SON DAKİKA
reklam
reklam

Kutsal Bilgeliğin adresi

Eklenme Tarihi: 2 Temmuz 2020, Perşembe - 10:39   Okunma Sayısı: 161487
Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da yapmış olduğu en büyük kilise olan Ayasoyfa, 916 yıl kilise, 482 yıl cami, 85 yıl ise müze olarak görev yaptı

 

Ayasofya ya da orjinal adıyla Hagia Sophia dünya çapında üne sahip muhteşem bir mimari eser olarak biliniyor. Anlamı Kutsal Bilgelik olan Ayasofya, 916 yıl boyunca kilise, 482 yıl boyunca cami olarak görev yaptı. Doğu Roma İmparatorluğu'nun İstanbul'da yapmış olduğu en büyük kilise olup aynı yerde üç kez inşa edildi. İlk yapıldığında Megale Ekklesia (Büyük Kilise) olarak adlandırılmış, 5'inci yüzyıldan İstanbul'un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirilmiştir. İmparator Konstantios tarafından 360 yılında yaptırılan Megale Ekklesia ve İmparator II. Theodosis'in 415 yılında yeniden inşa ettirdiği kilise halk ayaklanmalarında yıkılmıştır. Günümüz Ayasofya'sı, İmparator Justinianos tarafından dönemin iki önemli mimarı Tralles'li (Aydın) Anthemios ve Miletos'lu (Balat) İsidoros'a yaptırılmıştır. 16'ncı ve 17'nci yüzyıllarda, Ayasofya'nın içine mihraplar, minber, müezzin mahfilleri, vaaz kürsüsü ve maksureler eklenmiştir.Yapının dışına farklı dönemlerde yaptırılan minareler, medrese, sıbyan mektebi, muvakkithane, şadırvan, sebiller, güneş saatleri, mütevelli heyeti odası ile Ayasofya, Osmanlı Dönemi'nde kompleks bir yapıya dönüştürülmüştür.

 

Fetih ile birlikte ilk namaz

 

Toplam 916 yıl kilise olarak ibadete açık olan yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrildi. İstanbul'un Osmanlı Devleti'nin eline geçmesinden sonraki birkaç gün boyunca Ortodoks Kilisesi mensupları Ayasofya'da ibadete devam etti. 1 Haziran 1453'te İstanbul'daki ilk Cuma namazını burada kılan Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın Osmanlı yönetimi altında cami olarak hizmet vereceğini ilan etti. Mihrap ve minber yapılırken, çan ve haç kaldırıldı. Mozaiklerin üstü kapatıldı. 1481'de ilk minaresi inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet'ten sonra tahta geçen Sultan İkinci Bayezid zamanında bir minare daha dikildi. Diğer iki minare de Sultan İkinci Selim zamanında, Mimar Sinan tarafından yenileme çalışmaları sırasında inşa edildi. İkinci Selim'in türbesi Ayasofya içindeki ilk padişah türbesi oldu. Ayasofya'da, içinde padişahların, eşlerinin ve şehzadelerin de yer aldığı 43 farklı türbe bulunuyor. Bunların arasında Sultan Üçüncü Murat, Sultan Üçüncü Mehmet, Safiye Sultan ve Nurbanu Sultan bulunuyor.

 

Medrese, kütüphane ve aşevi de eklendi

 

Sultan Ahmet 1616'da Sultan Ahmet Cami'ni inşa ettirene kadar Osmanlı Devleti'nin en büyük ve en önemli camisiydi. 1739'da camiye, medrese, kütüphane ve aşevi de eklendi. 1847-1849 arasında yenilenme çalışmaları sırasında kapalı kalan Ayasofya, cami olarak son kez 1849'da açıldı.

1923'te cumhuriyetin ilanından sonra cami olarak kullanılmaya devam etse de, Ayasofya 1931'de kapatıldı. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve Bakanlar Kurulu kararı ile 1935 yılında müzeye dönüştürüldü. Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği izin sonrası başlayan çalışmalar 15 yıl sürdü ve 1947'de tamamlandı. 1996'da Dünya Anıtları İzleme listesine alınan Ayasofya'nın kubbesi ve minareleri, Dünya Anıtları Fonu'nun da desteğiyle 1997-2002 arasında restore edildi. Ayasofya Müze aynı zamanda UNESO Dünya Mirası listesine alındı.

 

 

 

 

 

 

Karmaşık ve düşündürücü bir mimari

 

Ayasofya’nın mimarisini zor kılan, hatta yapımının imkansız olduğunun düşünülmesine neden olan temel özellik, dikdörtgen bir bina üzerine kubbenin yapılmasıdır. İlk önce ana kubbeyi taşıyacak olan dört ana kemer yapıldı. Kemerlerin boş olan kısımlarına, ters üçgen şeklinde bingiler inşa edildi. Böylece kubbe dengeli bir şekilde desteklenebildi. Kubbeyi taşıyan kemerlerin desteklenmesi için Kuzey ve Güney kemerleri ana yarım kubbelerle ve her bir yarım kubbe üç yarım kubbeyle desteklendi. Doğu ve Batı kemerlerinin yan koridorlarında, ana kemerlere 90 derece kemerler inşa edilip koridorun bir destek işlevi görmesi sağlandı. Ayasofya, mimarisi içerisinde çok güçlü sembolizm içerir. Bu sembolizmi Politik sembolizm ve ruhsal sembolizm olarak ikiye ayrılır. Ayasofya’nın dikdörtgen bina olmasının nedeni Süleyman Tapınağı’nın şeklinin dikdörtgen olmasıdır. Ayrıca ilk Hristiyan kiliselerinin mimarisi de dikdörtgen basilikalardı. Yuvarlak kubbe şekli, sonsuzluğu, ölümsüzlüğü sembolize eder. Kare ya da dikdörtgen de sınırları sembolize eder. Ayasofya bu ruhsal sembolizmini yine Süleyman Tağınağı’ndan alır.

 

Kadınlar ve erkekler ayrı ibadet ederdi

 

Ayasofya inşa edildiğinde kadın ve erkeklerin ayrı oturmaları çok önemliydi. Bundan dolayı erkekler ibadet sırasında ana ibadet alanında bulunurken; kadınlar üst galeriye çıkarlardı. Üst galeriye çıkışta merdiven değil; rampa bulunur. Bu rampanın 2 temel amacı vardı. Birincisi, inşaat sırasında malzemeleri el arabalarıyla hızlıca üst kata ulaştırmak. İkincisi de İmparatoriçe ve önemli ailelerden gelen kadınları taşınarak üst galeriye kolaylıkla çıkabilmelerini sağlamaktır. Üst galerideki en önemli alanlardan biri de Sinod salonudur. Sinod, kilise üst yönetiminin dini konularda toplantı yapıp karar aldıkları bir salondur.

 

Mozaiklerle süslü

 

Deesis Mozaiği, Sinod salonunun içinde duvarda yer alır. Bu parça mozaik sanatının en önemli eserlerinden birisidir. Mozaiğin ismi Deesis’tir ve üç kişiden oluşur. Bu üç kişiden ortadaki, Rab ve Kral olan İsa Mesih’tir. İsa Mesih’in sağında annesi Bakire Meryem yer alır. İsa Mesih’in solunda ise Vaftizci Yahya bulunur. Deesis, dua ve yakarış anlamlarına gelir. Bu mozaiğin teması son yargı günüdür. Konstantin ve Justinianus Mozaiği ise Ayasofya Müzesi’nin çıkışında yer alır. 10. yy’da yapılmış olan bu mozaikte İstanbul’un kurucusu Konstantin ve Ayasofya’yı yaptıran Justinianus’un eserlerini bir maket şeklinde İsa Mesih’e adadıkları görülür.

 

Papa'lar ziyaret etti

 

5 Temmuz 1967'de İstanbul'u ziyaret eden Katolik Hristiyanların lideri Papa 6. Paul, Ayasofya'ya da giderek dua etti. Bunun üzerine bir gün sonra, Milli Türk Talebe Birliği yöneticileri de tepki olarak Ayasofya Müzesi'nde namaz kıldı. Bu olay üzerine Ayasofya'nın statüsüyle ilgili ilk ciddi tartışmalar yaşandı. 1967'de İstanbul'u ziyaret eden Papa 6. Paul, Ayasofya'da dua etti. Yaklaşık 25 yıl sonra, 1991'de, (1. Mahmut döneminde Ayasofya'nın ana binasının dışında, padişahların dinlenmesi, abdest alması için yapılmış olan) Hünkar Kasrı ibadete açıldı. Buraya Ekim 2016'da bir imam da atandı. Hünkar Kasrı'nda bayram namazı ve günde beş vakit namaz kılınıyor, ezan okunuyor.

1967'deki son Papa ziyaretinden yıllar sonra, Kasım 2014'te Papa Francis, İstanbul ziyareti sırasında Ayasofya'yı da gezdi, müze müdüründen restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi aldı.

 

 

 

 

 

 

İki farklı ibadet odası açıldı

 

Hünkar Kasrı'na imam atanmasının öncesinde, 2005'te, Sürekli Vakıflar Tarihi Eserler ve Çevreye Hizmet Derneği 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açtı. Danıştay bu istemi reddetti. 2006'da Hristiyan ve Müslüman müze çalışanları için bir ibadet odası açıldı. 13 Mayıs 2017'de, Anadolu Gençlik Derneği'nin organize ettiği bir grup, Ayasofya'nın önünde sabah namazı kıldı. 21 Haziran 2017'de de Diyanet İşleri Başkanlığı, Ayasofya'da Kadir Gecesi programı düzenledi. Program, devlet kanalı TRT'de canlı yayınlandı. Son olarak Mart 2018'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ayasofya Müzesi'nde düzenlenen Yeditepe Bienali'nin açılış töreninde yaptığı konuşma öncesinde de Kuran okundu. Son etkinlikler Ortodoks dünyada tepkiyle karşılanırken, Sürekli Vakıflar Tarihi Eselere ve Çevreye Hizmet Derneği, Ayasofya'nın ibadete açılması için yeniden talepte bulundu. Ekim 2018'de Anayasa Mahkemesi derneğin talebini reddetti.

Kaynak: BÜLTEN
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam