Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/http-www-gazetetunaydin-com-images-haberler-keskin-ve-ustaoglu-f-istanbulda-bulustu-jpg.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Keskin Ve Ustaoğlu !f İstanbul’da buluştu - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Keskin Ve Ustaoğlu !f İstanbul’da buluştu

Eklenme Tarihi: 7 Mart 2017, Salı - 11:00   Okunma Sayısı: 90462

23 Şubat Perşembe Günü bomontiada’da gerçekleşen “Su ve Heves” başlıklı sohbet için bir araya gelen Keskin ve Ustaoğlu, onlara iyi gelen kitapları, filmleri, şiirleri, insanları konuştular; korkularından onları üretmeye iten dürtülere dek pek çok kişisel konuyu da hayranlarıyla samimi bir şekilde paylaştılar. Seyircinin 1,5 saat boyunca adeta hipnotize olmuşçasına dinlediği sohbetin en büyük sürprizi ise, Birhan Keskin’in 9 sene önce kalem aldığı “İdealar Dünyasında Oturan Üç Kavram: Aşk, Adalet ve İyilik” adlı metni ilk kez !f İstanbul’da bu sohbette seslendirmesi oldu.Ustaoğlu, ona ilham veren güdülerden korkularına dek pek çok kişisel konuyu izleyenlerle samimi bir dille paylaşırken; Keskin de şiirinin beslendiği şairleri ve 2002’de şiir yazmayı nasıl bıraktığını bu sohbette anlattı.

Keskin: “Şifa anların icindedir.”

Sohbete, Yeşim Ustaoğlu ile uzun yıllara

dayanan dostlukları olduğunu söyleyerek başlayan

Birhan Keskin, “Sonunda söylemek istediğim

cümleyi başında söylemek istiyorum”

dedi ve ekledi: “Tesellinin olduğu bir dünyada

bana kalırsa şifa diye bir şey zaten yok. Ama

yaşamın anlamlı olabildiği, yaşamın, dünyaya

gelmenin, burda olmanın kıymetli olduğu bazı

zamanlar ve anlar var, ve şifa o anların içinde;

aslında yaşam dediğimiz şey sadece kedere,

çileye ve buna benzer

şeylere tahlil etmek demektir.

Bu anlamda çok

karamsar olduğumu

beni tanıyanlar, kitaplarımdan

tanıyanlar zaten

bilir. Ama dediğim gibi;

öyle anlar vardır ki çok

kıymetlidir. Hakikaten

içinde, bir şekilde hayatta

olmanın, her şeye

rağmen bu dünyada olmanın

çok güzel olduğunu

hissettirirler size.”

Diyerek geçmişteki hatıralarının

şifa bulmasında

çok yardımcı

olduğunu ifade etti.

Ustaoğlu: “En

büyük dürtüm

müphem olandır”

Yeşim Ustaoğlu ise, onu üretmeye iten en

büyük dürtüsünün müphem dürtüler olduğunu

söyledi ve “Cünkü insanın en müphem yanında,

onu keşfedişi, bunun yanında da kendimi

keşfedişim yatıyor. Kendi nevrozlarımı,

kendi ağrılarımı, kendi sıkıntılarımı, kendi korkularımı

yaşayışımı… Şu anda içinde bulunduğumuz

sıkıntının, baskılananın dışında olan,

ondan daha yoğun olan, insan olmakla ilgili

olan bir özlemden, müphemlikten bahsediyorum.

Benim kendimi en zenginleştirdiğim, yazabildiğim

belki de, ifade edebildiğim ve

sonrasında filmde gösterdiğim, doÅNnüştürdüğüm

şeyler de bu müphemlikten besleniyor” dedi.

Ustaoğlu ayrıca en çok da belirgin olanla problemi

olduğunu anlattı: “Ben çok belirgin olandan,

yazılı çizili olandan, adı konmuş olandan

korkarım. Ondan uzak durmaya çalışırım. Belki

o yüzden müphem olmayı becerebiliyorum.”

Diyerek üretmeye iten en büyük dürtüsünün

müphem dürtüler olduğunu ifade etti.

Keskin :“Şiirimde Anadolu

Tasavvufunun izleri var.”

Sohbetin yarısında Karacaoğlan’dan bir şiir okuyan

Keskin ise, şairin atalarından birisi olduğunu belirti

ve “Benim şiirlerimdeki çıplaklık biraz da onun

gibi şairlerden geliyor. Arı, dümdüz Türkce yazan şairlere

bağlarım kendimi. Bende Anadolu Tasavvufunun

büyük izleri var aslında. Batılı bir şair tabiatı bir

seyir malzemesi olarak goÅNrür. Tabiatın karşısına

geçer ve ‘dağ var, deniz var, ova var, hayvanlar var’

der. Batılı bir dil için kendi dışındaki dünya, yeryüzü

varlıkları yalnızca seyir malzemesi olarak kalır. Oysa

Anadolu Tasavvufunda, Karacaoğlan’da, Yunus’ta,

tabiatı kendinden ayırt etmeyen, onu seyirlik malzeme

haline getirmeyen, tek bir felsefe vardır. Bu da

bu toprakların mayasındadır.” Diyerek şiirlerinde

Anadolu Tasavvufu’nun büyük izlerinin bulunduğunu

dinleyicilerine anlattı.

Birhan Keskin ayrıca, 2002 yılında yayımlanan 5.

kitabı “Yeryüzü Halleri”ni tamamladıktan sonra şiiri

bıraktığını da itiraf etti: “‘Yeryüzü Halleri’ni bitirdiğimde

‘Ben en iyi kitabımı yazdım’ diye düşünmüştüm.

Benim için o en iyi kitap, en esrik kitaptı.

‘Bundan sonra bir daha şiir yazmam, bitti’ dedim.

Ondan sonra kendi derdim, yazma serüvenim bitse

bile bir karar verme anı geldi. Benim oÅNnümde olan,

büyüklerim olan bazı şairleri goÅNrdüm, onların şiire

olan tavrını goÅNrdüm. Sonra ‘Sen ölene kadar, öyle

ya da böyle, hangi ritimle olursa olsun, yazacaksın’

dedim kendime. Ve sanıyorum şair olmaya karar

vermem de bu kitabımdan sonradır. 5. kitabımla

‘evet, artık bitti’ dedim, sonra da ‘hayır, ölene kadar

yazacaksın’ dedim. Yazmak iyileştirir. Öncelikle yazanı

iyileştirir. Benim yazdıklarımı okuyanlara ne yapıyor,

onu tam bilmiyorum. İyileştiriyor mu, daha mı

koÅNtüleştiriyor bilmiyorum.” Diyerek de 2002 yılında

yayımlanan 5. kitabı “Yeryüzü Halleri”nından sonra

şair olmaya karar verdiğini ifade etti.

!f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 26 Şubat’ta

İstanbul takvimini tamamladı ve yolculuğuna 2-5

Mart tarihlerinde Ankara ve İzmir’de devam etti.

Editör: SİNAN ERDOĞDU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam