SON DAKİKA
reklam
reklam

Bir kıvranış ve insanlık örneği

Eklenme Tarihi: 10 Nisan 2017, Pazartesi - 10:00   Okunma Sayısı: 107896

Arnavutluk’tan hareket ettikten sonra İstanbul üzerinden Romanya’ya doğru yola çıkan M/V Abdullah isimli Türk gemisi, Romanya açıklarında “Ülker Fırtınası”na yakalanır. Tarih 29 Kasım 1963’tür. Vadu sahili yakınlarında kıyıya sürüklenen 22 kişilik gemi mürettebatı çaresizliklerle boğuşmaya;kuvvetli fırtına, dev dalgalar ve değişken rüzgar akımlarına direnmeye başlar… Gemi kaptanı ve mürettebatın yaşadığı kıvranışı anlatan bir filmdir “S.O.S. pe Marea Neagra” Türkce adıyla “Karadeniz’de Yardım Çağrısı”… Film yapımı fikrinin doğması Romen Ulusal Kanalı TVR1, M/V Abdullah gemisinin yaşadığıolayı belgesele donüştürmek amacıyla Aralık 2013’ün ilk haftasında Türkiye’ye gelmiş ve Türk Uzakyol Gemi Kaptanları Derneği (TÜRKAPDER)’ni ziyaret ederek çalışmalarını başlatmıştır. Romen TVR1 Kanalı temsilcileri, M/V Abdullah gemisinin o günkü kaptanı, aynı zamanda TÜRKAPDER üyesi Şükrü Çetiner ve geminin bugün hayatta olmayan armatoÅNrü Abdullah Özmelek’in oğlu Remzi Özmelek ile goÅNrüşmek suretiyle kurtarma olayına açıklık getirmeye çalışmışlardır. Kanal temsilcileri, Kaptan Çetiner ile bir arada olay gorüntülerini izlemek ve kaptanın duygu ve düşüncelerini öğrenmek suretiyle gemi personelinin yaşadığı çaresizliği en ince ayrıntısına kadar tespit etmiş, daha sonra Remzi Özmelek ile goÅNrüşerek olayın ayrıntılarını bir kez de kendisinden dinlemişlerdir. Özmelek, o günün koşullarında öncelikle Rusya’dan yardım istediklerini, olumsuz yanıt almaları üzerine Türkiye’den yardım talep ettiklerini; ancak yetişmelerinin mümkün olmadığı cevabını aldıklarını ifade etmiştir. Bunun üzerine Romanya’dan destek talep ettiklerini ve TAROM (Romanya Ulusal Uçuş Şirketi)’un derhal devreye girerek, helikopter yardımıyla 22 kişilik mürettebatı yara almadan kurtardığını anlatmıştır. Birinci elden anlatımlarla seyir defteri, telsiz konuşmaları, radar ve helikopter kayıtlarını biraraya getiren film ekibi 2014 yılında filmi yapmıştır. Orijinal adı “S.O.S pe Marea Neagra” olan film, “Karadeniz’de Yardım Çağrısı” şeklinde çevrilerek 6 Nisan 2017 günü Romanya Kültür Merkezinde izlenmeye sunulmuştur.

Kültür Merkezi Yöneticisi

Aralık 1963’te yani 54 yıl önce gerçekleşen olay hakkında kısa açıklamalarda bulunan Kültür Merkezi Yöneticisi, 50 yıl önceki ağır bir hadisenin günümüzde filminin yapıldığını, izleyeceğiniz filmin yakın tarihe ışık tutacak bir dokümanter olduğunu söylemiştir. KoÅNtü hava koşulları içinde bulunan gemi personelinin umutlarını yitirmeyişi ve kurtarma helikopterinin gelişi hayatın devam edeceğine bir işaret olduğuna dikkat çekmiştir.

Yapımcı

Film, 2014 yılında gazeteci ve aynı zamanda film yapımcısı olan Cristina Tilica tarafından yapılmıştır. Bn. Tilica, 2001 yılında Romanya devlet televizyonunda çalışmıştır. Böyle bir filmi ilk defa yapan ekip yakın tarihe ışık tutmuştur. Yıllar sonra 2014 yılında 22 denizciden ücü Romanya TVR1’e çıkıp bu olayı ve nasıl kurtarıldıklarını anlatmıştır. Bu gece bizimle birlikte film yapımcısı da aramızda olup kademe kademe gazetecilikten başlayarak film yapımcılığına uzanan bir hayat oÅNyküsü vardır. Kendisi Romanya içinde ve dışında birçok olayı ortaya koyduğu için çeşitli oÅNdüller almıştır.

Pilot

22 Türk denizciyi kurtarmak için canını hiçe sayan olayın kahramanı Ion Tudose, o gün 27 yaşındadır. MI 4 helikopter pilotudur. İkinci pilot Dan Stefanescu’dur. Bugün Dan Stefanescu’nun oğlu Constantin Stefanescu da aramızdadır. Kendisi hava yollarında pilot olarak çalışmakta, akrobasi gösterilerine katılmaktadır. Konsolos Hanım, konuklara hitaben hoş geldiniz konuşması yapmış, kısaca zorlu kurtarma faaliyetinin önemini belirttikten sonra “ Ben de dört gözle filmi izlemek istiyorum. 22 denizciyi kurtaran pilotun oğlunun burada bulunmasından onur duyuyoruz” demiştir.

Filmin izlenmesi

Kaptan Şükrü Çetiner ifadesinde, “Romanya sahillerine vardığımızda fırtına başladı. Bir doğuya bir batıya sürüklenmeye başladık. Yakıt azalıyor, havanın durmasını beklesek de hava durmadı. Rüzgar hep kıyıya atıyor: ama biz Köstence fenerini hep sağda görmek istiyorduk. Gemiyi sola alayım derken bir yere vurdu, devam etti. Bir de sağdan vurdu. Bundan sonra kum tepelerine vurduğumuzu anladık. Arka tarafımızı dalgalara ve rüzga^ra vererek geminin baştan oturmasını sağladım. Gece ve karanlıktı. Makine durmuş, dışarıda ısı -18 derece… Rüzga^r 70-90 km arasında esiyor…” Bütün gemicileri kaptan kamarasına topladım. Başka oturacak yer yok. Her taraf su içindeydi Gemi yan yatmasın diye arkamızı dalgaya verdiğimiz için dalgalar mutfak kapısını patlattı…” diye belirtiyor.

İstanbul’da durum

Durum şirketin İstanbul’daki merkezine bildirilmiş, merkezden de kurtarma çalışmaları için Rusya’ya ve Bulgaristan’a müracaat ediliyor. Rusya, müracaatı kabul etmiyor, Bulgaristan ise kurtarma vasıtaları olmadığını bildiriyor. İstanbul’daki Denizcilik Bankasına yapılan helikopter isteği de Türk yetkililer tarafından “Komünist ülkeye bir şey gönderemeyiz” denilerek savuşturuluyor. Kaptan yine anlatıyor: “Sürekli olarak helikopter istiyordum. Köstence’den ‘gemi ile kıyı arasına tel gersek’ dediler… “Nereye, nasıl?” Sonunda helikopter geldi. Fakat geminin üzerinde duramıyor, fırtına onu sahile doğru itiyordu. Olağanüstü bir mücadele veriyorlardı. Defalarca geminin üstüne gelmelerine rağmen fırtına helikopteri her defasında sahile atıyordu. Ve bize kurtarma işleminin yarına kaldığını bildirdiler. Ertesi sabah helikopter tekrar geldi. Helikoptere çekilecek kişinin direklere çarpmaması için geminin baş tarafına gidiyor ve kişiyi helikopterden sarkıtılan kancaya bağlıyordum. Helikopter bu kişiyle sahile doğru uçuyor ve kurtardığı kişileri sahile bırakıp tekrar geliyordu.”

Değerlendirme

Filmin tamamını anlatmak yerine izlenmesini tavsiye etmek daha yerinde bir öneri olabilir. Gerçekten yakın tarihimize ışık tutacakbir belgesel olarak kabul etmek gerekir bu filmi… O günün teknik imkânlarının yetersizliğiyle yerli ve yabancı kurtarma birimlerinin başında bulunan kişilerin ilgide zafiyet ve kusurları ön plana çıktığı görülmektedir Bir kaptan ve 22 mürettebatın hayatı söz konusu olunca denizciliğin ne kadar meşakkatli bir meslek olduğunu kabul etmemiz gerekir. Filmin sonunda Türk kaptan, kendilerini kurtaranları İstanbul’a davet ediyor.

Filmin sonunda

İzleyicilerden biri personelin kurtarıldığını izlediğimizi ama geminin durumunun ne olduğu hakkında bilgi verilmediği sorusunu yöneltmiştir. Yetkililer, geminin Köstence limanına çekildiğini ve iki ay boyunca onarım gordüğünü belirtmişlerdir. Filmin bitiminde Yapımcı Cristina Tilica, Pilot Kaptan Constantin Stefanescu ve Türk Uzakyol Gemi Adamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Birol Bayraktar birer konuşma yapmışlardır. Konuşmalardan sonra Kaptan Bayraktar, Bayan Tilica ve Pilot Stefanescu’ya birer şilt takdim etmiştir. Biz de günün kahramanlarına şükranlarımızı sunuyoruz. İsimleri tarihealtın harflerle yazılmıştır. Kokteyl salonuna alınan misafirlere kanepe türleri, şarap ve meyve suyu ikramında bulunulmuştur. Davetliler burada da fikirlerini beyan etmeyi, helikopter hakkında bilgi almayı ve zor durumda kalan geminin teknik özelliklerini öğrenmeyi sürdürmüşlerdir. Gerçek sahneleri aratmayacak ölçüde ve iddialı bir film olduğunu ben de belirtmek isterim.

 

Kaynak: CENGİZ BAYSU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam