Tahminlere göre, gelişmekte olan ülkelerde görülen hastalıkların %80’i içme sularının kirlenmesiyle alakalı. Hijyen eksikliği ve kirlenmiş içme suları kaynaklı hastalıklar günde yaklaşık -çoğu 5 yaşın altında olan- 5 bin çocuğun hayatını alıyor. Bu gibi durumlarda, normal ishal bile ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Gelelim ülkemizin bu konudaki durumuna; son dönemdeki farkındalık çalışmalarının yoğunluğuna karşın tuvaletlerin kullanımı konusundaki karnemiz zayıf. Çünkü; tuvaletlerin kullanımımda da adap-ı muaşereti iyi bilmiyoruz. Tabi; başka ülkelerde olduğu gibi tuvalet erişimi sorunu yok ama tuvalet hijyeni konusunda gidilecek epey yolumun olduğu bariz ortada. Temmuz ayında Yalova’da yaşanan bir olayı tekrardan hatırlatmak ve tartışmak isteriz. Dünya Tuvaletler Birliği (WTA) hibesiyle yaptırılarak 22 Temmuz Cuma günü törenle hizmete açılan 193 bin TL'lik tuvalet, açılalı üç gün olmuştu ki; kimliği belirsiz kişilerce tahrip ediliyor. Kadın-erkek ve engelli tuvaletleri olmak üzere 3 bölümden oluşan, 41 metrekare alana sahip olan bu tuvaletin önce ruvaleti gören güvenlik kameralarının kablolarını kesiliyor, ardından tuvaletin kapı kolunu kırıp kapılara ve elektrik panosuna zarar veriliyor. Bu durum; öncelikle bir çeşit bir vandallıktır. İkincisi de; tuvaletlerin kullanımını konusunda çok zayıf olduğumuzu ortaya koymuştur. İhtiyaç gereği tuvalete girip çıkıyorum. Kimisi çok temiz, kimisi de çok kirli. Kirli olanların durumu da vahim. Tuvalet hijyeni konusunda yapacağımız duyarlıklar bu türden vahim tabloları ortadan kaldıracaktır.
