SON DAKİKA
reklam
reklam

Gurbette Olmak (I)

Köşe Yazarı: Sinan ERDOĞDU   Eklenme Tarihi: 11 Aralık 2018, Salı - 10:49   Okunma Sayısı:

Sevgili okurlarımız ; Eğitmen-Yazar Yaşar Geler hocamızın uzun bir süredir hocamızın da izniyle paylaştığımız çok değerli köşe yazılarını beğeniyle okuyor, takdir ve teşekkür mesajlarını iletiyorlar. Ben de böyle bir işe vesile olduğum için mutluluk duyuyorum doğrusu. Yaşar hocamızın teşekkür mesajını aldım. Kendisinin ufuk açan yazılarından bir başkasını daha paylaşacağız. Yaşar hocamız bu sefer Ardahan’dan İstanbul’a uzanan hayat yolunu “GURBETTEKİLER” başlıklı köşe yazısında çok güzel betimlemiş. Gurbetin içimize nasıl da bir ok gibi saplandığını belirtmiş. Siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.

*********************************************************

“Gurbet, insanın doğup büyüdüğü, aile ocağının bulunduğu yerden uzak yer, yabancı yer. Sanırım sözlük anlamından başlayarak gurbet ve gurbettekileri anlatmak en doğru yolsa gerek. Şu anda ülkemizde yaşayan insanların sanırım yüzde altmış kadarı bu kavramla iç içe yaşıyor. Hatta bu kavramla değil, bu GURBET gerçeğiyle yaşıyor. Köylerin ya da daha doğru tabirle kırsalın, yerinde yerleşik olan nüfusunun en az beş katı kadarı kentlerde yerleşik durumdadır. İşte buradan yola çıkarsak, gurbet sözcüğü daha da bir anlam kazanmaktadır. Gurbet’in anlam kazanmış olduğuna dair birçok şarkı sözü ve makale vs. görmekteyiz. Bence en anlamlısı da aşağıdaki dizelerde geçen sözler olsa gerek. Şair yaşadığı ortamı o kadar güzel anlatmış ki, ben de bir an kendimi o şarkının içinde buldum.

*********************************************************

Gurbet içimde bir ok Her şey bana yabancı Hayat öyle bir han ki Acı içimde hancı Sevmek korkulu rüya Yalnızlık büyük acı Hangi kapıyı çalsam Karşımda buruk acı Yıllar yılı gönlümde Bir gün sabah olmadı Bu ne bitmez çileymiş Neden hala dolmadı.Evet, Gurbet içimize bir ok gibi saplanmış, koskocaman şehirde her şey, herkese yabancı olmuş, gurbet hayatı bizim hanımız, acıları da hancımız olmuş. Dertlerden, hayat mücadelesinden kimsenin sevmeye bile takati kalmamış, insanlar yabancı ve yapayalnız kalmışlar. Aslında çalacak kapı bile bulabilmek zor ki, çalınan kapıların arkasında da buruk ve acılı hikâyeler karşımıza dikiliveriyor. Gurbetin etkisi o kadar içimize işlemiş ki, doğduğumuz yerlere o kadar hasret kalmışız ki, şairin de dediği gibi kaç yıl geçerse geçsin, bir gün sabaha uyanamamışız. Ve son durum şu ki, çekilen çilelerin bitmeyişini düşünmek, vaktin hala dolmadığını ve nereye kadar uzanacağını bilmeden yaşamak bile ayrı bir çile olsa gerek. Sözün özü şu ki, nereden bakarsan bak, ne yaparsan yap, nasıl yaşarsan yaşa, gurbet bir çileden ve bir özlemden başka bir şey değildir. (Devamı yarın)

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam