SON DAKİKA
reklam
reklam

Müzakerelerin askıya alınması

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 25 Mart 2019, Pazartesi - 10:50   Okunma Sayısı:

 

AP, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınmasını öneren raporunu 109’a karşı 370 oyla kabul etmiş, oylamada 143 üye de çekimser oy kullanmıştır. Raporda, üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısına gerekçe olarak Türkiye’deki ağır insan hakları ihlâlleri gösterilmiştir.

Sosyalistler ve liberal demokratlar red oyu vererek karşı çıkmışlar ve Türkiye’deki durumun gelecekte iyileşeceğini umut ettiklerini belirtmişlerdir.

AP’nin aksine, AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu ile birçok birlik üyesi ülke, Türkiye ile müzakerelerin askıya alınmasına sıcak bakmamakla birlikte AP’deki çoğunluğun Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarını desteklemeye devam etmesi ve Türkiye halkı ile iletişim kanallarının açık tutulması görüşünü benimsediği söylenmektedir.

 

AP Türkiye Raportörü

İş bu noktaya gelmeden önce 20 Şubat 2019’da Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komitesi, Türkiye Raportörü Kati Piri’nin Avrupa Birliği’nin Türkiye ile katılım müzakerelerini resmen askıya alması önerisini onaylamıştı. Öneri, 7’ye karşı 47 oyla kabul edilmiş, 10 üye çekimser kalmıştı.

AP Türkiye Raportörü Hollandalı Parlamenter Piri, raporunda, Türkiye’deki başkanlık sistemini 'açıkça otokratik' bir yönetim olarak tanımlayarak Türkiye’de demokratik denetim eksikliği bulunduğuna işaret etti. Piri, gazeteciler, politikacılar ve insan hakları savunucuları da dahil olmak üzere 50 binden fazla Türk vatandaşının tutuklandığına dikkati çekmişti...

Hızını alamamış olacak ki, Hollandalı parlamenter hanım, "Türkiye, bir aday ülke olarak kırmızı çizgileri aştı. Bunun da siyasi sonuçları olmalı" diyerek bu kez de Ankara ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısını yapmıştır. AP’deki Hristiyan Demokrat grup üyesi Hollandalı Parlamenter Esther de Lange ise, "Türkiye ile müzakerelerin fişinin kalıcı olarak çekilmesini" istemiştir. Raportör Kati Piri, çağrısına gerekçe olarak;

 

  • İnsan hakları ihlâllerini,
  • Hukukun üstünlüğü ilkesinin içinin boşaltılmasını,
  • Türkiye'nin cezaevinde en fazla sayıda gazeteciye sahip olduğunu,
  • İş adamı Osman Kavala’nın 17 ay hiçbir suçlama olmadan gözaltında tutulduğunu,
  • Erdoğan’ın otoriterliğini göstermiş ve Türkiye’de yargı bağımsızlığı konusunda

gelinen noktaya ilişkin olarak durumu acı bir örnek olarak değerlendirmiştir.

 

14 Mart 2019- AP kararları açıklandı

  • FETÖ operasyonları kapsamındaki "uzun tutukluluk süreleri ve kötü muameleden"

endişe duyulduğu, Türkiye’nin yurt dışındaki FETÖ örgütü mensuplarına yönelik operasyonlarından "üzüntü duyulduğu",

  • Diyanet çalışanlarının istihbarat amaçlı kullanıldığı,
  • Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi ve iki ülke arasındaki sınır kapısının

açılmasının ilişkilerin gelişmesine etki edebileceği,

  • Türkiye’nin Akkuyu Nükleer Santral inşaatını durdurması,
  • Türkiye'ye verilen üyelik öncesi AB fonlarının da gözden geçirilmesi gerektiği,
  • Ayrıca Ayasofya’nın camiye dönüştürülmemesi…

 

Türkiye hakkında olumlu konular çok az

Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin Türkiye ile AB arasında güçlü olan bağların daha da güçlenmesine vesile olduğuna dikkat çekildikten sonra Türk vatandaşlarına yönelik taahhüt edilen vize serbestisinin önemine işaret edilmiştir.

Dış politika, savunma ve güvenlik alanlarındaki iş birliğinin artırılmasının teşvik edildiği kaydedilmiştir. Raporda, Türkiye ve AB’nin NATO şemsiyesi altında stratejik konularda iş birliğini sürdürdüğü belirtilmiştir.

 

Neleri düzeltebiliriz?

Ne yapılırsa yapılsın Türkiye’nin S-400 füzelerini alması, NATO’dan uzaklaşması şeklinde algılanıyor. ABD, kendisi F-35 uçakları ve Patriot füzeleriyle bazı engelleme ve şantajlar yaparken NATO bünyesindeki Avrupa ülkelerini de yanına çekerek Türkiye aleyhinde kararlar aldırıyor.

Batı’nın bu tavrı her olayda, her mekânda ve her zamanda tecelli edecektir. Belki Türkiye de NATO ve ittifak ülkeleriyle ilişkilerinde biraz daha dikkatli hareket etmek lüzumunu hissedecektir.

İç siyasette de kırgınlıkların kesinlikle giderilmesi sert demeç ve sözlerden uzaklaşılarak bütünlüğün sağlanması dışarıya karşı tek ses çıkmasını sağlayacaktır.

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam