Konuşmasının devamında emeklilikte yaşa takılanların ve asgari ücretlilerin soruna vurgu yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu emeklilikte yaşa takılanların sorunu aile sigortası ile çözüleceğini belirterek ,aile sigortası için de kaynak yaratıp bu sorunu temelden çözebileceğini kaydetti. Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu belirten Kılıçdaroğlu sendikaların bu konuda bir araya gelmesinin olumlu bir gelişme olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti. “Asgari ücret 2020 TL. Açlık sınırının altında. Sendikaların biraya gelmesi bizim için çok değerli. Enflasyon kendisini açısından yüzde 22.58 olarak belirledi. O zaman asgari ücrete de en az yüzde 22.58 zam yapılması lazım ve bir de büyümeden pay verilmesi lazım. İşçi sendikaları bunu gerçekleştirir mi.” Türkiye’nin ekonomik anlamda kalkınmasının önündeki en büyük engellerden birinin eğitim sistemindeki sorunlar ve araştırma-geliştirmeye yeterince kaynak ayrılmaması olduğunu da sözlerine ekleyen Kılıçdaroğlu, çeşitli istatistiki bilgiler vererek 4 maddelik çözüm önerisi sundu. Kılıçdaroğlu, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, üreten Türkiye, sosyal devlet ve şeffaflık ile sürdürülebilirlik ve eğitimin ekonomik kırılganlığı bitireceğini ifade ederek, konuşmasının son bölümündeyse “Biraz sabır, hep birlikte sosyal demokrat bir iktidarda bunu başaracağız. Ne demiştik, umutsuzluk yok her şey çok güzel olacak” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu” Hem belediye başkanı, hem de meclis içinde muhalif bir belediye başkanı olmak, bizleri zaman zaman zorlasa da bunlar asla bahane olmamalı. Bu süreçte elimizde büyük bir panzehir var; şeffaflık. Yani, vatandaşa aktarabildiğimiz her türlü hususta muazzam bir vicdan işler. Şehre her unsuru mal etmek, vatandaşı onun paydaşı yapmak ve birlikte çözüm üretmek bu süreçte şart.”
Kılıçdaroğlu’nun konuşması sonrasındaysa Prof. Dr. İlhan Tekeli moderatörlüğünde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Dünyada ve Türkiye’de Kentleşme Olgusunda Yaşanan Dönüşümler” konulu bir oturum gerçekleştirdi. Toplantıda söz alan Zeydan Karalar Adana, Vahap Seçer de Mersin özelinde sosyal demokrat belediyelerin devraldığı belediyelerin sorunlarından bahsederek, bunları nasıl çözebildikleri konusunda deneyimlerini aktardı. Mersin ve Adana’nın, Türkiye’nin küçük bir örneği olduğunu ifade eden katılımcı belediye başkanları, yönetimlerine bırakılan borçlara, şeffaflığa ve çalışma sürecindeki personel istihdamı ile sorunlarına dikkat çekti. İstanbul’un da benzer sorunlar yaşadığını ifade eden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise konuşmasında şunları söyledi: “Hem belediye başkanı, hem de meclis içinde muhalif bir belediye başkanı olmak, bizleri zaman zaman zorlasa da bunlar asla bahane olmamalı. Bölgemizdeki tahakkümün, kibir ve baskıcı tavrın bitmesi için, şehirde insanların varlığına değer veren, onları düşünen bir anlayışı ortaya koymuş biriyim. Bu süreçte elimizde büyük bir panzehir var; şeffaflık. Yani, vatandaşa aktarabildiğimiz her türlü hususta muazzam bir vicdan işler. Şehre her unsuru mal etmek, vatandaşı onun paydaşı yapmak ve birlikte çözüm üretmek bu süreçte şart. Merkeze muhalif olmaktan dolayı asla ürkeklik yok, cesur olacağız, kurum içerisinde çalışan insanlara, başka sisteme tabi olan elemanlar olarak bakmayıp mutlaka liyâkatı ön planda tutacağız. Yeni nesil siyaset anlayışıyla şehre saygı duyan ve insanları yönetime katan, şehri modere eden belediye başkanı anlayışıyla bu süreci yöneteceğiz.”
İmamoğlu göreve geldikleri günden beri yaşadıkları bazı sorunları şu cümlelerle aktardı: “Görünen örnekler de var, Boğaziçi imar yetkisini alma çabası. Kanunları yok sayma, mecliste kabul ettirme çabası var. ‘Bunu biz böyle yaparız, geçiririz böyle olur.’ Olmaz kardeşim, bu millet buna izin vermez.” İmamoğlu, ilçe belediye başkanlığı döneminde o dönemki İBB yönetimi ile yaşadığı ‘kaçak cami’ krizini şöyle anlattı: “Mahallede cami yapacağız, İBB izin vermiyor, CHP olarak kaçak cami yaptık. Camiyi açacağız, müftü camiye imam vermiyor. Ben de kaymakamı aradım, ‘Mahalleli bayram namazını kılmak istiyor. Ama ben imamlık yapacağım sen de müezzin olur musun’ dedim. Kaymakam da ‘hayrola ne den böyle konuşuyorsunuz’ diye sorunca, ben de kendisine detayları anlatmıştım. Böyle basit konular üzerinden muhalif olmak, okula sokmama, eğitim kurumlarına yardımları engellemek gibi…” Konuşmasına “Sözüm ona, toplumun hizmet almasını engelleyecekler” diyen İmamoğlu, şeffaflığın ellerindeki en önemli panzehir olduğunu söyledi. İmamoğlu şöyle devam etti: “Şeffaflık çok önemli bir şey. Biz ne olursa olsun, vatandaşın önüne aktardığımız her türlü hususta muazzam bir vicdan işler. Şehre her unsuru mal etmek, onun paydaşı yapmak ve birlikte çözüm üretmek şart. Tabi kavga etmeden, gerektiğinde gereken cevabı vermemiz gerekiyor. Asla bir korku dili değil. Tümüyle sevgi ve şefkatle toplumu kucaklayarak, bu mesajı insanlara geçirerek, size bu baskıyı yapmaya çalışan insanların acizliğini ortaya koymak.” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasının devamında, Kılıçdaroğlu’ndan da alıntı yaparak “Bugün karşılaştıklarımız aslında, akıllı bir yönetimin yapmaması gereken şeyler. Bu, sadece bir kaybedişi hızlandıracak işler. Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle, ‘yokuş aşağı freni boşalmış bir kamyonun gidişine’ benziyor yaptıkları.
Sözüm ona bize bu şehri kaybettirecekler. Diyecekler ki, ‘3 ayda İstanbul su sıkıntısı yaşıyor.’ Bu millet akıllı. Neyin, hangi sorunun nereden geldiğini bilirler. Ne kaynaklı olduğunu bilirler. Bir zam meselesinin kaynağının bile esas olan ülke ekonomisinden kaynaklandığını anlarlar. Yani siz burada, bir takım popülist tavırlarla yapmak istediğiniz ucuz kahramanlıkları vatandaş yutmaz. O bakımdan biz tümüyle gerçekçi davranacağız. İnsanların fırsat bulmalarını sağlayan, ‘ortak akıl’ dediğimiz yani, ‘ben yaptım, en doğrusunu ben bilirim!’ anlayışından ziyade toplumu içine katan mekanizmaları getireceğiz. Tümüyle yeni nesil bir belediyecilik anlayışı. Yeni nesil siyaset anlayışı. Şehrine özen gösteren, insana saygı duyan ve demokratik kurumlarıyla katılımcılığı en üst seviyeye taşıyan bir belediyecilik anlayışı.” dedi. İmamoğlu, Aralık ayı içerisinde yapacakları iki çalıştaydan da bahsederek, “Bu süreçte hepimizin demokrasi örneklerini sergilememekten kaçınmamız şart” dedi ve çalıştaylar hakkında bilgi verdi. Kamu yönetiminin büyük bir zafiyet içerisinde olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Kamuya hizmet etme anlayışı, başka bir anlayışa evrilmiştir. Bu anlayışı tekrar düzene sokmak, idealist bir mantık ister. Topluma hizmet, yeni bir bakış açısı ister. Eğer bu şekilde hizmet ederseniz, kamu hizmet yapmış olursunuz.
Burası sizin özel alanınız değildir ve buranın milyonlarca sahibi vardır. Bu ahlaki düzeni var ettiğiniz takdirde kaç yıllık olursa olsun, o yapının size ayak uydurmasını sağlamış olursunuz” diye konuştu. İmamoğlu konuşmasının devamında, İBB’de yönetim kadrosu ile yaptığı toplantının detaylarını da paylaştı. “Dün, 350 kişiyi bulan üst düzey yöneticilerimle toplantı yaptım. Yaklaşık 100 bin kişiyi yönetecek arkadaşıma, şunları söyledim: ‘Her biriniz cesur olmalısınız. Kurallara uyan ama aynı zamanda kurallara aykırı olmamak kaydıyla şartları zorlayan cesur yöneticiler olmanızı istiyorum. Sizin ortaya koyacağınız cesaret, kuracağınız ortak akıl masasında, cesur insanlarla birlikte hareket etmeyi ihmal etmeyin. Göreceksiniz, o etrafınıza topladığınız insanlarla müthiş bir kurum aidiyetini yerleştirmiş olacaksınız. Biz, merkezle muhalif olmaktan dolayı asla bir ürkeklik ve korkaklık ortaya koymayacağız ve koymuyoruz. Cesur olacağız. Kurum içerisinde çalışan insanları başka bir hükümetin kurduğu düzenin insanları olarak görmeyip, bu kentin 16 milyon insanlarından birileri olarak bakacağız. Bundan sonra mutlaka liyakati ön planda tutacağız.
Yeni nesil belediyecilik ve yeni siyaset anlayışıyla, şehrine özen gösteren, kentin insanlarına saygı duyan ve bütün kentin insanlarını sürecin içine katan belediye başkanı olarak da ‘ben bilirim, ben yaparım’ anlayışıyla değil, şehri modere eden bir anlayışla şehri idare edeceğiz.” Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de kendi illerinde yaşadıkları sorunları, çözüm önerilerini ve illerindeki önemli gelişmeleri paylaştı. Her iki başkan da Mersin ve Adana’nın, Türkiye’nin küçük bir örneği olduğunu ifade eden katılımcı belediye başkanları, yönetimlerine bırakılan borçlara, şeffaflığa ve çalışma sürecindeki personel istihdamı ile sorunlarına dikkat çekti. Forumun basına kapalı gerçekleştirilen ikinci oturumundaysa, Ferhat Emil’in moderatörlüğünde Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz, Glendal Wright, Türda Özmen, Ömer Gencal, Prof. Yulia Y. Finogenova tarafından “Belediyelerde Sürdürülebilir Maliye Politikası” konusu masaya yatırıldı. Forum, toplu fotoğraf çekimiyle sonlandı.
Kaynak: ÖZEL HABEREditör: SİNAN ERDOĞDU
