SON DAKİKA
reklam
reklam

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi ona rehber oldu

Eklenme Tarihi: 27 Aralık 2016, Salı - 10:00   Okunma Sayısı: 136463

Kadıköy Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hülya Narsap, arayıp bir kadın kursiyerin başarısını anlatacağı programa davet ettiğinde doğrusu bu kadar ilginç bir hayat hikayesiyle karşılaşacağımı ummuyordum. 
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi kursiyerlerinden Rabia Özdemir Tokat’a geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı ömür boyu yürüyemeyeceği ve hayatını tekerlekli sandalyede geçireceği söyleniyor. 
Şimdiye kadar bu hastalıkla mücadele edipte yürümeyi başarabilen tek insan olan Rabia Özdemir Tokat, tekrar ayağa kalkmayı başarmasının ardından öyle büyük şeyler başarmış ki salonda Rabia hanımı izleyen herkes eminim ki bu azimli kadına en az benim kadar hayran oldu.
Hayatımda hep önemli adımlar oldu
Rabia hanım bu uzun soluklu maratonu anlatmaya başlarken, “Benim hayatımda hep büyük büyük adımlar oldu. İlk adımım hastalığımdı, ikinci adımım hastalığımı yenip yürümeye başlamamdı, Üçüncü adımım seramikle tanıştım. Asıl önemli ve büyük adımım ise eşimle tanıştım. Hani her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya. Benim başarımın arkasında da bir erkek var sevgili eşim var” dedi.
Rabia Tokat bu önemli sağlık sorununu atlatmasının ardından resim ve seramik kursları sayesinde hayata bağlanmış ve sonrasında yolu Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'yle kesişince hayatındaki büyük değişiklikler birbirini takip etmiş.
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’ndeki kurslara devam ederken Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Girişimcilikte Önce Kadın" projesine katılarak Türkiye çapında dereceye girmiş. 
Proje paydaşlarından Vodofone Vakfı'nın düzenlediği tanıtım filmlerinde Vakfın kadın girişimcileri temsil eden yüzü olarak lanse edilmiş. Norveç ve İtalya' ya eğitim almak, atölye çalışmaları yapmak ve sergi açmak üzere davet edilmiş.  Birleşmiş Milletler Konferansına kadın öncü olarak konuşma yapmak üzere davet edilmiş. 
Kadıköy Belediyesi tarafından kadınların emeğini değerlendirmek üzere geliştirilen POTLAÇ projesinin kadın üyeleri arasına katılmış. 
Şu anda İstanbul' da 5 farklı galeri ile çalışmakta. 2 farklı internet sitesinden satış yapmakta. Rabia Tokat, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nün 2017 takviminde de başarılı kursiyerler profilinde de yer almış.
Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde kurumun diğer kursiyerlerine örnek teşkil etmek üzere gerçekleştirilen, Kadıköy Halk Eğitim Merkezi rehber öğretmeni Aliye Ercan Yaşar tarafından koordine edilen programda, kurum kişisel gelişim öğretmeni Sema Özdemir kursiyerlere hedef belirlemek,  amaçları gerçekleştirmek üzere harekete geçmek  konularında kısa bir seminer de verdi. 
Program sonunda Kadıköy Halk Eğitim Müdürü Hülya Narsap bu başarıya vesile olan ve destekleyen tüm öğretmenlerini tebrik etti, kursiyer Rabia Tokat'a ise azmi ve başarılarından dolayı bir plaket takdim etti.
“Bu hastalıkta hiç yürüyen yok”
Rabia Tokat, herkesi duygulandıran başarı hikayesini şöyle anlattı;
Bir pazartesi sabahı  8’de işe gitmek için yataktan kalkmaya çalıştığımda yere düştüm. Önce ayağa kalkmayı denedim olmadı.Felç geçirdiğimi düşündüm. Ama acı hissediyordum. Bunun ciddi bir şey olduğuna karar verip hastaneye gittik. Bacağımıza giren anlık kramplar vardır ya ben de o kramplar 1 ay boyunca hiç geçmedi.
Birçok hastaneye gittik hepsi farklı teshisler koydu. En sonunda bir imkan doğdu ve ben Ankara’ya GATA’ya fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezine yatırıldım. Hastanenin tek bayan hastasıydım. İngiltere’de eğitim görmüş bir doktorla tanıştım. 
Salim Bey hastalığımın teşhisini koyan kişiydi. Doktorum hastalığın ömür boyu süren kemik iliğine baskı yapan bir rahatsızlık olduğunu ve bu hastalıkta hiç yürüyen hasta olmadığını söyledi. Bana bir tekerlekli sandalye verileceğini, tedavimin öyle devam edeceğini söyledi.
Sandalye odama geldiğinde ona oturmamam gerektigini hissediyordum. Ona oturmak pes etmekti, hatta bu hastalığı kabul etmekti bir anlamda. Doktoruma ben yürüyeceğim ne olursa olsun dedim. O da inanıyorum sana bu yolda seninleyim! birlikte yürüyeceğiz dedi.
Gazilerin hayata bağlılığı örnek oldu
Hastane sürecim çok ağrılıydı. Ama hiç olumsuz düşünmedim. Hastanede gaziler vardı. Hatta bir arkadasım vardı. Tekerlekli sandalyede bacakları ve kolları yoktu. Üstelik göremiyordu. Yakınında mayın patlamış. Ama hayata mutlulukla bağlıydı ve bir çok uzvunu kaybetmesine rağmen yaşama sevincini kesinlikle kaybetmemişti! 
Onların yanında umutsuzluğa kapılamazdim. Vücut bütünlüğüm vardı ve yürüyecektim. 
Hastane rehabilitasyon merkezi olduğu için bir sürü kurs vardı. Doktorlarım hayat şeklimin değişmesi gerektiğini söylemişti. Aslında hastane bizi yeni hayatımıza uyumlu hale getirmeye çalışıyordu. Böylece resim, seramik, tasarım derslerine başladım. Zaten çocukluğumdan beri sanata ilgim vardı. Bunu değerlendireceğim zaman hastaneymiş. Sanatla uğraşmak bana mutluluk veriyordu. Kendimi rehabilite ediyordum adeta yenileniyor ve dönüşüyordum. Kenan Evren’in resim hocasından dersler aldım. Her gün ısrarla odama gelip beni derse götürüyordu. 
Resim atölyesi tedaviyi destekledi
Hastalık döneminde her şey çok zordu. Tek kendimi bıraktığım yer resim atölyesiydi. Belimden iğneler vuruluyordu hepsi başlıbaşına bir operasyondu. Her seferinde ameliyathaneye gitmek bile bir duygu savaşıydı. Ama her gittiğimde yürümeme bir adım yaklaşıyorum diye düşünüyordum.
Hastalığımda bir ilerleme kaydedildi ve yürümeye başladım. O gün herkes mutluydu ve ben bunu biliyordum. Sonunda başarmıştım. Hastaneden çıktığımda sık sık yere düşüyordum. Ama bu beni dışarıya çıkmaktan alıkoyamadı. 
Evde durmak yerine hayatın içerisinde olmayı ve denemeye devam etmeyi istiyordum.
Hastalığımda birçok şeyi aştıktan sonra kendime yeni bir hayat kurmalıyım diye düşündüm. Bir iş yeri açtım.8 tane hocanın ders verdiği bir atölye idi burası. Burada hem öğrenip hem de öğretebiliyordum. Arkadaşlarımla toplu üretim yapıp satıyorduk. Artık benim gibi kadınlarla para kazanıyorduk. Bütun bunları yaşarken çok mutluydum. Ama hastalığım sadece uyuduğu için kendime de çok iyi bakmalıydım. Hayatımda tek bir şey eksikti o da Aşk...
“Öyle büyük eksiklikmiş ki”
Evet sonunda hayatımın aşkıyla tanıştım. Onunla tanışana kadar bu eksikliğin ne kadar büyük olduğunu daha önce anlayamamıştım. Her an birlikte olmak için evlilik kararı aldık. Eşimin işi gereği İstanbul’a yerleşmemiz gerekiyordu. Ben Antalya’daki iş yerimi kapattım. Çok zor oldu atölyemi kapatmak, çünkü orası benim yeni hayatımın başlangıcıydı. 
Çoğu insan İstanbul’da nasıl uyum sağlayıp iş kuracağım konusunda endişelendi ama ben tam tersini İstanbul’un bana büyük bir iş olanağı sağlayacağını düşünmüştüm. 
Artık iki kişiydik ve bizim yeni hayatımız başlıyordu. Nişanlıyken gelinlik ayakkabım için Nişantaşı’na gitmiştik. Orada galerileri görünce eşime bir yıl içinde benim bu galerilerde resimlerim sergilenecek dedim. O da biraz korkmuş, yeni bir şehir kimseyi tanımıyor bunlar nasıl olacak diye düşünmüş. Neyse biz İstanbul’a yerleştik. Ben boşluğa düşmemek ve eksik olduğum konularda dersler almak için kurslar araştırdım. 
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi
önemli bir kilometre taşı
Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde resim ve stilistlik kurslarına gelmeye başladım. Çok iyi iki insanla tanıştım. Elif hocam ve Emin hocam. İlk yıl İstanbul’un havası hastalığıma pek iyi gelmedi. Her gün tedaviye gidiyordum. Boş zamanımda derslere devam ettim. Bu arada galerilere dosyamı gönderip görüşmeler yapıyordum. Evet bir yıl sonra Nişantaşı’nda galeride tablom sergileniyordu. Bunlar bana moral oldu. Resim yaparken mutluydum. Fakat hep aklımda heykel ve seramik vardi. 
İste o zaman hayatımın en güzel şeyini öğreten Ayla hocam hayatıma girdi. Düşündüklerimi boyutlandırmak harika birşeydi. Hep seramik yapmak istiyordum. En güzeli seramik fırının kapağının açılıp yaptığınız ürünü görmek. Evime bir fırın almak istedim ama olmadı. Benim kendime ait bir iş yerim olmalı fikri hep vardı. 
Girişimcilikte 
Önce Kadın Projesi
Halk Eğitim Merkezi Müdürümüz Hülya hanım, “Girişimcilikte Önce Kadın” diye bir projeden bahsetti. Projede ürettiğimiz ürünleri fotoğraflayıp öncekadin.gov.tr’de satışa sunacaktık. Buradaki satışlardan 10 kişi seçilecek bu kişiler sunum yapıp ilk 5 belirlenip iş yeri sahibi olacaklardı. 
Projeyi duyunca evet dereceye girip atölyem olmalı deyip karar aldım. Şimal hocamla böyle tanıştık. Projenin ayrıntılarını anlattı. Böylece gece gündüz durmadan ben onu aradım. Ben karar vermiştim. Şimal hocamda bana destek oldu. Ürünleri girdikçe satış olmaya başladı. Benim gibi birçok kadına destek oldu. Hatta tek tek diğer kişilerin ürünlerini girdiler. Her boş vaktini de ben kapladım. Ürün satıldıkça biz seviniyorduk. Sağolsun Şimal hocamın emeği çok. 
Projenin basına tanıtımı için Hilton otelde bir sergi açtık. Projenin ortaklarında Bilişim Vakfı’nın kurucusu Faruk Eczacıbaşı ile tanıştım. Benim seramikte ilk yaptığım ürünü satın aldı. Yetenekli olduğumu çok iyi yerlere geleceğimi söyledi. Evet bu bana cesaret oldu. Bana inanmıştı. Bana inanan cesaret verenlerden biri de Cengiz Eren’dir. İçimde olanı dışarı çıkarmama yardımcı oldu. Hayatıma anlam kattığı için teşekkürler. Başarı değişimle geldi. 
Jüri özel ödülü kazandı
Yarışma için bir video çekip kısaca kendimizden bahsedilmemiz istendi. Ilk başta izlediğiniz videoyu eşim çekti. Videoyu yolladıktan sonra ilk ona girdiğim bilgisi geldi. Ben projeye başladığımda çevremdekiler 10 bin kadın içinden seni mi seçecekler dediler. Hiç umursamadım çalışmaya devam ettim. Sunum için jürinin karşısına çıkacaktım. Jürinin karşısında kendimi tanıtıp bütün samimiyetimle neleri başarabileceğimi neler hedeflediğimi anlattım. Yarışmada jüri özel ödülü aldım. Bu projeyle Vodafone’la tanıştım. Onların birçok tanıtımında yer almaya başladım. Bu arada artık galerinin peşinde koşmama gerek kalmadı. 
Ödülden sonra her şey değişti. Sergi teklifleri  geliyordu ve galerilerle çalışma yüzdelerim değişti. Artık resimlerimin yanı sıra seramiklerimde galerilerdeydi. Seramiklerim satıldıkça insanlar fotoğraflar gönderiyor çok mutlu oluyordum. Düşünün sizin ürettiğiniz bir ürünü insanlar severek kullanıyor. Ayrıca yurtdışı teklifleri aldım. İtalya ve Norveç’e gideceğim. Hayatımda birçok şey bu proje ile değişti. Ama hiç biri tesadüf ya da şans değildi. İstedim, çalıştım ve başardım. 
Eşim Onur en büyük destekçim
En çok da eşim Onur bana inanıp destek oldu. Hani derler ya her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır diye ama biz de tam tersi benim bütün organizasyon işlerimi Onur yapıyor. İyi ki benimle, onu çok seviyorum. Şimdi bir atölye kurmak istiyorum. Herşeyi planladıktan sonra hepimizin bir atölyesi olacak. İnsan ürettikçe ben hayatın içindeyim diyor. Hayata benim gibi tutunmak isteyenlerle üretip onların hayatlarına da dokunacağım. Kadınların her dalda üretimde olmaya ihtiyacı var ülkemizin her kadın bir birey yetiştiriyor. Önce biz gelişeceğiz sonra yetiştirdiğimiz bireyler gelişecek.

 

Editör: İSMET AKKOÇ

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam