SON DAKİKA
reklam
reklam

Kutü’l Amare (Bölüm II)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 18 Nisan 2019, Perşembe - 10:34   Okunma Sayısı:

 

I.Dünya Savaşı öncesinde Kutü’l Amare’nin durumu

Tarih kitapları ve belgeleri incelediğimiz zaman Kut bölgesinin I. Dünya Savaşı öncesinde karışık olduğunu ve bu durumdan İngilizlerin yararlandığını görüyoruz. Ne yazık ki, bu kargaşanın ortaya çıkmasında devleti temsil eden kişilerin basiretsizliği, menfaat düşkünlüğü ve kayıtsızlığı da ön plana çıkmıştır.

Bağdat Valisi Takiyüddün ile Amare Mutasarrıfı Tali Paşa arasındaki çekişme ve dedikodular hizmetin aksamasına da yansıyınca düzensizlikten rahatsız olan bazı aşiretler bölgeyi terk etmeye başlamışlardır. Ammare sancağı dahilinde bulunan Kitane aşireti reisi, 300 hane halkıyla İran’a gitmek üzereyken Kutü’l-Amare’de alıkonulmuş, haklarında adilane muamele yapıldığı ve orada iskânlarına çalışıldığı Bağdat vilayetine bildirilmiştir.

Halkı silahlandırmak ve gerektiğinde Osmanlı devletine karşı ayaklandırmak düşüncesiyle İngilizler, Mahmere ve Harun Nehri yönlerinden Ammare, Basra ve Müntefek taraflarından Martini marka tüfekler getirtmişler. Buradaki mutasarrıfın bilgisi olmasına rağmen ilgisiz kalması görevden alınmasını gerektirmiş, yerine Miralay Tahir Bey tayin edilmiştir.

Nizamsızlığı fırsat bilen bazı aşiret mensupları da soygun ve gasp olaylarına yönelmişlerdir.

Şahziye’deki Cundbiler tarafından Haraz kazasında katledilen kişinin diyet parasını Ammare Mutasarrıfı Rıfat Paşa zimmetine geçirmişse de daha sonra bu para kendisinden tahsil edilmiştir. Ammare’de meydana gelen kargaşa nedeniyle Necid’de bulunan bir tabur asker Ammare’ye sevk edilmiştir.

Musul, Kerkük, Ammare telgraf müdürlüklerinde bulunduğu sırada icra-yı fesadata (bozuk düzen) meydan veren Bağdat Telgraf Müdürü Fehmi Efendi’nin ifadesine başvurulmuş, mutasarrıf da değiştirilmiştir.

Osmanlı devleti, Kutü’l Amare’de bir liman yapma ihtiyacını hissedince yine usulsüzlük ve yolsuzluklar ortaya çıkmaya başlamış. Dicle Nehri üzerinde Kutü’l-Amare’den Kurna kazasına ve Fırat Nehri hattında Semava kazasından Kurna’ya kadar olan arazide ticari gemileri yağmalayan aşiretlerin önünün alınması istenmiş. Telgraf hatlarına saldırılar artmış, posta hizmetlerinde gecikmeler olmuş. Amare bölgesinde eşkıyalık yapan aşiretlerin tedibinde (yola getirilmesinde) kullanılmak üzere kiralanan Kazımiye vapurunun kirası ve kömür masrafı masarıf-ı gayri mülhaza (beklenmeyen, ani ortaya çıkan giderler) tertibinden ödenmiş. Ammare jandarma kumandanının yolsuzluklara bulaştığı, Mebus Süleyman Feyzi’nin düşmana hafiyelik yaptığı raporlara yansımıştır.

 

Kut’ül amare Harekâtı’nın kısaca özeti

Ağustos 1914’te Türk-Alman gizli ittifakı imzalandıktan sonra 3 Ağustos 1914’te Cavit Paşa 4’üncü Ordu Komutanlığına atanmış, 29 Ağustos 1914’te Bağdat, Basra ve Musul’u içine alan Irak ve Havalisi Genel Komutanlığına getirilmiştir.

Irak’taki İngiliz harekâtı ana İngiliz karargâhından bağımsız olarak Hindistan ordusuna bağlı Sefer Birliği tarafından yürütülmüştür. İngilizlerin “Mezopotamya Seferi” adını verdikleri Irak cephesi, İngiliz ve Hint birliklerinin Hindistan’ın Bombay şehrinden hareketiyle başlamıştı. İngilizler, 15 Ekim 1914’te Bahreyn’i ele geçirdikten sonra Şatt-ül Arap Nehri üzerinde bulunan Abadan’daki petrol tesislerini koruma altına almak amacıyla 7 Kasım 1914’te Fav Yarımadası’na asker çıkarmışlardır. (Körfez Harekâtı’nda da aynı yeri öncelikle ele geçirmişlerdir.) Basra’yı geri almak üzere, binbaşılıktan yarbaylığa terfi ettirilen Süleyman Askerî Bey cephe komutanlığına atanmıştır.

Yerli Araplar ve gönüllülerden topladığı kuvvetlerle Şuayyibe’de İngilizlere karşı taarruza geçen Süleyman Bey, üç gün süren savaşın sonunda bacağından yaralanarak yenilgiye uğrayınca üzüntüden Bercisiye koruluğu yakınlarında intihar etmiştir. Fav Yarımadası’nda konuşlanmış olan 350 mevcutlu Hudut Taburu, 40 Kişilik İstihkâm Müfrezesi, 60 topçu eri ve 250 kişilik milis gücü yetersiz kalmıştır.

21 Kasım 1914 günü Fav Yarımadası’ndan ileri harekâta geçen İngilizler, Basra’ya kadar olan alanı işgal ettiler ve bu bölgede askeri gücü oldukça zayıf olan Osmanlı kuvvetleri işgale karşı direnemediler. 23 Kasım 1914’te Basra’yı işgal edildi. 20 Ocak 1915 günü yapılan I. Rota Muharebesi sonunda İngilizler mağlup edildiler.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam