Warning: imagecreatefromjpeg(/var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/../dosyalar/gorsel/http-www-gazetetunaydin-com-images-haberler-maltepeden-kadikoye-jpg.jpg): failed to open stream: No such file or directory in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 44

Warning: imagesx() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 3

Warning: imagesy() expects parameter 1 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 4

Warning: Division by zero in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 11

Warning: imagecopyresampled() expects parameter 2 to be resource, bool given in /var/www/vhosts/tunaydingazetesi.com/httpdocs/_efsanfit/fonksiyon.php on line 28
Maltepe’den Kadıköy’e - Tünaydın Gazetesi
SON DAKİKA
reklam
reklam

Maltepe’den Kadıköy’e

Eklenme Tarihi: 4 Mayıs 2017, Perşembe - 10:00   Okunma Sayısı: 89796

Saat 13.10… Beş kişilik bir aile. 4-5 yaşlarında bir oğlan çocuğu. Aile daha trene biner binmez çocuk koridora oturdu ve başladı ağlamaya… Bütün aile fertleri ona bakıp gülüyor. Hava ısınmaya başlamış, ayaktaki insanları ter basıyor. 
Kimse ağzını açmadan bu zırıltıyı dinledi. İkaz etseler alacakları cevabın canlarını sıkacağını ve günlerini zehir edeceğini biliyorlar. İki kez gülücüklerle espri yaptım; ama ana baba da gülmeye başladı. Keşke yapmaz olsaydım. Bitmeyen zırıltı Kadıköy’de son buldu.
“Saldım çayıra Mevlâ’m kayıra!”  yöntemi sadece bize mahsustur. Çayıra da sokağa da arabaya da salarız çocuklarımızı… Bir bakarsınız bir başka gün kayıp çocuk ilanı verilmiştir, yapılan aramalarda cesedi kör kuyuda bulunur… Bir başka gün kaçırılmıştır, bir başka gün arabanın içinde unutulmuştur, bir başka… Siz hiç Avrupa’da sokağa salınmış çocuk gördünüz mü?
Çocuk eğitimi    
Psikolog, pedagog aklımıza gelebilecek her eğitimciye soruyorum: Çocuk yetiştirme bu mudur? Tiyatroyu yok ettik veya pahalı kıldık. Eski Yunan’dan beri insanlar eğitime önem vermişler, geniş sahneli anfiler, koca koca tiyatrolar yapmışlar. Güzel konuşabilmeyi, yol yordam göstermeyi ve uygar olmayı öğretmek için…Günümüzde üç beş tiyatro ayakta kaldıysa onlar da tutunabilmek için mücadele vermekte ve fiyatlarını yüksek tutmaktadır. Hangi kültürü, hangi eğitimi, hangi görgüyü kapacağız tiyatrolardan? 
Galata Köprüsü’nde balık tutanlar
Günün hangi saatinde giderseniz Galata Köprüsü’nde balık tutan insanları görürsünüz. Daha eline ilk defa oltayı veya makaralı kamışı alanından yem satanına, misina ve kurşun satanından çapari tamir edenine kadar “meşguller grubu” vardır köprünün üstünde…
Bunlara eşlik eden bir de meraklılar kitlesi görürsünüz. Oltadan balığın çıkarılışını izleyen, ilginçlikleri resimleyen, sorular soran veya meşgullere bir şeyler satmak isteyenler… Makaralı oltaların sahipleri sakin görünse de yakınlarına yeni bir oltacı geldiğinde asabi haller sergileyebiliyorlar.
Aşağıya misina sallayanlar ise her zaman agresif olabiliyor. İzleyicilerin veya köprüden gelip geçenlerin yerde toplanmış misinaya basmaları onları çileden çıkarabiliyor. Geçen yıl çapari sallayan bir balıkçı bozuntusu turistin etine oltayı geçirmişti. Çektirerek, kanırtarak iğneyi çıkarmaya çalışırken birisi “Yavaş çek biraz! Acıtıyorsun galiba?” demiş, pişkin herif de “Bi’şey olmaz, gâvur o” diye cevap vermişti. 
Çinekop veya izmarit çekmek için oltaya canlı yem takarak denize atanlar martı da yakalayabiliyor. Yarı gırtlağına kadar oltayı yutmuş bir kuşun iğne çıkarılırken attığı çığlıkları düşünebiliyor musunuz?
Bir de tutulan balıklara bakın, serçe parmağı kadar istavritler… Boğaz’da her çeşit balığın soyunun tükendiğini söylemek mümkündür. Burada avlananları ne balık soyunun tükenmesi ne de yumurta dönemleri ilgilendiriyor. Ne balık dolu kovayla yetiniyorlar ne de emniyet kurallarıyla…
Beyoğlu’ndan 
enstantaneler
Bir toplumsal laboratuvar olan Beyoğlu’ndan sizlere zaman zaman mısırcıdan kestaneciye, köpük balonu tüketicisinden kuş sesi üreticisine kadar bir şeyler satanlardan söz etmiştim. Bir de şimdiye kadar ele almadığımız hava atanlardan söz edelim. Resimdeki kedi, günlük işlerini bitirmiş, bir Beyoğlu akşamının tadını çıkarmak ve etrafa hava atmak için geçmiş müzisyenin yanına ve tabureye oturmuş. 
    ---Üstat, çal bir şeyler de dinleyeyim. Yoruldum valla bugün…
Kartal-Bostancı arası sahil yolu
Her yıl yaz aylarına doğru başlayan ve güze kadar devam eden sahil muhabbeti çok kişiyi imrendirebilir. Yine çocuklar Mevlâ’nın merhametine güvenilerek salınıyor ortaya… Çiçekli alanda top oynayanlar, genç ağaçlara askıntı olanlar, topunun peşinde koşarken yola fırlayanlar…
Bunlara söylenecek çok şey var. Esas büyüklere bir şey söylemek istiyorum. Çoğunuz mangal keyfi yapıyorsunuz.   Daha mevsimin başında olmamıza rağmen ağaçların altında yaktığınız mangalın dumanı genç ağaçların yapraklarını şimdiden sarartmış hatta kurumaya bile sebep olmuş…Akşamüzeri terk ettiğiniz bölgede bir dolaşırsanız kırık dallar, atılmış yiyecek artıkları, kömür tozları ve kâğıtları görebilirsiniz. Belediye ne yapsın, temizlik işçisi nasıl yetişsin bu hoyratlığa ve kirliliğe?

Editör: CENGİZ BAYSU

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam