Gün geçmiyorki Türkiye kadın cinayetleri ve kimi zaman arkasındaki sır perdeleriyle sarsılmasın. Hepimizin yakından izlediği, okuduğu ve bildiği neredeyse bir slogan haline gelen "Şule Çet" davası. Dava defalarca görüldü ve ertelendi . Her zaman yeni deliller ve raporlar istendi. Ülkemiz için kadın cinayetleri 2'inci sayfa haberlerinde her gün görsekte yine her cinayette sarsılıyoruz. Tıpkı Şule Çet davasında bir babaya söylenebilecek en aşşağlık söz gibi. ' Kızına sahip çıksaydın'.
Bir baba düşünün daha belki kızının yasını bile tutmadan faillerini bulmaya çalışsın. Ancak mahkemede acılı bir babaya bu sözler söylensin. Sözün bittiği yer. Bir can gitti daha 20'li yaşlarda okuyan bir genç kızın canına kıydılar. Hemde acımasızca, kimin yüreği bunu kaldırabilir ki anne babası dayanabilsin. Şule için ikinci davası görüldü ve tekrar erteleme kararı çıktı. İnsanı en çok etkileyen de ve can yakan kısmıda insan yerine konulmayacak, bu suçu işleyen kişinin babaya kızına sahip çıksaydın sözüydü. Sen canına kıyarken anne babası var diye düşündünmü be vicdansız. O ana baba sizin gibi insanların etrafında gezdiğini bilse böyle bir durumla sonuçlanmazdı. Şimdi de kızları için savaşıyorlar ve bu suçlular gereken cezayı alıp ölene kadar oldukları yerden çıkamasınlar.Dilerizki hiç bir kadın en ufak bir şiddetle karşılaşmasın. Dileriz ki anne ve babaların yürekleri yanmasın. Kadın cinayetleri ve davalarıda son bulsun.
