SON DAKİKA
reklam
reklam

Gizemler şehri

Eklenme Tarihi: 17 Eylül 2021, Cuma - 07:04   Okunma Sayısı: 65074
Şifalı termal suları, binlerce yıllık geçmişi ile kültür ve sanatın izlerini yansıtan yapıları, zengin ve kaliteli mermer yatakları, lezzetli yemekleri dikkat çeken Afyonkarahisar, tarihin kadim zamanlarından kalan sayısız gizemiyle keşfedilmeyi bekliyor.

İç Batı Anadolu'nun tam ortasında önemli ticaret yollarının kesiştiği kavşak noktasında bulunan ve Dünya Motokros Şampiyonası MXGP için gittiğimiz Afyonkarahisar, 5 bin yıl boyunca bir çok medeniyete ev sahipliği yaptı. Hitit, Frig, Lidya, Pers, Yunan, Roma ve Bizans egemenliğinden sonra yaklaşık bin 200 yılından beri Türklere yurt olan Afyonkarahisar, ayrıca ; Kurtuluş Savaşında da önemli bir yere sahip. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman ordumuzun Kocatepe' de gerçekleştirdiği Büyük Taarruza ev sahipliği yapan Afyonkarahisar, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerinin atıldığı il oldu. Tarihsel ve kültürel kenginlikleri yanında doğal güzellikleri ve zengin jeotermal kaynakları bulunan Afyonkarahisar, günümüzde Termal Turizmi ile adından sıkça söz ettiriyor. Jeolojik bir oluşum olan İscehisar, Döger, Seydiler bölgesindeki peri bacaları bu yörelerdeki Frig kaya anıtları, mezarları, Afyonkarahisar merkezindeki yer alan Karahisar Kalesi ve eski evler, camiler, arkeoloji müzesi görülmeye değer kültürel varlıklar arasında yer alıyor. Tokalı Kanyon ile Akdağ Tabiat Parkı ise özellikle dağcıların rağbet ettiği doğal güzellikler.

Görkemli kaya mezarlar

Binlerce yıllık bir tarihe sahip olan Afyonkarahisar'da, Antik Çağ'da Orta Anadolu'da yaşamış bir halk olan Frigler döneminden kalma kaya mezarlar, mağaralar, şapeller, açık hava tapınakları gibi bir çok eser şehrin sınırları içerisinde keşfedilmeyi bekliyor. Afyonkarahisar-Eskişehir karayolu üzerinde yer alan Ayazini Köyü, Frigler Dönemi'nden beri yerleşim yeri olarak kullanılmış. Roma ve Bizans dönemlerine ait aile ve tek kişilik kaya mezar odaları, Bizans Dönemi'ne ait kiliseler ve kaya yerleşimleri arazinin bu tür bir yerleşime elverişli olması nedeniyle tüf oluşumlu kayalar oyularak yapılmış. Aslanlı mezar odaları, sütunlu mezar odaları ve kayalar oyularak yapılmış kilise, bir sanat şaheseri eseri olarak ziyaret edilmeyi bekliyor. Dış cephede kaya yüzeyine oyulmuş apsisli ve kubbeli yapısı Kilise'nin en önemli özelliği. Avdalaz Vadisi’nin üst ucunda kale olarak adlandırılan kaya kütlesi de iç içe ve üst üste oyularak günümüz apartmanları gibi, çok hacimli yerleşim yerine dönüştürülmüş. Bu kayanın zemininde, derine oyulmuş sarnıç yer alır. Mezar odalarının cephelerinde içinde Medusa başları bulunan üçgen alınlıklı sütunlu ön boşluklu, kapı ile girilen oda içinde kemerli tekne mezarlar var. Kaya yerleşimlerinde karşınıza sıklıkla çıkan anıt mezarlar, son derece muntazam ve kusursuz düzeyde, o dönemde başka hiç bir medeniyette görülmeyen bir kaya oymacılığını içeriyor.

Emre Gölü

İhsaniye ilçesine bağlı Döğer kasabası ve Frig Vadisi sınırları içinde yer alan gölet, yaklaşık 5 km²'lik bir alanı kaplıyor. Gölün kıyısında bulunan Frig Kaya Anıtlarının yanında yer alan Yunus Emre Tekkesi ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Emre Göleti, piknik alanı ve sosyal tesisleriyle tam bir mesire yeri. Gölette kano ile gezilebildiği gibi, göletin çevresini bisiklet ve ATV motosikletler ile dolaşmak mümkün. Kaymakamlık tarafından hayata geçirilen ‘Frig Vadisi Turizm Geliştirme Projesi‘ kapsamında Frig eserleri ve motifleri temel alınarak hazırlanan ‘Kral Midas‘ adlı Frig kayığı, ziyaretçilerini gölde güzel bir geziye çıkarıyor.

Afyonkarahisar Kalesi

Kale, şehrin güneyinde, çok yüksek ve yalçın bir dağın tepesinde bulunuyor. Volkanik özellikli, yerden yüksekliği 226 metre olan doğal yükseltili trakit bir kaya kütlesi üzerinde yer alan kale, MÖ bin 350 yıllarında Hitit imparatoru II. Murşil zamanında Arzava seferinde mustahkem mevki olarak kullanıldı. Kale, önce Hapanuva, Roma ve Bizans dönemlerinde Akroenos, Selçuklular'dan itibaren ise Karahisar adı ile anıldı. Tarihi dokusu korunamamış olsa da hala eski kalıntılar mevcuttur. Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubat'ın hazineleri bu kalede saklandığından, kale Hisar-ı Devlet olarak da adlandırıldı. Onun döneminde kale içine, küçük minareli mozaik çini mihraplı bir mescit, medrese ve bir de saray yaptırır. Kalede, Frigler dönemi'ne ait kültür izlerine rastlanmakta mümkün. Ana Tanrıça Kybele’ye adanmış birçok tapınma yeri ile 4 adet büyük sarnıç bulunmaktadır. Toplam 550 basamaklı merdivenle çıkılarak ulaşılan Afyonkarahisar Kalesi, tarihi boyunca süregelen bir geleneğe de şahitlik eder. Kale, evlenmek isteyen ya da kısmetinin bağlı olduğunu düşünen kızların uğrak yeri olmuş. Bir inanışa göre, bir kısmeti çıkmayan kızlar, yanlarına yaşlı bir kadın alarak Cuma günleri Karahisar Kalesi’ne giderler. Giderken yanlarına asma kilit alırlar ve kilit kaleye çıkmadan önce kilitlenir. Kaleye çıkıldıktan sonra, yaşlı kadın kilitlenmiş olan kilidi kızların başlarında açarak, bahtlarını açar. Hıdırellez zamanı daha çok ilgi gören bu gelenek binlerce yıldır devam ettiriliyor.

Zafer Müzesi

Afyonkarahisar'ın, şehir merkezinde "Zafer Anıtı" ile Afyonkarahisar Kalesi'nin karşısında yer alan Zafer Müzesi, Cumhuriyet öncesinde Saitoğlu Mehmet Sait Efendi tarafından iki katlı olarak yaptırıldı. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin planlandığı ve taarruz emrinin verildiği yer olması sebebiyle tarihimiz açısından önemi olan bina genel hatları ile neo-klasik özellik taşımakta. Plan itibariyle de tipik Anadolu evleri tarzında inşa edilen binada, Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ve kuvvet komutanlarının anısına düzenlenen odalar sergileniyor. Bina, daha önceleri Belediye binası ve Emniyet Müdürlüğü olarak kullanıldı. 1985 yılında Milli Emlak Müdürlüğü'nce Tarihi Milli Park Müdürlüğü'ne tahsis edilen Müzede, Kurtuluş Savaşı ile ilgili bilgiler, fotoğraflar, topografik harita, pano, belge ile silahlar, savunma telleri, konserve kutuları gibi savaşta kullanılan malzemeler ile Zafer Anıtı’nın açılışı için özel olarak yaptırılmış gümüş makas olmak üzere 213 adet eser yer alıyor.

Arkeoloji Müzesi               

Eski Tunç çağından günümüze kadar geçen 5 bin yıllık bir süreci bünyesinde barındıran Müze'de kazı buluntuları, pişmiş toprak sanatının tarihi; mermer sanatının tarihi; dokuma, para, giyim, halı, kilim sanatının tarihi ile ölü gömme gelenekleri; tanrı ve tanrıça heykelcikleri; mimari parçalar; kap kacaklar; kesici ve öldürücü araçlar gibi koleksiyonlar yer almakta. Müzede birbirine bağlı 9 sergi salonundan ayrı, büro kesiminde 5 oda, bir kitaplık, bir konferans salonu, alt katlarda 5 depo, bir fotoğraf atölyesi ile laboratuar yer alıyor. Müzede kapalı sergi salonlarında Afyon ve çevresinden bulunmuş olan arkeolojik eserler, kronolojik bir sıra esas alınarak sergileniyor. Bu salonlarda sergilenen eserlerle, Eski Tunç, Hitit, Frig, Lidya, Roma ve Bizans dönemlerine ait oldukça zengin bir koleksiyonlara sahip olunduğunu görmek mümkün. Bu dönemlere ait pişmiş toprak, taş mermer, kemik, cam, metal kap kacak, heykel ve sikke gibi araç ve gereçler, M.Ö. 3 binli yıllardan günümüze kadar bölgede yaşayanların inancı, üretimi, ticareti hakkında bize oldukça önemli bilgiler vermekte.

Sultan Divani Mevlevihanesi

Afyonkarahisar Mevlevîhânesi, Konya Mevlevîhânesi'nden sonra önemli mevlevîhânelerden birisi olarak kabul edilmekte. Afyonkarahisar Mevlevîhânesi, özellikle 16'ncı yüzyılda Hz. Mevlânâ’nın yedinci kuşak torunlarından Sultan Dîvânî zamanında mevlevîlik açısından çok önemli bir merkez olmuş. “40 Hatimli Şifalı Aşûre” geleneği ilk defa Sultan Dîvânî zamanında Afyonkarahisar Mevlevîhânesi’nde başlamış ve birçok mevlevîhâneye buradan yayılmıştır. Günümüzde bu geleneği devam ettiren tek mevlevîhânedir. Birkaç defa yangın geçirmiş olan Afyonkarahisar Mevlevîhânesi, 1902’deki büyük yangından sonra tamamen yanmış ve bugünkü haliyle Şeyh Celâleddin Çelebi zamanında 1908’de hizmete girmiştir. Bahçesinde Derviş Odaları, Matbah, Hâmuşân (Mezarlık) bulunan mevlevîhâne, son olarak 2008 yılında restore edilmiş “Sultan Dîvânî Mevlevîhâne Müzesi” adıyla hizmet vermeye başladı.

Kaynak: ÖZEL HABER
Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam