakilerin gözlerinin dolduğuna, yutkunduklarına ve adeta nefes almadan izlediklerine tanık oldum.

Ben, eşim ve kızımla salonun orta üst bölümünde kameramla kayıt yaparken bir yandan da çevremi süzüyordum. Atatürk’ü gönüllerde yaşatan bu asil millet,  Atatürk sevgisini her fırsatta açığa vuruyordu.

 

Konser başlıyor

Takdimlerin ardından müzik üstadı Yıldırım Bekçi, koro şefi olarak sahnedeki yerini aldı. İlk parça anons edildi. Ayrılıkların acısını, kavuşmanın tatlılığını anlatan eski eserin icrasıyla başladı konser.

Hüzzam bir fasılla başlayan konserin devamında, koronun ve solistlerin okuduğu eski adıyla “firkat ve vuslat” olan “ayrılık ve kavuşma” temalı şarkılara yer verildi. 

Sevgiliden ayrılmak, sevgiliye kavuşmak… Çoğumuz bu duyguları yaşamışızdır. Bu his âlemi içinde ana babadan ayrılmayı, hatta daha üzüntü verici olan vatandan ayrılmayı aklımdan geçirdiğim esnada İkrami Bey’in sesiyle kendime geldim. İkinci Bölüm’de Yıldırım Bekçi’yi solist olarak dinleyeceğimiz müjdesini veriyordu.

 

I.Bölümün sonunda

Konsere ara verildiğinde Süha-Nilgün Tanyeri çiftini bulduk ve hemen sorularımızı yönelttik:

Tünaydın: FAMİ Müzik ve Sanat Derneği’nin kuruluşundan bugüne kadar çeşitli aktiviteler içinde olduğu anlaşılıyor. Siz bu gelişme çizgisine nerede katıldınız? Bir müzik grubuna veya koroya girmek nereden aklınıza geldi? TSM’nin güçlü sesi ve üstadı Yıldırım Bekçi’nin korosunda yer almak nasıl bir duygudur? Ne gibi çağrışımlar oluşturdu sizde?

Biz iki ay önce bu gruba katıldık. Bazı arkadaşlarımızın koro faaliyetleri çok ilgimizi çekti. Koro ve Dernek Başkanı İkrami Özturan (kendisi e. albaydır) “Balyoz davası”nda beraber yargılandığımız bir arkadaşımdır. Sağ olsun müracaatımızı kabul etti ve böylece bu güzel ortama eşimle birlikte katılmış olduk.

Koroda benim gibi general, subay, üst düzey yönetici, bankacı, iş adamı, öğretmen, ev hanımı gibi pek çok kesimden kişiler bulunmaktadır. Güzel ve nezih bir ortam oluşturuluyor. 

Sayın Yıldırım Bekçi kendini ispatlamış büyük bir üstattır. Dolayısıyla onunla birlikte çalışmak çok keyifli… Hem eğleniyor hem de çok şey öğreniyoruz. 

Tünaydın: Konsere çıkmadan önce hazırlık evresi geçirdiğiniz bir gerçek… Ne kadar süreyle çalışma yaptınız? Bu çalışmalarda zorlandığınız veya “acaba” dediğiniz anlar oldu mu?

Normalde koro çalışmalarımız haftada iki gündür. Günde ikişer saat olarak gerçekleşiyor. Ancak bu konser için ilave çalışma saatleri konuldu. Çok titiz bir çalışma yapılıyor. Aslında amatör bir gurubuz ama profesyonel titizliği ile çalışıyoruz.

Tünaydın: Sizleri ikinci bölümde zevkle izlemeye devam edeceğiz. Çok teşekkürler.

 

Konserin ikinci bölümü

II. Bölüm’ün anonsundan kısa bir süre sonra Üstat Yıldırım Bekçi, solist olarak eserler sunmak üzere sahnenin ön kısmında yerini aldı. İlk eserini icra ettiği andan itibaren dinleyicilerin büyük bir haz ve keyifle ruhlarına hitap ettiği görülüyordu. Fethetmişti adeta salonu… Sahneden aşağıya konukların arasına indi.

Misafir sanatçılar

Sanatçı Yıldırım Bekçi, İstanbul Radyosu sanatçılarından Ayla Büyükataman’a mikrofon uzatarak birlikte düet yaptılar. Düet esnasında mini bir dans gösterisi de sunan ikili, konuklardan büyük alkış aldı. Konuklar arasında yer alan Ses Sanatçısı Bestekâr Zekai Tunca, Yıldırım Bekçi’nin davetini kırmayarak okuduğu “Gülü susuz seni aşksız bırakmam” adlı şarkıyla konsere ayrı bir değer kattı.

Çok sayıda tanınmış ismin yanında kıymetli bestekârlar da bulunuyordu. Bu değerler unutulmamıştı… Üstatlar arasında Bestekâr Mahmut Oğul ve Bestekâr Turhan Taşan da bulunuyordu. Mahmut Oğul’un babasına hitaben yazdığı “Nasıl geçer sensiz bu yaz” ve Turhan Taşan’ın ödüllü “Üzüldüğün şeye bak” şarkıları koro tarafından icra edildi.

Ve güçlü sesiyle sunucu, cepheden dönen trene yaklaşan bir Anadolu kadınının, bir ananın, oğluyla değil ama firkatle buluştuğunu anlatıyordu. Hiç tahammül edilemeyen ama niceleri yaşanan bu buluşmalar (!), İstiklâl Harbi’miz süresince çok yaşanmıştı.

Koro, “Kara Tren” şarkısını söylemeye başlayınca flütün sihirli sesi, izleyicilerin hasreti yüreklerinde hissetmeleri için yeterli neden oluşturmuştu bile. Tatlı bir tebessümle şarkıya eşlik etmeye başladılar.

Daha sonra Nisan 2018’de Kardeş Koro oldukları Kültür Bakanlığı Diyarbakır Klasik Türk Müziği Korosundan bir hanende ve bir sazende de sahnede koroyla birlikte yer aldı.

 

Konserin sonunda

Konserin sonunda Çamlıca Tepesi, şiirlerinde kendisine çok yer veren ve sözleri Yahya Kemal Beyatlı’ya ait  “Zil, Şal ve Gül” isimli şarkıyı dinleyince sanırım böyle bir gecede kendi adının geçmeyişinden dolayı bir kez daha hayıflanmıştır.

Salondaki tek koltuğu dahi boş bırakmayan dinleyiciler de böylesine güzel bir müzik grubunun içinde yer alamamış olmanın burukluğunu yaşamışlardır herhalde. Tüm seyircileri ustalıkla korosuna katan değerli sanatçımız Yıldırım Bekçi’ye “övgülerin en büyüğüne lâyık” dememiz yerinde olur. 

Başta büyük üstat olmak üzere, bin bir emekle bizlere bu hazzı yaşatan tüm koroya, solistlere ve tabii ki sunumuyla göz dolduran İkrami Bey’e, Kültür ve Sanat Merkezinde böylesi bir etkinliğe imkân veren Üsküdar Belediyesi’ne şükranlarımızı sunuyor ve yeni etkinliklerde buluşmayı diliyoruz.

  

 

 

 

 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: UĞUR FARUK YILDIZ-CENGİZ BAYSU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam