SON DAKİKA
reklam
reklam

Ak Gençler Projelerle Geliyor!

Eklenme Tarihi: 2 Mayıs 2015, Cumartesi - 01:00   Okunma Sayısı: 139428

2 aydır AK Parti Üsküdar Gençlik Kolları Başkanı olarak görevde bulunan Oğuzhan Atagün, 1 yıllık hedefini 1000 kişi olarak düşünürken bu hedefi 2 ay içerisinde yerine getirmiş. Şu an ki hedefi ise 5 bin kişilik Üsküdarlı AK Gençlik.

AYŞE DURSUN / İSTANBUL
[email protected]



Merhaba öncelikle sizi tanıyabilir miyiz ? Siyasete başlama hikâyeniz nedir ?

Merhaba Ayşe hanım. Ben Oğuzhan Atagün. 1985 İstanbul doğumluyum. Aslen Trabzon / Ofluyum. Eğitimimi Yeditepe Üniversitesi ve Beykoz Lojistik Üniversitesi'nde halen devam ettiriyorum. İngilizce ve Fransızca biliyorum. İnşaat işiyle uğraşıyorum.
  Siyasete başlama hikâyem Gezi Parkı olaylarından sonra başladı. Gezi Parkı olaylarında, gördüğümüz o çirkin tablodan sonra artık bizim de hizmet etmemiz gerektiğine inandığım için Acıbadem'de Kurucu Gençlik Kolları Başkanı olarak başladım. 1 ay sonra ilçeye davet edildim. İlçe Yönetim Kurulu'na girdim. Yaklaşık 1,5 ay sonra da Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı oldum. 1 seneye yakın Gençlik Kolları Teşkilat Başkanlığı yaptım. 2 tane seçim geçirdim, 30 Mart Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı Seçimleri olmak üzere. Siyasi ve Hukuki İşler Başkanı ve Gençlik Kolları Başkan Vekili olarak görev yaptım. 21 Şubat'ta, 4. Üsküdar Gençlik Kolları Olağan Kongresi'ne, Genel Merkez tarafından başkan adayı olarak gösterildim. 310 delegenin oyu ile başkan seçildik. Göreve 21 Şubat'ta başladık. Yaklaşık 2 ay geçti. Bu 2 aylık süreçte, göreve ilk geldiğimizde önceki dönem gençlik kolları başkanımızın da görevi 3-4 ay önceden bırakmasından dolayı yaklaşık bir 10-15 Yönetim Kurulu Üyesi ve 3 tane sadece mahallede teşkilatımız vardı. Şu an 60 tane halihazır da Yönetim Kurulu Üyesi ile birlikte 33 mahallede teşkilatımız bulunmakta.

“Gençlik Kollarında nitelikli nicelik ile hareket ediyoruz”

Sadece nicelik değil, biz buradaki teşkilatlarımızda nitelikli nicelik anlayışı ile hareket ediyoruz. Yönetim ve Mahalle Başkanlığı'nda belirlediğimiz özel filtrelerimiz var. Yani önümüze gelen her insanı burada Mahalle Başkanı - Yönetim Kurulu Üyesi diye değerlendirmiyoruz. Bir kere akademik durumuna dikkat ediyoruz, hayat anlayışına dikkat ediyoruz, dinimize yakışır bir hayat sürmesine çok önem veriyoruz.



- Gençler ile diyaloğunuz ne durumda? Onların ne gibi istekleri var mesela ?
 

Gençlik Kolları'nın genelde şu tarz istekleri oluyor , sosyal ve kültürel geziler yapmak istiyorlar. Aslında gençler en çok eğitim istiyor. Bilgilendirilmek istiyorlar. Her şeyden önce, neden buradayız, neden AK Parti'ye hizmet ediyoruz? Sorularının cevaplarını yaşayarak, anlayarak öğreniyoruz, gösteriyoruz.
  Ben mesela, 10-12 ay kadar oldu, ticari hayatımı bıraktım. Sadece buraya verdim kendimi, vermek zorunda hissettim. O insanlara da bunu aşılamaya çalışıyoruz, neden biz AK Parti'ye hizmet ediyoruz, neden bu dönemde tamamen kendimizi buraya vakfediyoruz? Bunun için sinevizyon çalışmaları hazırladık. Bütün mahalleleri tek tek gezip, bu sinevizyon çalışmalarını arkadaşlarımıza izletiyoruz. Aslında dediğim gibi, onların en büyük isteği, bizimle birlikte olmak. Ve enteresan bir şekilde, ellerinden gelse 24 saatlerini bizimle geçirmek istiyorlar. Neden olduğunu bilmiyorum ama mesela onlar istiyor ki ; "Abi 24 saat birlikte olalım.". Bu istekleri gerçekten çok hoşuma. Bu sayede zaten bu kadar büyüdük. Geçen gün Üsküdar Gençlik Merkezi’nde bir Danışma Meclisi gerçekleştirdik. 1000'in üzerinde bir rakam ile katılım gerçekleşti. Üsküdar tarihinde bir ilk bu, Gençlik Kolları'nda bir ilk. 1000'in üzerinde bir rakam. Genel Merkez Gençlik Kolları Teşkilat Başkanı'mız geldi, İl Başkanı'mız geldi, İl Başkan Yardımcılarımız, İl Yönetim Kurulu Üyelerimiz, onlar da çok şaşırdı bu katılımı görünce. Çünkü bugün İstanbul'da bir kongre de, ki bu bir kongre değildi, İstanbul'un kongresinde 7 bin kişi varken, biz sadece 39 ilçeden biri olarak, Üsküdar olarak bunu gururla söylüyorum biz burada 1000 kişilik bir Danışma Meclisi yaptık.



Dediğim gibi biz arkadaşlara neden burada olduklarını, niye bu davaya hizmet ettiklerini, bizim bu bayrakları neden astığımızı, mahalle mahalle dolaşıp insanları neden bilgilendirmeye çalıştığımızı, insanlara öğretmeye başladık. Ve bunu biz onlara öğrettikçe, onlar zaten öbek öbek etrafımızda toplanmaya başladılar. Onun için, ben hep şunu söylüyordum ; " Özellikle 16 ile 24 yaş arasındaki gençler, insanların nereden - kim tutarsa götürebileceği çağdalar. İyi yöne de götürülebilir, kötü yöne de götürülebilir. Onlar bizi gördükçe, o dışarıdaki kötü arkadaşlardan arındıkça, uzaklaştıkça, bizim ile birlikte oldukça zaten bir daha kopmuyorlar. Devamlı bizimle beraber hareket etmek istiyorlar, bizimle beraber olmak istiyorlar. Ve benim de buna vaktim müsait. Dediğim gibi 24 saatimi hizmet etmek için adadım. Ondan sebep, ciddi bir kalabalık oluşmaya başladı etrafımızda. Bu da bizi oldukça çok mutlu ediyor, motive ediyor.

- Peki 2 aylık gibi bir süreçte bunu nasıl aşıladınız gençlere ?

İlk başta burada daha öncesinde Teşkilat Başkanlığı yaptım bu büyük bir etken. Buranın en yaşlısı benim, Gençlik Kolları'nın. 29 yaşındayım. Gençlik Kolları'nda benden yaşça büyük kimse yok. Onların bana karşı bir abi sevgisi var zaten, hiçbiri bana "başkanım" diye hitap etmez. Ben onlardan da böyle bir şey istemiyorum zaten, onların abisiyim. Allah'a hamd-ü senalar olsun, beklediğimin çok üstünde bir samimiyet var. Ve onların hepsiyle, gece saat 2'de de, 3 'te de, 4'te de telefonlaşırım, bayrak asmaya çıkarlar, kalkarım yanlarına giderim. Başka programları olur, oraya giderim. Okulda öğretmenleri ile sorunları olur, kalkarım onların yanlarına giderim. Yani ben onların her konularında, kesinlikle yanlarındayım. Özellikle belediyemiz den Allah razı olsun. Hilmi Başkanımız, inanılmaz bir destek veriyor. O bu kadar destek vermeseydi, biz bunu yapamazdık.


“HİLMİ BAŞKAN ÜSKÜDAR’IN ABİSİ”

“Gençleri gördüğü zaman yüzü gülen bir belediye başkanımız var..”

- Yani Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, Üsküdar’ın gençlerine sahip çıkıyor diyebilir miyiz ?

Kesinlikle. Ben mesela, İlçe Başkanlarını geçtim, İl Başkanları ile muhabbet ediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanları, Gençlik Kolları İl Başkanlarına bu kadar destek vermiyor. Hilmi Başkanımızdan, Allah ondan razı olsun, biz ona "Üsküdar'ın Abisi" diyoruz. Gençler bana diyor " Üsküdar'ın Abisi" diye ama, ben de ona diyorum. Gençlere karşı inanılmaz bir sevgisi var. Ve şu var, gençleri gördüğü zaman yüzü gülen bir Belediye Başkanı'mız var bizim. Bizi gördüğü zaman yüzü gülüyor. Onun o yüzünün gülüşü, bize öyle bir enerji veriyor ki zaten. İnşallah bir dahaki Yerel Seçimlerde, arkadaşlarıma da hep bunu söylüyorum, bizim 5 bin kişilik bir teşkilatımız olacak. Ben şöyle bir hedef koymuştum 1 sene sonra, Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanımız Abdurrahim Boynukalın'a şunu söylemiştim : " Başkanım, 1 sene sonra, benim burada halihazır da 1000 kişilik bir teşkilatım olacak. Hem de sokaktan toplama adamlar değil. Nitelikli, nicelik. Nasıl mı? Namazını kılan, Kur'an-ı Kerim okumasını A'dan Z'ye hepsini bilen ve sabah namazlarına kalkacak derecede namazlarını kılan. Haftada 3 gün bizim, Kur'an ve İlmihal derslerimiz oluyor. Haftada 2 gün Elif-Ba, Kur'an-ı Kerim dersi, haftada 1 gün de Dini Sohbet şeklinde.. Pazar sabahları da sabah namazı organizasyonlarımız var.

- 1 sene içinde 1000 kişi hedef edinmişsiniz, teslim aldığınız süre içerisinde kaç kişi vardı?

Şöyle söyleyeyim teslim aldığım zaman yani kongremiz olduğu gün kongrede 150 tane genç yoktu. Maalesef ki. Yönetim Kurulumuzda halihazır da 10-15 kişimiz vardı, mahalle olarak ta 3 tane mahallemiz vardı. Aslında bunun suçlularından biri de benim, geçmiş dönemde Teşkilat Başkanı'ydık ama, orada biraz sıkıntılar oldu, bu biraz da Genel Merkez ile alakalı bir sıkıntı. 3/4 ay her şeyi askıda kaldı, neden? 3/4 ay burada Gençlik Kolları Başkanı belli olmadı, ben bırakmıştım, o dönem sağlık problemlerim olduğu için 3/4 ay ilçeye hiç gelememiştim. Ondan sonra, Genel Merkez'imizin isteği üzerine tekrardan adaylığımızı gösterdik. Aslında beni Teşkilat yola çıkardı. Aslında çok enteresandır teşkilatıma veda etmek için toparladım. Veda konuşması yapacakken, salonda biraz problem oldu, hani "abi bırakamazsın, gidemezsin.." gibilerinden. Ben üstüne basa basa "yoruldum arkadaşlar, şu, bu.." En son, teşkilatta değer verdiğim ve çok sevdiğim bir kardeşim, kalkıp bana orada dedi ki ; " Ne yoruldun abi, ne konuşuyorsun, Tayyip Erdoğan'dan daha mı çok yoruldun? Bırak, sen bizi bırakıp gidiyorsun." dedi. O dedikten sonra ben de artık dedim ki, devam etmem gerekiyor. Birtakım görüşmeler yaptım. Öyle yola çıktık.

- Gençliğe AK Partinin anlamından ve gayelerinden bahsettiğinizi, onları AK Parti yolunda ilerlettiğinizden söz ettik, peki siz neden AK Parti'desiniz?

Ben neden AK Parti'deyim? Şöyle söyleyeyim ; AK Parti kurulmadan önce de siyasetin içerisindeydim, parti ismi vermeyeyim. İl Başkanlığı'na kadar yükselmiştim. Ondan sonra birtakım sıkıntılar yaşadım. Öğrenim hayatım engellenmeye çalışıldı, okullardan kovuldum. Çok sıkıntılar yaşadım. O zamanlar AK Parti yeni kurulmuştu. Oradaki siyasi hayatımıza son verdik. Recep Tayyip Erdoğan'a, benim inanılmaz bir sevgim vardı, hala da öyle. O zamanlar, başörtüsü eylemlerinin olduğu dönemler benim 2 kız kardeşim İmam Hatip çıkışlı idi. Bir tanesi İstanbul Üniversitesi'ni kazandı, ki o zaman kat sayısı sıkıntılarını biliyorsunuz. Bir diğer kardeşim de Marmara Üniversitesi'ni kazandı. İkisinin de eğitim hayatını engellemeye çalıştılar, başı kapalı diye okullarına giremediler. O dönemler mitinglere ben de onlarla beraber giderdim destek olurdum. O dönemlerde Recep Tayyip Erdoğan onlara çok sahip çıkmıştı. Ki bu bizim ona inanılmaz derecede sevgimizi artırdı, ve ilk başı da odur.


“ANNEM YEMİN TÖRENİM DE BAŞÖRTÜSÜNDEN DOLAYI TELLER ARDINDAN İZLEDİ”

Neden bu partideyim? Bu yapılan ekonomik olayları falan hepsini bir kenara koyuyorum, biz dünyaya Allah'ı tanımaya geldik ve bizim bu hükümetimizde önceki hükümetlerimizin hepsi bize Allah'ı tanıtmamak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Bu eğitim sistemi, sonuçta bu dünyada en fazla yaşasak, yaşadığımız kadar daha yaşayacağız. Ama bunun bir de sonsuzluğu var. İlkokuldan itibaren, Atatürk'ü tanıdığımın çeyreği kadar, Peygamberlerimizi tanımıyorum. Zaten bu insanlar, bizim nesil, Atatürk'ü tanıdığının onda biri kadar Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i tanısaydı, bugün bu olaylar Türkiye'de olmayacaktı. Uyuşturucu olayları, hırsızlık olayları, vs.. Ve bazı şeyler ülkemizde değişiyor, gözleri gören herkes bunu görebiliyor. Askerliğimi Doğu'da yaptım, komando olarak. Ben belki ölmeye gidiyorum, annem yemin törenime geliyor ve tellerin arkasından izliyor. Yemin Töreni'mde sinirden ağladım, gözlerimden yaşlar döküldü. O zaman annesini almıyorsan, oğlunu da alma askere. Ben ölmeye gidiyorum bu vatan için. C Timinde askerlik yaptım. Kelle koltukta askerlik yaptım.  Adıyaman/Diyarbakır sınırında. O günleri gördükten sonra, e bir de bugünleri görünce nasıl ben başka bir partiye hizmet edebilirim ki? Başka bir partiyi bırakın, nasıl ben bu partiye hizmet etmem ki? Bu fani bir hayat, yaşasan da dediğim gibi yaşadığın kadar yaşayacaksın. Şunu düşünüyorum hep, Abdülhamid'in döneminde Jön Türkler ile savaştı karşıtları oldu, yandaşları oldu. Bunlar onun sınavıydı. İşte Kurtuluş Savaşı'na bakıyorsunuz, Adnan Menderes dönemine bakıyorsunuz, Erbakan Hoca'nın dönemine bakıyorsunuz ve bizim dönemimizde de , cihad yok. Bizim dönemimizde savaş yok. Ama hilal ile haçın bir kavgası var. Ve ben en azından, ukbaya (ahirete) gittiğim zaman, " Ya Rabbe'l Alemin, ben sana hizmet eden kullarının yanında bulundum. Gerekirse bir Kıtmir oldum, yanlarında bir köpek oldum, ama ben sana hizmet edenlerin yanında bulundum. Senin davana, senin yoluna hizmet ettim." Bunu göremeyecek kadar kör bir insan olabilir mi? Bizim ülkemizde bundan 15 sene önce, İslamiyet'i yasaklamaya uğraştılar. Alanen İslamiyet'i yasaklamaya uğraştılar. Biz o televizyon programlarından hatırlamıyor muyuz, sadece başı kapalılar hizmetçilik yapabiliyordu. Televizyonlara bile çıkarmıyorlardı. Hani, hiçbir siyasinin ağzından "Allah" kelimesi çıkamıyordu. E, bir de şimdi dönün bakın. Ekonomi vs. bunların hepsini geçtim, bunlar bu dünyada kalacak işler. Ama beni ilgilendiren tarafı, öbür tarafı. Ben bu dünyada ne kadar daha yaşayacağım ki? Hadi 40 sene daha yaşayayım, bana 40 sene daha zulüm etseler ne olur? Ben 40 sene daha burada açlık çeksem ne olur? Bunun öbür tarafını, nasıl vereceğiz bunun hesabını? Ve ben, o dönemlerde dediğim gibi, bu adaylık sürecinde dedim ki ; " Oğuz, sen bu işi yapmak zorundasın. Teşkilatın isteği ortada, senin buna gücün, kuvvetin var." Kendime inanıyorum, bu insanları bir araya getirebileceğime, burada bir düzen sağlayabileceğime inanıyordum, Allah tarafından verilmiş bir şey bu gibi geliyor bana. Hizmet etmem gerekiyor, dedim.

AK PARTİ ÜSKÜDAR GENÇLİK KOLLARI’NDAN EMPATİ ‘KEDİ EVLERİ’

 

Üsküdar'da 105 bin genç var, biliyorsunuz. Biz bunlardan hitap edebildiğimiz kadarına, hani biz 5000 sahada çalışan, 5000 bizime beraber gezen bir hedef koyduk, ama nasıl bir hedef? Bu 5000 kişi ile haftada en az 2 kez görüşmek üzere, yani bu işte ayda 1 kez görüşelim, ulaşılmaz olalım, yok yardımcı.. Benim hiç benim söylediğim bir şey var ; " Kalpleri birbirine sevdiren Allah'tır." Allah size, o insanların sizi sevmesini, isterse onlar sizi sever hatta etrafınızdan ayrılmazlar bile. Biz de burada düşündüğümüz; biz iyi yoldayız, projelerimiz var, çok projemiz var, seçimin geçmesini bekliyoruz bazıları için. Mesela, Empati Proje'miz var, Kedi Evi. Üsküdar'ın tüm parklarına bunu yayacağız inşallah. Hilmi Başkanımızın bize büyük desteği var yine, Allah razı olsun. Üsküdar Bölgesi, hatta dışına da taşıyoruz, tüm yaralı hayvanları tedavi ettiriyoruz, sahiplendirilmesi gerekenleri sahiplendiriyoruz, bıraktığımız o kedi evlerine. Evlere 2-3 günde bir mama bırakıyoruz. Hayvanlar ile ilgileniyoruz, onların temizliğini yapıyoruz. Şuanda mesela, Perşembe günü inşallah, 60 tane daha Kedi Evi'miz geliyor. Aşırı derecede talep var. Hatta bizden sonra Kadıköy Belediyesi ve Ataşehir Belediyesi de bu işe başladı. Şuan 25 noktada bu evler var.

Biz bu projeden sonra şunu düşünüyoruz ; Hekimbaşı Barınağını ele alacağız. Muhteşem bir barınak haline getireceğiz orayı inşallah. Oranın Gençlik Kolları ile ortak bir çalışma yapacağız. İnsanların barınağa rahatça götürüp kedisini, köpeğini bırakabileceği bir yer haline getireceğiz.


AK PARTİ ÜSKÜDAR GENÇLİK KOLLARI PEOJELERİYLE GELİYOR


Birinci Projemiz Yetim Birimi. Üsküdar'da şuan bir Yetim Birimi kurduk. Ben de bir yetimim. Üsküdar'daki A'dan Z'ye görüşlerine, siyasi düşüncesine hiçbir şeye bakmadan bütün yetimlere ulaşmak. İkinci Projemiz ise yaşlılarla alakalı çok güzel bir projemiz var. Söylemeyeyim ama, bu proje Türkiye'ye ses getirecek. A'dan Z'ye bütün partilerin, bütün Gençlik Kurulları bunu yapmaya uğraşacak. Bunu yapan hiç kimse de yok, biz bunu yapacağız inşallah Üsküdar'ımızda bunu başlatacağız, yaşlılarımızla alakalı, ve bu belki de mutluluktan ağlatacak.

SURİYELİ ÇOCUKLAR İÇİN 40 BİN ADET ÇORAP TOPLAMA KAMPANYASI

“Onları Mutlu Etmek Çocuk Oyuncağı” kampanyasına oyuncaklarımızı bizlerde gönderdik.
Şanlıurfa’daki Suriyeli çocukların oradaki hallerini, durumlarını gördük. İçimiz acıdı. Bir şeyler daha yapmalıyız dedik ve 40 bine yakın çorap toplama kampanyası düzenlemeyi düşündük. Şimdilik 40 bin adetlik bir hedef belirledik, inşallah aşarız. 

Kaynak: Tünaydın Gazetesi
Editör: Ayşe Dursun

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam