Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/http-www-gazetetunaydin-com-images-haberler-avrupanin-ucundaki-kucuk-ulke-portekiz-jpg.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Avrupa'nın ucundaki küçük ülke Portekiz - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Avrupa'nın ucundaki küçük ülke Portekiz

Eklenme Tarihi: 16 Şubat 2017, Perşembe - 12:00   Okunma Sayısı: 193052

Portekiz, 5 Ekim 1143’te Kastilya ve Leon Kralı VII. Alfonso’nun Portekiz Kontluğu’nun bağımsızlığını tanıması ve I. Afonso’yu Portekiz Kralı olarak kabul etmesiyle bağımsız bir ülke olarak kurulmuştur. 

15’inci asırdan itibaren

Geçen üç asır boyunca Portekiz toprakları, ülkenin kültürünü, tarihini, dilini ve etnik yapısını etkileyen ve içlerinde FenikelilerYunanlarRomalılar,Cermenler, ve Endülüs Emevilerinin de bulunduğu çeşitli medeniyetlerin geçişine tanık olmuş.

15 ve 16’ncı yüzyıllarda Brezilya’dan Filipinler’e uzanan Portekiz İmparatorluğu dünyanın önde gelen ekonomik, politik ve kültürel güçlerinden biridir. 20’nci yüzyılda imparatorluğun sona ermesiyle birlikte Portekiz, Avrupa’ya dönmüş ve günümüzde dengeli demokratik yapısıyla Avrupa Birliği’nin bir parçası olmuştur.

Edebiyat, şiir, müzik, resim

Portekiz Akdeniz’den geçen çeşitli medeniyetlerin ve Keşif Çağı’nda dünyanın değişik bölgelerinde etkileştiği medeniyetlerin tesiriyle kendine özgü bir kültür geliştirmiştir. Yazılı eserler ve şarkılarla gelişmiş olan edebiyatı, Batı medeniyetinin en erken edebiyatlarından birini oluşturur. Modern Portekiz şiirinin temeli, Fernando Pessoa’nın (1888 – 1935) eserlerinde görüldüğü üzere neoklasik ve çağdaş tarzlardadır

Portekiz müziği çeşitli tarzları barındırır. En tanınanı, genellikle Portekiz gitarı ile anılan ve saudade yani özlem ve hasret duyma duygusuyla özdeşleşen, melankolik şehir müziği Fado’dur. Fado’nun uluslararası alanda tanınmış yorumcuları arasında Amália RodriguesMarizaMísia, ve Madredeus’u sayabiliriz.

Portekiz geleneksel mimarisi, çeşitli etkilenmelerle ortaya çıktığı için farklılık taşır. Günümüzde Eduardo Souto de Moura ve Álvaro Siza Vieira gibi dünya çapında ünlü mimarları vardır. Görsel sanatlarda da dünya çapında adı duyulmuş Vieira da Silvave Paula Rego adlı ressamlar sayılabilir.

İstanbul’dan hareket

Resmi görev ve inceleme amacıyla 9 Nisan 1994 günü heyetçe Portekiz’e hareket etmiştik. Gezi süresi 14 Nisan’da bitecekti. Uçak havalandıktan sonra Paris’e kadar oldukça uzun bir yolumuz vardı. Portekiz hakkında tuttuğum notlarımı okumaya başlamıştım bile…

…Paris’e indik. Buradan başka bir uçakla Lizbon’a gitmek üzere havalandık. Lizbon havaalanına inmek üzere alçalmaya başlamıştık. Okyanus’un üzerinde ve alçalıyorduk. Dev dalgaları görünce insanın ürpermemesi elde değildi…

Otelde

… Otelimize geçtik. Akşam yemeği için hazırlık yapıyorduk.  Türkiye, Portekiz ile yaklaşık olarak aynı enlemlerdeydi. Dolayısıyla büyük ısı farklılıkları yoktu. Giyim seçiminde zorluk çekmemiştik.

… Yemeğe geçtiğimizde hepimiz birbirimizi uyarmıştık. Suyun sertlik derecesinin ve yemeklerin fermentasyonunun bünyemizde değişiklik yaratacağını düşünmüştük. Özellikle Porto şarabının gayet dikkatli ve ölçülü içilmesi gerektiğini konuşuyorduk aramızda… Masamız mum ve çiçeklerle donatılmış, ortam hafif müzikle daha sıcak bir hale getirilmişti. Bir liman kenti olan Lizbon, deniz ürünleri ve Okyanus balıklarının çeşitleriyle ünlüdür. Çok sayıda balık restoranı vardır. En bilinen balık çeşidi Morino’dur. Balık kekleri, mangalda sardalya ile yerel et yemekleri dikkat çekicidir.

Gezilerden

Lizbon’da otelimizin penceresinden baktığımızda Tajo (Tejo) Nehri’ni görüyorduk. Nehir kenarına doğru yürüyüş yaptık. Aheste akışıyla insana huzur veren bu nehrin kıyısında 15 ve 16’ncı yüzyıllarda coğrafi keşiflere çıkılmış. Vasko de Gama’nın ilk keşfe çıkışı, üzerinde personeli olan bir beton gemiyle anıtlaştırılmış.

Sahilde bulunan Kâşifler Anıtı’nda en önde Prens Henry, arkasında Vasco de Gama, Macellan ve kâşifler sıralanmış. Burada resim çektirmiştim. Nehrin Okyanus’a açılan bölümüne yakın yerde yani resmin geri planında görkemli yapısıyla 25 Nisan Köprüsü görülmekteydi.

Gezinin olmazsa olmazı dedikleri Jeronimos Manastırı’nı gezdik. Bairro Alto bölgesi için gece hayatının merkezidir denebilir. Baixa bölgesi ise renkli bir alış veriş merkezidir.

Sao Jorge Kalesi, 12’nci yüzyılda Araplardan alınmış. Şehre tepeden bakıyor. Belem Kulesi, Lizbon’un çok önemli bir sembolü ve aynı zamanda kentin denizci kimliğinin göstergesidir. Unesco Kültür Mirası ve Portekiz’in 7 Harikası listelerinde yer alıyor.

Lizbon’u korumak için 1519 yılında yapılmış olan 30 m yüksekliğindeki bu kule, 1755 yılındaki büyük depremden hasar almadan kurtulmuş. Eskiden keşfe çıkan denizciler buradan izlenebiliyormuş. Şimdi ise Lizbonlular ve turistler için cazibe merkezine dönüşmüş.

Alfama, 12’nci yy. dan kalma bir semt ve Fado’nun da yurdu. Alfama’da küçük, sevimli, süslü püslü, fayans kaplı evler dikkat çekiyor. Adeta şehrin karakteristiğini oluşturuyor.

Cabo da Roca bölgesi, Avrupa Kıtası’nın en batı ucundadır. Burada küçük bir deniz feneri ve içerisinde hediyelik eşya dükkânı var. Burada okyanusun kıyıya çarpan güçlü dalgalarını seyretmek, sonsuzluğa bakmak çok heyecan veriyor.

Anılar

*Türk olduğumuzu söyleyerek Türkiye hakkında ne bildiklerini sorduğumuz dostlarımızdan ilginç cevaplar almıştık. Öncelikle Osmanlı Devleti’ni tanıyorlardı. Zengin bir devlet olan Osmanlı’nın Afrika’da sömürgeleri olduğunu anlatıyorlardı.

*Sokak isimlerinin 250-300 yıldan beri hiç değiştirilmediğini söyledikleri zaman inanamamıştım. Değişiklik gereken yere belki bina yapılmış; ama binanın duvarına çeşmenin ön yüzü işlenmiş. Böylelikle orada daha önce bir çeşme olduğu vurgulanmak istenmiş.

*Kıtanın en batısında olması nedeniyle yerel saatle 3 saatlik zaman farkı var. Türkiye saatiyle güneşin saat 23.00 civarında battığını söyleyebilirim.

*Öğle saatlerinde başlayıp 16.30’a kadar süren siesta (öğle uykusu),

* Süvari birliklerinin gösterisi, Porto şarabının tadı ve Tagus (Tajo) Nehri kıyısında her gece Atlas Okyanusu’ndaki med-cezir (gelgit) olayı her zaman hatırlayacağımız anılar olarak hafızamızda yerini almıştır.

Değerlendirme

21 yıl önce Portekiz’de edindiğim izlenimler, bugün gitsem edineceklerimle mutlaka farklı olurdu. Rehavet içinde, uykusuna düşkün ve sanayiden yoksun bir Portekiz, AB içinde ekonomisi çatırdayan bir ülke durumuna düşmüştür.

Portekiz, AB içerisinde Yunanistan’ın ardından kamu borçlarının GSMH’ya oranının en yüksek olduğu ülkedir. 2014 yılı itibariyle borç stoğu 229 milyar euro, oran ise % 131 düzeyindedir. Beş yıl önce gezdiğim Yunanistan da aynı sancıları yaşamış ve AB’ye borçlarını ödemeyeceğini bildirmişti.

Editör: CENGİZ BAYSU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam