SON DAKİKA
reklam
reklam

Huzurun adı Eskifoça ...

Köşe Yazarı: Kamil YILMAZ   Eklenme Tarihi: 23 Temmuz 2018, Pazartesi - 10:52   Okunma Sayısı:

 

Kolu komşusu, kedisi köpeği denizi kumu, martısı güvercini ile tarihle iç içe, huzurun sakinliğin dinginliğin yani mutluluğun adresi; Egenin gülen yüzü ; Eskifoça...

 

Yaz aylarının en güzel günlerini yaşıyor, yaşatıyor kıymet bilen insanlarımıza... Orada  yaşayan insanımız yanı sıra, huzurun sakinliğin özlemiyle tatil yöresi olarak bu güzel beldeyi seçmeniz halinde tüm güzellikler  orada sizleri bekliyor...

 

Eski Yunanlılar, Akdeniz fokunu, tombul hayvan anlamına gelen phoka (foka) sözcüğüyle adlandırıyordu. Günümüzde, üzerinde bugünkü Foça'nın bulunduğu antik Phokaia kentinin adının, foklardan geldiğine inanılıyor. 

 

İzmir’e 70 km’lik bir karayolu ile bağlanan Foça, üç tarafı denizle çevrili bir yarımada üzerinde kurulu... Karşısında yer alan İncir, Orak ve Fener Adaları Foça’yı doğal bir liman durumuna getiriyor. '' Avuç içi kadar'' ama kucak dolusu sevgi barındırıyor sıcak yaz aylarında akşamları gönül dolusu serin esen ruzgarıyla okşuyor adeta insanımızın yüzünü...

Muhteşem tarihi dokusu olduğu gibi korunuyor Eskifoçanın... Her adımda kaldırımda yol kenarında tarihi eserler boy gözteriyor, Adeta günlük yaşamda bir açıkhava müzesinde geziniyorsunuz ilçenin içinde dolaşırken... Zeytin peynir zeytinyağı dogal meyveler yeşillikler ne ararsanız yerel semt pazarlarında cevre köy halkı tarafından uygun fiyata sunuluyor size... Foça cezaevindeki mahkumların yetiştirdiği tarım yapılan bahçelerden gelen sebzelerin satışa sunulduğu market de büyük ilgi görüyor... Kader mahkumlarının da yaşamın içine katılarak  üretime dahil edilmeleri ne de anlamlı... 

 

İstanbuldan gitmişseniz ilk dikkatinizi çeken insanlardan ürküp kaçmayan, insanla yaşamla barışık kedi köpekler olacaktır... Sırt üstü yatıp seranat yaparlar kalabalık insanlar geçerken yanlarından. Gün içinde onların kasaplardan alınan kilolarca etle nasıl doyurulduklarını izlersiniz gönlü tok insanlar tarafından...Aracınızı parkettiğiniz otoparkta görevli arar gözleriniz sağa sola bakınır durursunuz ama nafile orası ücretsizdir sizler için... Kaldırımlar Plajlar tertemiz, insanı ile yerel yönetim belli ki elele özenle koruyor sahip çıkıyor yaşadıkları yere...

 

En genci yüz yıllık taş evler doğallık kokar, büyükannenizin anadoludaki, egede, akdenız deki köy evini anımsatır size, iç çekersiniz hey gidi cocukluk anılarınız hey...Beyninize kazınan o kokulu armudun aynı kokusunu anımsayıverirsiniz 50 yıl sora yeniden...Ya o tüylü yarma şeftalinin kokusu... Aniden gözünüzde canlanıverir...Emin olunuz hala hayattasınız bakın bunları anımsadınız...

 

Ayağınız taşa toprağa denize kuma basar yaşadıgınızı anlarsınız dünya üzerindesiniz ...Günaydın... 

 

Markette Meşhur dondurmacıda öncelik alır hamile anne adayları, cocuklu kadınlar yaşlılarınız. İnsanlığınızı anımsatır size  analarınız yariniz cocuklarınız üzerinden Foça ve Foçalılar... Oysa, Giderek ne de özlenir duygular oldu bizler için değil mi? İstanbulda el ele yürüyen sevgililere dahi saldırılıyorken ''günahkar'' edasıyla...

 

En pahalı çayı iki liradan içersiniz sahilde denize sıfır çay bahçelerinde...

 

Dondurma gerçek sütten yapılıdır... 

Balıklar balıkçı teknelerden servis edilir, Deniz Levreği, deniz Çupirası balık lokantalarına en taze halleriyle masanıza gelir ...

Balığın tadını alırsınız yanında en taze yeşillikleriye, İstanbulda ki buzhane balıklarına benzemez yediğiniz, orası Eskifoçadır... Balıktan çok anlarsınızya...

'' Deniz Levreği mi '' deyivermiş bulunursunuz...Karşınızda ki restoran işletmecisi '' Yetmişaltı yaşındayım niye yayalan söyliyeyim ki '' dediğinde utanır gider sarılırsınız boynuna, utancınızla yüzleşirsiniz... Kalp ameliyatından yeni çıkmış o haliyle yalansız bir yaşam mücadelesi veren Mehmet abiniz oluverir sizin o andan itibaren...Diğer kardeşi de Aykut Işıklardır, Sabah gazetesinin parlak dönemlerinde aynı çatıda yer aldığımız...

 

Pazarcısı bir önceki günkü pazar tezgahından artan meyveleri karıştırmaz o günkü tezgaha serdiğiyle...'' Orası ellendi dünkü tezgahtan'' diye ayrı fıyatlandırır  azcık daha olabildiğince uygun fiyata etiketlendirerek... Yalansız insanlarla karşılaşırsınız orada çarşıda pazarda her yerde... İstanbulun yalan deryası çarpılır yüzünüze, her adımda, kurulan her yalansız tümcede yalan dünyanın şamarı vurur yüzünüze... Kendi kendinize attığınız tokattır o... Her şapladığında suratınızda, adeta arınır hafiflersiniz ''Evet böyle bir dünya da var dı doğru ya'' dedirtir size...

 

İnsanı insan, evi taş, denizi deniz mavisi, gökyüzü gök mavisidir Eskifoçanın, 

Size yaşadığınızı anımsatır, her adımda, her nefeste, selamlandığınız selamladığınız her güler yüzle insansınızdır emin olabilirsiniz...

 

İstanbulda ki keşmekeş, hengame, sahtelik, sizin suçunuz değil ...

 

[email protected]

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam