SON DAKİKA
reklam
reklam

Korona Virüsünü Bu Kolonya Öldürüyor!!!

Köşe Yazarı: YASİN KOÇ   Eklenme Tarihi: 11 Mart 2020, Çarşamba - 11:10   Okunma Sayısı:

Çin’de ilk ortaya çıkan yeni tip korona virüs (covid 19) hızla yayılarak tüm dünyayı tehdit ederken can almaya devam ediyor. Dünya nüfusunun tamamını ölümle tehdit eden 300 binden fazla insana bulaşan virüs kurumların verdiği verilere göre 3000 civarı kişinin ölümüne yol açtı. Hemen hemen 40 ülkede ve bölgede etkili olan korona virüs henüz Türkiye’ye bulaşmadı.

Kolonyanın 80 derece olduğu takdirde bu virüsü öldürdüğünü uzmanlarımız her yerde söylüyorlar.
Şimdi bir inceleme yapalım.

Türkiye’nin doğu sınırı İran’da bakanlara kadar bulaşan korona ciddi bir boyut kazanmış durumda. Kontrolden çıkmış söylentileri, gerçek ölü sayısının saklandığı haberleri fısıltı gazetelerinde yer almaya başladı bile. Fransa ve Avrupa genelinden ilk ölüm haberleri de gelmeye başladı.

Türkler tarih boyunca salgınlardan büyük derecede etkilenmemiştir. Birden bire ortaya çıkan kısa zamanda yayılan birçok salgından etkilenmeden geçmeyi bilmiştir.

Bunun nedenleri kapalı bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor olabilir. Kendi alanımızda yaşıyoruz ve diğer topluluklarla çok temas halinde değiliz. Akan suyu seviyoruz. Temizliğe ve temiz olmaya biraz dikkat de ediyoruz. Dinimiz günde 5 defa elimizi ve yüzümüzü yıkamamızı emrediyor. Haftada en az 2-5 defada tüm vücudumuzu yıkamamızı emrediyor. Burada kesin bir sayı yok çünkü her cinsel ilişkiden sonra yıkanmamız dinimiz tarafından emrediliyor. Ama yine de diğer müslüman ülkelerde de bizde olmayan ciddi salgılar yaşanabiliyor.

Biz Türkler kolonyayı çok seviyoruz. Bu önemli bir faktör olabilir mi?

Bizde bir gelenek vardır, en fakir dağ köyümüze de gitseniz, boğazda değeri milyar dolara yaklaşan yalılarımıza da gitseniz; ev sahibi kolonya lokum ikramı yapacaktır. %98 bu böyledir.

Türkiye’de bankalara gidin, devlet dairelerine gidin, esnafa gidin masalarda olmazsa olmaz kolonyaları görürsünüz. Kolonyasız yaşamayız.

Türkiye’nin bir yılda tükettiği kolonya miktarı milyon tonlarla ifade edilmektedir. Dünyada böyle başka bir ülke yok…

Kolonya Türk insanının vazgeçemediği ürünlerden biri. Bayramlarda kullanımı artan, hastane ve ev ziyaretlerinin vazgeçilmezi olan kolonyanın oluşturduğu pazarın büyüklüğü milyar dolara yakın.
Kim bilir belki 200 yıllık kolonya geleneği ve kullanım alışkanlığı, yâda diğer temizlik prensiplerimiz bizleri bu salgınlarda koruyor sanırım.

1340’lı yıllarda dünyayı kasıp kavuran Hindistan bölgesi civarından çıktığı tahmin edilen veba salgınının çoğunluğunun Avrupa’da olduğu 100 milyona yakın insanı öldürdüğünü biliyoruz.

1550 yıllarda Meksika’da çıkan kanamalı ateş salgını 15 milyon kişiyi öldürmüştü.

1650’li yıllarda tekrar hortlayan veba salgını İspanya’da 100 bine yakın kişiyi öldürmüştü.

1800’lü yılların başında başlayan Avrupa ve Asya merkezli kolera salgını Londra, Paris, Berlin, Moskova ve Japonya’da milyonlara varan kişiye bulaşıp büyük kayıplar verdirirken, salgının Osmanlı’ya gelmesi 1912 yılında Balkan savaşları sırasında olmuştur. Avrupa kadar olmasa da büyük ölçüde Türkleri de etkilemiştir.

Birinci dünya savaşı yıllarında İspanya’da ortaya çıkan İspanyol gribi 100 milyona yakın insanın ölümüne yol açmıştır. Yakın tarihte en çok ölüme yol açan salgın olarak tarihe geçmiştir.

Korkulu rüyamız AIDS ise dünyada yaklaşık 40 milyon kişiye bulaşmış 20 milyona yakın kişiyi öldürmüştür.
Asya gribi, 1957- 1958 yıllarında 2 milyon, Rus gribi 1889-1890 arasında 1 milyon Hong Kong gribi 1968-1969 yılları arasında 1 milyon insanı öldürdü. Domuz gribi ise 2009 yılında 284 bin kişinin canına mal oldu.

Korona virüsü kapımıza kadar dayandı. Umuyorum yaza kadar bu durumu götürebilirsek temizlik ve (hijyen) sağlığa uygunluk konusunda tam not almış olacağız.

2017 yılında fuar dönüşü Hong Kong hava limanından eşimle birlikte Türkiye’ye uçacağız. Hava limanında uçağın kalkacağı saati bekliyoruz, ne olur ne olmaz diye biraz erken de gelmişiz. Bir şeyler yiyelim dedik. Aperatif büfe gibi bir yerden tavuklu sandviç ve içecek aldık. Büfenin önünde yuvarlak yüksek masalar var ayakta durarak burada aldıklarını yiyebiliyorsun. Yuvarlak masanın önüne geldik, hiç konuşmadan beynimiz çünkü senkronize; ben yiyeceklerimiz olduğu tepsiyi tuttum, eşim çantasından çıkardığı ıslak mendille bir güzel masayı sildi. Tepsiyi masaya koyduk ekmeği tam ısıracağım, arkadan bir ses…
-Abi Merhaba, dedi.
-Merhaba dedim.
-Anladım Türk olduğunuzu, dedi.
-Nasıl dedim.
-Abi, dünyada hiçbir millet gelip de buradaki masayı silmez dedi. Bizden başkası bunu yapmaz abi, dedi.

Evde ve işte kolonyalarımızı eksik etmeyelim.


 

reklam

MOBİL UYGULAMAMIZ

HABER ARŞİVİ


Merhaba Sevgili Okurlarım. 


KÖŞE YAZARLARI

reklam
reklam