SON DAKİKA
reklam
reklam

Murat İlter ile Otomobil Dünyası - 1

Eklenme Tarihi: 10 Ocak 2017, Salı - 12:00   Okunma Sayısı: 152027

Türkiye’de 1997 yılından bu yana üretim gerçekleştiren Hyundai Assan İzmit Fabrikası, 2016 yılı itibariyle i10 ve i20 modellerinin üretimine devam etti. Toplamda 230 bin 50 adetlik üretime ulaşan fabrika böylece 19 yıllık tarihindeki en yüksek üretim rakamını elde etmiş oldu. Üretilen araçlar içinde bantlardan inen i10 modelinin sayısı 97 bin 926 adet olurken i20 üretimi ise 132 bin 24 adet olarak gerçekleşti. Türkiye haricinde 43 ülkeye ihracat gerçekleştiren ve kısa süre önce Hong Kong, Yeni Zelanda, İran ve Avustralya gibi ülkelere de ürettiği araçları göndermeye başlayan Hyundai Assan’ın 2016 yılındaki toplam ihracatıysa 207 bin 300 adet olarak gerçekleşti. Bu rakamın 96 bin 100 adedi i10 modeline, 111 bin 200 adedi ise i20 modeline ait. Bu sayede ürettiği araçların yüzde 90’lık kısmını ihraç eden Hyundai Assan, geçen yıl olduğu gibi 2016’da da Türkiye’den en yüksek oranda ihracat gerçekleştiren otomotiv fabrikası oldu. Ayrıca yıllık bazda 2 milyar Amerikan Doları’ndan daha fazla ihracat girdisi elde eden fabrika, Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulundu ve dış borç açığının düşürülmesinde önemli bir rol oynamış oldu. Hyundai Assan Genel Müdürü Önder Göker, konuyla ilgili şunları söyledi: “Hyundai olarak 2016’da üretim ve ihracatta ulaştığımız rekor seviyeyle gurur duyuyoruz. Bu rakamları önümüzdeki yıl daha da artırmak için çalışmalarımız sürüyor. 2017’de yeni pazarlar üzerinde durmaya devam edeceğiz ve genişlemeyi sadece Avrupa ile sınırlı tutmayacağız”dedi.

 

Opel’den TOSFED’e destek

Son iki yıldır ulaşım sponsoru olarak TOSFED’e destek olan Opel Türkiye, 2017 yılında da bu desteğine devam etme kararı aldı. Konu ile ilgili olarak TOSFED Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Tolon’un ziyaret ettiği Opel Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik, yeni sezonda otomobil sporları ile ilgili planlarını da paylaştı. Sponsorluk anlaşması kapsamında Opel Türkiye tarafından, bir yıllığına TOSFED hizmetinde kullanılmak üzere Opel araçlar tahsis edilirken, Ömer Tolon TOSFED adına Özcan Keklik’e bir teşekkür plaketi takdim etti.

Yeni Subarı BRZ Türkiye’de

Subaru’nun saf sürüş keyfi yaşamak isteyenlere hitap ettiği iki kapılı coupe modeli Subaru BRZ, kapsamlı bir makyaj geçirdi. Otomobilin, sürüş keyfi artırılırken, aktarma organları, süspansiyon sistemi, fren donanımı ve egzoz sistemi yenilendi. Subaru BRZ, kapsamlı bir makyaj geçirerek yeni ön LED farlara, LED stop lamba grubuna, yeni tamponlara, yeni bir egzoz sistemine, Track moduna da sahip altyapısı geliştirilmiş süspansiyonlara ve fren sistemine sahip oldu. Türkiye’de satılmaya başlanan yeni Subaru BRZ, kalitesi artırılan kokpitinde 6.2 inçlik Starlink ekranı da müşterilerinin kullanımına sunuyor. Track modu ile sportif sürüş keyfi daha da iyileştirilen Subaru BRZ’de hava yastıklarının sensörleri de geliştirilerek güvenlik standartları artırıldı. Subaru BRZ’nin dış tasarımında yenilik olarak yeni ön ve arka tamponlar, yükseltilmiş arka spoiler, yeni alaşım jantlar ve yeni ön LED farlar ile arka LED stop lamba grubu bulunuyor. Subaru BRZ’nin iç mekan ve kokpit malzeme kalitesi de artırıldı. 2+2 kişilik oturma düzeni sunan sportif coupe, 6.2 inçlik Starlink ekrana sahip olurken, direksiyon simidi ve gösterge tablosu da yeni tasarımıyla dikkat çekiyor. İç mekanda kullanılmaya başlanan kırmızı deri kaplı detayların artırılmış olması otomobilin içindeki premium hissini arttırıyor. Sportif coupe’nin ön koltuklarında ayrıca kırmızı nakış ile BRZ yazısı bulunuyor.

Ford Otosan’a birincilik ödülü

Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin düzenlediği “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırmasında Ford Otosan, Mühendislik Hizmetleri alanında birincilik ödülünün sahibi oldu.

Türkiye otomotiv sektörünün Ar-Ge öncüsü Ford Otosan, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen “Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı” araştırmasında, 2015 yılında gerçekleştirdiği 80 milyon dolarlık mühendislik ihracatıyla Türkiye’nin lider kuruluşu seçildi.

Ford Otosan, son 5 yılda Türkiye’den dünyaya 320 milyon doların üzerinde mühendislik ihracatı gerçekleştirdi. Ford Otosan’ın bugün sahip olduğu yüksek mühendislik seviyesi, Ford Otosan’ı ihracat liderliği ve Türkiye’nin en büyük 2. sanayi şirketi konumuna taşırken, aynı zamanda sektörün patent lideri unvanını da kazandırmış durumda. Türkiye otomotiv sektörünün en büyük Ar-Ge yapılanmasına sahip şirketi olarak, sadece ürün değil aynı zamanda mühendislik ihracatı ile de ülke ekonomisine katkı sağladıklarına değinen Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, ‘’ Neredeyse kuruluşumuzdan bu yana gerçekleştirdiğimiz mühendislik çalışmalarımızla yerel ve global anlamda büyük başarılara imza attık. Ford Otosan olarak, kendi ürettiğimiz ürünlerin yanı sıra Ford’un global ürünlerinin geliştirilmesinde de önemli rol oynuyoruz. Ford’un ağır ticari araçlar ve ilgili dizel motor ve motor sistemleri için küresel mühendislik merkeziyiz. Ford’un global tüm hafif ticari ve binek araçlarının, başta dizel olmak üzere, motor ve güç aktarma sistemlerinin tasarım ve mühendisliği için destek merkezi konumundayız. Geçmiş yıllarda teknoloji ithal ederken, bugün yüksek Ar-Ge yeteneğimiz ile teknoloji ihraç ediyoruz. Dünyanın en büyük kamyon pazarı olan Çin’de, Ecotorq motorlarının üretimi için JMC firması ile motor dahil olmak üzere komple kamyon üretimi için teknoloji lisans anlaşması imzaladık. Yüzde 100 yerli mühendislik gücü ile geliştirilen çekici, kamyon ve Ecotorq motorlarımız Çin pazarı için Çin’de üretilecek ve satılacak. 1.500 Ar-Ge mühendisimizle, sadece Türkiye’de değil, tüm potansiyel ihracat pazarlarında rekabet edecek ürünler sunabilmek için ileri teknolojiler üzerinde çalışıyoruz. İhracat ve Ar-Ge gücümüzle Türkiye ekonomisine katkımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

Alpine,  Lapierre’le devam ediyor

Geçtiğimiz sezon FIA WEC LMP2 Dünya Şampiyonası’nda Signatech-Alpine ile şampiyonluğu elde eden Nicolas Lapierre, 2017’de de takımla birlikte çalışmaya devam edecek. Yeni ve daha güçlü LMP2 prototiplerinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte önümüzdeki sezon büyük bir mücadeleye sahne olacak. Nicolas Lapierre 2016 sezonunda Signatech-Alpine takımına katıldığında endurance yarışında dikkate değer bir deneyime sahipti. Nicolas sahip olduğu deneyimi 2016’da takım arkadaşlarıyla fazlasıyla paylaştı. Kendisinin yanı sıra endurance kategorisi genç yarışçılarından Stephane Richelmi ve Gustavo Menezes de hızlı bir gelişim göstererek parlak bir yıl geçirdiler. Dokuz yarış, yedi podyum finişi ve daha sonra kazanılan dört yarışla Signatech-Alpine ekibi LMP2 sınıfında dünya şampiyonluğu unvanını elde etti ve heyecan dolu bir sezon geçirdi.  Taraflardan her ikisi de bu müthiş maceraya atılmak üzere çok istekliler; Signatech-Alpine ve Nicolas Lapierre 2017 senesine yönelik olarak ortaklıklarını yenilediler. Yeni nesil, daha güçlü LMP2 prototiplerinin sunulmasıyla birlikte önümüzdeki sezon büyük bir çekişmeye sahne olacağa benziyor. Alpine ve Nicolas Lapierre’in tek hedefinin birlikte çalışıp unvanlarını korumak olacağını söyleyen Alpine Yardımcı İdari Direktörü Bernard Ollivier "Kazanan bir takımı değiştirmemeniz gerektiği söylenir. Nicolas Lapierre ile çalışmaya devam etmek istememizin sebebi de tam olarak bu. 2016’da elde ettiğimiz başarıda onun ne denli büyük katkısı olduğunu çok iyi biliyoruz. Bazı inanılmaz sollama hareketleriyle pistte fark yaratan Lapierre, sahip olduğu deneyimi takım arkadaşlarına aktardı. Bu yıl sahip olduğumuz unvanları korumak gibi bir görevimiz var. Nicolas ile çalışmaya devam ederek bu yolda ilk adımı atmış olduk; bizimle çalışmaya devam edeceği için çok mutluyum" dedi.

Anadol 50. yaşını kutladı

Türkiye’nin ilk yerli ve seri üretim aracı Anadol, 50. yaşını kutladı. 19 Aralık 1966’da hattan indirilen ve dünya klasik otomobil literatüründe yerini alan Anadol, bugün bu topraklara ait hikayesiyle yaşamaya devam ediyor. Ford Otosan, Türkiye’nin ilk yerli ve seri üretim aracı, Anadol’un hattan inişinin 50’nci yılını kutluyor. İlki 19 Aralık 1966 yılında üretilen ve üretimi 1984 tarihinde son bulan Anadol, Ford Otosan’a dünya klasik otomobil literatüründe yer almanın gururunu yaşatıyor.

Anadol ‘un 50 yıllık hikâyesi, Rahmi Koç ve Bernar Nahum’un Otokoç Ankara binası önünde gördükleri araçla başladı. Rahmi Koç’un İsrail’deki üretici şirkete yaptığı seyahatin ardından, teknolojinin asıl sahibi İngiliz Reliant firmasını ziyaret etmek üzere Vehbi Koç, Bernar Nahum ve Rahmi Koç, 15 Mayıs 1964’te İngiltere’ye gitti. Yaklaşık 2 yıl sonra, Avrupa’da yolların kar ve buzla kaplı olduğu çetin bir kış günü olan 18 Ocak 1966 tarihinde, İngiltere’de hazırlanan Anadol’un ilk prototipi Türkiye için yola çıktı. Anadol ülkemize gelir gelmez Sanayi Bakanlığı’ndan onayını aldı ve seri üretim için İstanbul’daki Otosan fabrikasında üretim hattına çıktı. 3 Şubat 1966’da ise İzmir’deki Büyük Efes Oteli’nde, tarihe geçen bir bayi toplantısına imza atıldı. D-750 kamyonları tanıtıldıktan sonra, Vehbi Koç’tan bayilere bir soru geldi: “Baylar şimdi size bir sürprizimiz var, bakalım ne diyeceksiniz?” Vehbi Koç bu sorunun ardından heyecanla örtüyü açtı ve “Anadol”u bayilerle tanıştırdı.

 

Editör: MURAT İLTER

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam