Eski meslekleri yeniden canlandırmayı hedefleyen
Beyoğlu Belediyesi’nin Taksim Meydanı'nda
antikacılar, sahaflar, tasarımcılar, el sanatçıları ve
bilim insanlarının katılımıyla bu yıl ilk kez düzenlediği
Beyoğlu Festivali son haftasına girdi.
90 sahafın katıldığı 24 Ekim-6 Kasım tarihlerindeki
Sahaf Festivali, eski ve artık basımı yapılmayan
ya da ikinci el dergi ve kitapları alıp satan veya
başka bir kitapla değiştiren sahafları İstanbullularla
buluşturdu.
Sahaf çarşıları, bilimsel veriye ulaşabilmenin kütüphaneler
dışındaki kaynak sağlayıcıları olabileceği
gibi, tarihtekileri ve bellektekileri somut verileri
günümüze taşıyan önemli sosyo-kültürel mekânlar olarak kabul edilebilir.
Özellikle efemera koleksiyonerleri için önemli kaynaklar barındırmakta.
El yazımı kitaplar
Matbaanın keşfinden önce kitaplar elle yazıldığı için pek çok kişi bu
işi meslek edinmiş. Yazılan kitaplar ilk defa 14’üncü yüzyılda Bursa’da
satılmaya başlanmış. Edirne başşehir olunca sahaflık (sahhâflık) merkezi
burada gelişme göstermiş.
Daha sonra İstanbul’da Kapalıçarşı’da pek çok sahaf (sahhâf) dükka^nı
açılmış. Bayezid Camii avlusundan Kapalıçarşı’ya giden yol üzerinde
iki taraflı sahaflar çoğalmaya başlanmış. Bunlardan bir kısmı
günümüzde de eski eserleri satmakta ve burası “Sahaflar Çarşısı” olarak
bilinmektedir.
Evliyâ Çelebi’nin “Seyâhatnâmesi”nde 17’nci yüzyılda sahaf dükka^nı
sayısının 50, ulemâ hizmetinde bulunan sahaf esnafı sayısının ise 300
olduğundan bahsedilmektedir. Kapalıçarşı’daki sahaf dükka^nları Birinci
Dünya Harbi’nden sonra tamamen kapanmıştır. Kitapçı dükka^nlarının bir
kısmı Bâyezîd Câmii avlusunda bulunan Sahaflar Çarşısına; bir kısmı da
Bâbıâli Caddesi (Ankara Caddesi)ne taşınmıştır.
Gezginci sahaflar
Osmanlılar zamanında sabit sahaf dükka^nlarının yanında, gezen,
bohça ile kitap satışı yapanlar da olur, bunlara da “bohçacı” denirmiş. Bu
kimseler konak ve evleri dolaşarak kitap satarlarmış.
Sahaflar, diğer esnaf teşekkülleri gibi loncaya mensup ve loncanın
kurallarına uymak zorundaymış. Kendilerine has tellâl ve kâhyaları varmış.
Sahaflar aralarındaki anlaşmazlıkları halletmek ve devlet dairelerindeki
işlerine bakmak üzere bir başkan seçerler ve bu kişiye de “sahaflar
şeyhi” derlermiş.
Sahaflık belli dönemlerde ortaya çıkmış bir hazine olarak goÅNrülmesinin
yanında farklı iş kolları üretmesiyle de göz doldurmuştur. Mürekkepci,
kalemci, müzehhip, mücellit, makasçı, mühreci, kâğıtçı, divitçi ve hattatlık
gibi sahalarda çalışan esnaf kendiliğinden oluşmuştur.
Sahaflık okuyup yazma ile olmazmış
Sahaflık, alıp satma ile öğrenilir. İyi sahaf olmak için kitapla dost
olmak gerekir. Sahaflıkta kitabı erbabına satma adabı, alış verişte kâr
amacı güdülmediği ve eski âhi teşkilâtındaki terbiyeye dikkat edildiği zikredilir.
Her şeyin önem kazandığı ve önemini yitirdiği dönemler olmuş, bu
olgu sahaflığı da vurmuştur. Eskiden Beyazıt “Sahaflar Çarşısı”nda 23
dükka^n varken bugün iki üc sahaf dükka^nı kalmıştır. Sahaflık farklı merkezlere
yayılmış durumdadır. Sahaflık devamlı takip isteyen, müşterisi ve
parası az bir meslektir.
Editör: İSMET AKKOÇ