İYi PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener, meclis gurup toplantısında parti teşkilatlarına böyle sesleniyordu. 1974 İstanbul doğumlu İYİ PARTİ Üsküdar İlçe Başkanı olan Hasan Ofluoğlu da, bu anlayış çerçevesinde İYİ PARTİ’nin ‘’Var gücü ile çalışan’’ bir ilçe başkanı idi.Gençlik yıllarında Anavatan Partisi’nin gençlik kollarında siyasete başlayan Hasan Ofluoğlu, daha sonra siyasi hayatına bir süre ara verdi. Bu süreçte gayrimenkul ve otomotiv sektöründe yaşamını sürdürdü. Ancak siyasetten kopamadı ve 2014 yerel seçimlerinden itibaren Milliyetçi Hareket Partisinde siyaset yapmaya başladı. 2017’de siyasi rotasını kendisine göre haklı gerekçelerle değiştirerek İyi Partide yer aldı.
Parti değişikliğinde haklı gerekçelerinizden söz ettiniz. Buna bir açıklık getirmeniz gerekiyor.
-Milliyetçi Hareket Partisinde bazı yanlışlıklar herkesin olduğu kadar, benim de dikkatimden kaçmıyordu. Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Meral Akşener’in seçimi kaybetmesi, milletvekili olamaması sonucunu doğurmuştu. CHP’li Muharrem İnce de bu durumda idi. Meral Akşener’in 1 Kasım 2015 seçiminde Genel Başkan Devlet Bahçeli tarafından aday gösterilmemesi, liste dışı bırakılması, parti içinde hoş karşılanmadığı gibi, benim görüşüme göre de siyaseten yanlıştı. Bu gelişmeler sadece Meral Akşener’e yönelik bir hareketin belkide bardağı taşıran son damlası olmuştu. Bende de, parti içinde bazı şeylerin yanlış gittiği sonucunu doğmuştu.Partiden başta Meral Akşener olmak üzere kopmaların başlaması, bence yapılan yanlışlara bir işarettir. Sayın Akşener’i düşünecek olursak, İçişleri Bakanlığı yapan, Türkiye’nin ilk kadın siyasetçisidir.Bunun yanında Büyük Millet Meclisinda Başkan Vekilliği yapmıştır. Milliyetçi Hareket Partisinde (MHP) başkan danışmanlığı görevinde bulunmuştur. Partiden ihraç edilmesi de ayrı bir olaydır. Yanlışlıklar silsilesini sözü uzatmamak için sıralamak istemiyorum. Sonuçta İYİ PARTİ’nin kuruluşu, 2017’nin sonlarına doğrudur. Ben kuruluşundan bu yana İYİ PARTİ’nin içerisinde bulunuyorum. Kısaca Sayın Meral Akşener’in çizgisinde devam etmeye çalıştım ve çalışyorum.
İYİ PARTİ’ye geçtikten sonra İlçe Başkanlığına giden yolunuzu anlatır mısınız?
- Hemen şunu söyleyeyim partinin kurucularından değilim. Ama bu işin ilk günden bu yana icinde olan bir neferim diyebilirim. Partinin teşkilat kuruluş çalışmalarında Üsküdar’da bir aday göstermiştik. Ancak İl başkanlığımız ve Genel Başkanımız başka büyüğümüzü aday olarak gösterdi. Yaklaşık 40 gün sonra yanlış hatırlamıyorsam 4 Şubatta, partinin yapılması gereken kongreleri yapıldı. Bu kongrelerde davet uzerine teşkilatta görev aldım. Kongreden sonra divan kurulu üyesi olarak ilçe teşkilatında görevlendirildim.Yaklaşık 2 ay süre ile iş dünyasından sorumlu divan kurulu üyeliği ile ilçe Baskan Yardımcılığına getirildim. Nisan ayının sonuna doğru, teskilat başkanlarının boşalması üzerine, 2018 yılının 24 Haziran seçimlerinden önce teskilat başkanlığı tarafıma teklif edildi.Ben de bu görevi 2018 eylul’ün 2.’nci haftasına kadar şerefle, onurla taşıdım. Bu tarihte genel merkezimizden gelen bir genelge ile tüm teşkilatların istifa etmesi istendi ve yeni görevlendirmeler yapılacağı bildirildi. İlçe olarak bütün yönetim kurulu üyeleri ile istifa ettik. 31 Mart yerel seçimlerinden önce meclis üyeliği için aday adaylığı başvurusunda bulundum.Ancak farklı bir liste çıktı. Biz listede yer almadık. Daha sonra bir hukuki sürece girdik. Teşkilatlarla alakalı atama olduğu icin bazı ilçelerimizde hukuki bir süreç başladı. Kongre rahatsız oldu. Kongre döneminde de arkadaslarımızla yaptığımız istişareler sonucunda Üsküdar İYİ PARTİ’ de, birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlayabıleceğimi, iyi projeler üretebileceğimi, siyasete parti olarak yön verebileceğime olan inancım gelişti. Aday olmaya karar verdim. 20 Temmuz’da yapılan kongremizde aday oldum. 2 rakipli bir kongre oldu. Karşı tarafta cok değer verdiğim bir büyüğüm ve bir de ben liste çıkardık. Bana teveccüh gosterildi ve seçimi kazandım. En ufak bir kırgınlığımın olmadığı güzel bir kongre süreci yasadık.
-Bildiğim kadarı ile İYİ PARTİ kurulmadan önce, Sayın Meral Akşener ile 40’ın üzerinde vilayet gezdiniz. O süreçte ne izlenimleriniz oldu ?
-Tabi o dönemde bir parti kurma düşüncemiz henüz oluşmamıştı. Bu geziler seçim çalışmalarımıza yönelikti. Gezilerimiz sırasındaki izlenimlerim şöyleydi: İnsanların Meral Akşener’e olan sıcaklığı, yakınlığı tarif edilemezdi. Sayın Akşener’de böyle bir ortamı parti adına bir umut olarak gördü. Biz de bir bayan genel baskanın MHP’nin tabanını büyüteceğini gördük. Sokaklarda insanların özellikle bayan vatandaşların Meral Aksener’in yolunu kesip sevgi gösterilerinde bulunması, gençlerin ona olan sıcak ve samimi yakınlığı, bizlerde umut ışıkları yakmıştı. Biz o dönemlerde Milliyetçi Harekat Partisinin iktidara yakın olabileceğini hissettik. Tabi ille de genel başkan değişikliği şart değildi. MHP’nin tabanına inmenin arzulanan dinamizmi getireceği ortadaydı.. Ama tepedeki başkan bunu uygun görmedi. Olmayınca toplantılar sounucunda dört eylemli ve Türkiye’yi kucaklayan.yeni bir partinin kurulması gerektiği gerçeği anlaşıldı.
Dört eylemli dediniz. Nedir bu dört eylem?..Açıklar mısınız?
Anayasa’nın ilk dört maddesi tartısılmaz zaten. Daha önce kurulmus merkez sağ bir parti ,Türkiye’nin huzura kavuşabilceğini düşündüğümüz bır parti, yanı merkeze yakın, sagdan soldan her siyasi platformdan temsilcilerin olabilecegı Türkiye’nin iç huzurunu sağlayabileceği bir parti kurulabileceğini düşündük. Sayın genel baskanımızın çıkıs noktası da buydu.Böylece bir çalısma içerisine girildi. Sonuçta alındığını düşünüyorum. Daha sonra İYİ PARTİ’nin kuruluşu ile beraber partı mensubu oldum.İYİ PARTİ’nin Türkiye için tek umut yolu olduğunu düşünüyorum. İYİ PARTİ’de dediğim gıbı Anayasanın ilk 4 maddesi tartısılmaz. Bunun harıcınde her türlü sese, her türlü fikre açık bir parti olma niyetiyle yola cıktık. Öyle de olduk. Sayın genel baskanımızın halk karşısında olan inandırıcılığı umudu olması bizi yüreklendirdi. Daha sonra 27 aralık 2017 tarihinde Üsküdar İlçe Teskilatı kuruldu.
İlçe yönetimini seçerken nelere dikkat ettiniz? Olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Siyasete girdiğim İYİ PARTİ ile beraber tek hedefimiz vardı. İYİ PARTİ’nin Türkiye’de de birinci parti yapmak, sayın genel baskanımıza da cumhurbaskanlığı yolunu açmaktı.Bu nedenle ilçe yönetimini seçerken çok dikkatli davrandık. Önce eğitimli arkadaşlarımızla sonra bir buçuk yıl içersinde parti için emek harcayan, teşkilatçılığı bilen, teskilata sahip cıkan sorumluluk alan arkadaslarımızla yolumuza devam etmek istedik. Bunun yanında kariyer sahibi, bize artılar kazandıracak olanları da aramıza katmayı hedefledık. Bunda başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
Yönetim kadronuzu seçerken dışardan baskılar ve zaman zaman bunaldığınız anlar oldu mu?
Hayır ben listemı çok titiz bir çalışma ile yaptım. Bu konuda arkadaşlarımızla istişare içinde oldum.Yönetim listesi konusunda en ufak baskı ve yönlendirme kesinlikle yaşamadım. Bizim teşkilatlarımızda da böyle bir şey bugüne kadar, ne duydum, ne de görmdüm. Çünkü biz çalışma arkadaşlarımızı kendimiz seçeriz. Her zaman da bu böyle olmuştur. Elbette baskı ve yönlendirmeler değilde, tavsiyeler almışızdır. Bu tavsiyeler üst yönetimden değil, çevremizden olmuştur. Üst yönetimden değerlendirebilir diye teklifler sunulmasını ise, parti prensipleri çerçevesinde doğal karşılayan bir anlayış içinde oldum.
İl Başkanınız ile nasıl bir koordinasyon içindesiniz?
-İl başkanıyla son derece uyum içerisindeyiz. İl Baskanımız Sayın Buğra Kuyumcu’nun, özellikle 23 Haziran seçımlerinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun kazanması için, il yönetimi ve bağlı bulunan ilçe teşkilatları ile uyum için etkili bir çalışma sergilediğini düşünüyorum. İlk kuruluş tarihinden bu yana teşkilat içerisinde bir şahıs olduğum için, ildeki görevli arkadaşlarımızla il başkanımızla her zaman ben de uyum içinde oldum. Önceki il başkanımız Sayın Ersin Beyaz ile de, Sayın Buğra Kuyumcu ile de diyaloglarım ve yakın temasım hiç değişmedi. İl Başkanlığında ve Üsküdar İlçe Başkanlığında ayırım yapmadam diyaloglarım, fikir alış-verişleri çerçevesinde olmuştur. Hepsinin partiye çok emeği vardır. Hepsine de teşekkürü bir borç biliyorum.
İyi Parti Üsküdar İlçe Başkanı Hasan Ofluoğlu:
“Üsküdar’da İşler İyİ GİDİYOR’’
“Bizler siyaseti düşmanlık üzerinden yapmama kararıyla yola çıktık. Ülkemiz için, huzurlu bir toplum, itibarlı bir devlet, zengin bir millet, bağımsız ve tartışılmayan adalet, özgürlük ve demokrasi için açtığımız bu yolda kararlılıkla yürüyoruz. Hızlı karar alan, hızlı işleyen, ama aynı zamanda hesap veren, yeni bir sistem kuracağız. İl ve ilçe başkanlarımız, tüm parti teşkilatımız da bu anlayış ile var güçleri ile çalışmalarını sürdürüyor.’’
İYi PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener, meclis gurup toplantısında parti teşkilatlarına böyle sesleniyordu. 1974 İstanbul doğumlu İYİ PARTİ Üsküdar İlçe Başkanı olan Hasan Ofluoğlu da, bu anlayış çerçevesinde İYİ PARTİ’nin ‘’Var gücü ile çalışan’’ bir ilçe başkanı idi.Gençlik yıllarında Anavatan Partisi’nin gençlik kollarında siyasete başlayan Hasan Ofluoğlu, daha sonra siyasi hayatına bir süre ara verdi. Bu süreçte gayrimenkul ve otomotiv sektöründe yaşamını sürdürdü. Ancak siyasetten kopamadı ve 2014 yerel seçimlerinden itibaren Milliyetçi Hareket Partisinde siyaset yapmaya başladı. 2017’de siyasi rotasını kendisine göre haklı gerekçelerle değiştirerek İyi Partide yer aldı.
Parti değişikliğinde haklı gerekçelerinizden söz ettiniz. Buna bir açıklık getirmeniz gerekiyor.
-Milliyetçi Hareket Partisinde bazı yanlışlıklar herkesin olduğu kadar, benim de dikkatimden kaçmıyordu. Mesela Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olan Meral Akşener’in seçimi kaybetmesi, milletvekili olamaması sonucunu doğurmuştu. CHP’li Muharrem İnce de bu durumda idi. Meral Akşener’in 1 Kasım 2015 seçiminde Genel Başkan Devlet Bahçeli tarafından aday gösterilmemesi, liste dışı bırakılması, parti içinde hoş karşılanmadığı gibi, benim görüşüme göre de siyaseten yanlıştı. Bu gelişmeler sadece Meral Akşener’e yönelik bir hareketin belkide bardağı taşıran son damlası olmuştu. Bende de, parti içinde bazı şeylerin yanlış gittiği sonucunu doğmuştu.Partiden başta Meral Akşener olmak üzere kopmaların başlaması, bence yapılan yanlışlara bir işarettir. Sayın Akşener’i düşünecek olursak, İçişleri Bakanlığı yapan, Türkiye’nin ilk kadın siyasetçisidir.Bunun yanında Büyük Millet Meclisinda Başkan Vekilliği yapmıştır. Milliyetçi Hareket Partisinde (MHP) başkan danışmanlığı görevinde bulunmuştur. Partiden ihraç edilmesi de ayrı bir olaydır. Yanlışlıklar silsilesini sözü uzatmamak için sıralamak istemiyorum. Sonuçta İYİ PARTİ’nin kuruluşu, 2017’nin sonlarına doğrudur. Ben kuruluşundan bu yana İYİ PARTİ’nin içerisinde bulunuyorum. Kısaca Sayın Meral Akşener’in çizgisinde devam etmeye çalıştım ve çalışyorum.
İYİ PARTİ’ye geçtikten sonra İlçe Başkanlığına giden yolunuzu anlatır mısınız?
- Hemen şunu söyleyeyim partinin kurucularından değilim. Ama bu işin ilk günden bu yana icinde olan bir neferim diyebilirim. Partinin teşkilat kuruluş çalışmalarında Üsküdar’da bir aday göstermiştik. Ancak İl başkanlığımız ve Genel Başkanımız başka büyüğümüzü aday olarak gösterdi. Yaklaşık 40 gün sonra yanlış hatırlamıyorsam 4 Şubatta, partinin yapılması gereken kongreleri yapıldı. Bu kongrelerde davet uzerine teşkilatta görev aldım. Kongreden sonra divan kurulu üyesi olarak ilçe teşkilatında görevlendirildim.Yaklaşık 2 ay süre ile iş dünyasından sorumlu divan kurulu üyeliği ile ilçe Baskan Yardımcılığına getirildim. Nisan ayının sonuna doğru, teskilat başkanlarının boşalması üzerine, 2018 yılının 24 Haziran seçimlerinden önce teskilat başkanlığı tarafıma teklif edildi.Ben de bu görevi 2018 eylul’ün 2.’nci haftasına kadar şerefle, onurla taşıdım. Bu tarihte genel merkezimizden gelen bir genelge ile tüm teşkilatların istifa etmesi istendi ve yeni görevlendirmeler yapılacağı bildirildi. İlçe olarak bütün yönetim kurulu üyeleri ile istifa ettik. 31 Mart yerel seçimlerinden önce meclis üyeliği için aday adaylığı başvurusunda bulundum.Ancak farklı bir liste çıktı. Biz listede yer almadık. Daha sonra bir hukuki sürece girdik. Teşkilatlarla alakalı atama olduğu icin bazı ilçelerimizde hukuki bir süreç başladı. Kongre rahatsız oldu. Kongre döneminde de arkadaslarımızla yaptığımız istişareler sonucunda Üsküdar İYİ PARTİ’ de, birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlayabıleceğimi, iyi projeler üretebileceğimi, siyasete parti olarak yön verebileceğime olan inancım gelişti. Aday olmaya karar verdim. 20 Temmuz’da yapılan kongremizde aday oldum. 2 rakipli bir kongre oldu. Karşı tarafta cok değer verdiğim bir büyüğüm ve bir de ben liste çıkardık. Bana teveccüh gosterildi ve seçimi kazandım. En ufak bir kırgınlığımın olmadığı güzel bir kongre süreci yasadık.
-Bildiğim kadarı ile İYİ PARTİ kurulmadan önce, Sayın Meral Akşener ile 40’ın üzerinde vilayet gezdiniz. O süreçte ne izlenimleriniz oldu ?
-Tabi o dönemde bir parti kurma düşüncemiz henüz oluşmamıştı. Bu geziler seçim çalışmalarımıza yönelikti. Gezilerimiz sırasındaki izlenimlerim şöyleydi: İnsanların Meral Akşener’e olan sıcaklığı, yakınlığı tarif edilemezdi. Sayın Akşener’de böyle bir ortamı parti adına bir umut olarak gördü. Biz de bir bayan genel baskanın MHP’nin tabanını büyüteceğini gördük. Sokaklarda insanların özellikle bayan vatandaşların Meral Aksener’in yolunu kesip sevgi gösterilerinde bulunması, gençlerin ona olan sıcak ve samimi yakınlığı, bizlerde umut ışıkları yakmıştı. Biz o dönemlerde Milliyetçi Harekat Partisinin iktidara yakın olabileceğini hissettik. Tabi ille de genel başkan değişikliği şart değildi. MHP’nin tabanına inmenin arzulanan dinamizmi getireceği ortadaydı.. Ama tepedeki başkan bunu uygun görmedi. Olmayınca toplantılar sounucunda dört eylemli ve Türkiye’yi kucaklayan.yeni bir partinin kurulması gerektiği gerçeği anlaşıldı.
Dört eylemli dediniz. Nedir bu dört eylem?..Açıklar mıısınız?
Anayasa’nın ilk dört maddesi tartısılmaz zaten. Daha önce kurulmus merkez sağ bir parti ,Türkiye’nin huzura kavuşabilceğini düşündüğümüz bır parti, yanı merkeze yakın, sagdan soldan her siyasi platformdan temsilcilerin olabilecegı Türkiye’nin iç huzurunu sağlayabileceği bir parti kurulabileceğini düşündük. Sayın genel baskanımızın çıkıs noktası da buydu.Böylece bir çalısma içerisine girildi. Sonuçta alındığını düşünüyorum. Daha sonra İYİ PARTİ’nin kuruluşu ile beraber partı mensubu oldum.İYİ PARTİ’nin Türkiye için tek umut yolu olduğunu düşünüyorum. İYİ PARTİ’de dediğim gıbı Anayasanın ilk 4 maddesi tartısılmaz. Bunun harıcınde her türlü sese, her türlü fikre açık bir parti olma niyetiyle yola cıktık. Öyle de olduk. Sayın genel baskanımızın halk karşısında olan inandırıcılığı umudu olması bizi yüreklendirdi. Daha sonra 27 aralık 2017 tarihinde Üsküdar İlçe Teskilatı kuruldu.
İlce yönetimini seçerken nelere dikkat ettiniz? Olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Siyasete girdiğim İYİ PARTİ ile beraber tek hedefimiz vardı. İYİ PARTİ’nin Türkiye’de de birinci parti yapmak, sayın genel baskanımıza da cumhurbaskanlığı yolunu açmaktı.Bu nedenle ilçe yönetimini seçerken çok dikkatli davrandık. Önce eğitimli arkadaşlarımızla sonra bir buçuk yıl içersinde parti için emek harcayan, teşkilatçılığı bilen, teskilata sahip cıkan sorumluluk alan arkadaslarımızla yolumuza devam etmek istedik. Bunun yanında kariyer sahibi, bize artılar kazandıracak olanları da aramıza katmayı hedefledık. Bunda başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
Yönetim kadronuzu seçerken dışardan baskılar ve zaman zaman bunaldığınız anlar oldu mu?
Hayır ben listemı çok titiz bir çalışma ile yaptım. Bu konuda arkadaşlarımızla istişare içinde oldum.Yönetim listesi konusunda en ufak baskı ve yönlendirme kesinlikle yaşamadım. Bizim teşkilatlarımızda da böyle bir şey bugüne kadar, ne duydum, ne de görmdüm. Çünkü biz çalışma arkadaşlarımızı kendimiz seçeriz. Her zaman da bu böyle olmuştur. Elbette baskı ve yönlendirmeler değilde, tavsiyeler almışızdır. Bu tavsiyeler üst yönetimden değil, çevremizden olmuştur. Üst yönetimden değerlendirebilir diye teklifler sunulmasını ise, parti prensipleri çerçevesinde doğal karşılayan bir anlayış içinde oldum.
İl Başkanınız ile nasıl bir koordinasyon içindesiniz?
-İl başkanıyla son derece uyum içerisindeyiz. İl Baskanımız Sayın Buğra Kuyumcu’nun, özellikle 23 Haziran seçımlerinde Sayın Ekrem İmamoğlu’nun kazanması için, il yönetimi ve bağlı bulunan ilçe teşkilatları ile uyum için etkili bir çalışma sergilediğini düşünüyorum. İlk kuruluş tarihinden bu yana teşkilat içerisinde bir şahıs olduğum için, ildeki görevli arkadaşlarımızla il başkanımızla her zaman ben de uyum içinde oldum. Önceki il başkanımız Sayın Ersin Beyaz ile de, Sayın Buğra Kavuncu ile de diyaloglarım ve yakın temasım hiç değişmedi. İl Başkanlığında ve Üsküdar İlçe Başkanlığında ayırım yapmadam diyaloglarım, fikir alış-verişleri çerçevesinde olmuştur. Hepsinin partiye çok emeği vardır. Hepsine de teşekkürü bir borç biliyorum.
Üsküdar İlçe Başkanı olarak nasıl bir Üsküdar hayal ediyorsunuz?
Öncelikle Türkiye genelinde istedigim gibi, kendisiyle ve halkıyla barışık bir Üsküdar, insanların ötekilestirilmediği, baş örtüsü taşımak isteyenin engellenmediği, giyim-kuşamın eleştirilmediği, herkesin kardeşçe yaşayacağı, birlik beraberlik icerisinde bir Üsküdar istiyorum ve hayal ediyorum. Bunun içinde uğraş veriyorum. Üsküdar tarihi bir ilçemizdir. O nedenle tarihi eser bakımından hayli zengin bir ilçedir. Bir Üsküdarlı olarak bu tarihin yerli yabancı turizme açılması gerektiğinin de altını çiziyorum. Çünkü bu konuda Üsküdar’a yeterince turist çekemedığimizim itiraf etmeliyim. Üsküdar tarihi turizm ile sesini tüm dünyaya duyuracak potansiyele sahiptir. Ne var ki, bu yönde çalışmalar yapılması yerine, meydan çalışmaları ön plana çıkmıştır. Elbetteki Üsküdar’ın güzelleşmesi için bu gibi çalışmalar yapılmalıdır.. Ancak çirkin yapılaşmanın günümüzde de sürdüğü bir süreçte, ilçenin görüntüsü de bozulmaktadır. Örneğin Marmaray ve Metro çıkışlarında görüldüğü gibi, deniz kenarlarındaki kötü yapılaşma dikkat çekmektedir. İlçemizin coğrafi konumunu da dikkate alarak, bu bölgelerde tarihi eserleri perdelememek ve öne çıkarmak gerekir. Yerli yabancı turisttin Üsküdar’a gelmesini ve konaklamasını sağlamalıyız.
Öncelikle Türkiye genelinde istedigim gibi, kendisiyle ve halkıyla barışık bir Üsküdar, insanların ötekilestirilmediği, baş örtüsü taşımak isteyenin engellenmediği, giyim-kuşamın eleştirilmediği, herkesin kardeşçe yaşayacağı, birlik beraberlik icerisinde bir Üsküdar istiyorum ve hayal ediyorum. Bunun içinde uğraş veriyorum. Üsküdar tarihi bir ilçemizdir. O nedenle tarihi eser bakımından hayli zengin bir ilçedir. Bir Üsküdarlı olarak bu tarihin yerli yabancı turizme açılması gerektiğinin de altını çiziyorum. Çünkü bu konuda Üsküdar’a yeterince turist çekemedığimizim itiraf etmeliyim. Üsküdar tarihi turizm ile sesini tüm dünyaya duyuracak potansiyele sahiptir. Ne var ki, bu yönde çalışmalar yapılması yerine, meydan çalışmaları ön plana çıkmıştır. Elbetteki Üsküdar’ın güzelleşmesi için bu gibi çalışmalar yapılmalıdır.. Ancak çirkin yapılaşmanın günümüzde de sürdüğü bir süreçte, ilçenin görüntüsü de bozulmaktadır. Örneğin Marmaray ve Metro çıkışlarında görüldüğü gibi, deniz kenarlarındaki kötü yapılaşma dikkat çekmektedir. İlçemizin coğrafi konumunu da dikkate alarak, bu bölgelerde tarihi eserleri perdelememek ve öne çıkarmak gerekir. Yerli yabancı turisttin Üsküdar’a gelmesini ve konaklamasını sağlamalıyız.
Kaynak: RÖPORTAJEditör: UĞUR FARUK YILDIZ