Doğaya duyarlı bir seyahat olarak nitelendirdiğimiz ekoturizm, son yıllarda yaşanan iklim değişiklikleri ve doğal kaynakları koruma bilincinin artmasıyla tüm dünyada ve ülkemizde ilgi görüyor. Pandemiden dolayı yaşadığımız izolasyon süreci önümüzdeki dönemde ekoturizmi daha da büyütecek.
Pandemiden sıkılan insanların konaklayabilecekleri, yürüyüş yapıp, bisiklet sürebilecekleri, çocukları ile doğayı keşfedebilecekleri tüm Türkiye genelinde eşsiz ekoturizm güzergahları ile yürüyüş ve bisiklet parkurları bulunmakta. Çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten bir seyahat olarak nitelendirilen ekoturizm, değişen iklim koşulları, kuraklık ve doğal kaynakların her geçen gün azalmasından dolayı son yıllarda tüm dünyada daha fazla ilgi görmeye başladı. Ekoturizm, 7’den 77’ye herkese doğa içinde konaklama, yürüyüş ve bisiklet rotaları ve doğal habitatı keşfetme imkanı sunuyor. Ekoturizm, Belirlenmiş orman alanlarının nasıl yönetileceğini, ormanlar hakkında bilinçlendirmeyi, doğa ve orman sevgisini artırmayı, orman köylüsüne katkı sağlamayı amaçlar. Türkiye’nin tümünü kapsayacak ‘Ekoturizm Eylem Planı’, 2024 sonuna kadar 81 ilde 110 planla, 2 bin 500 km’lik bir ekoturizm alanını Türkiye’ye kazandıracak.
Doğaya akın ediyoruz
Ormanlar; odunundan, bitkilerinden ve hayvanlarından faydalandığımız bir kaynak olmanın yanında, insan ruhuna, psikolojisine de hizmet eder konuma geldi. Mart ayından bu yana yaklaşık 96 gün boyunca evlerinde kalanlar doğanın kıymetini anlamaya başladı. Zaten doğaya aşık bir millet olduğumuz için evden kurtulduğumuzda rotamız doğa oldu. İnsanlarımız, ormanda yürümeyi, koşmayı çok özledi. Bu zor günler geçtiğinde ve normalleşme süreçleri ile birlikte halkımız, kuş seslerinin yaprak sesine karıştığı, uçsuz bucaksız ormanlarıma akın etmeye başladı.
Ormanları korumak için ekoturizm önemli
Doğa sevgisi ve ormanları koruma bilincinin kazandırılması bakımından da büyük önem taşıyan ekoturizmin bir diğer önemli katkısının yöre halkına olan katısıdır. Türkiye genelinde, Sakarya, Bursa, Adana, Zonguldak, Konya, İzmir, Eskişehir, Muğla, İstanbul, Amasya, Antalya, Kütahya ve Kahramanmaraş'ta toplam 19 adet ekoturizm yönetim planları hazır bulunuyor. İzmir’in Anadolu’ya açılan kapısı Kemalpaşa’da, Nazarköy Ekoturizm Alanı 25 km’lik yürüyüş ve bisiklet parkuruna sahip. İzmirliler 3 bin yıllık Hitit anıtını ziyaret ederek ormanı keşfe çıkabiliyor. Dünya’da sadece Köyceğiz Gölü çevresinde orman oluşturabilen Anadolu sığla ağacı 65 milyon yıldır burada ve 16 km’lik yürüyüş ve bisiklet parkurunu içeren Kavakarası Ekoturizm Alanı’nın içinde yer alıyor. Köyceğiz’de Çandır Ekoturizm Alanı’nda 35 km’lik parkurda Kaunos Antik Kenti’ni, Köyceğiz gölünü ve Dalyanı seyredecek orman köylüsü ve bal ormanları ile tanışma imkanı bulacak. Adana’nın Aladağ ilçesi Meydan Yaylası Ekoturizm Alanı 19 km’lik parkuru ile ormanda yürümeyi, koşmayı özleyen vatandaşları bekliyor.
Türkiye’nin en uzun parkurlarından biri olacak Artvin Çoruh Ekoturizm yönetim planı olmak üzere, İstanbul Büyükada, Eskişehir Şehir, Kütahya Domaniç, Denizli Çameli, Yalova Termal, Antalya Sapadere Kanyonu, Kahramanmaraş Başkonuş, Amasya Şehzadeler Ekoturizm alanları kısa zamanda açılacak.
Ekoturizm, doğayı ve kültürel kaynakları korur
Ekoturizm çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir seyahattir.
Turizm pazarında, doğaya dayalı turizm olarak tarif edilen ekoturizm, sürdürülebilir kalkınma aracı olarak görülmektedir. Ekoturizm genellikle küçük gruplar halinde yapılır. Konaklama ve yeme içme türü hizmetler çoğunlukla yerel düzeydeki küçük ve orta ölçekli firmalar tarafından verilir.
Ekoturizm, doğayı ve kültürel kaynakları anlayarak korumayı destekleyen, düşük ziyaretçi etkisi olan ve yerel halka sosyo-ekonomik fayda sağlayan, bozulmamış doğal alanlara çevresel açıdan sorumlu seyahat ve ziyarettir. Ekoturizm, çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı seyahattir. Ekoturizm kavramında, yeşil turizm, alternatif turizm, doğa turizm, yabanıl turizm, macera turizmi, kültürel turizm gibi terimler kullanılmaktadır. Ekoturizm, genellikle küçük gruplar halinde, ailelerin işlettiği küçük tesislerde, geleneksel mimarinin ve yerel kaynakların kullanımını hedef almaktadır. Ekoturizm amacına uygun gerçekleştirildiği takdirde, hassas ekosistemlerin korunması ve bu bölgelerin içerisinde ve çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araçtır. Önemli ekoturizm potansiyeli olan dağlık ve ormanlık bölgelerdeki köylerde yaşayan halkın yoksulluğu göz önüne alındığında , ekoturizmin sosyal sınıflar arasındaki dengesizliği azaltabilecek bir etken olduğu anlaşılabilir.
Kurallar ekoturizm için çok önemli
Ekoturizm, her şeyden önce çevre ve kültür değerlerinin sürdürülebilirliğini garanti altına alan, yerel halklara maddi yarar sağlayan turizm olarak kavransa da, ağırlıklı faaliyet alanı olarak doğada yapılan turizm türlerini kapsamaktadır. Buna göre, el değmemiş doğada yapılan tüm turizm çeşitleri, ekoturizmin kapsamına girmektedir. Ekoturizmin iki önemli kriterinden biri olan , doğal çevrenin sürdürülebilirliği ilkesine, bu doğa turlarında sıkı sıkıya uyulmalıdır. Doğa turlarında seçilen rota, bu turlar için eğitilmiş uzman rehber kullanılması, turlarda mutlaka uyulması gereken kurallar, çok önemlidir. Milli Park, Doğal koruma alanı,vb. ilan edilmiş bölgelerde, ilgili bakanlık ve kurumlarca konulmuş kurallara kesinlikle uymak, girilmesi ya da kamp yapılması yasak ya da kısıtlamalı bölgelerdeki yasaklara uymak, gezilen veya kamp yapılan yerlerde belirlenmiş gezi rotaları varsa, bunlara kesinlikle uymak, tecrübeli doğa rehberinin uyarı ve yol göstericiliğine uymak, gezilen yerlerde flora ve faunaya asgari zarar verecek şekilde hareket etmek, gezi faaliyeti sırasında çevreye hiçbir şekilde atık bırakmamak, doğada silinemeyecek izler bırakmamak, özellikle nesli tehlikede bulunan hayvanların bulunduğu bölgelerde gürültü,vb. kirlilik yaratmamak, belli başlı kurallar arasındadır.
Bölgeye maddi yarar sağlıyor
Ekoturizmin ikinci önemli kriteri olan yerel kültürlerin sürdürülebilirliği ve yerel halkların bu turizm faaliyetinden yarar sağlaması ilkesi ise, iki önemli prensibi barındırıyor. Birincisi, ekoturizm faaliyetinin yapıldığı bölgenin yerel halkının, bu faaliyetten maddi bir pay alması. Bunu sağlamak için öncelikle, uluslararası büyük tur operatörlerinden ziyade, ülke hatta bölge çapındaki daha küçük acentaların ekoturizm faaliyetinde yeralması arzu ediliyor. Bu acentaların, tur programlarını yaparken, olabildiğince tur gereksinimlerini bölgeden sağlamaları, bölgeye maddi yarar sağlanmasının önemli bir önkoşulu. İkinci önemli prensip ise, bir bölgeye turizm aracılığıyla katkı sağlarken, maddi ve manevi kültür unsurlarının bozulmaması prensibi. Otantik kültürlerin, ahlaki değerlerin bozulmadan yaşadığı bölgelerde, turist gruplarının bu değerlere saygılı davranması gerekiyor. Ayrıca maddi kültür eserlerine de saygılı davranmak, korumacılığı desteklemek, gerek turizm profesyoneli, gerekse tüketici olarak, yerel dokuyla uyuşmayan modern mimari ürünleri yerine, koruma altına alınmış otantik yapılarda hizmet veren konaklama tesislerini tercih etmek ve desteklemek gerekiyor.
Ekoturizm'de Türkiye potansiyel bir cennet
Ülkemizin zengin coğrafyası ve doğal potansiyeli, doğa turizmi türleri açısından büyük bir şans oluşturmakta. Dağ ve doğa rehberliği için sertifikasyon programları geliştirip uygulamaya koymaları, ekoturizm bölgeleri ve rotaları saptanması, en öncelikli önlemlerdir. Bunlarla paralel olarak ve daha uzun bir süreç boyunca da, hem turizm profesyonellerinin, hem de bölge halklarının, ekoturizm konusunda bilinçlendirilmeleri ve eğitilmeleri gelmelidir. Özellikle ekoturizmden gelir sağlayacak olan bölge halklarının, sahibi ve bekçisi oldukları doğal ve kültürel zenginliklerin bilincine varmaları ve ancak bunları koruyarak, insanlığa ve kendilerine fayda sağlayacaklarını kavramaları gerekmektedir. Yerel yöneticilere ve bölge halklarına, ekoturizm tür ve çeşitleri ve yöntemleri hakkında eğitim, kurs ve brifingler verilmeli, kendilerinin de ürün ve eko-konaklama imkanları geliştirmesi için destek sağlanmalıdır. Turizme erken açılmış bazı kıyı bölgelerimiz hariç, henüz ülkemizin pek çok bölgesinde doğa bozulmamış ve bakirdir. Endemik türler, flora ve fauna konusunda dünyada eşine az rastlanır bir zenginlik vardır. Buna sosyo-kültürel değerler de eklenince, Türkiye, ekoturizm konusunda potansiyel bir cennettir.
Kaynak: ÖZEL HABEREditör: MURAT İLTER