SON DAKİKA
reklam
reklam

Tehcir ve Ermeni İddiaları (Bölüm II)

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 20 Kasım 2019, Çarşamba - 10:30   Okunma Sayısı:

 

Tehcir Sonrası Olaylar ve Sonuçlar

    Tehcirde Ermenilere karşı suç işleyen, görevini kötüye kullanan ve baskınlara davetiye çıkaran 1673 kişinin mahkemeye çıkarıldığı, yargılamalarda 528 kişinin güvenlik görevlisi olduğu, geriye kalan miktarı ise sivil halktan 900 kişiyle sivil kamu görevindeki 170 kişinin oluşturduğu resmi belgelerde belirtilmiştir. Yargılamaların 1915 ve 1916 yıllarında sıcağı sıcağına yapılmış olması çok önemlidir.8

    Osmanlı Devleti, Sevr Antlaşması sırasında söz konusu suçlarla ilgili olarak galip devletlerin uygun göreceği bir mahkeme heyetine razı olduğunu  (Md. 226) belirtmiş, suçluları yakalayıp mahkemeye çıkaracağını taahhüt etmiştir.

    Malta’ya götürülen sanıklar, İngiliz Kraliyet savcısının kanıtları yetersiz bulmasıyla tahliye edilmişlerdir. Daha sonra Lozan Antlaşması’nda 1 Ağustos 1914 ile 20 Kasım 1922 arasında işlenen tüm suçların affı için bir bildiri yer almıştır.9

    Ana yargılama 28 Nisan 1919’da İstanbul’da başlamıştır. Enver, Talât ve Cemal Paşalar yurt dışına firar ettiklerinden gıyaben yargılanmışlar, Divan-ı Harp, bu üç sanığı idama mahkûm etmiştir. ABD’nin İstanbul Yüksek Komiseri Lewis Heck, “yaygın şekilde yargılamaların çoğunun kişisel intikam saikiyle veya İtilâf Devletleri yetkililerinin kışkırtmalarıyla yapıldığına” inandığını belirtmiştir.

    Günümüzde bazı kaynaklar 1919-1920 askeri mahkeme tutanaklarının kanıt değerini etkileyebilecek belgelerin kayıp olduğunu dile getirmektedirler.10 Neareast Relief Society adlı Amerikan Yardım Kuruluşu’nun tehcir sırasında Ermenilere yardım etmek üzere Anadolu’da görev yapmasına Osmanlı hükümetince izin verilmiş olması ve ABD’nin İtilâf Devletlerinin safında Osmanlılara karşı savaşa girmesinden sonra da bu kuruluşun Anadolu’da kalmasına müsaade edilmiş olması önemlidir.

    Bu husus ABD Büyükelçisi Elkus’un raporlarında da belirtilmiştir. Dolayısıyla yardım amaçlı hareket eden bu kuruluşun tanıklığı söz konusudur. Tehcir olayını istismar ederek çok sayıda Ermeni’nin hayatını kaybettiğini belirten kaynakların açıklamalarını dikkate alınca bu rakamın neredeyse tüm Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin sayısı kadar olduğunu belirten kaynaklar da vardır.

    Oysa o tarihlerde Nüfus Genel Müdürlüğü’nün başında Türk değil, Musevi, Ermeni ve Amerikalı müdürlerin bulunması, sayım sonuçlarının doğruluk derecesinin çok yüksek11 olduğuna inanmamızı gerektirmektedir. Bu bağlamda 1919 yılında çıkan bir yasayla evlerine dönmelerine izin verilen Ermenilerin sayısı Patrikhane tarafından 644.900 kişi olarak bildirilmiştir.12

    Tehcir sırasında kafilelere daha fazla muhafız verilmesi gerektiği düşünülebilir. Oysa Osmanlı Ordusu tehcir tarihinde Irak, Filistin ve Çanakkale cephelerinde çarpışmaktadır. Bir gün sonrasıyla 25 Nisan’da Çanakkale cephesinde muhasım devletler, kara muharebelerini başlatacakları için Osmanlı Devleti’ni meşgul etmek amacıyla Doğu Anadolu’da isyan çıkarttırmışlardır. Cepheye asker yetiştirmek düşüncesiyle koruma yapacak görevli sayısının arttırılması mümkün olmamıştır.

    Vilayetlere gönderilen 25 Kasım 1915 tarihli emirle kış mevsimi süresince sevkıyatın geçici olarak durdurulduğu13 ve 21 Şubat 1916 tarihli emirle sevkıyata son verildiği14 bildirilmiştir.    

    Fransız konsoloslarının gelişmeleri abartılı şekilde büyükelçiliklere duyurmaları ve daha fazla müdahale olmasına neden olmaları ise oyunun bir başka perdesidir. Aynı yıllarda bölgede resmi görevde bulunan İsveçli Bnb. Hjalmar Pravitz,  23 Nisan 1917 tarihli İsveç Nya Dagligt Allehanda gazetesindeki makalesinde “Bir görgü şahidi olarak Türklerin Ermenilere katliam yaptığı iddialarına kesinlikle karşı çıkıyorum... Yaşananların şahidi olarak bu iddiaları kınamak görevimdir...” şeklinde açıklama yapmıştır.15

    Büyük Ermenistan hayali, Rusya’nın kontrolündeki Hazar Denizi’yle Karadeniz’i ve Fransa’nın kontrolündeki Akdeniz’i kapsamaktadır. İstedikleri topraklar bugünkü Fransa kadardır. Hatta Patrik Narses, İngiliz Büyükelçisi Layard’ı ziyaretinde bu konuyu dile getirince Büyükelçiden “Evet ama, bu yerlerin hiçbirinde çoğunlukta değilsiniz” cevabını almıştır.16

PAGE   \* MERGEFORMAT1

 

12 a.g.e

13 Halaçoğlu, Yusuf, Ermeni Tehciri, s: 102

14 a.g.e., s: 103

15 Sabah, 24 Nisan 2077, s: 24

16 Kundakçı, Hasan, Emperyalizmin Maşası Ermeniler, Nisan 2006, s: 54,56

17 Karacakaya, Recep, Kaynakçalı Ermeni Meselesi Kronolojisi 1878-1923, Osmanlı Arşivi, s: 55

18 Kodaman, Bayram, Sultan Abdülhamit Devri Doğu Anadolu Politikası, s: 36

19 Sabah, 28 Nisan 2007, s: 16

20 Sabah, 7 Eylül 2007, s: 20

 

 

 

 

 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam