Açıklama
Milli değerlerimizi, askerlik sanatını ve şehadet mertebesini küçük gören bazı kendini bilmezler, bir zamanlar “Vatan-Millet-Sakarya” edebiyatı yapıyorlardı. Hatta bazı şarlatanlar da “Keşke Yunan kazansaydı” demek hafifliğini bile gösterebiliyorlardı.
1921 yılı İnönü Muharebelerinin, Eskişehir-Kütahya Muharebelerinin ve Sakarya Meydan Muharebesi’nin yaşandığı, yoksul milletimizin en değerli fertlerinin yitirildiği, lojistik seferberliğin mutlak şekliyle uygulandığı bir yıl olarak tarihte yerini almıştır.
I.Dünya Savaşı içindeki Çanakkale’de karşımızda yedi düvel vardı. Savaşın bitimiyle birlikte bu emperyalist güçler vatanımızı işgal ettiler. Kendileri bu ülkenin nimetlerini gasp eder, saltanat sürmeye çalışırken Yunan kuvvetlerini başımıza sardırdılar. Sakarya Savaşı’nda İngiliz desteğindeki Yunan kuvvetleri çok canımızı yakmıştır.
Bu yazıyı 1921 yılı Eylül ayının ikinci haftasında kazandığımız Sakarya Meydan Muharebesi nedeniyle yazıyorum.
Sakarya Savaşı’na hazırlık
Eskişehir-Kütahya Muharebelerinde yaşanan yenilgi üzerine birliklerimiz, daha fazla zayiattan kaçınmak ve geride daha elverişli mevzilerde tutunmak maksadıyla Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmiş ve birlikler 25 Temmuz günü mevzilerinde tertiplenmelerini tamamlamıştır. 21 Eylül 1921 günü tekrar Sakarya Nehri’nin batısına geçmişlerdir.
Sakarya Savaşı aşağıdaki evrelerde incelenebilir:
- BİRİNCİ SAFHA (14-22 Ağustos 1921) Yunan ordusunun Sakarya mevzileriyle
temasa geçmesi için İleri Harekâtı…
- İKİNCİ SAFHA (23-30 Ağustos 1921) Yunan ordusunun Sakarya doğusunda savunma
tertibi almış olan Türk kuvvetlerine taarruzu ve güneyden kuşatma teşebbüsü,
- ÜÇÜNCÜ SAFHA (30 Ağustos-6 Eylül 1921) Haymana istikametinde Yarma
teşebbüsü,
- DÖRDÜNCÜ SAFHA (6 – 22 Eylül 1921) Türk karşı taarruzu ve düşmanın Sakarya
batısına çekilmesi…
Harekâtın her safhasında ve her iki orduda olumsuzluklar olmuştur. İlk günden Mangal Dağı’nı savunan 5’inci Tümen Komutanı’nın savunmanın zora girdiği ve çekilmesine müsaade edilmesi teklifi üzerine üst makamı haberdar etmeden çekilme emri veren 2’nci Grup Komutanı’na Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa ağır içerikli bir telgraf yazmıştır:
2’nci Grup Komutanı
“Vazife-i namus ifa etmeyen kıtaata (kıtaları, birlikleri) cürümlerini (ağır suç) bağışlamak haddimiz değildir. Mangal Dağı’nın terkine sebep olan hadise nedir? Bundan mesul (sorumlu) olan hangi kumandan veya kumandanlardır? Makine başında her nevi muhaberata cevap beklerim.” 24 Ağustos 337
Saat 11.45
Garp Cephesi Komutanı
İsmet
Konuyla ilgili Mustafa Kemal Paşa’nın emri ise şöyledir:
“5’inci Tümen’in Mangal Dağı’ndaki mevziini muhafaza edemediği istihbar olunmuştur. Bu hadiseyi acemilik telâkki etmekle beraber müsebbipler hakkında derhal tahkikat icrasını emrediyorum.” BMM Reisi
Başkumandan Mustafa Kemal
Benzer durumlar Yunan ordusunda da ortaya çıkmıştır. Yunan Ordu Komutanı’nın 8 Eylül 1921 günü saat 21.45’te verdiği emri birtakım gerekçelerle yerine getirmeyen 2’nci Kolordu Komutanı, kolordusunu gece Cambaklı’ya nakletmek ve Sivri üzerinden intikal etmek üzere emir vermiş ve ikmal birliklerinin bu istikamette harekete başladığını bildirmiştir.
Bu durumu öğrenen Yunan Ordu Komutanı, 2’nci Kolordu Komutanı’na ertesi günü saat 15.45’te telgrafla şu emri vermiştir:
“Mevzilerinizi terk eylemek planı hayretimi mucip olmuştur. Kolordu her ne halde olursa olsun mevzilerinde kalacak ve Türkler 3’üncü Kolordu’ya taarruz ettikleri takdirde verilen emri yaparak Boyalık-Çayırlı doğrultusunda taarruz edecektir.
Muhakeme edecek ve karar verecek yetkili şahıs Ordu Başkomutanı sıfatıyla yalnız benim. Kolorduyu nakletmek hususundaki bütün emirlerinizi iptal ediniz!”
Bu emirden de anlaşılacağı üzere Yunan kolorduları tam bir karışıklık içindedir.
(Devam edecek)
Kaynaklar
1.Türk İstiklâl Harbi, Batı Cephesi, Sakarya Meydan Muharebesi ve Sonraki Harekât, II. Cilt,
5. Ks, 2.Kitap
2. Falih Rıfkı Atay, Çankaya
3. Avustralya Basınında Sakarya Muharebesi, Uluslararası Sakarya Meydan Muharebesi ve Haymana Sempozyumu, 21-22 Eylül 2017, Prof. Dr. Esra SARIKOYUNCU DEĞERLİ