SON DAKİKA
reklam
reklam

Kitaplardan

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 22 Şubat 2019, Cuma - 10:23   Okunma Sayısı:

Bizans’ın Kadınları

 

… Bizans toplumunda kadınların oynadığı azımsanmayacak roller üzerine kapsamlı bir araştırma: Bizans’ın Kadınları. Kimisi ülkeyi yöneten sanatın ve imar çalışmalarının hamiliğini yapan; kimisi kendisini dine adayıp manastıra kapatarak ya da edebi çalışmalara vererek öncülük yapan sayısız kadından seçilen örneklerle, tarihin bu kilit toplumun kadınlarını daha yakından tanımak mümkün oluyor böylece.

Kuzey Carolina Üniversitesi’nin kıdemli Bizans uzmanlarından Carolyn I. Connor, çalışmasının her bir bölümünde gerek halkın arasından gerekse de saraydan seçilen örnek kadınlar üzerine eğilerek Doğu Roma’dan Bizans’a, 6’ncı yy’dan 15’inci yy’a adım adım yaklaşıyor. Kadınların çevreleriyle ve kendileriyle ilişkilerini, geçmişten aldıklarını ve geleceğe bıraktıklarını ortaya çıkarıyor.

Dini anlatılardan saray yazmalarına, kilise mozaiklerinden duvar yazılarına, çok farklı kaynaklardan da faydalanan Bizans’ın Kadınları çalışması, hem Bizans kültürü hem de kadınların toplumsal konumu ve yaşantılarıyla ilgilenen okurlar için bilgilendirici ve ilham verici olacaktır…

 

Alıntılar

Böyle bir tanıtımdan sonra kitaba yönelmek daha doğru olacak… İran Moğollarından Konstantinopolis’e döndükten sonra ve Rahibe Melane olarak daha yemin etmemişken muhtemelen 14’üncü yy’ın daha yirmili yıllarında İmparator II. Andronikos’un kızkardeşi Maria Palaiologina’nın Khora Meryem’ine değerli bir İncil bağışladığı, saray şairi Manuel Files’in şiirlerinden birinde anlatılır.

Şiir, Maria Palaiologia adlı bir kadının ağzından Meryem’e hitaben bir dua olarak yazılmıştır. Her ne kadar bu şiir Bizans’ın son dönemlerinde Meryem kültüne karşı yeniden canlanan bir inancın kanıtı olarak gösterilmişse de Maria’nın yaşamına dair bir kanıt olarak ele alınmamıştır. Değerli bir kitabın Maria tarafından bir şükran adağının Khora Manastırı’na sunumunda söylenmek üzere yazılmış. Maria şöyle demektedir:

 

Uygundu getirmem (benim) büyük bir sevgiyle

Krallara layık bir hediye, adeta bir imparatoriçeye

Ondan (Meryem’den) gördüğüm iyiliklere (kariton) karşılık

Kurtarıldığım sayısız tehlikeye karşılık

İttifakıyla ve kudretli gücüyle

Kadir-i mutlak ve sonsuz övgülere layık Bakire’nin…

 

Devlet-i Aliyye II

… Devlet-i Aliyye’nin birinci cildi, Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Orta Doğu’yu hükmü altına alan güçlü ve köklü bir imparatorluğa dönüşümünü ve bu süreçte kurumsallaşmasının tarihini araştırıyor.

İkinci cilt ise, Osmanlı Klasik Dönemi’nin ardından padişah otoritesinin zayıfladığı ve giderek yok olduğu 17’nci yüzyılda süren iktidar mücadelelerini mercek altına alıyor.

Halil İnalcık, dönemin tarihçilerinin “tagayyür ve fesat” yani bozuluş ve kargaşa olarak adlandırdıkları durumu o döneme ait birçok kaynak ve belgeden yararlanarak günümüz okuyucusu için anlatıyor, yorumluyor.

Devlet-i Aliyye’nin ikinci cildinde, valide sultanların devleti fiilen yönettiği dönemler, yeniçeriler ile ulemanın iktidara ortak olma çabaları, toplumsal ve ekonomik istikrarsızlık, asker ve esnaf ayaklanmaları, merkezi otoriteyi yeniden kurmak için harcanan çabalar inceleniyor.

Bu cilt, Köprülü Mehmet Paşa’nın kurtarıcı olarak mutlak bir otoriteyle veziriazamlığa gelmesiyle sonuçlanıyor… 

Sizlere ilgiyle ve zevkle okuyacağınız iki kitap sunuyorum. 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam