SON DAKİKA
reklam
reklam

Dört yüz yıllık tarih gün yüzüne çıktı

Köşe Yazarı:   Eklenme Tarihi: 5 Mart 2020, Perşembe - 11:46   Okunma Sayısı:

Kudüs’ü İsrail’in ‘bölünmez’ başkenti ilan edenlerin sözde barış planı karşılık bulmadı. “Kudüs satılık değildir” tepkisi veren Filistinlilere birçok ülke destek verirken Avrupa ülkeleri planı inceleyeceklerini açıkladı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği ve İTO çok önemli ve bir o kadar da değerli bir çalışmaya imza attılar. 1516 ile 1917 yılları arasını kapsayan Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası adlı kitap çalışması, Osmanlı Filistini coğrafyasının 401 yıllık tarihini gün yüzüne çıkarttı. Filistin’in sadece yerleşim yerleriyle değil, tarihsel haritalarıyla da zihinlere kazınması adına çok büyük önem taşıyan bu çalışma, ve içindeki haritalar aynı zamanda tapu senedi anlamına da geliyor. Bu eser, Orta Doğu ve dünya barışının tesisi için adaletli bir çözüme kavuşturulması gereken Filistin sorununun geleceğine de ilmi bir katkı sağlamış oldu.
Çalışma ile günümüz Filistin sınırlarının ötesindeki Osmanlı Filistini coğrafyasında sancak, kaza, nahiye ve benzeri yer isimleri tespit edilip tahrir defterleri incelenerek listeler haline getirildi. Filistin’deki eski yerleşim yerlerinin bulunması ve mülkiyet sorunlarının çözülmesi için önemli bir kaynak görevi üstlenecek olan eser, 'Filistin topraklarının esas sahipleri kim?' sorusuna da cevap bulacak nitelikte. Osmanlı Filistin'i Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası adlı çalışma sadece tarihe ve yakın geçmişe değil, geleceğe de ışık tutmuş oldu. Filistin’in sadece yerleşim yerleriyle değil, tarihsel haritalarıyla da temsil edilmesi çok büyük önem taşıyor. Çünkü, harita aynı zamanda tapu senedi anlamına geliyor. Bu eser aynı zamanda; Filistin’in en ücra köşesinde yaşayanların çektiği sıkıntıları anlayabilmek, Filistin’in gerçek sahiplerine kavuşacağı bir geleceği umutla beklemek ve bunun için çabalamanın ne anlama geldiğinin en güzel kanıtı. Kitap, Osmanlıların bölgeye hakim olduğu yıllardan başlayarak çizilmiş muhtelif haritalarla, gerek tarih araştırmacılarına gerekse konunun ilgililerine rehberlik ediyor. Çalışma ile günümüz Filistin sınırlarının ötesindeki Osmanlı Filistini coğrafyasında sancak, kaza, nahiye ve benzeri yer isimleri tespit edilip tahrir defterleri incelenerek listeler haline getirildi. İslam Dünyası için Kudüs, Mekke ve Medine’den sonra tüm Müslümanlar için en önemli kutsal mekan olarak kabul ediliyor.
Daha geniş perspektifte sadece Müslümanlar için değil üç semavi din için de kutsal kabul edilen bu güzide yerde yaşayan 300 bin Filistinli’nin kaderinin belirsizliğe mahkum edilmek istenmesi, Batı Şeria'nın neredeyse yüzde 60'ını teşkil eden yasa dışı Yahudi kolonilerini meşrulaştırma gayretleri, Filistin coğrafyasını dünyanın en büyük ‘açık hapishanesi’ haline çeviriyor. Filistin'deki sorunlara yönelik tüm dünyanın çaba göstermesi gerekir. Ne yazık ki en kutsal değerlerimizden biri olan Mescid-i Aksa’nın sürekli saldırılara maruz kalması karşısında bile İslam dünyası yekvücut olamıyor. Halbuki Kudüs ve Filistin meselesi sadece ne Filistinlilerin, ne de Arapların bir sorunudur. Bu sorun hakikatte bir insanlık sorunu, mazlum bir milletin varoluş sorunu, bir insan hak ve hürriyetleri sorunudur.
Bu kitap çalışmasındaki motivasyon, Filistin bölgesine duyulan hassasiyetin sonucudur. Harita çizebilen sınırları da çizer. Atlaslara bakıldığında bunu görmek mümkündür. Filistin hafızamızı tazelemek ve dünyaya bir zamanlar burada bir Filistin olduğunu anlatmak bu kitabın yazılması için esas gayedir. Bölgede bütün yer isimleri bugün İbranice oysa orada başka adlarda yerler vardı ama hepsi yok edildi. Bu çalışma ile o yerleşim yerleri asıl gerçek isimlerine kavuşmuş oldu. Önümüzdeki Filistin çalışmalarına el kitabı olarak rehberlik edecek bir öncü ve yardımcı kitap olacak. Üç farklı dönem ele alınarak sancak, kaza, köy ve diğer yerleşim alanları tespit edildi. Ayrıca Filistin bölgesinin sınırları ve coğrafi yerlerini gösteren listeler eklendi. Böylece Osmanlı dönemi Filistin coğrafyası, arşiv kaynaklarına müracaat edilerek ortaya konmuş oldu.
Cumhurbaşkanlığı arşivleri, Genelkurmay Askeri Arşivi ve Tapu Kadastro arşivlerinden faydalanılan haritalar burada kullanıldı. Bu haritalar Türkiye'de maalesef dünyada kullanıldığı gibi sayısala dökülerek geçmişe yönelik analizler olarak kullanılmıyor. Oysaki parsellerin geçmişe yönelik irdelenerek yeniden çizilmesi gibi kritik konular bu sayede yapılabiliyor. Üstelik Filistin'de Osmanlıdan kalma haritaların devir işlemleri bugün hala yapılıyor ve günümüzdeki işlemler için geçerli oluyor.
Bu tür kitap çalışmaların Filistin sorunun çözülmesinde yardımcı olacağına inanıyorum. Benzer çalışmaların her alanda hızla yapılması ve dünyaya tanıtılması son derece önemlidir.

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam