Oğlunu uğurluyordu. Adet olduğu üzere arkasından bir maşrapa su dökmek istedi. Vedalaşmaları uzun olunca ayrılma bu kez kesinleşmişti. İkinci maşrapa suyu da döktü. Eşi bağırıyordu:
---Yeter yahu, su parası çok gelecek.
* * * *
Vapurda tuvalet taşmış. Gençlerden biri içeriye girmek isteyeni uyarıyor:
---Malzeme geri tepmiş abi, girme istersen.
* * * *
Klasik bir cevaplama: Yolda trafik durmuş. Dakikalarca bekleyen sürücülerden biri ön taraflara doğru yürümüş. Camı açık aracın şoförüne neden beklendiğini sormuş;
---Yola sinek konmuş. Adam onu ezmemek için durmuş.
* * * *
Metroda iniş bölümündeki yürüyen merdiven arıza yapmış ve bakıma alınmış. Yolcular ortadaki taş merdivenden iniyorlar. Herkes suskun, gözler arızalı merdivende. Yanımızda çıkış yapan yürüyen merdivendeki kişi arkadaşına söylüyor:
---Yürüyen merdiven ebedi istirahatgâhına çekilmiş. İnsanlar saygı gösterisinde bulunuyor
* * * *
Büyük İskender Diyojen’i birbiri üstüne yığılmış insan kemikleri içinde bir şeyler ararken görmüş ve ne yaptığını sormuş. Diyojen,
---Babanızın kemiklerini arıyorum; ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait olduğunu kestiremiyorum.
Bir gün de Yunanistan’ın hangi tarafında akıllı adamlar gördüğünü sormuşlar;
---Isparta'da pek çok çocuk gördüm; fakat hiçbir yerde adam görmedim, demiş.
* * * *
Allah kimseye canı yanarak ağaç kesmeyi nasip etmesin!
Hafife almayın. Bir yerel yöneticimiz söylemişti bu sözü. Canhıraş çırpınışlarla halka hizmet etmek gayreti içindeydi (!). O ağaçların kesilmesi gerekiyordu; fakat ağır eleştiri alacağını da biliyordu. Her şeye katlanarak Yaradan’a sığındı ve ağaçları kestirdi.
Kadınlar arasındaki konuşmalardan; (C. Şehabettin’den)
---Damat beyden memnun musunuz, efendim?
---Adamcağız hareminden biçki beklermiş, dikiş bekler, nakış umarmış.
---Öyleyse modist alaydı.
---Herif, “asrî kızlar” sözünü bizim evde duydu.
---Bizim damadımızı da Melihatçığım yola getirdi.
---Hangi yola?
---El pençe divan yoluna!