SON DAKİKA
reklam
reklam

Umutsuzluklar bitmeyecek mi?

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 10 Aralık 2018, Pazartesi - 10:22   Okunma Sayısı:

 

Mülteci Suriyeliler için gazetemizde birkaç yazı yayımlamış ve kamuoyunun dikkati çekmek istemiştim. Özellikle İstanbul’da insanlığın ruhuyla bağdaşmayan, insan haklarıyla ters düşen haber, resim ve görüntüler hepimizi üzüyordu. Vatandan kopmanın en son ve en canlı örneğine tanık oluyorduk.

Sergiler, fotoğraf albümleri, videolar

Suriye, Afganistan, Yemen ve Afrika’nın yoksul ülkelerinden kalkıp özgür ve zengin ülkelerin sınırlarına dayanan insanların öyküsü hiç bitmeyecek mi? Biz hep Müslümanların çilesi olarak gördüğümüz bu kaçış olayını Hristiyanlar da yaşıyor.

Orta Amerika’dan ABD’ye ulaşma ümidiyle yola çıkan binlerce göçmenin oluşturduğu konvoy, Meksika’nın Guatemala sınırına dayanmış, Suchiate Nehri üzerinde Meksika ile Guatemala’yı birbirine bağlayan köprüde ve sınır kapısında toplanmıştı. Geceleri burada uyuyarak geçiren üç binden fazla göçmenin ülkeye girişine izin verilmeyince göçmenlerin bir kısmı tel örgüleri aşarak tarafsız bölgeye geçmeyi başarmıştı. Buna rağmen Meksika güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşılaşmıştı.

Polis, taş atan göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahale edince Honduraslı göçmenlerden bazıları sallarla Meksika tarafına geçmek istemiş ve Suchiate Nehri’ne atlamıştı. Meksikalı yetkililer, aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu göçmenlerden, geçerli belgeleri taşıyanların kurallara uygun biçimde ülkeye girişine izin verileceğini bildirmişti.

ABD’nin tutumu

Göçmenlerin ilerleyişlerinden rahatsızlık duyan Trump ise, ABD topraklarına girmek amacıyla Meksika'dan kuzeye ilerleyen Güney Amerikalı mülteci akınını eğer Meksika durdurmazsa, askeri birliklerle müdahale edeceğini ve ikili ticareti engelleme riskine rağmen, bu ülkeyle sınırı kapatabileceğini söylemiştir.

ABD-Meksika sınırı, dünyanın en yoğun sınır geçişlerinden biri olup 3,200 km uzunluğundadır. Karşılıklı geçişlerden iki ülkenin yıllık yarım trilyon dolarlık ticaret hacmine ulaştığı söylenebilir.

Bu özelliği göz ardı etmeyen Trump, "Meksika'dan bu saldırıyı durdurmasını ısrarla istemek zorundayım - eğer bunu yapamazlarsa, Amerikan ordusunu göreve çağıracağım ve güney sınırımızı kapatacağım" demiştir.

Daha önce ABD’ye göçü durdurma ve Meksika sınırına duvar inşa etme sözü vermiş olan Trump, eğer Orta Amerika devletlerini, bu duruma yardımcı olmazlarsa, Amerikan yardımını kesmekle tehdit etmiştir. Duvar inşası için gereken tahsisatı Kongre’den alamayan Trump nisan ayında, Ulusal Muhafız Güçlerini Meksika sınırında güvenliği sağlamakla görevlendirmiştir.

Meksika hükümeti ise, sınırlarına dayanan bu grubun mülteci statüsü istediğini, kendilerinin de Birleşmiş Milletler’den yardım talep ettiklerini belirtmiştir.

 

Kaçış yolları

Ülkelerinden ayrılan Suriyeli göçmenlerin Avrupa Birliği sınırlarına kadar kat ettikleri mesafe şimdilik kışlamış ama kapanmıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana hiç bu kadar mülteci ve yerinden edilmiş bir topluluk olmamıştır. Dünya genelinde en az 60 milyon erkek, kadın ve çocuk, kendilerine ait olmayan topraklarda yaşamak zorunda kalmıştır.

Afrika sahillerinden başlayıp Suriye dramıyla iyice suyun yüzüne çıkan göçmen sorunu hep vardı. Çin’den başlayan Uygur Türklerinin kaçışını Afganistan’dan, Irak’ın kuzeyinden, Yemen’den sığınma isteyenler takip etmiştir.

 

 

Sonuçlar

Savaştan kaçanların baskılardan yılanların, sürgüne zorlananların, bitmek bilmeyen dolambaçlı güzergâhlara itilenlerin özgürlük ve geçim umutları hiç mi gerçekleşmeyecek? Mültecilerden bazıları için Türkiye, iki farklı koldan Batı’ya ulaşacaklarını umdukları bir ülkedir. Feraha kavuşmak için onlar da gelmeye kalkarlarsa Türkiye ne zaman feraha kavuşacaktır?

Fotoğraflarda gördüğümüz televizyonlarda izlediğimiz eşi benzeri olmayan insani krizler karşısında Batı kamuoyunun pek de etkilenmediği ortada… Hatta Hollanda’da Suriyeli bir hanımı oynatıp para veren gruplar bile görmüştük. Avrupa ve ABD ne zaman vicdani sorumluluğunu

İnsanların çektiği çileleri hayatları pahasına tespit etmeye çalışan muhabir, kameraman ve fotoğraf sanatçılarının insanlık borçları ne zaman bitecek? Onlar çağımızın görsel tanıklarıdır ve kendilerine çok şey borçluyuz. Böylesi vicdanlı insanlar sayesinde bizler de tanıklığımıza unutulmayacak zemin kazandırmış oluyoruz.

İnsanları yurtlarından, topraklarından ve sevdiklerinden koparanlara yazıklar olsun!

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam