Fatma Duru: Cilt bakımı neden önemli?
Ayşe Nevin: Cilt bakımı sadece güzel görünmek, bir saatlik kendini şımartma bakımı olarak algılanmamalıdır. Cilt bakımı, cildinizin sağlıklı, canlı kalmasını sağlamasının yanında, yüz ve boyun bölgesinin sağlığı için çok önemlidir.
Fatma Duru: Cilt bakımının
faydalarından bahsedermisiniz?
Ayşe Nevin: Öncelikle uygulanan bakımın özelliğine bağlı olarak, üst bölge denilen yüz, baş ve boyun bölgesinde birikmiş toksin ve zehirlerin hızlı atılmasını, üst bölgeye sağlıklı kan dolaşımı ve oksijenin ulaşmasını sağlayarak, savunma sisteminizi güçlendirir, kulak, burun boğaz bölgesinde oluşabilecek rahatsızlıkları engeller, nezle soğuk algınlığına karşı savunmanızı güçlendirir. Lenf sisteminin dolaşımını hızlandırdığı için ödem ve toksinlerin üst bölgede oluşmasını engeller. Sağlık kazandırır.
Bunun yanında cilt bakımları, uygulanacak bakımın yapısına bağlı olarak farklı etkiler sağlar.
Fatma Duru: Uygulanan bakımın cilt üzerinde bulunan
gözeneklere ne gibi etkisi vardır?
Ayşe Nevin: Genç ciltlerde uygulanan bakımlar, gözeneklerin temiz kalmasını sağlar, sivilce ve cilt sorunların oluşmasını minimize eder, ergenliğe bağlı oluşabilecek ve daha sonra cilt üzerinde skar olarak iz bırakacak sivilce, pütürlerin yaratabileceğe cilt düzensizliklerini engellemiş olacak. Ayrıca uygulanan derin temizleme maske ve peeling sistemleri, cildinizin ışıltılı sağlıklı görünmesini sağlar. Uygulanan masajlar kan dolaşımını hızlandırır, zehirlerin ciltten atılmasını sağlıyarak, cildin sağlıklı olmasını garantiler.
Genç yaşlarda doğru cilt bakım, doğru kozmetiklerin kullanımı, 30 yaşlarına ulaşınca cildinizin en optimal sağlık ve pürüzsülükte kalmasını garantilemiş olur.
Fatma Duru: Ergenlik çağındaki cilt bakımının, ileri yaşlardaki
cilt yapısının üzerinde kalıcı etkileri nelerdir?
Ayşe Nevin: Ergenlik cağında uygulanacak bakımlar, ileri yaşlarda anti age bakımların ihtiyacını azalttığı gibi. Doğru kozmetik kullanımı alışkanlığı kazanmanızı sağlamış olur.
Fatma Duru: Güzellik ve bakım denince akla çoğunlukla
ilk cilt bakımı gelir. Sizce cilt bakımı kaç yaşından itibaren
yaptırılmaya başlanmalıdır?
Ayşe Nevin: Ergenlik dönemindeki cilt bakımlarında derin temizleyici bakımlar, akne, sivilce iyileştirici özel bakımlar, siyah nokta ve pütür engelleyici bakımlar yanında, hassas ciltler ve donuk yapılı ciltler için bakımlar bulunur. 15-25 yaş gurubu olarak algılarsak bu ergenlik dönemini, cilt farklı hormonal değişimlerden etkilenir, yağlanma ve aşırı yağlanma cildin susuz kalmasına neden olur. Sivilce, akne, pütürler, siyah nokta ve belirsiz lekeler oluşur. Yağ dengesizliği, akne ve iltihaplı sivilceler ve delik tipinde kalıcı skarlara neden olabilir.Yapısı ince ciltlerde ise kılcal damarlar bu yaşlarda zayıflar ve oluşmaya başlar. Cilt üzerinde belirsiz lekeler ve çil bu yaşlarda yerleşir, 30 yaşa yaklaştıkça kalıcı lekelerin oluşmasına neden olur. Doğru profesyonel bakım ve kozmetikler, ileri yaşlara sağlıklı, sorunsuz cilt yapısı kazandırır.
Normal yaşlanma süreçleri onluk yıllarda meydana gelir. 20 yaşlarda hormonal dengesizlikler oluşurken 30 yaşlara yaklaşınca ve 35 e doğru yaklaşınca cildinizin durumundaki değişklikler başlar.
Fatma Duru: Hamilelik, doğum sonrası ve hormon değişimi
cilt üzerinde ne tür etkiler bırakır?
Ayşe Nevin: Bu yaş diliminde kadınların ortalamasında hamilelik meydana gelir, hamilelik esnasında hormonların değişmesi cildi güzeleştirir, sağlıklı ostrojen ve progestron üretimi cilde sağlık ışıltı kazandırır.
Aynı anda doğum sonrası cildin bazı besinleri eksilir ve hormonların tekrar dengeye girmesi ile bazı sorunlar ortaya cıkar, kuruluk, göz altı çizgileri, dokunun zayıflaması vb. 30 yaşlarda genel olarak ciltte ilk belirginleşen sorun susuz ve kuruluktur. Yeni hücrelerin üretimi azalmaya başlayınca ciltte ilk belirtilerini mimik çizgileri ile başlar, göz çevresi çizgileri ve dudak yanlarında kuruluğa bağlı cizgiler belirginleşir. Bu etapta bu kuruluğu gidermek ve dokuyu onarmak kolaydır. Düzenli kür bakımları bu sorunu iyileştirir.
Fatma Duru: Cildin sıkılığını kaybetmemesi için ne gibi önlemler alınmalıdır?
Ayşe Nevin: 20 yaşlarda olduğu gibi gülümsediğinizde oluşan çizgiler, kaybolmayabilir. Bu etapta kolajen ve elastin liflerinde zayıflık başlar buda cildin sıkılığını azaltır. Sarkma öncesi cildin sıkılığı kaybolmaya başlar, bu etapta düzenli bakım, 35 sonrası kalıcı sarkma ve çizgileri engeller. 30 yaşlarda cildin tonusunda kayıp başlar, zira bazı lenf bezeleri azalır ve cilt altından toksinlerin giderilmesi zayıflar, buda cilt rengin tonusunun berraklığını ışıltısını azaltır.
30 yaşlarda cildin sağlıklı kalması için düzenli peeling işlemleri, nemlendirme, besleme, cilt tonusunu dengeleme ve sıkılaştırıcı bakımlar önemlidir.
Fatma Duru: Sizce güzellik merkezlerinde 40 yaş ve sonrası
ne tür bakım uygulanmalıdır?
Ayşe Nevin: 40 yaşlarına yaklaştıkça cildin proteinleri azalır, hücreleri yenilenme süreçleri yavaşlar, lenf sistemi zayıflar, damarlar zayıflar, vücut ödem tutmaya başlar, göz altı torpaları oluşmaya başlar, kaz ayakları çizgileri ve dudak yanındaki çizgiler belirginleşmeye başlar. Bu etapta yaşlanma karşıtı bakımlar çok önemlidir. Yüz masajları ve ödem giderici kupa sistemleri çok önemlidir. Oluşan ince çizgi ve kırışıklıklara radyo frekans veya mikroakımlı uygulamalar, ileri yaşlarda sorunların derinleşmesini engeller.
50 yaşa yaklaştıkca kolajen ve elastin yapımı azalır, cilt dokusunun incelmesi, sarkma belirginleşmesi ve bunlara neden olan lenf sistemin zayıflaması, dolaşımın yavaşlamasıdır. Vücut eskisi gibi kendini yeniliyemiyor, damarların duvarları zayıflamaya başlamıştır. Bunun yanında cildin derin dokularında tahribatlar oluşmaya başlamıştır bu yaşlarda masaj, peeling, canlandırıcı, vitaminli bakımlar çok önemlidir. Bunun yanında kolajen ve elastini destekleyecek yaşlanma karşıtı bakımlar uygulanmalı lifting bakımları bu etapta düzenli uygulanmalıdır.
Fatma Duru: Doğru kozmetik nedir?
Ayşe Nevin: Doğru kozmetikler ile cildin beslenmesi sağlanmalı ve eksik elementleri verilmelidir. Bu etapta düzenli bakım uygulamak 60 yaş gurubuna gelince kendi yaşıtlarınızdan on yaş daha genç ve sağlıklı görünmenizi sağlar.
Fatma Duru: Radyofrekans yöntemi nedir?
Bu uygulama ne gibi sonuçlar verir?
Ayşe Nevin:
RADYOFREKANS
RF belirli bir frekansta elektrotlar (kutup) vasıtasıyla elektrik akımını vücuttan geçirerek dokuların etkin ve güvenli bir şekilde ısınmasına yardımcı olur. Elektrik akımı kapalı bir devreden akarak cilt katmanlarından geçerken katmanların direncine bağlı olarak ısı üretir. Tripollar teknolojisi RF akımını 3 veya daha fazla elektrotlar arasında odaklaştırır ve enerjinin sadece uygulama alanında kalmasını sağlar.
Sistem, her bir bölgede, epidermiste bir yaralanmaya sebep olmaksızın, eşzamanlı olarak alt ve üst cilt katmanlarında ısı oluşturur. Yüzeysel ve derin yağ tabakalarının işleme tabi tutulması yağ hücrelerinin büzüşmesini, kolajen fiberlerinin kasılmasını ve kolajen üretiminin artmasını sağlamaya yardımcı olur.
Fatma Duru: Radyofrekans hangi amaçla kullanılıyor?
Vücudun yağlanmış bölgelerine etkilerini anlatırmısınız?
Ayşe Nevin: Yağ hücrelerine ve kolajene odaklanmış bu ısıtım, vücudun farklı bölgelerinde farklı ihtiyaçlara çözüm üretebilecek niteliktedir. Karın, kalça, baldır gibi yağ birikimine müsait bölgelerde yağ hücrelerinde küçülmeye, bacaklarda selülitli görünümü azaltmaya, kol ve bacak içi gibi gevşemeye müsait bölgelerde tonlama ve toparlama yapılmasına yardımcı olur. Problemli bölgelerde alınan sonuçlar aynı zamanda doku pürüzsüzlüğünü ve çevresel daralmayı da destekler.
Fatma Duru: Masaj nedir? Faydaları nelerdir ve uygulamaları
hakkında bilgi verirmesiniz?
Ayşe Nevin: Beş bin yıldır uygulanan masaj, uygulanan tekniğe göre selülitten varise, romatizmadan toplardamar iltihabına kadar pek çok derde deva oluyor. Çeşitli gayelerle uygulanan ve çok faydalı mekanik bir fizik tedavi vasıtası olan masaj, tıp bilgisine sahip ellerde bir kat fazla değer kazanıyor.
Başta varis ve romatizma olmak üzere birçok rahatsızlığın giderilmesinde, yorgun adalelerin dinlendirilmesinde ve yumuşatılmasında oldukça faydalı olan masajın kökeni, M. Ö. 3000 yıllarına dayanıyor.
Masajın faydaları:
Masaj, kilo verme programı uygulayan kişiler tarafından düzenli olarak yaptırıldığında, boşalan yağ hücrelerini sıkıştırarak sarkmalara engel olur. Vücuttaki deformasyonu engeller, kasları rahatır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Felç, romatizma, kanser vb. gibi hastalıklarda doktor önerisi doğrultusunda yapılan masajlar, hastanın ağrılarını azaltır, beden ve zihin açısından olduğu kadar psikolojik yönden de rahatlamasını sağlar. Masaj yaptıran kişi kendini daha enerjik hisseder. Günümüz hayat şartlarının ortaya koyduğu olumsuz etkilerden (stres, yorgunluk vb.) kişinin uzaklaşmasını sağlar. Baş ağrılarının (Migren gibi) doğurduğu atakları azaltır. Vücuttan toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Cilde esneklik kazandırır. meteabolizmayı hızlandırır.Her biri ellerle deri üzerine ritmik darbeler vurmaktan ibaret olan bu perküsyon manevraları, özellikle zayıf adalelerin uyarılmasında kullanılır. 'Vibrasyon manevraları' ise, parmak uçları, el düz vaziyette ve cilt sahasına dikey tarzda temas ettirildikten sonra yapılan titreme hareketleridir ve ağrı dindirici etkisi vardır.
Fatma Duru: Masajın kan dolaşımı üzerindeki etkileri ve vücuda hissettirdikleri
hakkında neler söylersiniz?
Ayşe Nevin: Masajın kanıtlanmış en belirgin faydalarından ilk ikisi artan kan dolaşımı ve esnekliktir.
Fizyolojik veya mekanik açıdan bakıldığında masajla kas dokularının yağlanarak optimum hareketin elde edilmesi sağlanır. Kas dokuları birbirinden bağımsız çalışacak şekilde yapılanmıştır. Kaslar kurur veya susuz kalırsa dokular birbirine yapışır ve kas katılaşır. Kasa sıvı verildiğinde, tekrar yumuşayarak esneklik kazanır. Kas dokularının etrafında dolaşım arttıkça gelen besin ve giden atık rutini de artar ve kas daha sağlıklı olur. Yaşlanma da geniş anlamda bir "kuruma" problemidir. Vücutta su azaldıkça yaşlanma hızlanır. Çok su içmek ve düzenli masaj yaptırmak kırışıklarla savaşırken etkili bir yöntemdir. Kan vücuda oksijen taşıdığından sağlıklı olmak için iyi bir dolaşım gerekir. Masaj kan dolaşımını artırır; dolayısıyla vücuda yararı kesindir.
Fatma Duru: Peki bizim bildiğimiz masaj dışında çeşitleri varmıdır?
Ayşe Nevin: Size şöyle detaylı anlatayım.
Bir kaç teknik uygulanmaktadır:
Klasik Masaj yönteminde, genellikle vücudun güne zinde başlamasına ya da yaşamın gündelik yorgunluk ve sıkıntılarından kurtulmak amacı ile yapılan genel dinlenme ve gevşemeyöntemi olarak kullanılan masaj türüdür. Önemli olan masaj yaptıran kişinin rahat vekeyifli bir ortamda kendini zinde ve dinlenmiş hissetmesinin sağlanabilmesidir. Genellikle masaj yağı ile yapılır ancak isteğe bağlı olarak bazı durumlarda kayganlaştırıcı malzeme kullanmadan da klasik masaj uygulamak mümkündür.
Diğer bir teknik ise, Aromaterapi yöntemidir. Genellikle klasik masaj yöntemlerini bitki özlerinden elde edilmiş karışımlarla hazırlanan masaj yağlarını kullanılarak uygulanan bir masaj yöntemidir. Rahatlatıcı, gevşetici, dinlendirici olabileceği gibi zindeleştirici ve uyarıcı türde etkileri olabilir. Günümüzde aromaterapik masaj yalnızca tedaviye yönelik değil klasik masajı destekleyici olarak genel rahatlama sağlayıcı ve dinlendirici özelliği ile de kullanılan bir yöntemdir.
Bir başka teknik ise,
Spor Masajı: Özellikle sportif etkinliklerde kullanılan bir masaj türüdür. Spor masajını klasik masajdan ayıran en önemli özellikler öncelikle ritm, süre ve bası miktarlarının değişik olmasıdır. Ayrıca uyarıcı hareketler çoğunluktadır ve branşa özgü olarak uygulanır.
Shiatsu tekniğinde ise, Japon orijinli ve probleme yönelik tedavi amaçlı bir masaj türüdür. Belirli noktalara parmak ve vücudun değişik bölgeleri ile basınç yapılırken, deri ve deri alt dokusu üzerinde kaydırılmaktadır.
Editör: FATMA DURU
