İSTANBUL
İnsanlığın gündeminden hiç düşmeyen göç olgusuna, Uluslararası Göç Filmleri Festivali ile ayna tutulacak. 18-22 Nisan tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleşecek olan Festival, aynı zamanda dünyanın en geniş katılımlı tematik film festivali olmak üzere yola çıkacak. 50’den fazla filmin gösterileceği festival, insanlığın ortak kaderi göç olgusunu medeniyete katkıları bakımından yeniden anlamaya davet edecek. Yerli ve yabancı 500’ün üzerinde sinemacı, basın mensubu, sivil toplum kuruluşlarından katılımcılar ve konuyla ilgili akademisyenleri ağırlamayı planlayan festival, sinema üzerinden göç ve göçmen meselesi hakkında farkındalık yaratmaya çalışacak. Etkinlik sırasında göç ve medeniyet temalı filmler üzerinden iki kategoride yarışma düzenlenecek. Uluslararası Uzun Metraj ve Uluslararası Kısa Metraj yarışmaları sonucunda üç ayrı ödül verilecek.
Çağımızın vebası göç sorunu
İç savaşlar ve çağımızın vebası diyebileceğimiz terör ile ortaya çıkan güvenlik sorunları ve bunlara bağlı gelişen ekonomik sıkıntılar çok sayıdaki insanı yerinden etmiş ve ülkelerinden göç etmeye mecbur bırakmıştır. Çevresinde ve bölgesindeki ülkelerde birçok sorunlar olmasına rağmen güvenli ve barışçıl bir ülke olma konumunu koruyan Türkiye’nin göç olgusundan en fazla etkilenen ülke olduğu malumdur. Göç sadece günümüze ait bir olgu değildir. Göç tarihin her evresinde insanın karşılaştığı başlıca sorunlardan biri olagelmiştir.
Günümüzde göçün ülkemize ve insanımıza yüklediği ağır sorumluluklar vardır. Bu sorumluluklar ancak göçe dair bilinç oluşturmakla doğru bir şekilde sürdürülebilir. Toplumsal bilinç ve arkasından gelecek toplumsal destek olmadan göçün doğurduğu sorunlar çözülemez ve yönetilemez hale gelir. Göç tarihinde Türkiye’nin müstesna bir yeri vardır. Tarih boyunca Anadolu göçün merkezi ya da uğrağı olagelmiştir. Tarih boyu çeşitli nedenlerle göç eden insanlar tarihin birikimini bir yerden başka bir yere aktarmışlardır. Fırat nehri boyunca uzanan ve bir ucu Gaziantep’e ulaşan Mezopotamya toprakları göçlerin medeniyetlere dönüştüğü bereketli topraklardır. Ülkemiz bu acımasız durum karşısında tüm engellere rağmen bir kez daha tarihi misyonunu yerine getirmek adına bu mazlum halklara kapılarını açmış ve medeniyetin beşiğinde onlara güvenli bir liman olmuştur.
Göç meselesine sanatsal bakış
Maruz kaldıkları insanlık dışı koşullar sebebiyle doğduğu ve büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kalan milyonlarca göçmene kucak açan Türkiye, dünyanın en büyük ve geniş kapsamlı tematik film festivaline ev sahipliği yapacak. 2011 yılından beri bu anlamda desteğini hiç esirgemeyen Türkiye, şimdi de sinema sanatıyla göçmen meselesini bir araya getiriyor ve farkındalık için sesini daha yüksekten duyurmayı hedefliyor. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından organize edilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenen “Uluslararası Göç Filmleri Festivali” ilk kez 18-22 Nisan tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirilecek.
Hedef farkındalık oluşturmak
Festival, Türkiye'den başlayarak, göç eden veya göç alan topluluklarla ilgili konuları araştıran filmleri karşılayarak tüm dünyadaki göçe dikkat çekmeyi hedefliyor. Festival ağırlıklı olarak göç, göçmenler, mülteciler ve göçün kültürel etkileri konularında filmlere ve / veya göçmen bir yönetmen tarafından yönetilen filmlere odaklanıyor. Uluslararası Göç Filmleri Festivali, Türkiye'de sayıları her geçen gün artan mültecilere dikkat çekmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı, sinema aracılığıyla göçlerin tarih boyu toplumlara katkılarını gündeme getirmeyi amaçlıyor.
Filmler, panel ve konserlerle desteklenecek
Uluslararası Göç Filmleri Festivali, göç ve göçmen meselelerine odaklanacak, mültecilerin adaptasyon süreçleri hakkındaki filmlere yer verecek, paneller düzenleyecek, konser etkinlikleri ve çalıştaylar oluşturacak. 500’ün üzerinde sinemacı, basın mensubu, STK katılımcıları ve konuyla alakadar akademisyenleri ağırlamayı planlayan festival, sinema üzerinden göç ve göçmen meselesi hakkında farkındalık yaratmaya çalışacak. Festival boyunca göç ve medeniyet temalı 50’den fazla film gösterime sunulacak. Gaziantep'teki bu ilk yılda UNICEF de organizasyonun bir parçası olacak, etkinlik sırasında uluslararası kısa film yarışması düzenleyecek ve ödüllendirilecek.
Filmler ödüllendirilecek
Dünyada ve Türkiye de son beş yılda önemli festivallerde ödüle layık görülmüş filmler arasından yapılacak seçkiyle oluşacak eserler belli temalar üzerinden yarışarak en iyilerini belirleyecek. Göç ve medeniyet temalı filmler üzerinden iki kategoride yarışma düzenlenecek. Uluslararası Uzun Metraj ve Uluslararası Kısa Metraj yarışmaları sonucunda üç ayrı ödül verilecek. Bunların ilki, En İyi Uzun Metraj Film Ödülü olacak ve 15.000 Euro para ödülü verilecek. İkincisi, en iyi senaryoya verilecek 5.000 Euro değerindeki “İlham Verici Senaryo Ödülü” olurken, üçüncüsü, yine 5.000 Euro olarak belirlenen “En İyi Kısa Metraj Film Ödülü” olacak.
Gaziantep ev sahipliği yapacak
Festival, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve Türkiye’nin en özel kentlerinden biri olan Gaziantep’te gerçekleşecek. Göç meselesini işleyecek olan festival, bir yandan da sinemayı, halkı ve konuklarla birlikte Gaziantep’in harika atmosferini bir araya getirecek. UNESCO’ya göre, dünyanın en önemli 8 yaratıcı gastronomi kentinden biri olan Gaziantep, Anadolu’nun ilk sinemasına sahip olarak bu anlamda da önemli bir yerde bulunuyor. Dünyanın en büyük mozaik müzesi olan Zeugma Mozaik Müzesi, tarihi öneme sahip Rumkale, orijinal dokusunu koruyan Bey Mahallesi, Bakırcılar Çarşısı ve Naib Hamamı gibi güzelliklere sahip olan şehir, konuklara program dışında da keyifli bir deneyim yaşatacak.
Kültür ve tarih şehri
Türkiye’nin altıncı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin ise en büyük kenti olan Gaziantep; nüfusu, ekonomik potansiyeli, kültürel zenginlikleri, tarihi dokusu ve büyükşehir statüsüyle metropol bir kenttir. Zeugma Mozaik Müzesi, 9 Eylül 2011 tarihinde Gaziantep'te açılan ve 1700 metrekarelik mozaik ile dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan müzedir. Gaziantep'te yemek normal beslenmenin dışında ayrı bir yere sahiptir. Mevsimlere ve özel günlerde yapılan yemekler ve tatlılar, sosyal kültürün zaman içinde oluşturduğu etkenleri en güzel şekilde taşır. Hanlar, Selçuklu ve Osmanlı sivil mimari yapılarında önemli bir yere sahip olmuştur. Tasarımlarına uygun olarak ticari amaçlı kervanların, seyahat halinde yolcuların, geceyi rahat ve emniyet içerisinde geçirebilmeleri için inşa edilmiş aynı zamanda hem misafirhane, hem de pazar olan, harp zamanlarında da erzak ve mühimmat ambarı olarak hizmet veren önemli yapılardır.Gaziantep'in Nizip ilçesi sınırları Kamışlı köyü içinde bulunan ve günümüzde Nizip-Birecik Barajı gölünün oluşmasıyla doğmuş bir yarımadada yer alan tarihi kaledir.
Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER
