SON DAKİKA
reklam
reklam

Tarihi ağaçlar zanaatkarın elinde hayat buluyor

Eklenme Tarihi: 9 Temmuz 2020, Perşembe - 13:03   Okunma Sayısı: 63728
İstanbul'da 1970'lerden bugüne ahşap üzerinde çalışan Suat Yazıcı, 100 yıllık tarihi ağaçları işleyerek sanat eserleri ve ev eşyalarına dönüştürüyor.



İstanbul

Geleneksel ahşap işçiliği ve oyma sanatı eserleriyle dikkati çeken, "Yılın Ahisi" Ümraniye Marangozlar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı zanaatkar Suat Yazıcı'nın elinde 100 yıllık ağaçlar yeniden hayat buluyor.

Ahilik Kültürünü Araştırma ve Eğitim Vakfı, İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından "Yılın Ahisi" seçilen 68 yaşındaki Yazıcı, ömrünü mesleğine adamış mesleğinin ustaları arasında gösteriliyor.

1970'te dönemin marangozluk mesleğiyle özdeşleşmiş semti İstanbul Kuledibi'nde, akrabasının atölyesinde meslek hayatına başlayan Yazıcı, 1972 yılında Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu Ağaç İşleri Bölümüne girerek, teorik bilgilerle alaylı olarak öğrendiklerini birleştirdi.

Hafta sonu tatilleri dahil olmak üzere bütün boş zamanlarında kendini geliştirmek için İstanbul'daki atölyede çalışmaya devam eden Yazıcı, üniversitede ilgi duymaya başladığı geleneksel Türk-İslam ahşap sanatı objelerini de atölyesinde yapmaya başladı.

Ümraniye'de bir ağaç işleri atölyesi kuran Yazıcı, halen burada ahşap üzerine hat, çeyiz sandıkları, Osmanlı evlerinin baş aksesuarı olan kavukluk oyma gibi eserler üretiyor.

"45 yıldır aynı mobilyaları kullanıyorum"

Mesleğinin inceliklerini AA muhabirine anlatan Suat Yazıcı, pandemi sürecinde 2,5 ay evde olduğunu ve o günlerde en çok atölyesini özlediğini dile getirdi.

Atölyesinde 100 yıllık ağaçların üzerine ahşap oyma yaparak yeni eserler meydana getirdiğini belirten Yazıcı, geçmişten bugüne ayakta kalan miras yapıların hemen hepsinde Anadolu coğrafyasında yetişen ağaçların kullanıldığına dikkati çekti.

Yeni yapılacak anıt eserlerde de yine aynı anlayışın sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Suat Yazıcı, "Geleceğe taşıyacağımız eserlerde, gelecekte ne olacağı belli olmayan bilinmeyen malzemeler kullanılmaması gerekiyor." dedi.

45 yıldır aynı mobilyaları kullandığına da dikkati çeken Yazıcı, şöyle konuştu:

"Ahşap öyle bir şey ki kaldıkça kıymetlenir. Ceviz, kiraz, kestane, çam ağaçlarının her birinin eskisi insanların gözüne hoş gelecek renk oluşturur. Bu malzemeleri kullandığımız zaman mobilyalar eskidikçe güzelleşir. Evlendiğim zaman 40 yıl önce kendime yatak odası yaptım, 4 ev değiştirdim ve o mobilyalar değişmedi."

"Sandık Türk kadınının geçmişteki tek mobilyasıydı"

Öğrencilik döneminde geleneksel ahşap sanatlarıyla tanıştığına değinen Suat Yazıcı, Mimar Mehmet Tataroğlu öncülüğüyle ahşap üzerine hat sanatı oyduklarını, Türk kavuklukları ve tavan göbekleri yaptıklarını belirtti.

100 yıllık ağaçtan yapılmış çeyiz sandıkları oyduğunu anlatan Yazıcı, çeyiz sandığının Türk kadınının geçmişteki tek mobilyası olduğunu ifade etti.

Sandık üzerinde mutluluk ve bereketi temsil eden kuş ve servi gibi ögelerin bulunduğuna işaret eden Yazıcı, Anadolu'da çeyiz sandıklarının sedir ağacından yapıldığını kaydetti. Yazıcı, sedir ağacının sahip olduğu kokusu sayesinde sandık içindekileri güveden koruduğunun altını çizdi.

Galler'deki 70 yıllık İngiliz evinde çalıştı

Yurt dışındaki evlerin tadilatlarında da görev aldığını anlatan Yazıcı, en son Galler'deki 70 yıllık bir İngiliz evinin rölöve ve mobilya çalışmalarında yer aldığını belirtti.

Türkiye'ye gelen iş adamıyla tesadüfen tanıştıklarını ve ülkelerine döndükten 8 yıl sonra kendilerini evlerinin tadilatı için çağırdıklarını dile getiren Yazıcı, "Galler'deki çiftlik evi 70 yıl önceki İngiliz ailesinin yapısına göre düzenlenmişti. Bu çiftlik evini tekrar Türk insanının kişisel marifetlerini ortaya koyarak meşe ağaçlarını kullanarak bir ev haline getirdik. Ahşap ve rölöve işlerini yaptığımız ev içinde kardeşler için süitler yaptık. Tarihi eşyalar ise İngilizler tarafından restore edildi." diye konuştu.

Yazıcı, dünyada bu tür mesleklerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını, ancak Türkiye'de birçok mesleğin varlığını sürdüremediğini vurguladı.

Zanaatkarları gençlerle tanıştırıp, mesleklerini tanıtmak istediğini dile getiren Yazıcı, sözlerini, "Ben bu mesleği okudum, sevdim ve aşık oldum. Gelecek nesil de bunu tatsın istiyorum. Yeğenim, çocuklarım bu mesleği yapıyor. Ülkemizde kişisel marifetleri olan zanaatkarların kıymetini bilip onların bu sistemi ortaya koyabilecekleri okullar yapmamız lazım." diye tamamladı.

Kaynak: AA
Editör: AA

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam