SON DAKİKA
reklam
reklam

SAVAŞLARIN KORKUNÇ YÜZÜ KİMYASAL SİLAHLAR

Eklenme Tarihi: 3 Ağustos 2019, Cumartesi - 09:56   Okunma Sayısı: 192551
Konvansiyonel silahlara göre üretimi daha ucuz ve kolay olan kimyasal silahlar, basit laboratuvarlarda bile üretilebiliyor. İnsanlık tarihinde ülkeler, örgütler ve askerler tarafından birçok kez kullanılan bu silahlar, etkilerinin güçlü olması nedeniyle insan, hayvan, doğa ve doğal kaynaklar için ciddi tehdit oluşturuyor.

Hardal, sarin, VX, arsin, hidrojen siyanür, tabun, klor ve fosgen gibi birçok çeşidi olan zehirli kimyasallar, türlerine göre merkezi sinir sistemi, solunum sistemi ve kan hücrelerine zarar veriyor. Kimyasal silahlar, solunum sistemini tahrip ederek nefes almayı zorlaştırıyor, zehirlenmelere ve kalp krizlerine neden oluyor.

Bu gazlar arasında en bilineni kükürt klorür içerikli hardal gazı. Bu gaz, deri yanması, kaslarda tahribat, sinir sisteminin çökmesi ve körlük gibi birçok etkiye sahip. Gazın etkisi, 12-24 saat içinde net olarak ortaya çıkıyor. Birçok kimyasal çeşidi bulunan ve diğer kimyasallarla bileşimi kolay olan hardal gazına maruz kalan bölgelerde hayvanlar ve bitkiler de ciddi zarar görüyor.

Sinir gazları olarak bilinen sarin ve tabun da merkezi sinir sistemini etkileyerek bilinç kaybı, körlük ve felce neden oluyor. En zehirli kimyasallardan VX ise sıvı ya da gaz halde kullanılabiliyor. Solunum yolu ya da deriden geçerek vücudun sinir sistemini çökertiyor ve maruz kalan kişiyi birkaç dakika içinde öldürebiliyor.

Boğucu gazlardan klor ve fosgen, solunum ve kardiyak sistemi üstünde etki göstererek boğulmalara ve ani kalp durmalarına neden oluyor.

 

İLK KİMYASAL SİLAH M.Ö. 600'DE KULLANILDI

Basit laboratuvarlarda yüzlerce farklı kombinasyonda üretilebilen sıvı ve gaz haldeki zehirli kimyasallar, tarih boyunca birçok saldırıda ve savaşta kullanıldı.

İlk kimyasal saldırı, M.Ö. 600'de antik Yunan döneminde Atina ordusu tarafından Kirrha şehri kuşatmasında kullanıldı. Şehrin suyuna hellebore bitkisi katılarak düşman askerleri ve siviller zehirlendi.

Bilinen en fazla sayıda ölüme yol açan kimyasal saldırılardan biri, 1845'te düzenlendi. Fransız askerleri, Cezayir'i işgali sırasında esir aldığı bin kadar Berberiyi bir mağaraya hapsetti. Mağaraya verilen gazla Berberiler hayatını kaybetti.

20. yüzyılda kimyasal silahlar, savaşlarda çok büyük kitlelere karşı kullanıldı. Birinci Dünya Savaşı boyunca Almanya, Fransa ve İngiltere tarafından kullanılan zehirli gazlar, 1 milyondan fazla kişinin ölmesine ya da yaralanmasına neden oldu.

YAHUDİLER GAZ ODALARINDA ÖLDÜRÜLDÜ

İnsanlık tarihindeki en kitlesel ve ölümcül katliamlara sahne olan İkinci Dünya Savaşı'nda da kimyasal zehirli gazlar kullanıldı. Savaş boyunca yaklaşık 3 milyon Yahudi, Naziler tarafından Auschwitz ve Chelmno gibi toplama kamplarında öldürüldü. Özel olarak hazırlanan gaz odalarında hidrojen siyanür, saf karbonmonoksit ve Zyklon B gazları kullanıldı. 

Irak ordusunun 1988'de Halepçe'de düzenlediği kimyasal gaz saldırısında da çoğunluğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişi hayatını kaybetti. "Kimyasal Ali" lakaplı Hasan Ali Mecid komutasındaki birliklerin uçaklardan attığı gaz ve sıvı karışımı kimyasallar arasında hardal, sarin ve VX gazı ile türevleri bulunuyordu. Özellikle su kaynaklarına karışan zehirli kimyasalların, sonraki yıllarda bölgedeki kanser vakalarını yüzde 25 artırdığı tespit edildi. 

İLK KEZ YOĞUN VE SİSTEMATİK OLARAK BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI'NDA KULLANILDI

Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi ve Osmanlı-Türk Tarihi Araştırmaları Koordinatörlüğünde görev yapan tarih uzmanı İlkin Başar Özal, yaptığı değerlendirmede kimyasal silahların, ilk kez yoğun ve sistematik bir biçimde kullanıldığı Birinci Dünya Savaşı'ndan örnekler verdi.

Özal, kimyasal silahların Birinci Dünya Savaşı'nda bilinenin aksine önce Almanlar tarafından değil, Fransızlar tarafından kullanıldığını söyledi. Almanların kimyasalları gelişmiş ve kitlesel bir şekilde kullandığı bilgisini veren Özal, İngilizlerin de Özel Gaz Bölükleri kurarak Alman hatlarına saldırı düzenlediğini aktardı. Özal, kimyasal gaz saldırılarının askerler ve siviller üzerinde özellikle psikolojik etki yarattığını vurguladı.

"GAZDAN KORUNMAK İÇİN İDRAR KULLANILDI"

Özal, konvansiyonel olmayan bu kimyasal saldırılara maruz kalanların korunma yöntemlerine ilişkin ise şunları anlattı:

"Gaz saldırısına karşı askerlerin ilk aldığı tedbirler çok ilkeldi ama etkili oldu. Klor gazına karşı İtilaf askerleri idrarlarına batırdıkları bezlerle ağız ve burunlarını kapatarak önlem aldılar. Amonyak, klorun etkisini azaltıyordu. İdrarda da amonyak bulunmaktaydı. Bu nedenle askerler idrarlarını ziyan etmediler. Ne buldularsa içini doldurup bellerine asarak yanlarından ayırmadılar."

"VARLIĞINI KORUYACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR"

Özal, zehirli gazların Birinci Dünya Savaşı'nda ölüm ve yaralanma dahil 1 milyon 250 bin kişiyi etkilediğini, bugün de ucuz maliyeti nedeniyle kitlesel imha amacıyla hala kullanıldığını vurguladı.

Özal, "Maliyeti çok ucuz olduğundan taşıdığı risklere rağmen kitlesel imha için tercih edilen zehirli gazlar, insanoğlu savaş olgusunu rafa kaldırmadığı sürece varlığını koruyacak gibi görünüyor." diye konuştu.

ESED REJİMİ 215 KEZ KİMYASAL SİLAH KULLANDI

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) raporuna göre, Suriye'de iç savaşın başlamasından bu yana Esed rejimi muhaliflerin bulunduğu yerlere 215 kez kimyasal silah saldırısı düzenledi.

 

KİMYASAL SİLAH KULLANIMI YASAK

Uluslararası silahsızlanma bakımından yaşanan süreç ne kadar öğretici ve ilginç ise kimyasal silah üretimi ve kullanımının önlenmesi çabaları da öyle. İngiltere, 1968 yılında Cenevre Konferansında kimyasal silahlar ve biyolojik silahlarla mücadeleyi gündeme getiren devlettir.

Dünyada kimyasal silahların kullanılmasının yasaklanması için birçok girişim yapıldı. Son olarak Kimyasal Silah Sözleşmesi, 29 Nisan 1997'de yürürlüğe girdi. . Bu tarihte Sözleşmeye taraf ülke sayısı 87’dir ve bu devletler aynı zamanda KSYÖ’nün de kurucusu olmuştur. 2014 yılı itibariyle taraf olan üye devlet sayısı 190’dır. ABD 25 Nisan 1997’de, Rusya ise 5 Aralık 1997’de Sözleşmenin tarafı olmuştur

Sözleşmeye 192 ülke taraf oldu. Yalnızca İsrail, Mısır, Kuzey Kore ve Güney Sudan anlaşmaya dahil olmayı kabul etmedi.

Sözleşmeyle kimyasal silahların üretimi, depolanması ve kullanımı yasaklanıyor. Ayrıca, ülkeler, kimyasal silah stoklarını ve bunların nerede üretilebileceğini bildirmek zorunda.

KSYÖ, sözleşmeyle bugüne kadar dünyada varlığı bildirilen kimyasal silahların yüzde 97'sinin imha edilmesini denetledi.

Sözleşmeye taraf Devletler kimyasal silah geliştirmeme, üretmeme, stoklamama, kullanmama ve şayet ellerinde kimyasal silah varsa bunları en kısa sürede üretim tesisleriyle birlikte imha etmeyi kabul ve taahhüt etmişlerdir. Sahip oldukları kimyasal silahlar ile bunlara ilişkin tesisleri ve “Sözleşmece Yasaklanmayan Amaçlar” çerçevesinde ürettikleri kimyasal maddeleri Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne (OPCW) bildirmeleri bu maddelerin ithalat ve ihracatlarını kontrol altında tutmaları Sözleşme gereğidir. Ayrıca taraf Devletler bu bildirimlerin doğruluğunu teyit etmek, yasaklı maddelerin imhasına şahitlik etmek ve herhangi bir devletin itirazı halinde Sözleşmeye uygunluğu araştırmak üzere KSYÖ tarafından görevlendirilecek elemanların ülkelerine girişine izin vermek zorundadır.

10 YIL İÇİNDE KİMYASAL SİLAHLARIN İMHA EDİLMESİ İSTENDİ

 

Sözleşmenin yürürlüğe girdiği 29 Nisan 1997 tarihinden itibaren 10 yıl içinde Devletlerden kimyasal silahların imhası sürecinin tamamlanması istenilmiştir.

Fransa ve ABD imha süreci sonunda halen kimyasal silaha sahip ülkelerin bulunması durumunda “savunma amaçlı olarak” bir miktar “kimyasal güvenlik stokunun” muhafaza edilmesine izin verilmesini istemiştir.

ABD KİMYASAL STOK ŞARTINA UYMADI

Fransa ve ABD imha süreci sonunda halen kimyasal silaha sahip ülkelerin bulunması durumunda “savunma amaçlı olarak” bir miktar “kimyasal güvenlik stokunun” muhafaza edilmesine izin verilmesini istemiştir.

Rusya, 10 yıllık imha süresinin dolmasına beş yıl kala 41.000 metrik ton kimyasal silah stokunun imhasını 2018 yılına kadar uzatmıştır.

Bunun üzerine ABD 28 milyar dolar değerindeki kimyasal silah stokunun yüzde 90’nının imhasını tamamlamış olmasına rağmen öngörülen 10 yıllık süre şartına uymayacağını ve uygulamayacağını, imha sürecini tamamlamak üzere 2023 tarihini belirlediğini açıklamıştır.  

RUSYA’NIN BASKISI İLE SURİYE SÖZLEŞMEYİ ONAYLADI

 

KSYÖ açısından Suriye’nin özel bir önemi vardır. 21 Ağustos 2011’de Şam yakınlarındaki Ghouta kasabasında kimyasal silah kullanıldığına dair haberler üzerine Türkiye ve ABD Güvenlik Konseyi aracılığıyla müdahale talebinde bulunulmasını istediği ama Rusya ve Çin vetosu ile talebin reddedildiği bilinmektedir. O tarihlerde ABD Başkanı Barack Obama hava harekâtı düzenleneceğinden söz edince Rusya’nın baskısı ile Suriye Sözleşmeyi onaylamıştır.

KSYÖ Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü, 14 Eylül 2013’de Suriye’nin Sözleşmeye taraf olduğunu açıklamıştır. Dolayısıyla KSYÖ mekanizmasına dahil olmasıyla Yürütme Konseyi; ABD ve Rusya’nın sunduğu plan gereğince 27 Eylül 2013 tarihli ve 2118 sayılı kararı ile Suriye’nin kimyasal silah stokları, üretim tesisleri ve diğer kapasitelerinin uzmanlar tarafından “yerinde doğrulanmasını”silahların imhasına yönelik sürecin başlatılmasını ve 2014 yılı ortalarında imha sürecinin tamamlanmış olması kararlaştırmıştır.  Hazırlanan plan çerçevesinde Suriye’nin kimyasal silahları Norveç ve Danimarka bandıralı gemilerle önce Suriye’nin Lazkiye limanından alınacak ve İtalya’nın Gioia Turano limanına götürülecek, buradan da kimyasal silahlar açık denizde imha edilmek suretiyle imha edilmek üzere Cape Ray isimli gemiye nakledilecekti. Ama olmadı ve 31 Ocak 2014 tarihine gelindiğinde ise sadece içerisinde kimyasal silahlar bulunan iki gemi Lazkiye’den hareket edebilmiştir 

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: BÜŞRA KARAOĞLU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam