SON DAKİKA
reklam
reklam

Baltalimanı

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 17 Ekim 2018, Çarşamba - 11:02   Okunma Sayısı:

 

Baltalimanı, Boğaziçi’nin sakin bir köşesinde yerini almıştır… Boğaz’ın tepelerinin deniz doğru inişe geçtiği ve bir dereyle bölündüğü yerdedir. Dere bugün özelliğini yitirmiş olsa da Japon Parkı, bu semte ayrı bir güzellik vermektedir.

Baltalimanı geçmişi

Baltalimanı düne kadar verimli topraklara sahipti. Bugün hastanenin kara tarafına düşen dik meyilli arazi kayalıktır. Tersane-i Amire’de inşa edilen havz-ı kebirin taşları Baltalimanı semtindeki madenlerden temin edilerek getirtilmiş.

1809 yılında Baltalimanı iskelesi yanında I. Abdülhamit Evkafı’ndan bir kahve ve tütüncü dükkânı işletilirken yanına bir kayıkhane inşa ettirilmiştir.  Padişah, biniş-i hümayun (atla yaptığı geziler) sırasında güzergâh üzerinde bulunan Dolmabahçe, Beşiktaş, Baltalimanı, Rumelihisarı iskelelerine dikkat etmiş, onarımlarının aksatılmaması için emirler vermiştir.

Yeniköy, Tarabya, Baltalimanı, Silivriburnu, Kılburun ve Poyraz Kalesi ile Çakal Burnu’nda ve Nakkaş iskelesi rıhtımında tabya inşası, ahşap top döşemeleri, top cephane yuvaları ve keşifler yapılması emrinin verilmesinden iskelelerin askeri malzeme taşınmasına yönelik olduğunu anlıyoruz.

Baltalimanı, verimli arazi

Fatıma Sultan’ın Balta Limanı’ndaki çiftliğinde üretim yapıldığına göre taşlardan ve beton yığınlarından uzak bir Baltalimanı’nı tahayyül edebiliyor musunuz? Buradaki kaldırımların sık sık tamir edilmesinden ve Ticaret Nazırı’na keşif defterlerinin gönderilmesinden çiftliğin üretim seviyesinin yüksek ve gelen giden sayısının fazla olduğu anlaşılmaktadır. 

Mirgün ve Boyacıköy kantarcısı sabık Mehmet Ağa, vezn eylediği (tarttığı, saydığı, ölçtüğü) eşya miktarının fazlasını haber vermemiş ve merakib-i bahriyeye (deniz vasıtaları) mahsus duhuliye muamelesinin  (giriş işlemleri) ifa (yerine getirme) ve resimlerini istıfa (seçip ayıklama) etmeyerek suistimal (kötüye kullanmış) etmiş.

Kantarcı Mehmed Ağa’ya ceza-yı nakdi olarak bir aylık maaşı verilmemiş ve harç ilam masarıf-ı muhakeme olan seksen kuruşun da mahkemece tahsiline karar verilmiş. (Dahiliye) Baltalimanı’nda ikâmet edenler, buradaki dere üzerinde bulunan köprünün harap olduğunu beyan etmişler. Köprünün kârgir olarak yeniden inşası hususu Sadaret’e arz edilmiş.

Rum ve Ermeni halk

Boyacıköylü Rum ve Ermeni halkına kabristan olarak tahsisi istenen Maslak Caddesi üzerindeki yerin tahsis olunamayacağı belirtildikten sonra o civarda kabristan yapılmaya elverişli yerlerin bulunduğu belirtilmiş.

Ortaköy Deresi ve civarında maden aramak için müsaade istenerek birtakım kişiler girişimde bulunmuş. Ancak yapılan teşebbüslerin uygun olmadığı belirtildiği gibi Baltalimanı civarında açılması düşünülen taş ocağı için nizamı dairesinde adres olarak Şehremaneti gösterilmiştir. Baltalimanı sakinleri, semtlerinin Mirgun’dan (Emirgân) ayrılarak mahalle statüsüne sokulmasını istemişlerdir.

 

Küçük endüstriyel açılışlar

Çalışkanlığıyla öne çıkan Baltalimanlı üreticiler, burada açılacak bir sabun fabrikasına karşı koymaya çalışmışlar. Yapımı durdurulması istenen Baltalimanı’ndaki sabun fabrikası için İstanbul Valiliği, inşaatının hiçbir mahzur taşımadığını ve bu sebeple inşaatın durdurulmasına gerek görülmediğini bildirmiştir.

Fabrika yapımına müsaade konusu İstanbul’un diğer yerleşim yerlerinde oturanlar için de ele alınmış ve bazı müteşebbisler, Boğaziçi, Adalar ve diğer sahil bölgelerinde fabrika yapımına geçilmesini istemişlerdir. Ancak yasaklama ve düzenlemelerin sadece bu ilçeler için geçerli olduğu, Baltalimanı’nda yapılmak istenen sabun fabrikasına ruhsat verilebileceği belirtilmiştir.

 

Kamusal tesisler ve uygulamalar

Tersane-i Amire ve Baltalimanı karakolhanesinde yeni yapım ve onarım çalışmaları ortaya çıkınca konu masraflarıyla birlikte maliye nazırının takdirlerine sunulmuş. Karakolhanede vukubulan mesarifinin (masraflarının) kalfa tarafından tesviyesi (karşılanması) uygun görülmüş.

İsaet vakıalarına (Bir işte ihmal ile zarar verme) binaen bazı Ermeni reayası, irade-i seniyye mucibince (Padişah emri gereği) maskat-ı re’sleriyle (doğup yaşadıkları yerlerden) başka mahallere def (kovulan) ve tard (uzaklaştırılan) veya İstanbul ile Üsküdar’daki Ermeni mahallelerine yerleştirilmiştir.

 

Gayrimüslimlerin mülkleri

Baltalimanı başta olmak üzere Kandilli, Yeniköy, Bebek, Balıkpazarı, Çengelköy, Sarıyer, Ağacamii, Büyükdere, Tarabya, Taksim, Tepebaşı, İstinye, Mirgün (Emirgân) gibi muhtelif semtlerde oturan gayrimüslimlerin sahip oldukları menzil, yalı, bağ, bahçe, ev, dükkân ve sair emlâk Başmuhasebe tarafından kayıt altına alınmıştır.

Baltalimanı Köprüsü ile birlikte Unkapanı, Bebek Kasrı, Büyükdere, Hünkâr iskelesi, Sultaniye bahçesi, Göksu Kasrı ve Ayazma Sarayı’nda sandal-ı hümayun ve ağa iskeleleri ve Baltalimanı, Çubuklu, Göksu, Küçüksu, Haydarpaşa ve Davutpaşa Sarayı ve Baruthane köprülerinin tamir ve inşası Sermimaran-ı hassa Hacı Bekir Ağa tarafından yapılmıştır.

Dolmabahçe ve Göksu rıhtımlarının tamir ve inşası da aynı mimar tarafından inşa edilmiştir. Baltalimanı bölgesinin ele alınması önemli olup olmadığı tartışıladursun Boğaz’da bulunması ona ayrı bir özellik kazandırmaktadır.

 

Tarihten iki olay

1.Hezarpare Ahmet Paşa (21.09.1647-07.08.1648), Kapıkulu süvarilerinden birinin oğlu olup İstanbul-Tavşantaşı’nda doğmuştur. Ehliyetli ama şiddet yanlısı bir vezirdir. Sadareti zamanında ifrat dereceye varan vergiler koyması, karşı koyanları şiddetle cezalandırması yeniçerilerin ayaklanmasına, kendisinin katledilmesine Sultan İbrahim’in hal edilmesine neden olmuştur. Boğaz’da Baltalimanı’nda bir çeşme yaptırmış, ölümünde üç bin kese nakdî altınına ve yedi bin florinine el konulmuştur.

2. 16 Ağustos 1838 tarihinde İngiltere ile Baltalimanı Ticaret Antlaşması yapılmıştır. Antlaşma, İngiltere’ye kısa süre sonra Batı ülkelerine o güne değin kapitülasyon hukukunun sağladığının çok ötesinde olanaklar sağlamıştır.

İthalât ve ihracat resimleri bir miktar artmakla birlikte İngiliz tüccarları iç gümrüklerden muaf olacak ama Osmanlı tüccarı bunları ödemeye devam edecekti. Üstelik belirli ürünlerde tekel kurmak demek olan Osmanlı yed-i vahit usulü tamamen kaldırılıyordu. Bu hüküm Mısır kalkınmasının can damarı olan mekanizmayı tahrip edip Mısır’ı çökertmek için konmuştur.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam