SON DAKİKA
reklam
reklam

Doğru yaşta doğru spor

Eklenme Tarihi: 2 Temmuz 2021, Cuma - 10:07   Okunma Sayısı: 45188
Hangi spor branşı olursa olsun, spora erken yaşta başlamak, performans başarısını için son derece büyük önem taşıyor. Ayrıca sportif aktiviteler çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimini önemli derecede etkilerken, düzenli olarak yapılan spor, çocukların daha kuvvetli, daha özgüvenli, takım çalışmasına yatkın ve öz güveni tam bireyler olarak yetişmelerini sağlıyor

Olimpiyatlarda ya da dünya şampiyonalarında madalya kazanan sporcuları incelediğimizde, spora çok erken yaşlarda başladıklarına şahit oluyoruz. Ancak çocuklardaki bu erken dönem, belli fiziki gelişimlerden sonra olması gerekiyor. Doğumdan itibaren 0-1 yaş refleksif hareketler dönemi; 1-2 yaş ilkel hareketler dönemi; 2-6 yaş temel hareketler dönemi; 7-12 yaş ise sporla ilgili dönem olarak ayrılıyor. Her bir gelişim dönemi, bir diğerinin üzerine kuruluyor. 7 yaşına kadar olan dönemde kastedilen spor terimi, basit egzersizleri, çocuk oyunlarını, dans gibi aktiviteleri içeriyor. Çocukluk döneminde, yani 7-12 yaş döneminde yapılacak spor çalışmaları ise, çocuğa edindiği temel becerilerine hız kazandırma, daha akıcı olma, kazanma, disiplin, kendine güvenme gibi özellikler katmaktadır. Bu sayede ileriki yaşlarda daha karmaşık spor türleri seçilmeye başlanabilir. Bu dönemdeki gelişim hızı bir spor branşına odaklanma ile spor becerilerini uygulamasının bütünleşmesiyle hayata geçiyor. Bu dönemde kuvvet, dayanıklılık, hız ve denge gibi özellikler gelişmeye başlıyor ve fiziksel performans giderek artıyor.

Spor seçilirken çocuğa baskı yapılmamalı

Düzenli olarak spor yapan bir çocuğun fizyolojik gelişimi mutlaka bir doktor, hatta spor uzmanı doktor tarafından takip edilmeli. Aynı yaştaki çocukların fiziksel olgunluğu birbirlerinden farklılık gösterebilir. Bu nedenle bireysel sporları tercih eden çocukların erken yaşta o spora başlamaları, akranlarından çok daha hızlı gelişim göstermeleriyle bir avantaja dönüşmektedir. Belli bir spor branşının seçilmesinden önce çocuğa, farklı aktiviteleri, değişik egzersizleri yapma ve keşfetme imkanı verilmelidir. Ailenin bu konuda yönlendirmesi, hatta baskı yapması ileride olumsuz sonuçlar doğurabilir. Antrenör veya eğitimci tarafından ortaya konan beklenti ve seçilen hedefler çocuğun psikomotor gelişim düzeyine uygun olmalıdır.Sportif egzersizlerle, beslenme şeklinin doğru orantılı olduğu iyi anlatılmalı, çocuk ve ailesine doğru beslenme alışkanlıkları öğretilmelidir. Spora başlangıç seviyesinde yapılacak egzersizler sırasında uygulanacak hareketlerin çok yönlü olmasına dikkat edilmelidir.

Ergenlik öncesi ve ergenlik döneminde spor

Çocukların ergenlik öncesi dönemi spor branşlarının seçilmesinde en uygun zamandır. Çünkü bu dönemde, çocuğun ilgisi ve dikkati en üst seviyede olacaktır. Bu nedenle atletizm, cimnastik, tenis, yüzme ve kayak gibi sporlara ait temel hareket formların yapılandırılması ve teknik becerilerinin geliştirilmesi fizyolojik gelişime daha uygun görülebilir. 4-8 yaş arası cimnastik, yüzme, tenis, 9-12 yaş arası basketbol, voleybol, su sporları, hentbol, futsal, 12 - 14 yaş arası atletizm, kürek, okçuluk, futbol, kuvvet sporları ve savunma sporları tercih edilebilir. Ergenlik dönemi ise kişinin anatomik ve fizyolojik değişim ve gelişimlerinin maksimum düzeyde olduğu bir dönemdir. Ergenlik döneminde çocuklar, sosyal dünyada kendine yer edinmeye çalışırken, aynı zamanda da kendisiyle ilgili kişisel plan ve hedeflerini oluşturmaya başlarlar. Bir amaca yönelik aktivitelere ve takım sporları bu dönemdeki çocuğun ruh sağlığı üzerinde olumlu etkileri olmaktadır. Sporun ve fiziksel aktivitenin beden sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinin yanı sıra ruh sağlığı açısından yararları vardır.

Spor kadar doğru beslenme de önemli

Spor yapan çocuğun beslenmesi, çocuğun yaşına ve fiziksel aktivitesine göre planlanması gerekiyor. Egzersizden en erken bir saat önce hafif bir yemek yenmesi gerekmektedir. Kesinlikle ne aç, ne de tok olarak spor yapılmamalıdır. Bu durum çocuğun performansını olumsuz yönde etkileyecektir. Çocuğun spor egzersizleri sırasında ve sonrasında bol su tüketmesi gerekmektedir. Suyun yerini alabilecek sıvılar kısıtlı alınmalıdır. Meyve suları kesinlikle egzersiz sonrası alınmalıdır. Enerji içecekleri, gazlı ya da şekerli içeceklerin alınmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir. Şekerli besinlerin ve trans yağlı yiyeceklerin sporcu beslenmesinde yer almaması gerekiyor. Proteinli yiyecekler ve süt ürünleri de düzenli spor yapan çocukların tüketmeleri gereken ana besin grubu olarak tavsiye edilmelidir.

Sporun çocuğa faydaları nelerdir?

Bedenin esnek hale gelmesi ile temel becerilerin geliştirilmesi, dayanıklılık, denge, çabukluk ve el-göz koordinasyonu ile motor yetenekleri geliştirme imkanı doğmaktadır. Erken çocukluk ile başlayan aktiviteler daha organize spor aktivitelerine dönüştükçe bu beceriler hızla gelişim gösterirler. Geç çocukluk döneminde ise güç ve enerji gerektiren egzersizler önerilmektedir. Çocuklar müsabık olmaya hazırlanırken, bu durum onları takım oyunlarına hazır hale getirmektedir. Psikososyal gelişim olarak; basit kurallara uyma ile başlayıp, şarkı söyleme dans etme, oyunlara katılma ile kendini ifade etme ile çocuğun özgüveni pekişiyor. Daha ileri yaşlarda çocukların; grup ve mücadeleci oyunlar ile takım oyuncusu olma, liderlik, disiplin ve ödül sistemi ile sınır bilme, takım ruhu, sırdaşlık ve arkadaşlık gibi duygusal gelişimini etkileyecek özellikler kazanması teşvik ediliyor. Sportif aktiviteler çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimi için oldukça önemlidir. Yaşam boyu sağlık için düzenli olarak günde en az bir saat fiziksel aktivite yapılması gerekir. Düzenli olarak spor yapan çocuklar daha kuvvetli, daha özgüvenli, takım çalışmasına yatkın ve öz disiplinli bireyler olarak yetişir.

Spor eğitici ve eğlenceli olmalı

Her çocuğun kendine özgü fiziksel özellikleri ve karakter özellikleri mevcuttur. Çocuğun yaşına, fiziksel özelliklerine ve kişiliğine uygun spor aktivitesinin seçilmesi çok önemlidir. Çocukluk çağında yarış içeren sporlar son yıllarda büyük bir endüstriye dönüştü. Stresli ve ne pahasına olursa olsun kazanmanın hedeflendiği bu yarışmacı yaklaşım çocukları sağlıksız bir ortama maruz bırakabilir. Spor çocukların psikolojik, fiziksel ve zihinsel gelişimi için çok önemli olmakla birlikte yapılan sportif aktivite çocuk için eğlenceli ve eğitici olmalı, çocuğu ve aileyi tüketen bir hale gelmemelidir. Bu konuda dengeyi korumak çok önemlidir.      

Beş yaş altındaki çocuklar sınırsız bir enerjiye sahiptir

Çocukların yaşlarına göre enerji seviyeleri farklı olduğu için seçilecek sportif egzersizlerde buna göre olmalıdır. Beş yaş altındaki çocuklar sınırsız bir enerjiye sahip oldukları için koşmaya, zıplamaya ve oyun oynamaya bayılırlar. Ancak, bu yaş grubundaki çocuklarda el-göz koordinasyonu ve kurallara uyum henüz tam olarak gelişmemiştir. Bu nedenle kaba motor becerileri geliştiren, karmaşık kuralları olmayan ve zaman kısıtlaması olmayan olarak jimnastik, yüzme ve bisiklet sürme gibi aktiviteler seçilmelidir. Bu yaş grubunda yapılacak aktivitelerin gelecekte seçilecek spor dalına bir temel oluşturacağı unutulmamalıdır.

Takım sporları için teşvik edilmeli

5-12 yaş arasındaki çocuklarda çocuğun vücut yapısına ve karakterine uygun bir spor dalının seçilmesi çok önemlidir. Çocuğu çok zorlayıcı, yaşına ve becerilerine uygun olmayan bir aktivite sıkılmasına veya ilgisinin kaybolmasına neden olur. Bu yaş grubundaki çocuklar takım sporları için teşvik edilmelidir. Okul çağındaki çocukların gelişimi için voleybol, basketbol ve futbol gibi takım sporları uygundur. Daha içe dönük ve takım sporlarından hoşlanmayan çocuklar için atletizm, tenis, dövüş sporları, golf, at binme ve gibi bireysel spor dalları seçilebilir. Ergenlik çağındaki çocuklar daha yarışmacıdır. Bu yaş grubunda çocuklar yarış içeren aktivitelere katılırken aralarından bazıları çeşitli spor dallarında profesyonelleşebilir. Bu yaş grubundaki yarış içeren sporların çocuğu ve aileyi tüketmesine izin verilmemelidir.  

Aşırı egzersizlerden ve yorucu idmanlardan kaçınılmalı

Çocukluk çağında üst düzeyde yapılan, zorlayıcı bireysel ya da takım sporları antrenmanları kas-iskelet sisteminde yaralanmalarına neden olabilir. Tekrarlayan zorlayıcı egzersizler hareketlerin zorluk derecesine göre, kas ve tendonların kemiklere yapışma yerlerinde doku hasarı bırakabilir. Aşırı kullanım yaralanmaları yapılan aktiviteye bağlı olarak omuz, dirsek, kalça, diz, ayak bileği ve topuklarda görülebilir. Bunun dışında ayak bileği burkulmaları, bacak ve ayak kemiklerinde stres kırıkları, diz ekleminde menüsküs yırtığı ve bağ yaralanmaları kas yırtıkları, tenisçi dirseği de sık görülen yaralanmalardır. Bu nedenle yetişkinlere yaptırılan antrenman dirilleri, çocuklara uygulanmamalıdır.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam