SON DAKİKA
reklam
reklam

Güle Güle Can Bartu (II)

Köşe Yazarı: Sinan ERDOĞDU   Eklenme Tarihi: 19 Nisan 2019, Cuma - 10:19   Okunma Sayısı:

Milli Takım’ın 2-0 yenik durumda olduğu an kaleye geçen Can Bartu yediği golü şöyle anlatmıştı: “Turgay Şeren’in kaburgası kırıldı. Benim basketbol tecrübem olduğu için kaleye ben geçtim, o zaman oyuncu değişikliği gibi bir durum yoktu. Zaten golü Romenler atmadı bana. Bizim Büyük Ahmet’in ayağına çarptı top, böylece de benim tersime yön değiştirdi ve enteresan bir gol oldu. Bu durumdan sonra gol atmanın daha kolay olduğunu anladım.” Milli takımdaki başarılı futbolu ile dikkat çeken Bartu, 1961’de, İtalya’nın Fiorentina takımına transfer olacaktı. Can Bartu ve Metin Oktay aynı sezon İtalya’ya transfer oldular. Bu transferin oluşuma hikayesini Can Bartu ;” Fenerbahçe'de oynarken, Macar şampiyonu Csapel'le İstanbul'da bir maç yaptık. 97. saniyede gol yedik. 86. dakikada bir gol attım ve maç 1-1 bitti. Rövanş maçında da olağanüstü bir futbol oynadım ve 3-2 kazandık. Maçı izleyen Macar futbolunun sembol isimleri Hidegkuti, Lantos, Kocsis bizim soyunma odasına geldiler. "8 numara kim?" diye sordular. Ben de sıska bir çocuğum. Adamlar boynuma sarılıp beni öptüler. Hidegkuti beni gözüne kestirmiş. Daha sonra Fiorentina'ya Teknik Direktör olunca beni de transfer etti. Fiorentina'ya gittiğimde 25 yaşındaydım.” sözleriyle anlatır. Bu transfer Can Bartu’nun lakabını da değiştirecektir.

O artık “Sinyor” Bartu’dur. 1962 yazında Venezia’ya transfer olan Can’sız Fiorentina, Atletico Madrid’e 3-0 kaybedecekti. Bartu ‘nun bir Venezia anısını yine kendisinden dinliyoruz;” Venezia'da müthiş oynadım. Milano'da Monza ile bir kupa maçı oynadık, 3-0 yendik, üç golü de ben attım. Venedik'te gazete basılmaz. Milano'da basılıp Venedik'e gelir. Geri dönüşte deniz otobüsüne bineceğiz, iskeleden gazete aldık, manşette "Bartu'nu yeni dansı" başlığı var.” Venezia’da 2 sezon forma giyen Bartu, 1964’de de 3 sezonunu geçireceği Lazio’ya geçti. İtalya’da başarılı bir dönem geçiren Bartu, 1967’de, Türkiye’ye dönerek, eski takımı Fenerbahçe ile tekrar yollarını birleştirecekti. Bu arada Can Bartu’nun Lazio günlerini de röportajında anlattıklarıyla aktarıyoruz ; “Lazio'dayken küme düşmemeye oynuyoruz. Son üç maçımız kalmış. O sırada da "Bir avuç dolar" filmi oynuyor ve filmin "Bir şey olursa ben buradayım" diye meşhur bir repliği var. Üç maçı da adeta tek başıma aldım. Televizyoncular, gazeteciler geliyor. Onlara "Bir şey olursa ben buradayım" diyorum. Birinci sayfalardayım. O performansımla Lazio kümede kaldı. Yine; Lazio ile Milano'da Milan'la oynuyoruz. Milan takımında Rivera, Altafini, Radice, Trapattoni, Cesare Maldini var. Sisli bir hava ve maç 0-0 gidiyor.

Son 5 dakikada sis iyice yoğunlaşınca hakem maçı iptal etti. Bir hafta sonra yine gittik, yine kötü bir hava var. 15 dakikada 2-0 yaptılar. Bizim kalecimiz de şimdiki Buffon'un babası. Devre arasında yine sis basmaz mı? Bu sefer Milan ağlıyor. Hakem yine maçı tehir etti. Üçüncü maçta hava cam gibi. O gün bir maç oynadım ki, Milan'ı mahvettik ve 2-0 kazandık. Maçın bitmesine 5 dakika kala elimi kaldırdım ve teknik direktörümüze "Ben oyundan çıkıyorum" dedim. O zaman oyuncu değiştirme falan yok. Takım 10 kişiyle oyuna devam ediyor. Teknik direktörümüz yanıma gelip koluma girdi, kenarda yürümeye başladık. Inter takımı da Teknik Direktörleri Herrera ile birlikte maçı izlemeye gelmiş. Bizim teknik direktörümüz de maçtan önce onlara "Bartu bu Milan'ın canına okuyacak" demiş. Inter de tabii Milan'ın yenilmesini istiyor. Benim sahadan çıkışımı gördüklerinde Inter’iler gülmekten ölmüş.” Bartu’nun futbol oynadığı dönemler aynı zamanda karşılıklı sevginin ve karşılıklı saygının olduğu dönemlerdi. Can Bartu bu yılları “Amigo olarak bir tek Karıncaezmez Şevki vardı. Dünya beyefendisi bir adamdı. Deniz tarafındaki Galatasaray tribününde bayrağını açar, takımı alkışlatır; arabasının altında sarı-kırmızılı çiçekler vardır, onları sular. O dönemde bir de şu vardı.

Mesela Fenerbahçe, Kasımpaşa ile oynuyor, 30 bin seyircinin 7-8 bini Galatasaraylı. Lefter'le Can'ı seyretmeye geliyorlardı. Fenerlilerin 7-8 bini de Metin Oktay'la Kadri'yi görmek için Galatasaray maçına gidiyordu. Tribünde de yan yana oturuyorlardı. Ama ortaya rant çıkınca böyle taraftar birlikleri de oluşuyor.” sözleriyle anlatıyor. 1969'da Metin Oktay'ın jübilesi için ayarlanan Galatasaray-Fenerbahçe maçında, Metin Oktay ve Can Bartu formalarını değişerek bir süre böyle oyuna devam ettiler. 1970’de futbolcu kariyerini noktalayan ve antrenör, spor yazarı olarak yaşamını sürdüren Can Bartu 2008’de ise UEFA Kupası Kuralarında karşımıza çıkmıştı. Sinyor 2008-2009 sezonunda finali Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda oynanan UEFA Kupası'nın kurasını çekmişti. Futbolumuzun Sinyoru Can Bartu’ya Allah’tan rahmet , ailesine Fenerbahçe ve spor camiasına baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam