SON DAKİKA
reklam
reklam

Tarihin kadim tanıkları

Eklenme Tarihi: 7 Temmuz 2021, Çarşamba - 01:31   Okunma Sayısı: 188457
Kendilerine has tarihi, mimarisi, anıları, ilginç hikayeleriyle Üsküdar Yalıları, boğazın Anadolu Yakasında birer inci tanesi gibi dizilirken, Osmanlı'nın kadim tarihinin birer canlı tanığı olarak yıllara meydan okuyorlar.

İSTANBUL - İstanbul Boğazının her iki yakasını süsleyen Tarihi Yalılar, Üsküdar'a geldiğinizde adeta bir Yalılar Müzesine dönüşür. Boğazın en güzel, en gösterişli, en büyük yalıları kadim ilçenin sahillerini süsler. Üsküdar Yalılarını incelediğinizde; yalıların mimari yapıları, süslemeleri ve hikayeleri Osmanlı’nın boğaz kültürünü ve yalı mimarisini daha iyi anlamanızı sağlar. Osmanlı yalılarının mimari özellikleri sahiplerinin sosyal sınıfına göre değişiklik gösterirdi. Müslüman yalıları daha  çok Anadolu Yakasında, nispeten de Üsküdar sahillerinde yoğunlaşmıştır. Üsküdar Yalıları arasında diğer yakadaki yalılara göre boşluklar vardır. Sırt sırta yapılmış yalılara rastlanmaz. Yalılar genel olarak üç katlı olarak yapılsalarda, Üsküdar Yalıları çoğunlukla iki katlıdır. Üsküdar Yalıları beyaz, gül kurusu ve bordo arasında değişen renklere sahiptir. Genellikle balkon kullanılmayan yalılarda bunun yerine geniş cumbalar tercih edilmiştir. Üsküdar yalılarının en büyük özelliği ise tamamında kayıkhane ve bir küçük iskele ile çiçek bahçelerinin olmasıdır. Boğazı denizden seyretmek bir başkadır. İnsana ayrı bir huzur, farklı bir mutluluk verir. Boğazı Üsküdar sahilinden seyretmek ise insanı tarihte kadim bir yolculuğa çıkartır. Üsküdar'dan Kuzguncuk'a, Beylerbeyi'nden Çengelköy'e, Vaniköy'den Kandilli'ye kadar sahilde birer inci tanesi gibi dizilmiş olan Üsküdar Yalılarını boğazdan geçerken seyretmek keyif verir insana. Birbirinden güzel mimari yapılarıyla göz kamaştıran Üsküdar Yalıları, kendilerine has  tarihi, mimarisi, anıları ve unutulmaz hikayeleriyle yıllara inat genç kalmayı başarıyor. Bugün Üsküdar'ın en ünlü yalıları şunlar; Kuzguncuk'taki; Baştımar ve Arapzadeler yalıları, Heykeltraş İhsan Bey Yalısı, Kamil Paşa Yalısı, Halil Haşim Bey Yalısı, Beylerbeyi'ndeki; Çukur Yalı ve Münevver Ayaşlı yalıları, Hasib Paşa Yalısı, Debreli İsmail Hakkı Paşa Yalısı, Hüseyin Kazım Kadri Yalısı, Cengelköy'deki; Bostancıbaşı Abdullah Ağa Yalısı, Muazzez Hanım Yalısı, Vaniköy'deki; Kazasker Necmeddin Efendi Yalısı, Ahmed Nazif Paşa Yalısı, Kadınefendi Yalıları, Evrenesoğlu Hamid Bey Yalısı, Recai Efendi Yalısı ve Kandilli'deki Edib Efendi Yalısı, Hadi Semi Yalısı, Kont Ostrorog Yalısı.  Osmanlı döneminde sırtını yemyeşil ormanlara yaslayan, denize nerdeyse sıfır mesafedeki Üsküdar Yalılarından sizin için seçtiklerimizi gelin yakından tanıyalım.

Çürüksulu Yalısı

Yalı inşa edilirken Bizans saraylarının kalıntıları kullanıldı. Salacak semtinde bulunan yalının ilk sahibi Tırnakçızade isimli bir tüccar olan Çürüksulu Yalısı ismini 1890’da Yalıyı satın alan Çürüksulu Mehmet Paşa'dan almaktadır. Yalıyı simetrik şekilde inşa ettiren Paşa, bu eski yapıyı 19.yüzyıl yalılarına benzetmiştir. Yalının bahçesindeki ağaçları dahi memleketi olan Kafkasya'dan getirilmiştir.Yalının bir diğer adı, Paşa'nın kızı Belkıs Hanım'dan dolayı Belkıs Hanım Yalısı olarak da bilinir. Yalıda düzenlediği partilerde davet ettiği birbirinden önemli devlet adamları, prenses ve konteslerle hareketli bir yaşam süren Belkıs Hanım, eşi vefat edince bir süre yurtdışında yaşar. O yıllarda Almanya’nın konsolosluk binaları kapatılınca, yalıyı geçici konsolosluk olarak kiraya verdi. Alman Konsolosluğu açılınca da yalı Ankaralı diplomatlara kiralandı.Daha sonra yeniden Yalıya dönen Belkıs Hanım, masrafları iyice artan yalıyı 1968 yılında diplomat Muharrem Nuri Birgi’ye satar. Ahşap cephe mümkün olduğunca korundu ve osmanlı dönemindeki gibi kırmızı aşı boyasıyla boyandı. Sonradan yerleştirilmiş bölmeler kaldırıldı. Egzotik ağaçlar, süs havuzları, fıskiyelerle dolu devasa bir bahçe kuruldu. 1978’de yalının önünden Üsküdar-Harem sahil yolu geçirilince, yalının sahille olan bağlantısı kesildi. Birgi'nin ölümünden sonra yalıyı, bir dönem Galatasaray Başkanlığı da yapan Selahattin Beyazıt satın aldı.

 

Fethi Ahmed Paşa Yalısı

Kuzguncuk semtinde 18. yy geleneksel mimarisiyle yapılan Fethi Ahmed Paşa Yalısı, ayrıca Pembe Yalı olarak da biliniyor. Yalıyı satın alan Fethi Ahmet Paşa yalıda bir restorasyona gider. Bu onarım sırasında eski plana büyük ölçüde sadık kalındığı, ancak mimari ayrıntıların, süsleme programının ve özellikle geleneksel pencere düzeni devrin zevkine hâkim olan empire üslubu çerçevesinde yenilendi.  Aynı yıllarda yalının güneyine harem dairesi olarak kullanılmak üzere ikinci bir bina inşa ettirilmiş ve bahçenin doğusunda harem bahçesine bakan küçük bir köşk yaptırılmıştır. Cumhuriyet’in ilk yıllarında harem binası, küçük köşk ve mutfak, yangınlar sonucunda ortadan kalkmış, asıl yalı çeşitli onarımlar sayesinde sağlam biçimde günümüze ulaşmıştır. İki katlı ahşap binada Türk sivil mimarisinin geleneksel plan çözümlerinden olan iç sofalı şemanın değişik bir şekli uygulanmıştır. Yalının arkasındaki Kuzguncuk sırtlarına tırmanan büyük koru ise günümüzde belediye tarafından Fethi Paşa Korusu adıyla halka açık bir dinlenme alanı haline getirilmiştir.

 

Mabeyinci Faik Bey Yalısı

Üsküdar'ın Beylerbeyi semtinde yer alan Mabeynci Faik Bey Yalısı, 1890 yılında Hariciyede görev yapan Mebeynci Faik Bey tarafından yaptırıldı. Eski Osmanlı mimarisi izlerini taşıyan Yalının her iki ucunda kuzey ve güney köşelerinde yeşil külahlı iki kule bulunuyor. Yalı 1950’lerde yapılan restorasyonda yıkılıp yeniden yapıldığından bazı özellikleri kaybolsa da tıpkı iki katlı cumbası gibi eski Osmanlı zevkinin mimarisinin izlerini günümüze taşıyor. Faik Bey’den sonra yalı sırasıyla iş adamı Nazım Kalkavan, son halife 2.Abdülmecid’in kızı Dürrüşehvar Sultan’ın oğlu Haydarabad Nizamı Bereket Şah’ın ilk eşi Esra Bereket ve Hacı Sabancı’ya satıldı. Yalı, 1964 yapımı Melina Mercouri ve Peter Ustinov’un başrollerini paylaştığı Topkapı filminde de kullanıldı.

Sadullah Paşa Yalısı

Üsküdar Yalıları içerisinde günümüze gelen en iyi korunmuş ahşap yalılardan biri olan Çengelköy’deki Sadullah Paşa Yalısı barok tarzdaki üst kat salonu bir Osmanlı otağı şeklinde tasarlandı. İki katlı yalı merkezi sofalı plan tipindedir. Birbiriyle kesişen iki eksen düzenine göre tamamen simetrik bir plan gösterir. Denize paralel biçimde konumlanmış merkezî sofanın köşelerine yerleştirilen ikişer adet oda ve sofaya deniz ve bahçe yönünden saplanan eyvanlar planın temelini oluşturur. İki katın planı da birbirini küçük bir farkla tekrar eder. Alt kat sofası köşeleri pahlanmış dikdörtgen, üst kat ise oval şekilli bir sofaya sahiptir. Sofalar uzunlamasına denize paraleldir. Ahşap iskelet üzerine harçla sıvanarak bağdadi tekniğinde inşa edilen kubbe dışarıdan kırık çatıyla örtülmüştür. Yalı, Sultan 1. Abdülhamid tarafından Darüssaade Ağası Mehmed Ağa’ya verilmiş. Yalı 1861’de Sâdullah Paşa tarafından satın alındıktan sonra bu adla anılmıştır. Yalı daha sonra çocukları tarafından Cumhuriyet dönemi bakanlarından Ahmet Ferit Tek’e satıldı. Ondan da kızı Emel Esin’e kalmış. Tek-Esin Vakfı’nı kuran Emel Hanım 1987’de öldüğünden beri yalı, vakıf masraflarına katkıda bulunması için kiraya veriliyor. Yalı duvar resimleri, kalem işleri, tavan süslemeleri, tavan göbekleriyle yoğun ve gösterişli bir bezemeye sahiptir. Her odanın dekorasyonu farklılık gösterir. Alt kat tavanları kare veya çapraz biçimli ince çubuk taksimatlıdır.

 

Mahmud Nedim Paşa Yalısı

Osmanlı’nın Viyana Büyükelçisi Mahmud Nedim Paşa’nın yaptırdığı yalıda en dikkat çeken yapı, Paşa’nın Viyana ve Prag’daki binalardan etkilenerek inşa ettirdiği kulesidir. Paşa, Osmanlı’da valilik ve sadrazamlık görevlerinde de bulunmuş. Rus yanlısı politikası nedeniyle “Nedimof” olarak adlandırılmış. Yalı 1942’de Mahmut Nedim Paşa’nın torunları tarafından sembolik bir fiyata Kızılay’a bağışlanmış. Uzun yıllar Hemşire Yurdu olarak kullanılan yalı daha sonraları ilgisizlik nedeniyle harap olmuştur. 2004’te Yalçın Sabancı tarafından satın alınan yalı yıkılıp yeniden yaptırıldı. Üsküdar Vaniköy'de bulunan ve sofalı planıyla geleneksel Osmanlı ev mimarisinde yapılan Mahmut Nedim Paşa Yalısı’nın 13 odası ile iki sofası vardır. Yalıda iki katlı haremin bir bölümünü oluşturan ve harem ile bağlantılı üzeri piramit külahlı kule yalının en çok göze çarpan bölümüdür.

Abud Efendi Yalısı

Üsküdar Kandilli de bulunan yalının ilk sahibi Altunizade Necip Bey'dir. Boğaz’daki en özgün eserlerden olan yalı Ermeni Balyan ailesinden Garabet tarafından çizmiştir. Yapı tasarlanırken iç dekorasyonu Dolmabahçe Sarayı’ndan etkilenerek yapıldı. İkiden fazla odalı iç sofalı plan tipi olan ve Karnıyarık denilen geleneksel sivil mimari düzeni ilk defa bu yalıda değiştirilmiştir. 1858’de ikinci sahibi Fransız baron Vandeuvre yalıya yerleşmiş. Kızının yalıdaki ölümünün ardından yalı 1884’de İstanbul Ticaret Odası Başkanı olan Mehmet Abud Efendi yalıyı satın almış. Abud ailesinin ikameti 1981 yılına dek sürmüş ve o tarihte yalıyı Salat yağlarının sahibi İsmail Özdoyuran almıştır ve halen oturmaktadırlar. Abud Yalısı, bir çok ünlü tv dizisinde kullanılmıştır. Yalı, orta büyüklükte tek bir yapı içinde mükemmel bir plana sahiptir.

Kıbrıslı Yalısı

Üsküdar’daki eski Küçüksu Plajı’nın hemen yanında, yer alan ünlü yalı 18. yy’da Sadrazam Mehmed İzzed Paşa için yaptırılmış. Yalı daha sonra Kıbrıslı Mehmet Emin Paşa tarafından 1840’da satın alınmış. Önemli bir devlet adamı olan Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa üç değişik padişaha sadrazamlık yapmıştır. Selamlık yalının en iyi korunmuş bölümü olup, buraya bahçe tarafından dört sütunlu üstü örtülü ve önü sütunlu bir yoldan girilir. Selamlık sofasının dört köşesinde odalar bulunmaktadır.  Odaların tavanları alçı'dan bitkisel motiflerle süslüdür. Doğu salonunun zemini taşlardan yapılmış mozaiklerdendir. Yalı'nın sofalarından başka, alt katta on beş, üst katla altı olmak üzere toplam 21 odası bulunur. Ayrıca deniz ve bahçe tarafındaki eyvanların tavanları ahşap kabartmalıdır. Osmanlı mimarisinde çokça görülen üstü çoğunlukla tonozla örtülü; üç tarafı kapalı, bir tarafı tamamen açık mimari bir yapı olan eyvanların en güzle örneği bu yalıdadır. Yalının duvarlarında bir çok yağlı boya tablo bulunur. Yalının bahçesinden günümüze sadece mermer bir musluk ve havuz gelebilmiştir.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam