SON DAKİKA
reklam
reklam

Propaganda örnekleri (I)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 20 Temmuz 2018, Cuma - 11:46   Okunma Sayısı:

Günümüzde bazı ülkeler üzerinde oynanmak istenen oyunları görüyoruz. Kısmen de ülkemiz üzerinde… Peki, sıcak savaşın içinde bu oyunlar nasıl oynanıyordu? İngiltere-Almanya arasında İngiltere için, I.Dünya Savaşı’nda kazanılması gereken en önemli devlet ABD’dir. ABD, ilerleyen süreçte savaştan çekilen Rusya’nın hem açığını kapatabilir hem de harbe yeni gireceğinden yıpranmış İttifak devletlerinin karşısına taze bir güç olarak çıkabilirdi. Bunun için İngiltere, her yolu denemek çabası içerisine girmiş, Atlantik’ten geçen haberleşme kablolarını kullanılmaz duruma getirerek Amerika’nın Avrupa ile haberleşmesinin yalnızca İngiliz hattı üzerinden yapılmasını sağlamıştır. Wellington House, İngiliz hükümetinin en önemli beyinlerinden bazılarını kendine çekmeyi başaracaktır. Bunlar arasında tarihçi Arnold Toynbee, Lewis Namier, J. W. Headley Morley ve bir Oxford klasikçisi olan Edwyn Bevin gibi birçok tarihçi bulunmaktadır. Wellington House’ın vazifesi; düşmanları olduğunca kötü göstermek, dostları ve özellikle de İngilizleri olabildiğince iyi göstermektir. Doğal olarak hedef Almanya’dır. Türklere yönelik gayretler Türklere yönelik olarak da ciddi bir gayret sarf edilmiştir. Yapılan yayınlarda Türklerin bütün ülkeleri harabeye çeviren cahil yöneticilerce yönetildikleri, Müslümanların özellikle Hristiyanlık başta olmak üzere diğer bütün dinlerden nefret ettikleri, insanlık dışı zulümlerin suçluları oldukları, tüm bu gibi şeytani eylemlerin arkasında Almanların yer aldığı, kurtuluş için İngilizlere ihtiyaç olduğu şeklinde bir tema vurgulanmaya çalışılmıştır. Wellington House çalışanları savaş sonunda propaganda ofisinin bütün kayıtlarını yaptıkları işten utanç duymuş olmalıdırlar ki imha etmişlerdir. İngiliz propagandası 1914 yılında 45 değişik yayın dağıtmıştır. Bu rakam 1915 yılında 132’ye, 1916’da 202’ye ve 1917 yılında ise 469’a çıkmıştır. Almanlar hakkında Almanlar, I. Dünya Savaşı’nda propagandaya ilk önem veren devlet olmuştur. Almanlar, İngiltere ile Fransa’nın arasını açmaya çalışırken, tarafsızlığını korumaya gayret eden Amerika halkına da Almanya’nın bir müdafaa harbine girdiğini iddia etmişlerdir. Diğer taraftan Almanya, propagandasının ana temasını “Amerikan halkını Japon tehdidiyle korkutma” üzerine kurmuştur. Propaganda beyannamelerinde; Japonya’nın Amerika için er ya da geç bir tehlike olacağı vurgusu yapılmış; ancak bu politika beklenen sonucu vermemiştir. propaganda faaliyetlerinde müttefikler arasında görüş birliği yok denilebilir. Ayrıca İngiliz resmi bildirileri 135 km uzunluğundaki bir cephenin haberleri için hazırlanırken Alman resmi bildirileri 2400 km uzunluğundaki bir alana yayılmış Alman birliklerinin bulunduğu cephelerin haberlerini hazırlamaya yönelik olarak hazırlanmışlardır. Bu durum ise doğal olarak Alman propaganda faaliyetlerinin etkisiz kalmasına neden olmuştur. Her ne kadar propaganda olarak nitelenemez ise de, karşı tarafı suçlu gösterme adına Almanya, Osmanlı Devleti’nin Karadeniz hadisesinin gerçekleşmesinin ardından bir resmi bildiri yayımlamıştır. Bu resmi tebligatta; “Donanma-ı hümayunun bir kısm-ı cüzisi teşrin-i evvelin 14 ve 15’nci günleri Karadeniz’de talimlerle meşgul iken Rus filosu evvela bütün talimleri takip ve ihlal ve dünkü 16. Perşembe günü de donanmay-ı hümayuna taarruz ederek muhasamata iptidar eylemiştir…” denilmek suretiyle olayı yaratanlar Ruslar imiş gibi gösterilmek istenmiştir. Tebligatın devamında ise; geri dönüş sırasında 3 subay ve 72 mürettebattan oluşan bir süvari gemisinin batırıldığı, gemi personelinin esir alınarak bir kömür gemisinin zapt edilerek İstanbul’a getirildiği ve Rus donanmasının bu tecavüzü saldırısının Osmanlı hükümeti tarafından şiddetle protesto edileceği vurgulanarak olayın gerçekleşmesinden Ruslar sorumlu tutulmuşlardır. Sebil’ür-Reşad dergisinde yayımlanan bir makalede savaşın başarısızlıkla sonuçlanmasının ve cihat fetvasının etkisiz kalmasının müsebbibi olarak Almanlar gösterilmektedir. Gerekçesi ise, Almanların vaat ettikleri yardımları (gerek insan gerekse malzeme, top, mühimmat vs.) yapamamaları ve İslam âlemi üzerinde yeterince propaganda yapmamış olmaları olarak ifade edilmektedir. … Cihat fetvasının etkisiz kalmasındaki nedenlerden birisi de İtilaf devletlerinin yaptıkları karşı propagandalardır. Bu propagandalarda Jön Türklerin dinsiz oldukları, Padişah ve Halifenin Almanların güdümündeki İttihatçıların elinde esir bulundukları ifade edilmiş ve böylelikle cihat fetvasının etkisiz kalması sağlanmıştır. Cihat fetvasının başarıya ulaşmaması için alınan tedbirler arasında İtilaf sömürgelerindeki Avusturya ve Alman uyrukluların hapsedilmesi, ajitatör veya yıkıcıların sıkı bir denetim altına alınması, olağanüstü durumlarda sıkıyönetim ilan edilmesi, İngiliz ve Fransızların askerlerini özenle seçerek silah altına almaları sayılabilir. (Devam edecek)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam