SON DAKİKA
reklam
reklam

Ateş Krallıkları

Köşe Yazarı: Cengiz BAYSU   Eklenme Tarihi: 10 Aralık 2019, Salı - 11:54   Okunma Sayısı:

 

Araplardan tartışmalı Osmanlı dizisi

BAE (Birleşik Arap Emirlikleri) merkezli ve Suudi Arabistan’ın sahibi olduğu MBC TV’de yayınlanan, Osmanlı konulu “Ateş Krallıkları” adlı dizi, Arap basınında tartışmalara yol açtı. 40 milyon dolarlık bütçesiyle 2019’da Arap dünyasının en büyük dizi projesi olan Ateş Krallıkları, 'Osmanlı karşıtı perspektifiyle' Arap basınını ikiye böldü.

 

Tarihten bir kesit

Arap dünyasında 2019’da yayınlanan en büyük proje olarak lanse edilen dizi, Mısır’da Memlüklerin son günlerini ve 16’ncı yüzyılda Osmanlının kontrolüne geçişini anlatıyor. Geçen yıl, Arap dünyasında büyük popülariteye sahip Türk dizilerini yayınlamaya son verdiğini duyuran MBC’nin dizisi, 17 Kasım’da ilk bölümüyle seyirci karşısına çıktıktan sonra tartışmalar başladı.

Osmanlı karşıtı bir perspektifle ele aldığı öğrenilen dizinin sloganı ise "Bir imparatorluk kanlı bir hukukla yönetiliyor. Bu onların laneti oldu" şeklindedir. Mısırlı bir yazarın metnini hazırladığı, Arap oyuncuların yer aldığı ve başrolde Mısırlı bir aktörün bulunduğu “Ateş Krallıkları” ile ilgili dizinin yapımcısı "Dizi, Osmanlı yönetiminin arkasındaki vahşet dolu tarihi ifşa edecek” çıkışıyla dikkat çekmektedir.

 

Katliamlar ve örtme (!) çabasıymış

BAE merkezli haber sitesi Al-Ayn’a konuşan dizinin yazarı Mısırlı Muhammed Süleyman, "Tarihsel anlamda hiçbir hata içermeyen bir hikâye yazmaya çalıştıklarını" söyleyerek, Osmanlı döneminin "tarihsel katliamlarla dolu olduğunu" savunmuştur.

 

14 bölümden oluşan, etkileyici görsel efektler, büyük savaş sahneleri, iç içe geçen hikâyeler ve karmaşık karakterler içeren dizi hakkında Saudi Gazette, "Osmanlıların işlediği suçların örtüldüğü ve tarihin tahrif edildiği bu dönemle ilgili pek çok gerçeği gün yüzüne çıkarıyor" ifadesini kullanmıştır.

 

Yönetmenliğini Girl with a Pearl Earring (İnci Küpeli Kız), Hannibal Rising (Hannibal Doğuyor) ve Emperor (İmparator) filmlerinin yönetmeni İngiliz Peter Webber’in yaptığı dizi, Arap basınını ikiye böldü. Basının bir kısmı, dizinin "belgelenmiş tarihi gerçekliği anlattığını" savunurken bir kısmı da "Türklerin tarihi çarpıtılıyor" yorumunu yapmıştır.

 

Kara tarih diye

Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’da iktidar yanlısı medya, övdükleri dizinin "Osmanlıların kanlı tarihini, tiranlığını, tutuculuğunu, suçluluğunu ve Arap tarihini yağmalamalarını ifşa ettiğini" söylerken, bazı Arap yazarlar BAE ve Suudi Arabistan’ın fonladığı dizinin "Müslümanların tarihini çarpıttığını" söyleyerek, "Bu dizi tarihin yeniden, yanlış bir şekilde üretilmesidir" ifadesini kullanmaktadır. Şimdilik sadece Arap kanallarında izlenebilen dizinin, daha sonra Netflix’te de yayınlanacağı duyurulmuştur.

 

Yorumlar

    Günümüz dünyasında ülkeler arasında dostluk bağları zayıf şekilde gelişirken husumetler körüklenmekte ve yeni çatışma alanları yaratılmaktadır. Bu uygulamalar istihbarî çalışmalarla, soykırım demeçleriyle, göçmen politikalarıyla, ittifak içi ülkelerin dışlanmasıyla yapıldığı gibi medya denen bir erk vasıtasıyla da yapılabilmektedir.

    Medyanın gücü sanatçıların öne çıkarılmasından tutun da bir devletin hizaya getirilmek istenmesine kadar her sahada görülebilir. Emperyalizm dün siyasi ve askeri edimlerini bugün piyon haline getirdiği ülkelere parayla yaptırmaktadır.

    Yemen Harbi’nde İzzet Paşa’nın birliğinin kurmay heyetinde bulunan İsmet Bey (İsmet Paşa), “… Yemenliler, Osmanlı idaresine karşı kıyasıya savaş yapan çetin cengâverlerdi…” demiştir.

    Yine I. Dünya Savaşı öncesinde İngilizler, Müslüman ülkelerin “mukaddes cihad” adıyla birleşmesinden son derece çekinmişlerdir. Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Mekke Şerifi Şerif Muhammed bin Avn’ın Osmanlılar tarafından tutuklanarak İstanbul’a sürülmesini fırsat bilmiş ve Şerif Muhammed’in torunu Şerif Hüseyin bin Ali’yi kışkırtmışlardır. I. Dünya Savaşı yıllarında İngiliz istihbaratı, Arabistan Yarımadası’ndaki Arapları Osmanlı devleti aleyhine faaliyetlere yöneltmişlerdir.

    Bu yılın eylül ayında Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, Lübnan Devleti’nin kuruluşunun 100’üncü yıldönümü dolayısıyla yaptığı televizyon konuşmasında, "Osmanlı boyunduruğundan kurtulma girişimlerin tümünün şiddet, cinayet ve mezhep çekişmesiyle sonuçlandığı" iddialarını öne sürmüştür.

    Avn, "Osmanlıların özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında Lübnanlılara uyguladığı devlet terörünün, kıtlık ve zorla çalıştırma dahil olmak üzere yüz binlerce kurbanla sonuçlandığını, I. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Osmanlıların hezimeti ve Fransız nüfuzuyla birlikte ülke tarihinde yeni bir döneme geçildiğini, Osmanlıların Lübnanlılara devlet terörü uyguladığını" ifade etmiştir.

    Osmanlı yönetimi sadece bugün kötülenmedi ki, bu karalamalar dün de vardı. O halde baktığımız pencereyi mi değiştirmeliyiz? Acaba çevre ülkelere bakış değerlerimizi mi değiştirmeliyiz? Filistin sorununda sesi çıkmayanlar, Libya, Irak ve Suriye’nin parçalanmasında haykırmayanlar, Kıbrıs davasında yanımızda olmayanlar parayla veya dayatmayla nasıl yönlendiriliyorlar… Bu film, ileride çok bölümlü diziler halinde devam edecek, eline baltayı kapan Osmanlı’ya vuracaktır. Kaderi sancılarla dolu bu coğrafyadaki son Türk devletinin darbelere göğüs göğüse mücadele etmesi, dayanması ve direnmesi gerekmektedir. 

 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam