SON DAKİKA
reklam
reklam

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 23 Temmuz 2019, Salı - 09:03   Okunma Sayısı:

 

24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması, bugünkü varlığımızın temelini oluşturan uluslararası bir hukuk belgesidir. Görüşmelerde Musul meselesi, Osmanlı’dan kalan borçlar, kapitülasyonlar, toprak kayıpları ve sınırlar, Boğazların statüsü ve diğer maddeler görüşülmüştür.

Türk heyetinin başında bulunan İsmet Paşa, Mudanya Mütarekesi ile elde ettiği avantajı da kullanarak galip devlet temsilcisi gibi hareket etmiştir. Lozan’da ciddi bir pazarlık süreci yaşanmıştır.

 

Katılan ülkeler

Lozan Konferansı’na görüşmeci olarak Türkiye dışında 12 devlet katılmıştır. İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya her oturuma katılmış, Amerika Birleşik Devletleri, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Krallığı ve Yunanistan davet edildikleri halde her oturuma katılmamışlardır.

Boğazlarla ilgili konularda Sovyet-Rusya, Boğazlar ve Batı Trakya ile ilgili konularda Bulgaristan, kapitülasyonlar ve borç konularının görüşüldüğü oturumlara ise Belçika ve Portekiz katılmışlardır.

20 Kasım 1922 günü İsviçre’nin Lozan kentinde toplanan Barış Konferansı’nın önemli konularından birisi de Musul meselesi ve Irak sınırının tespiti konusu olmuştur. 27 Kasım 1922 günü yapılan görüşmelerde İsmet Paşa, Musul vilâyetindeki Türk, Kürt ve Arap nüfusunu belirttikten sonra vilâyetin ırkî, siyasi, tarihi, coğrafi, ekonomik ve askeri sebeplerle terk edilemeyeceğini izah etmiştir.

 

Sözleşme onayları

Lozan Barış Antlaşması, sözleşmeler ve diğer senetlerle birlikte 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış, 23 Ağustos 1923’te TBMM’nin 340, 341, 342, 343 Sayılı Kanunlarıyla tasdik edilmiş ve 19 Ağustos 1923 günü yürürlüğe girmiştir.

Anlaşmanın aslı Fransızca ve tek nüsha halinde düzenlenmek suretiyle Fransa’da muhafaza altına alınmıştır. Fransa devleti tarafından ilgili devletlere tasdikli birer sureti verilmiştir. Türkçe metin ise Hariciye Bakanlığı tarafından 1923’te İstanbul’da neşredilmiştir.

 

Lozan başarı mıdır, yenilgi midir?

Konu önce araştırma gerektiriyor. Öncelikle Lozan Barış Antlaşması’nın İstiklâl Savaşı’nın sağladığı Türk milletinin hayati haklarını ve emellerini gerçekleştirdiği bir eserdir. Amerikalı düşünür ve müşahit J. Grew, “İsmet Paşa Lozan’da büyük diplomatik zafer kazanmıştır.

Bütün müttefik diplomatlarının sırtını yere getirmiştir. Bu olayı inkâr etmenin hiçbir faydası yoktur ve kolaylıkla açıklanması da mümkündür. Tarihte kazanılmış en büyük zafer olarak nitelenebilir. Bu da İsmet Paşa’nın bütün kozları elinde bulundurmasıyla sağlanmıştır.”  Şeklinde görüşlerini belirtmiştir.

Lozan Barış Antlaşması, I. Dünya Savaşı’na son veren İtilâf devletlerinin Almanya ile imza ettiği Versailles, Avusturya ile akdettiği Saint German, Bulgaristan ile yaptığı Neuilly ve Macaristan ile yaptığı Trianon Antlaşmalarıyla karşılaştırıldığında,

 

Zafer denmesi için yeterli hususlar

  • Bu antlaşmaların harbin galipleri tarafından hazırlanmış ve mağlup devletlere zorla

dikte ettirilmiş olduğu, Lozan Barış Antlaşması’nın ise devletlerin eşitliği prensibine ve saygı esasına dayandığı,

  • Yine bu barış antlaşmalarında harp tazminatı mağlup devletler için ağır mali yük

getirdiği, Lozan’da buna yer verilmediği,

  • Mağlup devletlerin, savunma haklarından ya tamamen mahrum bırakıldıklarını, ya da

bu haklarının geniş ölçüde tahdit edildiğini, Lozan’da ise istiklâl ve hâkimiyeti sınırlayacak bir hükme yer verilmediği,

  • Aynı şekilde Lozan’da iktisadi ve ticari hususları sınırlayan hükümler yer almamasına

rağmen diğer antlaşmalarda bu hükümlere yer verildiği görülmektedir. Antlaşma, I. Dünya Savaşı’ndan kalma antlaşmalar içinde ayakta kalan tek antlaşma niteliğindedir.

 

Lozan öncesi kayıplar ve incelenecek diğer hususlar

Türk-Yunan mücadelesine bir göz atarsak, meydanlarda kazanılan zaferlere nazaran masalarda kaybeden tarafın hep Türkiye olduğu görülmektedir. Buna göre Türkiye, 1829’da Mora’yı, 1864’te yedi adayı, 1881’de Teselya’yı, 1897’de fiilen ama 1013’te hukuken Girit’i, Balkan Savaşı’nda Cezair-i Bahr-i Sefid’i, Makedonya ve Yanya’yı, I. Dünya Savaşı sonunda bütün Trakya’yı kaybetmiş; ancak Lozan’da Doğu Trakya’yı geri almıştır.

Yunanlar, 1919-1922 yılları arasında Anadolu’nun dörtte birini yakıp yıkarak yüz binlerce Türk’ü öldürmüştür. Lozan’da Dedeağaç’ı Yunanistan’a, bütün adaları İtalya’ya bırakmaya razı edildik. 

Lozan Antlaşması imzalandığı tarihte Boğazlar ve İzmir henüz işgal altındadır. O günün şartlarını, toprak ve sınırlarını, karşılıklı kuvvet mukayesesini, borçlar, tazminat talepleri ve hazinenin durumunu inceledikten ve detaylı araştırdıktan sonra vermek gerektiğini düşünüyorum

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam